• 601
    16 nisan 2017 anayasa referandumu ile tam olarak ortadan ikiye bölünmüştür. bursa ve kocaeli haricindeki sanayi ve turizm merkezlerinin net bir tavır ortaya koyması anlamlıdır ve anlayana çok güzel mesajdır. şu bir gerçek ki yeni bir döneme girmiştir. kartlar yeniden dağıtılmıştır. bu süreci kimin daha iyi değerlendireceği ülkenin gelecek 30 senesine şekil vermiştir. belki de başkanlık sisteminden en çok da bu sistemi getirenler pişman olacaklar.
  • 602
    malum siyasi hareketin tüp kuyrukları , ikna odaları temalı siyasetiyle eskisi kadar oy toplayamadığı ülkedir. insanlar cahil olabilir dünyanın her yerinde cahiller sayıca fazladır. ama aptal değiller. elbet gerçeği görecekler. malum hareketin can çekiştiği, 15 sene önceki siyasete geri dönüş söylemlerinden belli. tek adam sisteminin işlemediğini ilk olarak malum siyasi hareket anlayacak. tek adama bağlı siyasi hareketin nasıl yok olduğunu görecekler ve aynı zamanda da türkiye cumhuriyeti'nin nasıl sağlam temelleri olduğunu anlayacaklar.
  • 603
    yazacaklarımı "galatasaray sözlük anayasası" içerisinde meşrulaştırmak adına; türk sporunun da türkiye cumhuriyeti'nde yaşanan gelişmelerden etkileneceğini baz aldığımı belirtmek isterim. o yüzden dünkü referandum hakkında (ki ülke geleceği açısından, dolayısıyla türk sporu açısından çok önemli bir oylamaydı.) birkaç kelam etmek ihtiyacındayım. meşrulaştırma gayretimi bağışlayınız. yasalar çiğnendikçe, hukuk hiçe sayıldıkça geriye gitmeye mahkum olacağız. bari bizler şuradaki sözlük anayasasına uyalım. uymayanları uyaralım. yazıma bu cumhuriyette dün yapılan "anayasa değişikliği referandumu" ile ilgili devam etmek istiyorum.

    öncelikle ohal kapsamında yapılan referandumun vicdanları ne kadar tatmin ettiğini sormak isterim. eğer amaç bu yasayı öyle veya böyle çıkarmak ise, neden halka sorma ihtiyacı hissediyorsunuz ki? yapılan oylamanın sonucu 48.5, 51.5 oranlarıyla bitmiştir. eğer amacımız demokrasi ise, "halka sorduk, evet dedi." diyebilecek yüzsüzlüğü göstermek neyin nesidir? amacın en başından beri, "yasa geçsin de, nasıl geçerse geçsin." olduğunu herhalde bilmeyen kimse yoktur. o zaman demokratik hakkımızı kullandığımızı, demokrasiye olan inancımızı filan iddia etmenin mantıksız olduğunu da eklemek gerek. bakın tekrar etmekte fayda var.

    "demokrasi çoğunluğun dediği olur, demek değildir. azınlıkların da haklarının korunduğu ve kendini ifade edebildiği oluşumdur."

    hele ki bu kadar yakın bir sonucu "sandıktan evet çıktı" olarak yorumlamak aymazlıktır. kazanmak için halka sorma fasa fisosunu geçiniz. her yolun mübahlığı konusunda neler olduğu ortadadır. bakınız, ysk'nın -tamamen kanuna aykırı olarak- aldığı "mühürsüz oyların dışarıdan getirildiği ispatlanmadıkça geçerli sayılacaktır." kararını oyların kullanımından sonra alması buna bir örnektir. mühür, sevgili arkadaşlarım. mühür dediğimiz şeyin varlığını izah edeyim dilimin döndüğünce. detayları geçiyorum. oy pusulaları torbaları sandık başkanlarına verilir. oylama başlamadan önce herkesin gözü önünde pusulalara mühür vurulur. bunun yegane amacı dışarıdan pusula getirmeyi önlemektir. çünkü oy pusulası basmak kolaydır. ancak o mühür yasal oyları garanti altına alır. ysk ne diyor? bazı sandık görevlilerinin ihmalkarlığı. yani mührü basmamışlar. peki o kadar insan da mı uyarmamış? bakın şimdi söyleyeceklerim mühim.

    ysk'nın savunması şu: sandık görevlilerinin hatası vatandaşın oylarının geçersiz kılınmasına yol açardı. vatandaşın ne günahı var?
    hayır. her vatandaş oy pusulasının arkasında mühür olup olmadığına bakmalıdır. ben mühür olmayan pusulaya neden oyumu basayım? nerede bunun mührü? benim oyumu yasal hale getirecek olan mühür olmadıkça ben oy kullanıyorsam, o oy geçersiz sayılır sevgili arkadaşlarım. tıpkı oy kullanacağım bölümü taşırmış olmamın oyumu geçersiz kılması gibi, mühürsüz pusulaya oy basıyorsam da geçersiz kılınmalıdır.

    bütün bu sebeplerle demokrasi adına bir seçim yaptığımızı söylemek güç. hakkın, hukukun kimlere nasıl işlediğini görmek için bir çift göz yeterli. yüzde 51.5 ile başkanlık sistemine geçiş yaptık mı? yaptık. meşruluğu sıkıntılı bir oylama ile hem de. peki kabul. bundan sonrası için (bkz: vicdan).

    şimdi ise köylü, cahil meselelerini bu topraklarda tartışmaya açan arkadaşlarım için birkaç lafım var. sevgili arkadaşlar, büyük şehirlerde çıkan hayır oylarına dayanarak mesnetsizce insanları cahillikle suçlamak yerine, o insanların içine karışmayı deneseniz mi acaba? oturduğunuz yerden insanları cahillikle suçlayacağınıza kaçınızın bu kadar uzun bir yazıyı enine boyuna okuyacağını düşünsenize. sorun cahil olmakta mı, yoksa cehaletini bile göremeyecek kadar kibirli olmakta mıdır merak konusu... sizler de iyi biliyorsunuz ki verilen yüzde 48.5 oyun hiçbiriyle aynı görüşte değilsiniz. herkesin yolu, fikri, düşüncesi farklı. çeşitlilik ve çoğulcu bir sistemin varlığına ne kadar tahammülünüz var inanın hiç bilmiyorum. hayır derken özgürlükler adına dediğinizi zannediyorsunuz ancak nefret ve ötekileştirme huylarınızın içinize işlediğini görmek en büyük "hayır" olacaktır diye düşünüyorum. madem halk cahil. neden eğitime önem vermiyorsunuz? neden insanlarımızı yetiştirme gayreti göstermiyorsunuz. bir tarafta durup, karşı tarafı cehaletle suçlamaktansa onların cehaletini gidermek için yollar aramayı yeğlerim.

    cumhuriyetin getirdiği güzellikleri anlatmak, yaşamak varken; özgürlüklerimizi, haklarımızı bilerek hareket etmek varken; her şeyiyle sporu, sanatı, bilimi yüceltmek ve ilerletmek varken bize bu hayatı dayatan sistemin, insanların hepsine selamları var devranın. döndüğümde görüşürüz diyor...

    spor yapmak zihinsel ve bedensel faaliyetleri geliştirir sevgili arkadaşlarım. türkiye cumhuriyeti'nin evlatları olarak bol bol spor yapalım. zira zihnimizin ve bedenimizin gelişmeye o kadar ihtiyacı var ki...
  • 605
    dün itibariyle bitmiştir. halen geçmişte ikna odaları kuruldu, kriz oldu diye mağduriyet kasanlar var. pes. nasıl mağduriyet bu lan, bitmedi. 15 senede ülkenin her anlamda ağzına sıçtılar. eğitim, ekonomi, ordu, adalet, spor. neresinden tutsan elinde kalıyor. şimdi ise bütün yetkileri ego hastası bir adama teslim ediyoruz. üstelik şaibeli bir seçimle. açıkçası ben bu ülkeye katkıda bulunmak, hatta çocuk sahibi olmak dahi istemiyorum. karanlık, bağnazlığın hüküm sürdüğü bir ülkede çocuğum olmasın, bizim çektiklerimizi çekmesin. gerek yok. siyasal islam'ın, faşizmin dibine kadar yaşayanacağı yeni bir türkiye geliyor. geçmiş olsun.
  • 607
    bugüne kadar kimseyi verdiği oy, hayat tercihi, inanç, cinsel tercih vb. şeyler konusuna sınıflandırmamıș, herkese eşit mesafede durmuş, davranmış bir insan olarak dün itibariyle ben bu ülkenin yüzde 50'lik dilimine kırıldım. çok naif duracak ama durum bu bildiğin kırıldım.

    evet muhtemelen o yüzde 50 beni hiç sevmemiş olabilir ama ben o kadar sevmiyor değildim onları. iki tarafta da olduğu gibi iyi ve kötü insanlar vardı ama dün artık gördüm ki bu ülkede göz göre göre bir seçimde haksızlık yapıldı ve bu kitle buna göz yumdu. aynı ankara seçimi gibi. eğer hala o kitle içinde de dünkü olayları görüp eleştiren varsa benim kardeşimdir ama yok ağızdan köpük saçarak bölünmeyi kutluyorsa diyecek tek bir lafım kalmadı artık. ne yaşanacaksa siz de biz de yaşayacağız. tek isteğim sonra gelip ağlamayın burada.
  • 608
    ''yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz ismet.''

    bir devrin başlamasına saatler kala köşkte, gazi mustafa kemal yeni devletin ileri gelenlerini davet etmiş ve ağırlamıştı. rakı masasında bazen gülücükler saçıp bazen kedere dalan gazi, kafasında yapmak istedikleri ve önünde de anadolu gerçekleriyle düşünceliydi. en büyük sıkıntısı koca devleti tek akılla yürütmek zorunda kalmasıydı. fikren ondan daha makul, modern, cesur bir siyasi mevcut değildi ülkede. tüm devrimler, yapılacak olan onca iş sadece bu adamcağızın düşünebildikleri, üretebildikleriyle yürüyebilecekti. bunu o da biliyordu.

    silah arkadaşları onun bedenen yanında ancak fikren çok uzağındalar, hatta kemal paşa'dan bedenen de koptu kopacaklardı. ''saltanat isteriz, osmanlı'yı yaşatalım'' diyen rauf paşalar, refet paşalar, ali fuat paşalar, kazım paşalardan yeni düzene hayır gelmeyeceği aşikar olup gazi'nin yanında destek olarak sadece büyük komutan ismet paşa vardı. 28 ekim günü davetliler dağıldıktan sonra ismet'e ''sen kal'' dedi paşa.

    kimsecikler kalmayıp ismet paşa yanına geldiğinde de en üstteki sözü söyleyiverdi.

    anayasa taslağını beraber hazırladılar, yıllarca tüm devlet meselelerini beraberce tartıştılar.
    gazi ilerici ve yenilikçiydi ne var ki sabırsız bir adamdı. ismet paşa ise
    yenilik konusunda ata'nın izinde olmakla beraber belki de dönemin en sabırlı siyasetçisiydi dünyada.
    lozan görüşmeleri'nde onun sabrını ve inatçılığını tüm dünya da tatmıştı.

    yıllarını birbirlerine omuz omuza dayalı geçiren dava adamları, cumhuriyeti tek başlarına sırtladılar. ne ismet'siz bir gazi ne gazi'siz bir ismet düşünülebilirdi. birbirlerini tamamlayıcı yapıları dünya basınında dahi zaman zaman yer bulmuş, memlekette ise en güvenilen iki isim olmuşlardı. refetler, rauflar, kazımlar gitmiş onlar kalmıştı.

    latin alfabesi devriminden önce ismet ile anlaşamaz gazi. gazi latin alfabesinden yanadır, ismet paşa ise eskiden yana. neyse devrim gerçekleşir ve devlet yazışmaları dahil her şey latin alfabesi ile yazılmaya başlanır. devletin ileri gelenleri kısa sürede latin alfabesini öğrenirler. ismet paşa ve gazi de öyle. bir gün mustafa kemal yanında siyasiler ve dostları varken kağıda bir şeyler karalamak ister, yılların alışkanlığı olarak yazıyı arap alfabesiyle yazmıştır gazi mustafa kemal. tam o esnada mekana ismet paşa girer. mustafa kemal paşa ve etrafındakiler büyük bir aceleye telaşa tutuşurlar ve gazi elindeki kağıdı buruşturup hemen ortadan kaybeder. sonra da yanındakilere dönüp şöyle der:

    -''ismet benim arap alfabesiyle yazdığımı görseydi mahvederdi bizi.''

    işte başta karşı çıkan ismet paşa şimdi latin'in en büyük korumacısı olabiliyordu çünkü
    tam bir kanun adamıydı. eğer bir şey yürürlükteyse mutlak suretle o uygulanacaktı
    ona göre.

    birbirlerine ağlayarak mektuplar yazarlar. ata, ismet'in gönderdiği mektupları baş ucundaki çekmecede saklar. soyadı kanunu çıkacağı vakit ismet paşa atatürk'ü ''atatürk'' yapar. memleketin kötü gidişi üzerine çokça içer ve kederlenirler beraber.

    ismet paşa ve ağabeyim dediği gazi mustafa kemal atatürk... dünyanın en büyük dostluğuna sahiplerdi.

    tüm bunları neden anlattım biliyor musunuz?

    cumhuriyetin tasası, memleketin bekası bu dostluğa dargınlık getirdi. ikili, cumhuriyeti daha iyi konuma getirebilmek için çokça tartışma yaşar oldu, ekonomi politikalarında zamana zaman çok sert kavgalara tutuştular son 3-4 yıllarında. fiziken kavga ettikleri bile iddia edildi. yıllarca görüşmediler. sırf cumhuriyet daha iyi olsun diye. sırf halk refaha kavuşsun diye tartışmalara girdiler. sırf milletin karnı doysun daha iyi olsun diye oldu bunlar. dünyanın en büyük dostluğu mahşere kaldı.,

    atatürk hastalığının ağırlaştığı senelerde ismet'ini hiç göremedi. gezecek seyahat edecek dermanı yoktu. aslında belki gerçeklerden haberi olsa öleceğini bilse ismet'ini bulurdu. bulamadı... ata'ya ismet paşa'nın öldüğünü söyledi yakınındakiler. arada ismet'in daha önce gönderdiği mektupları açıp okurdu kimseler yokken. ağlıyordu sürekli. ismet yoktu, can kardeşi ismet ölmüştü onun için. halbuki bir sesini duysa can kardeşinin,

    yine o şiddetli kavgalarını etseler... kavgalarını dahi özlemişti. gözlerim yaşlı yazıyorum öyle büyüktü bu dostluk. ismet de çok seviyordu ağabeyini, gururundan inadından yanına gitmemişti. 10 kasım günü en çok o üzülmüştür.

    biz sizi unutmayacağız koca yürekli önderler. ebedi şef ve milli şef!
    cumhuriyet için telef olan dostluğunuzu unutmayacağız. cumhuriyet için döktüğünüz yaşları unutmayacağız. cumhuriyet için verdiğiniz emekleri asla unutmayacağız.

    işte o cumhuriyeti birkaç menfaatçi yıktılar. ellerinde milyon dolarlarla, altlarında yatlar, yattıkları saraylarla.
    bir hiç uğruna gitti her şey, bitti paşam bitti!

    kurduğunuz cumhuriyeti devletin yanından kaldırdılar ama biz o cumhuriyeti askıda bırakmadık. aldık ve kalbimize taşıdık cumhuriyeti... tüm devrileriyle ve fikirleriyle, emekleriyle ve dostluklarıyla, her şeyiyle!

    cumhuriyet'te emeği geçen başta ata'm ve ismet paşa, sonra da tüm isimsiz kahramanlara selam olsun, ruhunuz şad olsun ışıklar içinde uyuyun güzel insanlar...

    ek fotoğraf: http://gss.gs/KJN
  • 610
    8 şehit vermesi bir futbol takımının 11 yabancı ile sahaya çıkması kadar haber yapılmayan, yankı uyandırmayan sikimsonik ülke.

    ben artık bu ülke için neden sevgi besleyeyim? bundan 10 sene önce bir şehit bile olsa günlerce televizyonlarda haber yapılırdı, göstermelik miydi değil miydi emin değilim ama insanlar birkaç gün o şehidin veya şehitlerin acılarını duyarlardı. şimdi ise şehit verilmesi, büyükşehirlerin belediye başkanlarının sebebi belli olmaksızın istifaya zorlanması veyahut ekonominin perişan hali haber değeri taşımazken 22 kişinin bir topa vurarak oynadığı ulvi bir oyun ülkenin temel gündemini belirliyor.

    lanet olsun size, soyunuza, evveliyatınıza, zürriyetinize... ülkeye olan sevgim gitgide azalıyor ne yazık ki. sonumuz hayrola bile demek gelmiyor içimden.
  • 611
    yönetenlerin kabiliyetiyle değil, türkiye'den başka umudu kalmamış olan mazlum halkların duasıyla ayakta kalan ülke. bence yönetenler de bu durumun farkındalar ve rahat bir şekilde keyfini sürüyorlar. bu kadar saçmalığa rağmen ülkenin ayakta kalmasını metafizik olmadan açıklamak mümkün değil.

    cumhurbaşkanınin sıradan bir şampiyonlar ligi maçını tribünde izleyecek vakti olan ülke.
  • 612
    hakkari/şemdinli'de alçakça bir saldırıda bugün 8 şehit daha vermiş canım ülkem. artık herkes şehit haberlerine alıştı ki en kötüsü de bu. oysa ki ben o bir ana kuzusu için gerekirse o dağları yakacak bir lider ve duruş hayal ediyorum.

    ailelerinin ve ülkemin başı sağ oldun.

    gerilir zorlu bir yay
    oku fırlatmak için;
    gece gökte doğar ay
    yükselip batmak için.
    mecnun inler, kanını
    leyla’ya katmak için.
    cilve yapar sevgili
    gönül kanatmak için.
    şair neden gam çeker?
    şiir yaratmak için.
    dağda niçin bağırılır?
    feleğe çatmak için.
    açılır tatlı güller
    arılar tatmak için.
    tanrı kızlar yaratmış
    erlere satmak için.
    insan büyür beşikte
    mezarda yatmak için.
    ve...
    kahramanlar can verir
    yurdu yaşatmak için...
  • 613
    öyle bir coğrafyada bulunmaktadır ki işi gerçekten zordur.
    bu ulke öyle bir yerdedir ki hem herkes sahip olmak ister hem de kimse sahip olmak istemez. zordur yaşadığı yerde yaşamak millet olmak. ancak kadim bir millet basacikabilir bu coğrafyanın dertleri ile.
    allah yardımcısı olsun güzel ülkemin. ama unutmayın sen tedbirini alacaksın önce sonra allahtan yardım isteyeceksin.
  • 614
    işinin zorlugu bulundugu cografyadan ileri gelmemektedir. bu coğrafyada da insan gibi yasayabilirsiniz. saniyor musunuz ki turkiye yarin suriye gibi bir ic savasa suruklense yunanistan veya bulgaristan bugun bizim icine suruklendigimiz kosullarda yasayacak? etkisi olacak elbette ama ne demokrasilerini kaybedecekler, ne ulkeleri bir ic savasa suruklenecek, ne de vasifsiz yoneticileri hesap sorulamaz kararlar verebilecek.

    coğrafyasından ziyade bu sekilde yonetilmeyi kendine reva goren bir halkinin olmasidir problemi. gencecik yasinda oldurulen cocuklarina sahip cikmayi umursamayan, baris icinde, demokratik bir ulkede yasama arzu ve kararliligina sahip olmayan bir halkiz biz. aci ama gercek.
  • 615
    hayatlarinda tarih arastirmayan, kitap okumayan, tamamen duyumla ve izlediklerine inanarak yasayan kisilerin bulundugu toprak parcasidir.

    soyle bir sagina soluna bakan herkes buram buram cahillik gorecek ama goremiyor. neden ? cunku kendisi zir cahil bu vatandasin.

    bu topraklarda yasayan her birey mutlaka bir seyler hakkinda mukemmel derecede bos bilgiye de sahiptir ustelik. kahvelerde kral iken, sokaklarda vezir, universitelerde birer savascidir.

    bu insanlar üremeyi kendileri icin nimet sayarlar. kendileri gibi kisiler yetistirmenin ilk kuralidir cunku. inandiklari dinlere gore soylemlerde bulunup fiile asla dokmezler.

    baska fikirleri - teror sempatizanligi haric - dinleyip, kabul etmese de saygi duymasi gerektigini bilmesi gerekirken köktenci bir anlayisla her fikre karsi cikip yalnizca kendi bildigini kabul etmektedirler.

    ah benim guzel ulkem.
  • 616
    her anlamda bocalamasının nedeni şirazesi olmamasıdır. hani istikrar deniyordu ya işte o yok.

    spordan örnek her sene yeniden tasarlanan yabancı kuralı. bir sezonda 3 teknik direktör değiştiren ortalama anadolu takımı zihniyeti.

    tarihimizden örnek çok değil 100 senede müslümanların temsilcisi hilafet makamı sahibi bir coğrafyada önce modern katı laik karakterde bir devlet nihayetinde ise tarikatların ve cemaatlerin kol gezdiği yarı laik malezya modeli kurmamız. kafa karışıklığı ve istikametsizlik had safhada. başka memleketlerde 500 sene süren süreçler bizde sadece 100 senede yaşandı. geride travmatik mutasyona uğramış değişik bir insan türü bıraktı.
  • 618
    eski türkiye diye özlemle yad edilen ne varsa aslında kastedilen türkiye'nin cumhuriyet değerleridir. daraldıkça gerçek ve eski yani nazik ve kibar türkiye'ye duyulan özlemi gideren bir çeşit pachelbel eseri gibi bir videoyu dikkatinize sunuyorum. demek ki mesele sağcılık solculuk değil insanlık hayvanlıktır tüm memleketi geren ve kutuplaştıran. alın size birbirinden taban tabana farklı 2 merkez sol-2 merkez sağ-1 aşırı sol ve 1 aşırı sağ politik partinin herbiri birbirinden donanımlı önderi.

    her türlü demogoji ve retorik var ama ahlaksızlık ve çirkeflik yok. doktrin var ideoloji var ama terbiyesizlik ve nezaketsizlik yok. ben bu açık oturumu canlı izleme şansına sahiptim. yeni nesil galatasaraylılar da eskiyi biraz izlesin ki birbirlerine kimlikleri üzerinden nezaketsizlik yapmasın eskiden milletimizin her cenahının nasıl nazik olduğunu görsün. mesele dönem de değil aynı tarihlerde almanlar berlin duvarının üstünden atlıyor, romenler çavuşesku'yu kurşuna diziyor, bulgarlar türkleri eziyor iken biz farklılıklarımıza saygı duyuyor aile olabiliyor, ortak olabiliyor, komşu olabiliyor ama asla ayrışmıyorduk.

    velhasılı kelam şu anki tüm sıkıntıların müsebbibi mayamızın bozuk olması değil köşe başındakilerin mayasız hamurları olmasındandır. bizim gerçek önderlerimizi nazik nazik, kibar kibar (hem de ekonomi hususunda) dinlemek için buyurun efendim;

    https://www.youtube.com/watch?v=iR3jyX1baxo
  • 620
    https://twitter.com/...s/981104295830581248

    yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya olan cumhuriyet. afganistan, pakistan ve iran'dan gelen afganlar erzurum'da toplatılıp birçoğuna istanbul gidiş bileti ücretsiz olarak veriliyormuş. gelen afganların neredeyse hepsi erkek ve yaş aralığı 12-25. bu kadar erkek elbet burada yalnız durmayıp kendi ailelerini yanlarına katmak isteyecek ve şu anlık ufak bir göç gibi görünen bu olay, ileride kitleler halinde bir göçe dönüşebilir.

    ayrıca göçler geldikçe afganlar tarafından çıkan bir sürü olaya şahit olacağız.

    https://www.dha.com.tr/...musler/haber-1572357
  • 621
    sınırdan kaçak girenler ve sığınmacılar meselesinde yetkililer geç tedbir alacaklardır ve müdahaleleri de geç yapılacaklardır. bu olayları gerekli mercilerin görmemeleri imkansızdır. fakat gerekli çözüm için her zaman olduğu gibi muhtemelen başımıza bir bela ve musibetin gelmesi gereklidir. henüz daha gelmedi. bela gelince hepsi itinayla geldikleri yere gönderilir. vardır birilerinin bir hesabı. ama bizim aklımız ermez. oturun oturduğunuz yerde. adamı sinir etmeyin.

    not: ya da bizimkilerin ab’ye karşı göçmenleri gerçekçi bir koz olarak kullanmaları yeniden plan dahilindedir.
  • 622
    https://youtu.be/ZLle_F5ESTk

    boğaziçili öğrencilerin tutuklandığı, şu videodaki sahtekar tipitiplerin sayısının arttığı memleketim.

    askere evladını göndermeye götü yemeyenlerin, militarizm şakşakçılığı yaptığı memleketim.

    cehenneme çevirdikleri vatanın vatandaşlığı yerine daha demokratik ülkelerin vatandaşlığını araştıranlara bilet kesilen memleketim.

    akm’yi yıkmayı “çatla da patla” gibi iğrenç bir söylemle kutlayanların yönettiği memleketim.

    devlet imkanları ile manipüle ve finanse edilmek suretiyle futbola siyasetin tecavüz ettiği memleketim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın