• 76
    bir garip "spor" ülkesi...

    neden mi? şöyle ki;

    birinci sporu futboldur, ligi zayıf, takımları rezalet, yöneticilerin zihniyeti feci, taraftar kitlesi eğitimsiz, medyası korkunçtur.

    ikincil sporu basketboldur, futbola nazaran inanılmaz başarılı olmasına rağmen, her 3 siteden birinde basketbol potası varken (iyi-kötü), o sahalar dahi futbol için kullanılır medyası yüzünden. futbolun önüne geçemez basketbolu bu güzide ülkenin.

    amatör branşların yöneticileri sadece patrondur, başkandır. başka hiçbir şey değildir. spor ile ilgisi yoktur çoğunun, bilmezler neyi yönettiklerini, sporcu da yetiştiremezler bu yüzden.

    spor haberleri denen 10 dakikalık bültende sadece futbol bulunduran, spor sayfasında 4 sayfanın çük kadarlık bir kısmında futbol dışı branşları ayıp olmasın diye bulunduran, spor yapmayı seven insanların aslında sadece futbolu sevdiği, onun da zerresinden haberdar olmadıkları bir ülkedir türkiye.

    ama kırmızıdır, beyazdır, en büyüktür. hep buna inanırız... hadi lan.
  • 78
    uefa'nın 01.05.2010 - 30.04.2011 dönemleri arasında yaptığı fair-play sıralamasında 53 ülke arasında 42. sırada yer almıştır. fair play sıralamasında kulüp takımlarının avrupa'da yaptığı maçlar ve milli takımın yaptığı maçlar göz önüne alınmış. 1. olan norveç, 2. olan ingiltere ve 3. olan isveç gelecek sezon avrupa ligi'ne 1 fazla takım gönderecek. bizim için hayal böyle şeyler.

    http://www.uefa.com/...1630790_DOWNLOAD.pdf
  • 80
    iyi adam yoktur bu ülkede. ülkeden kastım televizyon ahalisinde. herkes kötüdür. 4-4'lük insan bulmak imkansızdır.
    her insanın bir yanlışı çıkar, her insanın bir doğrusunu götürür. kimse kimseyi olduğu gibi kabullenmez.

    bir insanın kişiliğini, siyasi görüşü, tuttuğu takım, doğduğu yer ve konuşma şekli belirler. halbuki eğitimi, insaniyeti çok daha önemli olmalıdır.

    dünya'nın en büyük, en onurlu, en şanlı tarihine, en doğal güzelliklerine sahiptir. dört mevsimi yaşar, kıtaları birbirine bağlar. en büyük devlete topraklık eder, en büyük tarihi kişileri çıkarır. en güçlü komutanları doğurur, en zeki bilim adamlarını çıkarır.

    en iyi sporculara sahiptir, en güzel kadınlara...

    ama hiç biri iyi değildir bu ülkede. hiç bir şeyin değeri bilinmez.

    istanbul doğumlu değilsen doğulu, istanbulluysan batılısındır. izmirliysen solcu, yozgatlıysan sağcısındır. karadenizliysen dürüst, cesur. trakyalıysan çingene. ankaralıysan memur, urfalıysan kebapçı.

    hiç kimse iyi değildir bu ülkede. kimse neye sahip olduğunu bilmez. parmak kadar ülkede mutlu olur insanlar, kocaman bir ülkede 75 milyon aynı dine, aynı kültüre sahip insan mutlu olamaz.

    böyle bir ülkedir. yarısı galatasaraylı, yarısı fenerlidir. birbirlerine göre diğerleri rum'dur, fransız'dır şudur budur.

    ülkenin takımları atatürk'ü sahiplenmeye çalışırlar çocuk gibi. biri der ki atatürk fenerli biri der ki galatasaraylı biri der beşiktaşlı ama hiç kimse zeki, ahlaklı ve çevik olmaz bu ülkede. atatürkçü olur, o'nun gibi yaşamaz.

    vatansever olur, aynı ülkenin takımına küfür eder.
    dindar olur, şike yapar.

    hiç kimse doğru dürüst yaşayamaz bu ülkede inancını, hayalini, aile yapısını.

    oysa biz büsbüyük dünyanın büsbüyük insanları değil miydik?

    canımdan çok sevdiğim, bayrağındaki al'a kurban olduğum ülkem.
  • 83
    özgürlük ve adalet kavramlarının kişiden kişiye, kurumdan kuruma göre beş dakikada değiştiği...

    okuyan, yazan, düşünen adamların süründüğü, cahillerin hüküm sürdüğü...

    hileyle hurdayla kazananı alkışlayan, hak yiyene ses etmeyen, hakkını arayana "başımıza iş çıkarma" denilen...

    kazanırsan var olabildiğin, nasıl kazandığın asla sorgulanmayacağı için hep alkışanabildiğin...

    kaybettiğinde "mazlum" numarası çekerek sempati toplayabileceğin...

    hırsızın, uğursuzun el üstünde tutulduğu, terbiyesinden sesini çıkarmayanın sırtına binildiği...

    emek kelimesinin eski bir sinemadan ibaret olduğu...

    en iyi fikrin, en güçlüyle aynı fikirde olmak sanıldığı...

    parayla; insan, kültür, ahlak, zihin, umut, yalan ve kudret satın alabildiğin güzel memleketim.

    güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa... o ayrı.
  • 84
    insanlarının adalet değil, çıkar talep ettikleri ülke.

    iş konuşmaya geldiğinde hepimiz çok dürüstüz, hepimiz çok adiliz, hepimiz güçlüden değil, adaletten yanayız, hepimiz yaşar usta'yız...

    ama adaletin terazisi bizi, sevdiklerimizi, saydıklarımızı aşağı çekmeye başladığında, adalete dönüveririz sırtımızı. yaşar usta’yı gömer, zengin fabrikatörün güçlü kanatları altına sığınma yarışına gireriz.

    daha dün hepimiz temiz futbol istiyorduk, hepimiz şikenin varlığından çok emindik, hakemlerden şikayetçiydik, garip goller yiyen kalecilerden, ilginç transferlerden rahatsızdık. büyükler hegemonyasından, anadolu kulüplerinin ezilmesinden, türkiye futbol federasyonu’nun güçlünün tarafını tutmasından bıkmıştık.

    sonunda bir şey oldu. dokunulmaz sandıklarımız bir sabah ansızın kapılarında polisleri buldular. savcıların ve hakimlerin karşısında hesap vermeye başladılar. tutuklandılar, yargılanacaklar, parayla, şantajla, tehditle oluşturdukları parlak zırhlarının delindiğinin farkındalar.

    ama söyledik ya en başta, burası türkiye… burada insanlar adaleti kendi çıkarlarına dokunmadığında severler. dünün temiz futbol sevdalıları, bugün sosyal ve ekonomik dengelerin yılmaz savunucusu oluverdiler. dün italya’da yaşananlara gıpta edenler, bugün ‘’kişilerle kurumları ayırmak lazım.’’ görüşüne dört elle sarılıverdiler. dün güçlünün haklılığından şikayet edenler, bugün ‘’zaten arkası sağlam onların, bir şeycik yapamazlar!’’ diyerek kendilerini teselli eder oldular. dün sistem büyükleri koruduğu için her fırsatta ağlayan anadolu kulüpleri, bugün federasyon’un en büyük destekçisi, (bazı) büyüklerin kader arkadaşı…

    ‘’biz bize yeteriz!’’ diyen birileri vardı dün… o ‘’biz’’ sözcüğünün kimleri ve neleri kapsadığı yavaş yavaş ortaya dökülürken, dünden bugüne yaşananlar, türkiye’nin de bir değişim içinde olduğunun sinyallerini veriyor aslında. siz, kişilerin kurumları bağlamadığını iddia ededurun, kurumları oluşturan bizzat kişilerdir. kurumların kanı canı yoktur, kendileri var eden kişilerin davranışlarıyla şekillenirler. işte türkiye de böyle değişiyor. çünkü onu oluşturan insanlar değişiyor, bilinçleniyor, büyüyor.

    türkiye değişirken, eski alışkanlıklarından birer birer vazgeçerken, eski sistemin paslı çarklarının ve o çarklara takılıp dönmeye devam eden yığınların değişime direnmesi, onu kabullenememesi doğaldır.

    tüm bunlarla uğraşmak, savaşmak yorucu olsa da, kirlenmeye karşı olan, düzenin değişmesi için sesini yükselten, tertemiz bir şeylerin parçası olmak çok güzel. sayımız çok az olsa da...
  • 89
    yazarken üzülüyorum ama çok net şekilde çürümüş bir ülkedir. her anlamda çürümüştür. siyaseti çürümüştür. sosyal olarak çürümüştür. ekonomik olarak çürümüştür. bürokrasi ve adalet anlamında çürümüştür ve en acısı insan kalitesi olarak çürümüştür. her türlü anormalliğin artık tamamen normal sayıldığı, yaşanan olaylarla insanlara dehşete düşmekten de öte bir şey yaşatan, niteliksiz ve seviyesiz adamların hemen hemen her kurumunu yönettiği bir muz cumhuriyetine dönmüştür yanlız ve güzel ülkemiz. bir gün hakkında daha olumlu entry'ler gireriz belki,kimbilir, umuyorum....
  • 90
    dünyanın en güzel ama en çok kötüye kullanılan ülkesidir. her metresi cennetten izler sunar, her metrekaresinde gariplikler bulunabilir.
    her şeye rağmen çok sevilir. çünkü o'nun insanı ne onsuz kalabilir, ne de onunla çok iyi yaşayabilir.

    öyle merhametlidir ki bu ülkenin insanları, bazen bu merhamet anlamsız hal alır. önce kendi söküğünü dikemezken, somalili kardeşlerini, pakistanlı yoldaşlarını bile düşünür.
    zenginleri yoksullarına, yardım edelim insanlara der ama kendisi yardım etmez.

    gencecik evlatlarını, bir hiç uğruna "şehit!" verir. anaların gözünden yaşlar akar, canı yanar. 2 gün yas ilan edilir, 3. gün unutulur garip bir şekilde...

    sağı solu sağcısı solcusuyla doludur. gün gün olduğunda, hiç birini göremezsiniz.

    vatanını seven sayan çok insan vardır, kötü günde kimse sesini çıkaramaz.

    ezan sesi nefes verir, dini bayramları, ulusal bayramları birleştirir bu ülkenin insanları, her geçen gün güzellikler değerini yitirse de...

    olumsuzluklarına rağmen insanları hiç vazgeçemez ülkesinden, o kadar da farklıdır işte.

    zamanında dünya'nın en büyük zekası demiştir ki bu ülkenin insanları için " ne mutlu türk'üm diyene ". aynen öyle işte, ne mutlu bu ülkenin insanı olanlara... gözü, kalbi ay yıldız diye parlayanlara.

    işin futbol kısmına geçersek, dünyanın en yetenekli futbolcularını yetiştirir ama sadece o kadar... kısa ve öz.
  • 93
    brezilyadan farkı kulüplere kayıtlı oyuncu sayısının az olmasındandır. şimdi yok almanyada lisanslı kadın futbolcu sayısı bizim erkek oyunculardan fazla diye başlayamacağım ama, gerçekten bizim sokaktaki çocuklar bu işi iyi yaptıkları için kulüplere yazılsaydı brezilya kadar oyuncu ihraç ederdi yurtdışına bu ülke. yetenek konusunda en büyük futbol ülkelerinden bile daha yetenekli oyuncular çıkartır fakat işte en temel şey mental sorun. mentalden kastım, ülkenin futbola bakışı ve futbolcunun futbola bakışı. ülkenin futbola bakışı bir spor olarak değil de zaman geçirme, hovardalık olduğu için ve futbolcunun futbola bakışı ne kadar para kazanırım, kaç kız kaldırırım ben bundan düşüncesi olduğu için bir süre daha standartların altında gezecek ve yurtdışına yaptığı en pahalı oyuncu ihracı piyasa koşullarında* çok düşük olmasına rağmen günlerce konuşulacak.
  • 98
    çok garip bir ülkeyiz vesselam.

    milli maçlar türk telekom arena'da oynatılırsa:

    fenerbahçe taraftarı milli maçları niye türk telekom arena'da oynatıyorsunuz diye isyan eder, galatasaray taraftarı zeminimiz bozuldu başka yerde oynatın diye atar yapar.

    milli maçlar şükrü saracoğlu'nda oynatılırsa:

    galatasaray taraftarı türk telekom arena diye mükemmel bir stad var niye burda oynatmıyorsunuz der, fenerbahçe taraftarı sırf bizi engellemek zeminimizi bozmak için şükrü saracoğlu'nda oynatılıyor der.

    aradaki farkı bulunuz lütfen.
  • 100
    gelecek nesillerin türkiye de cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! bilâkis, türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir
    mustafa kemal atatürk.

    ah atam ah.. ne çok özledik seni..
    keşke seni daha iyi yaşatabilseydik.
App Store'dan indirin Google Play'den alın