"son adamsan her türlü müdahale mübah" anlayışı.
dün oynanan maçta
* miguel lopes gole giden yasin'i koluyla engelliyor. hakem faulü veriyor, gole giden adama yapılan kasti faul sebebiyle kırmızı kart çıkarıyor. ortalık yangın yeri oluyor, "böyle kırmızı mı olur, satılmış hakem" diye yaygaralar kopuyor. halbuki aynı pozisyon ortasahada olsa, lopes yasin'i koluyla engellese ve hakem faulü çalsa kimse itiraz etmeyecek.
bugünkü maçta
*, umut bulut topa vuracakken cenk tosun araya girince, umut top yerine cenk'in ayağına vuruyor. hakem faulü veriyor, pozisyon kayserispor cezasahasında olduğu için penaltıyı çalıyor. ortalık yine yangın yeri oluyor, "böyle penaltı mı olur, satılmış hakem" diye yaygaralar kopuyor. halbuki aynı pozisyon ortasahada olsa, umut topu çalan cenk'in ayağına vursa ve hakem faulü çalsa yine kimse itiraz etmeyecek.
tamam türkiye'de hakemler çok hata yapıyor ama her kırmızı karta, her penaltıya "şaibeli karar" diye yaklaşıp yaygara koparmanın hiçbir mantığı yok. rakip senin cezasahana girdiyse faul yapmayacaksın, bitti. türk insanında saçma bir algı var, "defans oyuncusu rakibini hırpalayabilir, iyi defans böyle yapılır" diye bir mit var ama yok abi öyle bir şey.
ondan sonra milli maçlarda, avrupa kupalarında bütün yerli defanslar maymuna dönüyor. itip çekemeyince, "devamlı olarak faul yapıp oyunu soğutayım" derken üçüncü denemede sarı kartı yiyince eli kolu bağlanıyor. şu oyunu insan gibi oynamayı öğrenelim artık.
yağlı güreş oynamıyoruz anasını sattığımın yerinde ya.