176
şikeyle şampiyon olan kulübün şampiyonlar ligi muhabbeti yapması, aga adama sorarlar senin şampiyonluk temiz mi ki şampiyonlar ligi diye ağlıyosun.
türk futbolundaki mantıksızlıklar
-
-
177(bkz: mehmet ali aydınlar)
-
178federasyon başkanının aaa belge gizlenmiş yeni öğrendim dur hemen istifa edeyim diyerek açıklama yapıp milleti salak yerine koyması ve medyadaki bir kısım insanların da bu ihtimale inanması ve şike yaptığı tapelerden anlaşılan bir takımı mağdur gösterme çabası içine girmesi.
-
179
-
180play-off gibi bir sistem uygulanırken play-out uygulanmaması.
geçen sezon için de aynı haltı yediler. herkes şampiyon kim olmalı sorusuna o kadar odaklandı ki düşen takımların hakları unutuldu gitti. ligin zirvesine o kadar bel bağlamışlar ki ligin dibindeki takımları görmezden geliyorlar. son 4'te yer alan takımlar bir an önce bunun için müracaat etmeli bence. madem şampiyon böyle saçma sapan bir sistemle belirleniyor, düşen takımlar neden belirlenmesin ki? -
181faik çetiner , sinan engin, ali koç ve şekip mosturoğlu'nun türk futbolu için temennilerde bulunması temiz futboldan bahsetmesi.
-
182sezonda taş patlasın 2 tane maçtaki performansı nedeniyle bir çok fuzuli futbolcunun göklere çıkarılması, "üç büyük" takım taraftarınca takımlarına transfer olduğu anda şampiyonluğun garanti görülmesi, kanatta yaptıkları iki bindirme sonucu bonservis bedeli birkaç milyon euro artan bu futbolcuların akıl almaz fiyatlarla "üç büyükler"e kapağı atıp takımlarının o sezonki mali gider-gelir tablosunu dengelemesi....
-
183biraz koşuyosan, fiziğin düzgünse süper ligde rahat oynarsın. menajerin iyiyse üç büyüklerde oynarsın.
-
184teknik direktörsüz takımların çok daha başarılı olması.
-
185
-
186
-
187pasa dayalı futbol ve sisteme göre futbolcu zihniyeti'nin başarı getireceğine dönemsel olarak inanılması. özellikle de milli takım için dönem dönem bu fikre inanılır belli kesimlerce ama bugüne kadar başarı bu yolla gelmemiştir, gelmeyecektir de.
-
188benim için 1. sırada, başarısızlıklara verilen tepkilerdir. sanki bir takımın hiç bir maçta puan kaybetmemesi, bir kalecinin hiç bir gol yememesi, defansın hiç adamını kaçırmaması, orta sahanın pas hatası yapmaması, forvetin de yüzde yüz bitiricilikle oynaması gerekiyor gibi davranılıyor. günün birinde bir forvet 10 maç üstüste hat-trick yapsa, 11. maçta boş kaleye bir gol kaçırsa anası bacısı üzülür, daha neyi atacaksın denir, zaten o 10 maçta hep beleş goller atmıştı denir, o derece adamlar var ülkede, hatta çoğu para kazanıyor, meslek olarak yapıyor bu işi..
galatasaray futbol takımı 34 lig maçının 34'ünü kazanmak zorundaydı, 28 eylül 2012 orduspor galatasaray maçını kötü oynayarak kaybetti diye, 'zaten işler yolunda gitmiyordu, takım kötü' denmeye başlandı. mantıksızlığınızı öpeyim.. -
189türk futbolu.
-
190istisnalar hariç her takımın 4-2-3-1'i denemesi. abi kasımpaşa falan oynasın da elazığ'ın neyine 4-2-3-1? bi de tum'u ortasahaya evriltmeye çalışıyorlar.
-
191arkandayız,yanındayız denilen teknik direktörün en geç 1 aya kovulması.
-
192
-
193en başarılı iki yerli teknik adamın futbolculuk kariyeri boyunca bir tane şampiyonluk yaşayamamış olması.
(bkz: fatih terim)
(bkz: mustafa denizli) -
194yıllarca 3 yabancı sınırı ile futbol oynattırıp 5-0, 8-0 gibi skorlarla alay konusu olan, dünya kupasına 1954'ten beri uzun süre katılamayan, avrupa şampiyonasına ilk defa 1996'da katılıp grupta sıfır çeken bir milli takıma sahip olduğumuz halde, kurtuluşun hala yabancı sınırlamasında aranması.
-
195sorunu sürekli üst yapıda aramak en büyük mantıksızlıktır. oyuncu yetişmiyor diye yabancı sınırı koymak ise acziyetin göstergesi. sen oyuncularına alt yapıda gerekli eğitimi vermedikten sonra üst yapıda binlerce oyuncu oynatsan dahi alacağın sonuç hüsran olacaktır.
yabancı sınırı konusu olduğunda aklıma sürekli geçenlerde yaşanmış bir olay geliyor. istanbul'un bir semtinde alkol tüketenlerin geceleri sürekli oraya buraya işemesi üzerine medya bunu haber yapar. semt sokaklarında yerli halka konu hakkında düşüncelerini sorduklarında aldıkları cevap alkol tüketiminin yasaklanmasıdır. orda yaşayan yabancı insanlara sorulduğunda ise alınan cevap ise semte umumi tuvaletlerin yapılmasıdır. işte yabancı sınırında olan da bu anlattığım olaydan farklı değildir. futbolu yönetenler sağlam bir çözüm yerine daima yabancı sınırını yasaklayarak olayın çözüme kavuşacağını sandılar, sanıyorlar. ancak yine başarısız olacaklar, olacağız. bize artık yıkıcı değil yapıcı yasakçı değil özgürlükçü spor adamları lazım. eğitime olabildiğince önem veren insanlar lazım. yoksa çıkamayacağız karanlıklardan, başarısızlıktan. -
196bir kulüpten diğerine transfer olan oyuncunun, anlaşmaya koyulan bir madde (veyahut söz verme) gereğince iki takım arasındaki maçlarda oynamaması da futbolumuzda bir dönem sıkça kullanılan yöntemler arasındaydı.
tüm dünya futbolunda bu yöntem yaygın olarak kullanılsaydı 15 mayıs 2013 benfica chelsea maçında yani avrupa ligi 2012-13 sezonu finalinde oynayamayacak olan oyuncu için ise:
(bkz: #1244953) -
197izleyicinin televizyonda izlediği maçı daha kolay takip etmesini sağlasın diye oraya oturtulan ve "spiker" ünvanıyla güya iş yapan zerzevatın pazar satıcısı gibi bağırıp çağırması, 11 kişilik takımın zar zor attığı golü sanki kendi firması atmış gibi "gel ablacım geeeeelll" modunda bir tarafını fırtarcasına bağırarak takdim etmeye çalışması...
-
198yaptıkları sağduyudan, dürüstlükten, habercilikten zerre nasiplenmemiş kasıtlı haberlerle insanların zaten yarım olan aklını başından alan kalemşörlerin irili-ufaklı stadlarda çıkan her olay sonrası "neden böyle oldu yaa" şeklinde hüzün dozu yüksek yayınlar yapması.
(bkz: sizin gibiler yüzünden bizim gibiler bu halde) -
199kim ağlarsa birilerinin imdada yetişmesi, karar verip de futbolu adam etmesi gereken mercilerin her daim "ne şiş yansın ne kebap" mantığını benimsemesi.
-
200kafasına bandaj yapıp sahaya dalan futbolcunun cm tabiriyle tüm "skill"lerinin asgari 3 puan artması.
