• 151
    "değerli galatasaray sözlük yazarları;

    benim yüzümden sözlükte yaşanan bazı tatsızlıklarla ilgili birkaç açıklama yapmak istedim. bazı konularda bazı arkadaşları (fransiz, paredros, lion plath, yapma hayro) kırdığımın farkındayım. 1-2 ay önce bu arkadaşların hepsinden tek tek özür diledim. sağolsunlar bu durumu gayet medeni şekilde karşıladılar ve özürlerimi kabul ettiler. sözlük içinde girdiğim polemikler, tartışmalar o dönem beni çok germişti. ayrıca futbol takımının aldığı kötü sonuçlar ister istemez benim gibi fanatik bir galatasaraylı’yı derinden etkiledi. o anki öfkeyle, sinirle bana yakışmayan bir üslupla bir takım yazılar yazdım. benim sebebiyet verdiğim bu tartışmaların bir çoğu sözlüğe taşındı. bu yaşanmaması gereken nahoş olaylar için o arkadaşlardan sözlüğün huzurunda tekrardan özür dilemek istiyorum.

    o dönemden sonra yazdıklarımdan dolayı pişmanlık duydum. insanların beni yanlış tanımalarını istemem. bazı konularda fazla negatif olduğumu, sivri dille yazmayı sevdiğimi kabul ediyorum ama aslında insanları kırmamaya özen gösteren bir insanım. ne olduysa sözlük ortamı içinde gereksiz bir asabiyet ve öfke moduna girdim. tabii sözlükteki kutuplaşmaların ve polemiklerin bunda payı büyük. bundan dolayı sözlük ortamına bir türlü adapte olamadım. her eleştiriye, karşı cevap verme gereği hissettim. eminim çoğu yazar da bazen böyle hissediyordur. sözlükten ayrılınca bazı şeyleri daha net görmeye başladım. şunu söylemeliyim ki sözlükte çok gergin bir kutuplaşma var. kutuplaşma olmamalı demiyorum. farklı fikirler her zaman olmalı. bunlar sözlüğe büyük zenginlik katar. ama sözlük içinde o kadar fazla tahammülsüzlük var ki ister istemez insanlar bundan kötü yönde etkileniyor. bence daha fazla hoşgörülü, daha fazla sağduyulu olunursa, galatasaray sözlük fikirleri paylaşma adına daha iyi bir ortam haline gelebilir. sonuçta galatasaraylı’nın galatasaraylı’dan başka dostu olmadığını unutmayalım. birbirimize sahip çıkalım. ister futbolcu olsun ister yönetici, isimlerin bir önemi yok. herkes gidici, ilelebet taraftar kalıcı.

    bazı arkadaşların bahsettiği gibi 50 kere değil, sözlükte sadece 2 kere yazar oldum. başka hiçbir sözlükte de yazmadım. bir daha da yazar olmayı düşünmüyorum. iki yazarlık macerasında da farklı tecrübeler yaşadım. bazı yazarlarla atıştık, bazı yazarlarla çok güzel muhabbetler kurdum. içimden ne geldiyse, neye inandıysam onları yazıya döktüm. sürekli olayların negatif yönlerine odaklansam da, galatasaray’ın şu anki dibe vurmuş haline tanık oldukça yazdığım çoğu şeyde haksız olmadığımı düşünüyorum. ortada 38 puanla 5.sırada olan bir galatasaray, arkasında enkaz bırakmış bir hamzaoğlu, arena’daki son golünü 24 mayıs 2015’te atmış bir sneijder, italya’da istenmeyen adam haline gelen bir melo, sürekli taraftara trip yapıp attığı gole bile sevinmeyen bir kaptan(!) varken tespitlerimin çoğunda yanılmadığımı söyleyebilirim. tabii burası bir taraftar platformu ve insanlar olaylara aşırı duygusal yaklaşabiliyorlar. o yüzden takımdaki az sayıdaki yıldız futbolculara, sembol isimlere karşı aşırı korumacı yönde yakşabiliyorlar. bunu kesinlikle yargılamıyorum. sonuçta sözlüğün doğası böyle. bu ortamda kişisel polemikler beni olumsuz yönde etkileyip agresifleştirdiği için yazar olmaktansa, olayları dışarıdan takip etmek bana artık daha mantıklı, daha huzurlu geliyor. herkesin şunu bilmesini isterim ki galatasaraylı olmak bir ayrıcalıktır. bunun kıymetini bilelim. camia olarak ne kadar zor günler geçirsek de üzüntümüz de sevincimiz de bir hepimizin. baba gündüz’ün de dediği gibi galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır. o yüzden birbirimize karşı daha anlayışlı, daha toleranslı olalım. kulüp değerlerini bireylerin üstünde tutalım. hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. son olarak galatasaray sözlük’e ilk kez üye olduğumda yazdığım bir kaç dizeyi paylaşmak isterim. sağlıcakla kalın dostlar.

    çocukluğumdan beri gittiğim kahvehanede üstüme sinen sigara kokusudur galatasaray.
    her maç öncesi kalbimdeki çarpıntıdır galatasaray.
    hastanede apandist ağrısı ile kıvranırken bana "maç kaç kaç?" diye sordurandır galatasaray.
    onca sıkıntı, dert içinde geleceğe umutla bakmamın nedenidir galatasaray.
    ölene kadar benim olan, benimle kalandır galatasaray."

    drvenom'un notu: sino ve melo konusunda haksızsın panpa.
  • 152
    benim sporcuma, hocama, sözlükte yazarlara, bana ana avrat düz gidip, edep bırakmayık daha sonra "kendimi bazen kontrol edemiyorum." alt metniyle günah çıkartan yazar eskisi.

    kendisine dokora görünmesini öneririm. zira bu kadar net be keskin dönüşler kontrolsüzse hastalık vardır illaki. haa bana göre sadece ilgi meraklısı biri o kadar.

    meczup deyip geçiniz efendim.
  • 154
    önsöz, öncelikle yazıyı okumadığımı belirtmem lazım. tv molasına söylediğim gibi gayet sarhoşum. cezalık bir durum varsa sorumlusu benim yani. yarın öbür gün bu şekilde sesini duyurmak isteyen kim varsa aynı şekilde yardımcı olacağım. bunun bedeli en ofsayt entari olması ya da sözlükten uçurulmak falansa da varsın olsun. umarım ekşiden küfür ithal eden mturhan konumuna düşmemişimdir. amin: öpering. muju.

    "sözlükle ilgili daha fazla şey yazmak istemiyordum. sadece yaptığım bazı hatalar için “insan gibi” özür dilemek istedim. dünkü yazı bir nevi veda yazısıydı benim için. zaten 2-3 aydır siteye dahi girmiyordum. bunun karşılığında birkaç insanlıktan nasibini almamış densiz tarafından adi iftiralara, yalanlara ve ucuz algı oyunlarına maruz kaldım. bütün o yazının amacı birkaç ergen tarafından saptırıldı. birkaç şeyi açıklamak gerekirse;

    öncellikle gala sözlükteki hesabın kesinlikle benle alakası yoktur. böyle bir hesabın varlığından haberim bile yoktu. kısacası birileri nickimi kullanarak trollük yapmak istemiş. hayatımda sadece galatasaray sözlüğe 2 kere üye oldum. 2.üyeliğimde moderatörlerin hepsinin haberi vardı. başka hiçbir sözlükte yazmadım. bunu ispat etmeyen iddia sahipleri de namerttir. hakkımda yazılanları şaşkınlıkla okudum. 31 yaşında kimya mühendisiyim. allah’a şükür işim, ailem ve arkadaşlarım var. galiba sözlükteki yazarlar öfke krizine girip galatasaray’ın kötü gidişatına yönelik sinirlerini benden çıkartıyorlar. sinirinizi benden değil sahada aldığı paranın hakkını vermeyen futbolculardan, basiretsiz yöneticilerden çıkarın. 9 kişilik trabzonspor karşısında pozisyona dahi giremeyen futbol takımından çıkarın. kişisel değerleri kulübün üstünde tutanlardan çıkarın. tribünde “aldırma cimbom” diyerek bu kötü gidişata tepki koymayanlardan çıkarın.

    galatasaray sözlükte yazdığım hiçbir yazıda, özel mesajda kimseye küfür ve hakaret etmedim. twitter’da yazdıklarım beni bağlar. orası benim özel alanım. twitter’da tamamen benim hatamdan dolayı birkaç kişiyle münakaşa yaşadım. çıkıp aslanlar gibi özür diledim. o kişilerle erkekçe olayları tatlıya bağladık. diğer konulara gelirsek; bazen twitter’da maçın atmosferine kapılıp her taraftar gibi kaba bir dil kullanabiliyorum. bu konuda kimse beni yargılayamaz. kimseye de hesap vermem. yüreği yiyen de gelip hesap sorsun bana. sosyal medya ve sözlük ortamına alışık olmadığımı defalarca söyledim. şu yaşıma kadar kimseyle bu şekilde polemiklere girmedim. hata yaptığımda da delikanlıca pardon demesini bilirim.

    dünkü yazımın amacı bazı kırdığım kişilere yönelik üzgünlüğümü sözlük ortamında dile getirerek kendimi daha iyi ifade etmek istememdi hepsi bu. gelen saçma sapan tepkiler üzerine anladım ki bu ülkede özür dilemek zayıflık olarak algılanıyor. hatalar insanlara mahsustur. hatalarımızı kabul edip özür dilemek meczupluk ve omurgasızlık olmuş. vay vay vay. şu önermeyi yapanın allah korkusu yok herhalde. benim omurgamı sorgulayacak adamlar önce selçuk, sabri, balta, hamzaoğlu ve niceleri hakkında yazdıklarına bir baksın. ulan bu sözlükte benim anneme küfür edildi. ve o entry sözlükten silinmedi. kim ne hakaretten, terbiyesizlikten, omurgadan bahsediyor. herkes maçta, stadta, evde, işte selçuk’a, sabri’ye, umut’a ve nicelerine gırla küfür ediyor. küfür karşıtı olmak güzel ama kimse sütten çıkma ak kaşık rollerine bürünmesin.

    twitter haricinde (ki tamamen benim hatam) sözlük ortamında kimseye en ufak küfür ve hakaret etmedim. ettin diyen varsa da çıksın ortaya. bütün bunlar yukarıda bahsettiğim tahammülsüzlüğün ve kör cehaletin canlı kanıtı işte. polemik meraklısı ergenin teki çamur at izi kalsın kafasında adice iftiraları sıralıyor, kimse de bu duruma tepki göstermiyor. hz.peygamber “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” demiş. bu mu ulan galatasaray örf adeti, metin oktay ruhu? ne yazdıysam galatasaray için yazdım. en ufak bir şekilde trollük, polemik yaratma amacıyla yazılar yazdıysam en adi şerefsizim. ne bildiysen, neye inandıysam onları yazdım. ş.güneş’e loser dedim; bjk 2 kupadan elendi, 3.kupayı kaybetmek üzere. sezon başından beri benden başka sneijder’i eleştiren adam yoktu; adam arena’daki son golünü 280-290 gün önce atmış. ataman‘ın bu sene 4 sezonu yine yeniden tr kupasından elendik. 4 sezonda 1 tek kupadan başka başarısı yok. hamzaoğlu ve selçuk hakkında yazdıklarımın da ortada. herkes hojam hojam derken “yolcudur abbas bağlasan durmaz” dedim. selçuk takımı karıştırıyor dedim, adam şimdi penaltı atıp milli maçtaki gibi somurtarak tripler yapıyor. ivkovic’in efes’teki hallerine istanbul beyfendisi benzetmesi yaptım, efes skandal bir sezon yaşıyor adam istifini bile bozmuyor. gayet sakin şekilde benchte takılıyor. ki bu eleştirilerimin çoğunda belli bir düzeyde yapıcı olmaya çalıştım. ataman için odaklanırsa winner coach dedim. şino formsuz, kendisini toparlamalı dedim. formda bir şino çok iyi işler yapar dedim. dedim de dedim. neyse işte zaman her şeyin ispatını yapıyor bir şekilde. hatalarım tabii ki de olmuştur. kimse fikirlerimi kabul etmek zorunda değil ama bazı gerçekleri de kimse inkar edemez. bütün bu olaylar ışığında bana karşı beslenen bu kin ve öfkeyi anlamıyorum. dün içimden gelerek tamamen iyi niyetle sözlükteki buzları eritmek adına, kötü gidişattan dolayı mutsuz olan yazarlara biraz moral ve destek olsun diye sözlüğe bir yazı yazmak istedim. karşılığında 2-3 art niyetli ergenin mesnetsiz iftiraları, hakaretleri, kör cehaletleri ve cehaletlerinden doğan öfkeleriyle karşılaştım. galatasaraylılık adına çok üzücü bir durum.

    bu konu hakkında söyleyeceğim son şeyler; içi bu tür cehalet ve öfkeyle dolanları allah ıslah etsin. kimseye kendimi ispatlamak zorunda değilim. allah’tan başka kimseye de hesap vermem. hesap sormak isteyen de yüreği yetiyorsa çıksın karşıma. sadece içimdekileri samimi bir şekilde aktarmaya çalıştım. bu mesajı alanlar yeter bana. diğerlerinin ne dedikleri önemsiz. bu samimiyete inanıp inanmamak sözlük yazarlarına kalmış. galatasaray sözlükte her zaman bir şeyleri izah etmeye, derdimi anlatmaya çalıştım. o yüzden derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olanlar ne demek istediğimi anlayamazlar. bütün aşkım, bütün bağlılığım armaya. umarım bir gün ne demek istediklerimi anlayabilirsiniz. en büyük cimbom başka büyük yok."

    elçi notu: sino melo ve senol güneş hakkında haksızsın panpa
  • 155
    durduramıyoruz bu meczubu. twitter kullanan bir adam değilim. zamanında açıp bir daha girmemiştim. şimdi ise kaan kural'a bir şey sormak için falan kullanıyorum. hangi ara nedense ben bu adamın yeni twitter'ını takip etmişim. kupa_molasi diye geçiyor. yahu ne alaka deyip çıktım ve şikayet ettim. kapatmadan da bir iki tweetine baktım neyse ki, yoksa gizlemiş yavrucak.

    gördüklerimde aynı işte. saksocu, piç, küfür kıyamet. yahu trol mrol ama kaliteli hala devam ediyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın