6
--- alinti ---
hürriyet'in "magazin sayfalarının" yeni sorumlusu (bana göre o sayfalarda spor yok magazin var) ercan saatçi'ye destek vermek moda oldu. kalemine sağlık sevgili coşkun türk kardeşim, daha önce yapılan alex-lefter buluşmasının perde arkasını ortaya çıkarmış, röportajın ercan saatçi'ye hediye edildiğini ataryemez'de yazmıştı.
saatçi, yapmadığı bir röportaja imza atmıştı. bu büyük destek kesmemiş arkadaşı, eski kayınpeder vasıtasıyla bir de bünyamin gezer'i istemiş. yine coşkun türk, (bu gidişle spor medyasının çölaşan'ı olacak) yazdı. ertuğrul özkök, mahmut özgener'i arayıp "bizim ercan spor müdürü oldu, desteğe ihtiyacı var, bünyamin'i vermelisin!" demiş... ben bu yazının resmen yalanlandığını hiçbir yerde okumadım ama yine de mahmut başkanı arayıp sordum. "ertuğrul özkök beni aramadı" dedi, "başkası aradı mı?" diye üsteleyince şöyle dedi: "bünyamin hürriyet'e konuştu haberin olsun başkan dediler, ben de konuştuysa konuşsun dedim." yani ilk izni veren mahmut başkan değil... kendi söylediği bu.
peki ilk izni kim ya da kimler vermişti? federasyon mahallesinden ilgili, ilgisiz birçok kişiyle konuştum... ercan saatçi'ye destek için bünyamin gezer'e röportaj iznini kimin verdiğini sordum... sözbirliği etmişçesine, "yukarıdan geldi!" dediler. mahmut başkan vermediğine göre yukarıda başka kim var acaba! uzatmayalım... birileri ateşle oynuyorlar ama farkında değiller. bizim mesleki kavgamızın içine balıklama daldılar. dalmakla kalmayıp, tavırlarını spor gazetecilerinden yana değil, popçulardan yana koydular.
şimdi bütün gerçek spor gazetecilerine düşen bir görev var... biz gerçek gazetecileri es geçip, popçulara destek vererek bu kutsal mesleğe büyük saygısızlık yapanların yakalarına yapışmalıyız... yanlış anlaşılmasın, kimseden çok fazla bir şey istemiyorum. 'ataryemez' kadar duyarlı olsunlar yeter. öte yandan popçulara destek verme yarışı bundan sonra da sürerse şaşırmayalım. demirören kongre kaygılarıyla, adnan polat da fenerbahçe yenilgisini unutturmak için federasyonun yaptığı bünyamin gezer jesti misali jest yaparlarsa hiç şaşırmayın.
not: normalde 10 ocak çalışan gazeteciler bayramı, yani bizlerin... 15 gün önce popçular bab-ı ali geleneklerini yıkıp devrim yaptıklarına göre; atıyorum 15 ekim de onların ve işbirlikçilerinin bayramı olsun... gazetecilik ve popçuluk bayramınız kutlu olsun arkadaşlar!
ya oyunu kullan ya ağlama
geri sayım sürüyor, 2 kasım son gün... beşiktaşlılar bu zamanı çok ama çok iyi değerlendirin. aidatlarınızı yatırın ve kongrede oy kullanma hakkınızı elde edin. sonra...
sonrası size kalmış... ister demirören'e verin oyunuzu, ister aksu'ya.. isterseniz başka birine. oyunuzun kime gideceği sizin vicdanınıza kalmıştır ama oy vermeniz tarihi bir görevdir. burada seçme şansınız yok. mutlaka kongreye gidin ve oyunuzu kullanın. yedi, sekiz, belki dokuz, mümkün de 12- 13 bin kişi gelsin genel kurula. oy sayımı bile sabahlara kadar sürsün... beşiktaş'a yakışan budur. kulübünün geleceğini merak eden, o gelecekte söz sahibi olmak için bir şeyler yapar...
bu nedenle herkes üzerindeki ölü toprağından sıyrılsın. aidatını yatırsın ve çok önemli başka bir işi olmadığı taktirde de genel kurula gelip oyunu kullansın. yok eğer kimse bu çağrıları umursamaz ve son genel kurulda olduğu gibi 2 bin 700 kişi gelip beşiktaş'ın kaderini belirlerse ondan sonra kimse ağlamasın, sızlamasın... ya herkes kulübüne sahip çıkacak ya da kulübü sahipsiz kaldı-kalacak diye şikayet etmeyecek.
votkaci soytariyi bulun!
fenerbahçe sevdasını yüceltirken gerçekleri de görebilen sevgili dost hasan ali atasoy'un da belirttiği gibi derbide, bazı holiganlar kendi kulübünü yakacağını dahi hesap etmeden sahaya pet şişe, bozuk para ve votka şişesi attılar! şişeyi atan soytarının, görevini yapmaya çalışan lig tv kameramanını öldürmemiş olması sadece bir tesadüf!
şişe ensesine gelmiş, allah korumuş. arkadaşımız ucuz kurtulmuş vesselam. sonra diğer bazı serseriler gelip şişeyi bir yerlerine saklamışlar. nasıl becerdilerse kaybetmişler (!) koca şişeyi. bana göre yardımcı hakemin başının yarılması dahil diğer hepsi hikayedir ama bu votkacının yaptığı olay çok ciddidir. bir insan ölebilirdi... bu nedenle fenerbahçe kulübü o soytarıyı derhal bulup ilgililere teslim etmeli. kulüpler her olayı önleyemez ama faili tespit etmek öncelikle onların sorumluluğundadır. eğer fenerbahçe bu sorumluluğunu unutur ve üç kuruşluk hesaplarla o votkacıyı gizlemeye kalkarsa çok ağır bir ceza almalıdır. almalıdır ki bir daha votkacıları yakalayabilsin!!!
günün sözü
çocuğuna küçük şeylerden zevk almasını öğreten, ona büyük bir servet bırakmış olur.
(atienne gilson)
--- alinti ---
kaynak: fotomaç
hürriyet'in "magazin sayfalarının" yeni sorumlusu (bana göre o sayfalarda spor yok magazin var) ercan saatçi'ye destek vermek moda oldu. kalemine sağlık sevgili coşkun türk kardeşim, daha önce yapılan alex-lefter buluşmasının perde arkasını ortaya çıkarmış, röportajın ercan saatçi'ye hediye edildiğini ataryemez'de yazmıştı.
saatçi, yapmadığı bir röportaja imza atmıştı. bu büyük destek kesmemiş arkadaşı, eski kayınpeder vasıtasıyla bir de bünyamin gezer'i istemiş. yine coşkun türk, (bu gidişle spor medyasının çölaşan'ı olacak) yazdı. ertuğrul özkök, mahmut özgener'i arayıp "bizim ercan spor müdürü oldu, desteğe ihtiyacı var, bünyamin'i vermelisin!" demiş... ben bu yazının resmen yalanlandığını hiçbir yerde okumadım ama yine de mahmut başkanı arayıp sordum. "ertuğrul özkök beni aramadı" dedi, "başkası aradı mı?" diye üsteleyince şöyle dedi: "bünyamin hürriyet'e konuştu haberin olsun başkan dediler, ben de konuştuysa konuşsun dedim." yani ilk izni veren mahmut başkan değil... kendi söylediği bu.
peki ilk izni kim ya da kimler vermişti? federasyon mahallesinden ilgili, ilgisiz birçok kişiyle konuştum... ercan saatçi'ye destek için bünyamin gezer'e röportaj iznini kimin verdiğini sordum... sözbirliği etmişçesine, "yukarıdan geldi!" dediler. mahmut başkan vermediğine göre yukarıda başka kim var acaba! uzatmayalım... birileri ateşle oynuyorlar ama farkında değiller. bizim mesleki kavgamızın içine balıklama daldılar. dalmakla kalmayıp, tavırlarını spor gazetecilerinden yana değil, popçulardan yana koydular.
şimdi bütün gerçek spor gazetecilerine düşen bir görev var... biz gerçek gazetecileri es geçip, popçulara destek vererek bu kutsal mesleğe büyük saygısızlık yapanların yakalarına yapışmalıyız... yanlış anlaşılmasın, kimseden çok fazla bir şey istemiyorum. 'ataryemez' kadar duyarlı olsunlar yeter. öte yandan popçulara destek verme yarışı bundan sonra da sürerse şaşırmayalım. demirören kongre kaygılarıyla, adnan polat da fenerbahçe yenilgisini unutturmak için federasyonun yaptığı bünyamin gezer jesti misali jest yaparlarsa hiç şaşırmayın.
not: normalde 10 ocak çalışan gazeteciler bayramı, yani bizlerin... 15 gün önce popçular bab-ı ali geleneklerini yıkıp devrim yaptıklarına göre; atıyorum 15 ekim de onların ve işbirlikçilerinin bayramı olsun... gazetecilik ve popçuluk bayramınız kutlu olsun arkadaşlar!
ya oyunu kullan ya ağlama
geri sayım sürüyor, 2 kasım son gün... beşiktaşlılar bu zamanı çok ama çok iyi değerlendirin. aidatlarınızı yatırın ve kongrede oy kullanma hakkınızı elde edin. sonra...
sonrası size kalmış... ister demirören'e verin oyunuzu, ister aksu'ya.. isterseniz başka birine. oyunuzun kime gideceği sizin vicdanınıza kalmıştır ama oy vermeniz tarihi bir görevdir. burada seçme şansınız yok. mutlaka kongreye gidin ve oyunuzu kullanın. yedi, sekiz, belki dokuz, mümkün de 12- 13 bin kişi gelsin genel kurula. oy sayımı bile sabahlara kadar sürsün... beşiktaş'a yakışan budur. kulübünün geleceğini merak eden, o gelecekte söz sahibi olmak için bir şeyler yapar...
bu nedenle herkes üzerindeki ölü toprağından sıyrılsın. aidatını yatırsın ve çok önemli başka bir işi olmadığı taktirde de genel kurula gelip oyunu kullansın. yok eğer kimse bu çağrıları umursamaz ve son genel kurulda olduğu gibi 2 bin 700 kişi gelip beşiktaş'ın kaderini belirlerse ondan sonra kimse ağlamasın, sızlamasın... ya herkes kulübüne sahip çıkacak ya da kulübü sahipsiz kaldı-kalacak diye şikayet etmeyecek.
votkaci soytariyi bulun!
fenerbahçe sevdasını yüceltirken gerçekleri de görebilen sevgili dost hasan ali atasoy'un da belirttiği gibi derbide, bazı holiganlar kendi kulübünü yakacağını dahi hesap etmeden sahaya pet şişe, bozuk para ve votka şişesi attılar! şişeyi atan soytarının, görevini yapmaya çalışan lig tv kameramanını öldürmemiş olması sadece bir tesadüf!
şişe ensesine gelmiş, allah korumuş. arkadaşımız ucuz kurtulmuş vesselam. sonra diğer bazı serseriler gelip şişeyi bir yerlerine saklamışlar. nasıl becerdilerse kaybetmişler (!) koca şişeyi. bana göre yardımcı hakemin başının yarılması dahil diğer hepsi hikayedir ama bu votkacının yaptığı olay çok ciddidir. bir insan ölebilirdi... bu nedenle fenerbahçe kulübü o soytarıyı derhal bulup ilgililere teslim etmeli. kulüpler her olayı önleyemez ama faili tespit etmek öncelikle onların sorumluluğundadır. eğer fenerbahçe bu sorumluluğunu unutur ve üç kuruşluk hesaplarla o votkacıyı gizlemeye kalkarsa çok ağır bir ceza almalıdır. almalıdır ki bir daha votkacıları yakalayabilsin!!!
günün sözü
çocuğuna küçük şeylerden zevk almasını öğreten, ona büyük bir servet bırakmış olur.
(atienne gilson)
--- alinti ---
kaynak: fotomaç