1
dünya üzerinde yapılabilecek en zor sporlardan biridir. nerden biliyosun dümbelek demeden önce hemen açıklayayım.
bundan 2 sene önce bir etkinlikte izmir bşb ts basketbol takımı ile maç yaptık. maç yaptık derken biz de tekerlekli sandalyelere oturduk ve ilk başta ne kadar rahattı oturduğun yerden atıyorsun işte topu ince bir bileğin varsa hayat sana güzel gibi düşünceler alıyor seni.
hakem geldi aldı topu ve hava atışını yaptı. işte tam o an herkesin bittiği andı. yanımızdan fıldır fıldır geçiyorlar yakalayamıyoruz. iki tekerlek ittirince kolumuzda derman kalmıyor. üçüncü iteklemeyi yapamıyoruz. bu zamana kadar futbol ve özellikle basketbolu zamanında ciddi ciddi oynamışlığım vardır ve hiçbirinde bu zamana kadar fizik eksikliğini yaşamamışımdır hatta artılarım bile olmuştur bazen. bu detayı da verdim ki bana kalkıp ''la dümbük çelimsizsindir ondan olmuştur'' demeyin.
gelgelelim bu oyunda hücum yapmaya. şunu çok net söyleyebilirim eğer bir tekerlekli sandalye basketbolcusu isterse sizi yarım saat yerinizde kıpırdatmadan olduğunuz yere hapsedebilir. hapsedilmiş ve bütün salonun götüyle gülmüş biri olarak söylüyorum bunu. maçtan önce iddiaya girmiştik izmirli basketbolcular ile eğer onlar tek bir sayı dahi atabilirsek hepimize birer hande yener konseri için bilet hediye edeceklerdi. ve maç bittiğinde yıllardır sürekli basketbol oynayan arkadaşlarımla beraber kurduğumuz takım 60'a 2 yenildik.
hayatımda yaşadığım en güzel anlardan biriydi tekerlekli sandalye basketbolunu oynamak. birilerini anlamak. onlarla empati kurabilmek. her pozisyonda o sandalyenin dengesini sağlayamadığım için düştüğümde ben iki elle kalkamazken onların tek eliyle beni çekip kaldırabilmeleri.
bu dünyada kimsenin karşısında kendimi her anlamda bu kadar güçsüz hissetmemiştim bu sporu icra edenlerin karşısında hissettiğim kadar.
bundan 2 sene önce bir etkinlikte izmir bşb ts basketbol takımı ile maç yaptık. maç yaptık derken biz de tekerlekli sandalyelere oturduk ve ilk başta ne kadar rahattı oturduğun yerden atıyorsun işte topu ince bir bileğin varsa hayat sana güzel gibi düşünceler alıyor seni.
hakem geldi aldı topu ve hava atışını yaptı. işte tam o an herkesin bittiği andı. yanımızdan fıldır fıldır geçiyorlar yakalayamıyoruz. iki tekerlek ittirince kolumuzda derman kalmıyor. üçüncü iteklemeyi yapamıyoruz. bu zamana kadar futbol ve özellikle basketbolu zamanında ciddi ciddi oynamışlığım vardır ve hiçbirinde bu zamana kadar fizik eksikliğini yaşamamışımdır hatta artılarım bile olmuştur bazen. bu detayı da verdim ki bana kalkıp ''la dümbük çelimsizsindir ondan olmuştur'' demeyin.
gelgelelim bu oyunda hücum yapmaya. şunu çok net söyleyebilirim eğer bir tekerlekli sandalye basketbolcusu isterse sizi yarım saat yerinizde kıpırdatmadan olduğunuz yere hapsedebilir. hapsedilmiş ve bütün salonun götüyle gülmüş biri olarak söylüyorum bunu. maçtan önce iddiaya girmiştik izmirli basketbolcular ile eğer onlar tek bir sayı dahi atabilirsek hepimize birer hande yener konseri için bilet hediye edeceklerdi. ve maç bittiğinde yıllardır sürekli basketbol oynayan arkadaşlarımla beraber kurduğumuz takım 60'a 2 yenildik.
hayatımda yaşadığım en güzel anlardan biriydi tekerlekli sandalye basketbolunu oynamak. birilerini anlamak. onlarla empati kurabilmek. her pozisyonda o sandalyenin dengesini sağlayamadığım için düştüğümde ben iki elle kalkamazken onların tek eliyle beni çekip kaldırabilmeleri.
bu dünyada kimsenin karşısında kendimi her anlamda bu kadar güçsüz hissetmemiştim bu sporu icra edenlerin karşısında hissettiğim kadar.