2
birilerine kefil olurken dikkat etmesi gereken kişi.
ona göre gazetecilik yapıyormuş murat ağırel. ben iletişim fakültesinde okudum. bölümüm gazetecilik değildi ama gazetecilikle ilgili seçmeli ve zorunlu dersler aldım. gazetecilik ilkelerine göre kabaca anlatmam gerekirse bir haber konusunda kişi ve kurumları ayırt etmeksizin incelemeli ve bulduklarını halkın haber alma hakkı gereği halka iletmelidir. bu bir görevdir.
ancak kendisi ne yapıyor? ufacık bir şeyin köşesinden galatasaray'ı yakalıyor ve ona odaklanıyor.
hani nerede polat ailesinin fenerbahçe sponsorluğu? bir araştırsana bakalım belki o sponsorluk kara para aklama amacıyla yapıldı? ben halktan biriyim ve haber alma hakkım var ve sizin de işiniz haberi araştırıp bana hakkım olanı vermek. sen bunun için para kazanıyorsun!
tuzlaspor'un diack iddiaları mesela...
madem futboldaki kirli işleri ortaya çıkarmaya çalışıyor böyle yapacak. o zaman diyeceğiz ki "vay be işte gazetecilik bu! helal olsun!"
ama böyle yapmıyor. yandaş bir habercilik sergiliyor. akp medyasından farkı nerede bunun? çok eleştiriyorlar ya hani akp medyasını. işlerine geleni abartarak gösteriyorlar diye. kendisinin yaptığı ne?
timur soykan da bunu iyice bir düşünmeli. kendisi muhalif gazeteci diye bilinir. muhalifler de gerçek gazetecilik yapıyor derler.
bir de bir sorsun bakalım uğurel'e tuzlaspor "fırıldak ali" açıklaması yapmadan önce kendisi bu konuları niye incelememiş ya da açıklamamış? neden bu açıklamadan sonra bir lejyoner-vari gibi ortaya atılmış?
tesadüf mü? gazeteciler de bilir ki tesadüf diye bir şey yoktur.
edit: araştırmaya cesareti varsa bir de eski rizespor başkanının ali koç'a söylediği "sponsorluk sözü vardı sözünü tutmadı" açıklamasını da bir araştırsın.
medyada bu bir gün bile konuşulmadı. çünkü tarafsız gazetecilik diye bir şey kalmadı ülkede. spor medyası ise fbjk medyası şeklinde görev yapıyor.
ona göre gazetecilik yapıyormuş murat ağırel. ben iletişim fakültesinde okudum. bölümüm gazetecilik değildi ama gazetecilikle ilgili seçmeli ve zorunlu dersler aldım. gazetecilik ilkelerine göre kabaca anlatmam gerekirse bir haber konusunda kişi ve kurumları ayırt etmeksizin incelemeli ve bulduklarını halkın haber alma hakkı gereği halka iletmelidir. bu bir görevdir.
ancak kendisi ne yapıyor? ufacık bir şeyin köşesinden galatasaray'ı yakalıyor ve ona odaklanıyor.
hani nerede polat ailesinin fenerbahçe sponsorluğu? bir araştırsana bakalım belki o sponsorluk kara para aklama amacıyla yapıldı? ben halktan biriyim ve haber alma hakkım var ve sizin de işiniz haberi araştırıp bana hakkım olanı vermek. sen bunun için para kazanıyorsun!
tuzlaspor'un diack iddiaları mesela...
madem futboldaki kirli işleri ortaya çıkarmaya çalışıyor böyle yapacak. o zaman diyeceğiz ki "vay be işte gazetecilik bu! helal olsun!"
ama böyle yapmıyor. yandaş bir habercilik sergiliyor. akp medyasından farkı nerede bunun? çok eleştiriyorlar ya hani akp medyasını. işlerine geleni abartarak gösteriyorlar diye. kendisinin yaptığı ne?
timur soykan da bunu iyice bir düşünmeli. kendisi muhalif gazeteci diye bilinir. muhalifler de gerçek gazetecilik yapıyor derler.
bir de bir sorsun bakalım uğurel'e tuzlaspor "fırıldak ali" açıklaması yapmadan önce kendisi bu konuları niye incelememiş ya da açıklamamış? neden bu açıklamadan sonra bir lejyoner-vari gibi ortaya atılmış?
tesadüf mü? gazeteciler de bilir ki tesadüf diye bir şey yoktur.
edit: araştırmaya cesareti varsa bir de eski rizespor başkanının ali koç'a söylediği "sponsorluk sözü vardı sözünü tutmadı" açıklamasını da bir araştırsın.
medyada bu bir gün bile konuşulmadı. çünkü tarafsız gazetecilik diye bir şey kalmadı ülkede. spor medyası ise fbjk medyası şeklinde görev yapıyor.