• 84
    insanlarının adalet değil, çıkar talep ettikleri ülke.

    iş konuşmaya geldiğinde hepimiz çok dürüstüz, hepimiz çok adiliz, hepimiz güçlüden değil, adaletten yanayız, hepimiz yaşar usta'yız...

    ama adaletin terazisi bizi, sevdiklerimizi, saydıklarımızı aşağı çekmeye başladığında, adalete dönüveririz sırtımızı. yaşar usta’yı gömer, zengin fabrikatörün güçlü kanatları altına sığınma yarışına gireriz.

    daha dün hepimiz temiz futbol istiyorduk, hepimiz şikenin varlığından çok emindik, hakemlerden şikayetçiydik, garip goller yiyen kalecilerden, ilginç transferlerden rahatsızdık. büyükler hegemonyasından, anadolu kulüplerinin ezilmesinden, türkiye futbol federasyonu’nun güçlünün tarafını tutmasından bıkmıştık.

    sonunda bir şey oldu. dokunulmaz sandıklarımız bir sabah ansızın kapılarında polisleri buldular. savcıların ve hakimlerin karşısında hesap vermeye başladılar. tutuklandılar, yargılanacaklar, parayla, şantajla, tehditle oluşturdukları parlak zırhlarının delindiğinin farkındalar.

    ama söyledik ya en başta, burası türkiye… burada insanlar adaleti kendi çıkarlarına dokunmadığında severler. dünün temiz futbol sevdalıları, bugün sosyal ve ekonomik dengelerin yılmaz savunucusu oluverdiler. dün italya’da yaşananlara gıpta edenler, bugün ‘’kişilerle kurumları ayırmak lazım.’’ görüşüne dört elle sarılıverdiler. dün güçlünün haklılığından şikayet edenler, bugün ‘’zaten arkası sağlam onların, bir şeycik yapamazlar!’’ diyerek kendilerini teselli eder oldular. dün sistem büyükleri koruduğu için her fırsatta ağlayan anadolu kulüpleri, bugün federasyon’un en büyük destekçisi, (bazı) büyüklerin kader arkadaşı…

    ‘’biz bize yeteriz!’’ diyen birileri vardı dün… o ‘’biz’’ sözcüğünün kimleri ve neleri kapsadığı yavaş yavaş ortaya dökülürken, dünden bugüne yaşananlar, türkiye’nin de bir değişim içinde olduğunun sinyallerini veriyor aslında. siz, kişilerin kurumları bağlamadığını iddia ededurun, kurumları oluşturan bizzat kişilerdir. kurumların kanı canı yoktur, kendileri var eden kişilerin davranışlarıyla şekillenirler. işte türkiye de böyle değişiyor. çünkü onu oluşturan insanlar değişiyor, bilinçleniyor, büyüyor.

    türkiye değişirken, eski alışkanlıklarından birer birer vazgeçerken, eski sistemin paslı çarklarının ve o çarklara takılıp dönmeye devam eden yığınların değişime direnmesi, onu kabullenememesi doğaldır.

    tüm bunlarla uğraşmak, savaşmak yorucu olsa da, kirlenmeye karşı olan, düzenin değişmesi için sesini yükselten, tertemiz bir şeylerin parçası olmak çok güzel. sayımız çok az olsa da...
App Store'dan indirin Google Play'den alın