---- alıntı ---
yıllardır bizim anlatmaya çalıştığımız ama yağdanlıklar, yalakalar ve eyyamcılar tarafından klişe laflarla üzeri örtülmeye çalışılan her şey son operasyonla ortaya çıktı. kendilerini kral, alemi kör, herkesi korkak, pısırık zanneden ve köpeksiz köy bulup değneksiz dolaşanlar en sonunda teknik takibe takıldılar. "bana kimse dokunamaz" diyenler türkiye'de herkese dokunulabileceğini gördüler. sözkonusu fenerbahçe olursa kimse bir şey yapamaz diyenler bu martavalın da boş olduğunu acı bir şekilde öğrendiler.
futbolun ergenekon'u
nasılki ergenekon, balyoz gibi soruşturmalar türkiye'de bazı tabuları yıkıp yeni türkiye'yi ortaya çıkardıysa bu operasyon da tüm tabuları yıkıp yeni türk futbolu'nu ortaya çıkaracaktır. açık ve net söylüyorum güçlü bir siyasi irade olmasaydı bunların hiç biri yaşanmazdı. o nedenle "bu çirkinlikler temizlensin!" diyen sayın başbakan başta, emniyet müdürü hüseyin çapkın'ı ve elbetteki soruşturma savcılarını ve 8 aylık takip boyunca emeği geçen tüm polis kardeşlerimi yürekten kutluyorum. artık türk futbolunun geleceği çok daha aydınlıktır. huzurludur. ve tüm bunlar bu operasyon sayesinde olmuştur, olacaktır. ya devlet başa ya kuzgun leşe denir ya futbolda devlet başa geçti. hikaye budur.
içime doğmuştu sanki
kısa bir sure önce yazdığım üç yazı var ki sanki operasyon içime doğmuş da yazmışım gibi. işte o yazılar: 30 mayis: futbolun ergenokon'u italya'daki gibi bir temiz eller operasyonu başlatılır ve kim, kiminle, ne zaman, nerede, nasıl ve neler konuşmuş hepsi ortaya çıkar? sonra. sonra birilerinin canı fena yanar!
19 haziran: başkanlar da hesap verir kulüplerde 'başkanlar' tek liderdir. kimse yaptıklarının hesabını sormaz. ammaaa bazen de işler karışır ve tüm yaptıklarının hesabını vermek zorunda kalabilirler.
28 haziran: denizli'de şike varmiş! yüreği yeten kolları sıvasın. aziz başkan dahil kim ne biliyorsa açıklasın. hangi sezon, kim, nerede, ne yapmış? hangi futbolcular, hangi maçlar öncesinde nerelerde görülmüş? kim rakibinin en iyi oyuncularına, ne zaman transfer teklifinde bulunmuş? hangi eski futbolcu hangi maçta hata yapmış?..
adalete güvenim sonsuz
evet bu konuda ne kadar dolu olduğum ortada. sonunda gereği yapıldı ve yapılıyor. adalete güvenim sonsuz. kim, ne yaptıysa hepsi tek tek ortaya çıktı ve çıkacak. görüyorsunuz rezillikleri. araya sokulan eski futbolcular... teknik adamlar... çantacılar... hakemler için federasyona yapılan baskı v.s.
dünya kulübü anadolu'dan korkuyor!
toplum önünde "anadolu'ya her türlü desteği veriyorum" diyen aziz yıldırım'ın gerçek niyeti de bu operasyona takılan dinlemelerle ortaya çıkmış oldu. adnan polat'la yaptığı görüşme anadolu ve trabzon korkusunu ortaya net olarak çıkarıyor. ne diyor iki başkan, gelin şimdi ona bir bakalım:
_adnan polat: (beşiktaş'ın fenerbahçe'ye inönü stadında 4-2 yenildiği maçla ilgili olarak yaptığı değerlendirme) maçı da istediğin gibi aldın, eğer üç olsa maç dönmezdi.
_aziz yıldırım: bu üç büyüklerden birinin şampiyon olması lazım, olamazsak bu anadolu ile başedemeyiz, haberiniz olsun.
_adnan polat: ama bu federasyondan ben memnun değilim.
_aziz yıldırım: tamam da bu trabzon'un falan gö..... kalktı.
_adnan polat: ama federasyon bunlara yol veriyor.
_aziz yıldırım: yarın kayseri de kalkar, ötekide kalkar, hepsi kalkar.
35 yil sonra ayni kafa
aslında fazla söze gerek yok, şapka düşmüş kel görümüş. türkiye'de bazı kafalar hiç değişmiyor maalesef. yıllar önce (yanlış hatırlamıyorsam 1973-74 sezonu) yine bir fenerbahçe başkanı faruk ilgaz, eskişehir şampiyonluğa yürürken böyle sözler sarf etmiş ve ardından eskişehirspor arabası son virajda devrilmişti. iyi okuyun bu satırları ve bazı şeyleri daha iyi anlayın sevgili futbolseverler. fenerbahçe'yi dünya kulübü yaptığını söyleyenlerin, bırakın dünyayı, anadolu takımlarının şahlanmasından nasıl korktuklarını görün. kamuoyu önünde oynayan tiyatroya bakmayın ve perde arkasında yaşananları anlamaya çalışın. türk futbolu yıllardır kirlenmişti ama ilk kez her şey bu kadar gün ışığına çıkıyor.
bir şey yapilmadi diye!
birileri "bugüne kadar bir şey yapılmadı, bundan sonra da yapılmasın" diyorlarsa bilin ki onlar toplumu kandırmaya çalışanlardır. onlara asla inanmayın. biz de biliyoruz bugüne kadar bir çok şeyin örtbas edildiğini. misal, bolu-adana demirspor maçında şike yapıldığıını tahkim kurulu bile onaylamış ama avrupa'daki gururumuz şenes erzik, tahkim kurulu'nu lağvedip işi çözmüştü!!! sonra şikeciler ligde kalmış onların yerine garibim malatya düşmüştü. malatya'ya giden arabaları futbolcular televizyon televizyon gezip anlatmışlar ama kimsenin kılı kıpırdamamıştı. bu ve benzeri bir çok örnek verebilirim ama şununla bitireyim:
'çok hakem satin aldim!'
hayatımdaki ilk röportajımı, fenerbahçe'nin tek patronu kabul edilen rahmetli semih bayülken'le yapmıştım. çakıl gazinosu'ndaki bir şampiyonluk kutlaması sonrası konuşmuştuk. o röportajın manşeti şöyleydi; çok hakem satın aldım! bilmem anlatabildim mi!? o dönemde de kimsenin kılı kıpırdamamıştı. fenerbahçe şampiyonluk kutlamaya devam etmişti. ancak yıllardır birilerinin korkması, kulağının üstüne yatması bugün yaşanan rezalet karşısında yine susulması için bir mazeret değildir.
nitekim artık susmayan bir türkiye vardır. neden? çünkü gerekli yasal düzenlemeler yapmış ve devlet gücü harekete geçmiştir. devlet gücünü yanında bulan federasyonun da harekete geçmesi normaldir.
düşen düşer, giden şampiyonluk gider
yaşanan her şey ortada. şimdi sıra federasyona gelmiş durumdadır. eyyam yapmadan, ortadaki manzaraya bir isim koyup cezaları kesmeleri gerekiyor. mehmet ali aydınlar, sağlık durumu bozuk olan aziz yıldırım'ı hastanede ziyaret edip insani gö-revini yapmıştır, şimdi sıra "başkanlık" görevini yapmaya gelmiştir. federasyon ne yapmalı derseniz, düşmesi gerekeni düşürmeli, alması gereken şampiyonluğu geri almalıdır. ancak böyle olursa bir daha kimse bu işlere bulaşmaz. aksi halde tüm yapılanlar boşa gider ve birileri yine at koşturmaya devam eder.
şimdi sira futbol federasyonu'nda
dediğim gibi şu son operasyonla devlet futbol konusunda da her türlü çirkinliğe karşı olduğunu gösterdi, adalet yumruğunu masaya vurdu, şimdi federasyonun son noktayı koyması lazım. karşımızda kimsenin imtiyaz sahibi olmadığı yeni bir türkiye var. bu yeni türkiye'ye; kimsenin imtiyaz sahibi olmadığı, yarışın adaletle yönetildiği ve hakkaniyetle sonuçlandığı, en önemlisi tüm maç sonuçlarının kamu vicdanında aklandığı yeni bir türk futbolu yakışır. bunu tesis etmek de federasyonun görevidir.
--- alıntı ---
*