3
yasa dışı gelir, organize suç örgütü ve iktidar-suç örgütü ilişkisi tabirlerine karşı kendiliğinden bir filtresi bulunan gazeteci. bu tabirlerin geçtiği her konuya balıklama atlamasıyla ün salmıştır. türkiye'deki en büyük toplumsal yanılgılardan biri olan, muhaliflerin hoşuna giden şeyleri söyleyince muhalif sanılma olayının dibini sıyırmaktadır. yine türkiye'deki konjonktür gereği, ulusal basın tek merkezden yönetilen bir muppet show haline dönüştüğü için, kimsenin anlatmadığı konularda şöyle bir dolanarak büyük gazeteci yaftasını da kendi kendine vurmaya çalışmaktadır.
oysa işin özünde muhalif olup olmadığına dair net bir done oluşturacak herhangi bir yorum unsuru yoktur hiçbir haberinde. ilaveten tek yönlü düşünmekten dolayı bazı sezilerini/reflekslerini kaybetmiş bir görüntüsü vardır.
eğer öyle olmasaydı murat ağırel'in "tuzlaspor yönetim kuruluna baktım sadece galatasaraylılar gördüm" başlıklı haberinin(!), tuzlaspor kulübünün ali koç'u rezil eden açıklamasından sonra ısmarlama şekilde yazılmış ve bilgiden çok tahrik içeren bir metinden ibaret olduğunu kolayca fark eder ve kefil olmak gibi abuk sabuk toplara girmezdi.
linç yememek için yumuşatmak adına ortaya attığı ifadedeki gibi derdi gerçekten türk sporundaki temizlik olsaydı, mesela kayserispor'un transfer tahtasının fenerbahçe'den aldığı borçla açmasını falan da gündeme getirebilirdi. ya da ne bileyim türk basketbolundaki bahisçi hakem rezilliğini, 2-3 sene gibi kısa zamanlarda belediye başkanları tarafından yatırım yapılıp üst lige çıkarılan ve üst lige çıktığı sezon başında gelen tüm sponsorluk/yayın/iddaa geliri hortumlanıp sezon başında maça çıkamaz hale getirilen takımları falan irdeleyebilirdi...
oysa işin özünde muhalif olup olmadığına dair net bir done oluşturacak herhangi bir yorum unsuru yoktur hiçbir haberinde. ilaveten tek yönlü düşünmekten dolayı bazı sezilerini/reflekslerini kaybetmiş bir görüntüsü vardır.
eğer öyle olmasaydı murat ağırel'in "tuzlaspor yönetim kuruluna baktım sadece galatasaraylılar gördüm" başlıklı haberinin(!), tuzlaspor kulübünün ali koç'u rezil eden açıklamasından sonra ısmarlama şekilde yazılmış ve bilgiden çok tahrik içeren bir metinden ibaret olduğunu kolayca fark eder ve kefil olmak gibi abuk sabuk toplara girmezdi.
linç yememek için yumuşatmak adına ortaya attığı ifadedeki gibi derdi gerçekten türk sporundaki temizlik olsaydı, mesela kayserispor'un transfer tahtasının fenerbahçe'den aldığı borçla açmasını falan da gündeme getirebilirdi. ya da ne bileyim türk basketbolundaki bahisçi hakem rezilliğini, 2-3 sene gibi kısa zamanlarda belediye başkanları tarafından yatırım yapılıp üst lige çıkarılan ve üst lige çıktığı sezon başında gelen tüm sponsorluk/yayın/iddaa geliri hortumlanıp sezon başında maça çıkamaz hale getirilen takımları falan irdeleyebilirdi...
