*

  • 1
    gerçek taraftarla tiftik taraftar arasındaki ayrımı gösterebilecek parametre.

    küfretme hakkı hak mıdır tartışılır, belki "küfretme özgürlüğü" dersin, ona laf etmem, özgürlük göreceli, ama söz konusu sarı-kırmızı formaysa orada duracaksın birader.

    ben o formayı giyen adama küfretmem, ettirmem. biz babadan böyle gördük. o formayı giyip terleten adama küfredilmez diye öğrendik. çok küfredesin varsa, o adam senin takımından ayrılır, tutar ezeli rakibine sana nispet imza atar o zaman salarsın içindeki zehiri.

    ha o bile senin "küfür etme hakkı"nı elde etmeni sağlamaz, ama aldığın tepkiyi azaltır bir nebze.
  • 2
    böyle bir hak olabilir mi, geçiniz efendim. kimsenin kimseye küfretme hakkı olamaz, keza kanunlar önünde de suçtur değil mi?
    taraftar git gide kendini müşteri olarak görmeye başladı, o yüzden kendini hep haklı görüyor lakin bir müşteri bir mağazaya gidip küfür etsin bakalım neler oluyor...

    eleştiri başka, kızma başka, hakaret/küfür bambaşka...
  • 3
    38 senedir tribündeyim ve net bir şekilde galatasaray taraftarının nasıl fenerbahçelileştiğini gözlemleyebildim. 80 ve 90 larda futbolcuya küfretme hakkı sadece fenerlilerde vardı ve biz hepmiz hem şaşardık hem de içten içe alay ederdik bu özellikleriyle.

    her sene gözlerine kestirdikleri 2-3 futbolcuya ana avrat küfreder, sahayı dar ederlerdi. ben içtenlikle "çok kötü bir futbolcu değil, o kadar hizmetleri, katkısı vb oldu..." dediğimde, "futbol bilgisi ve anlayışı zayıf, kaç para alıyor zaten, kazma, vb vb" derlerdi. yeminle. ben de içten içe güler ve "bu zihniyetle sizden bir bok olmaz nankör masturbasyoncu köpekler" derdim.

    aynı bokun birisi kırmızısı birisi laciverti olacaksa ne anladım ben bu işten?
  • 4
    maç anında her taraftar kaçan pozisyona,sahaya hakeme vs küfredebilir anlayışla karşılarım. saha içinde ki oyunculara bile kızamıyorum bu konuda. ama bir kaç defa edilen küfür art niyetlidir, karaktersizliktir, haysiyetsizliktir. o kişinin giydiği formaya, o takıma, takım arkadaşlarına,hocasına taraftarına kadar uzanır bu zincir. aldığı parayı mevzu bahis ederek küfredenler hayatları boyunca paranın kölesi olmuş insanlardır. hizmet eden herkese saygı duyulmalı sevilmiyorsa medeni tepkiler verilmelidir. bunları yapanlar taraftar değildir.
  • 6
    sami yen'in son lig macinda taraftar ayhan akman'a surekli kufretmeye baslayinca bir daha stada gitmeme karari almis biri olarak uzerinde galatasaray formasi olan hicbir futbolcuya hele hele performansindan dolayi taraftarin asla kufretmemesi gerektigini soylemeliyim. kimseye bir faydasi yok, ustune butun takimin moralini bozuyor.

    ancak burak yuzunden ortaya cikan bu tartismada burak'in yaptigi zevzeklikleri konusmayacaksak da ne anlami kaliyor bu aforizmalarin. ayhan kufur yedikten sonra sahadan cikarken galatasaray armasini operek cikmisti "ben galatasaray icin mucadele ediyorum siz ne icin?" diye. burak ise canli yayinda mac ortasinda taraftarla dialoga girip bizi rezil ediyor. o adam gerizekalinin teki, belki senden nefret eden sadece turk takimi gelmis diye oraya gitmis bir besiktasli ya da fenerli, sen niye oyle bir adamla muhattap oluyorsun?

    psikolojik derinlemesine de yazilabilir, kisaca soylemek gerekirse burak'in bu yaptigi fevri hareketler onu seven takim arkadaslariyla kendisinde "biz futbolcular ve oteki/digeri yani taraftarlar" diye ayirima sebep oluyor. selcuk'un taraftara tepkisi de bu fevri hareketlerin doldurmasiyla ortaya cikmis bir durumdu. tabi ki futbolcuyu savunacagiz ama siz gelen tehlikenin farkinda misiniz? sampiyonluk istiyorsunuz, iyi guzel de gecen sene ayni sebeplerle takim olmayi bile basaramadik yine aynisi olsun mu istiyorsunuz? her bir taraftari tek tek egitemezsiniz, sirf giciklik olsun diye rakip taraftarlardan biri gelip saha kenarindan mac boyu burak'a kufredebilir de ne yapacak o zaman ucan tekme mi atacak burak, eric cantona gibi? sonra? burasi ingiltere de degil biliyorsunuz. taraftarin her birine hakim olamayacagimiza gore burak ve onun gibi dusunenleri egitip duzeltmemiz gerekiyor. sen galatasaray formasiyla ordasin, kadikoy'de butun mac sovuyorlar anana bacina, o kufurleri duyunca da maci birakip mi gideceksin? keske her sey almanya ligindeki gibi olsa ama degil. oyleyse sartlara gore kafayi kullanmak gerekiyor. burak'in biraz zeka belirtisi gostermesi gerekiyor gercekten. havaalaninda sana rakip tarafatar kufrediyor soruyor, adam misin, diye. bunu soranin adam olmadigini anlamiyor musun sordugunda? adam olsa sana hakaret etmeye calismaz. ustune cok gidiliyor ve cidden bu beni de uzuyor ama burak azicik kafani kullan be cocuk. sen taraftari otekilestirdikce butun takim sirtini donmeye basliyor. en ufak seyde olay cikiyor, birlik bozuluyor. keske seni degil, yeni olusan bu taraftar profilini degistirsek ama imkansiz bir sey bu. o nedenle biraz fevri davranmayi birak, takimi dusun cocuk. basini cok yakmaya basladin bu takimin.

    gol atamama meselesine gelince, umurumda degil. takimin birliginin olusmasini sagla ben istatistikle ilgilenmem. ama sen boyle takimin ayrismasini saglayacaksan 100 gol atsan da umurumda olmaz, al ceketini cik derim. hakliyken bu kadar haksiz duruma dusmek bir tek senin basaracagin bir sey olsa gerek.
  • 8
    yerine göre vardır, yerine göre yoktur. sürekli gol kaçıran oyuncuya bir gol daha kaçırdığında anlık olarak küfretmeyen, yuhalamayan yok sanırım aramızda. bu anlık sinirle olan bir tepkidir. ve normaldir. ama sinirler yatıştıktan sonra toplu halde küfür, yuhalama kesinlikle yanlış.

    gelelim ikinci duruma. sahada uzun süre* çok belli bir şekilde eli belinde dolaşan, takımı sabote eden ve hiç bir şekilde katkı sağlamayan, ve en önemlisi kendine bakmayan göbekli, antremanları aksatan futbolcuya 90 dakika durmadan tüm tribünlerin küfür etmesi, yaşama hakkından sonra insanların sahip olduğu en temel 2. haktır.
  • 9
    bırak hakkı, ülke genelinde suçtur. kişisel görüşüm genel olarak küfretmek suç olmaktan çıkarılmalı. öncelikle fiziksel bir zarar yok. sen de küfret cevabını ver amenike. küfretmenin suç sayılması düşünce suçuyla aynı değerdedir kanımca. dünya af örgütü mesela şiddet içermeyen ifade özgürlüğünden bahsediyor. şiddet ne arkadaşım? fiziksel olmayan şiddet şiddet değildir kanımca. ayrıca bu kadar çok işlenen bir suç olur mu lan?
  • 13
    böyle bir hak yoktur.
    suçtur.
    şiddetin tanımı sadece birinin kafasına balta sapıyla vurup pekmezini akıtmak değildir önce bunu anlayalım bu olgunluğa erişelim.

    kendimizi haklı görme ve taraftarlık (ne için olursa olsun) kavramının cılkını çıkarmayı sevebiliriz ama buna kılıf uydururken evrensel değerlerin içine etmeyelim lütfen.

    --- alıntı ---

    türk ceza kanunu

    hakaret

    madde 125 - (1) bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. (sulh ceza mahk.)

    (2) fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

    (3) hakaret suçunun;

    a) kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

    b) dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

    c) kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
    işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

    (4) hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

    (5) kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

    --- alıntı ---
  • 14
    kafamız çok karışık genel anlamda taraftar olarak.
    sapla samanı geçtim, odunla kıymığı karıştırır, elmayla karpuzu çiftleştirir hale geldik.
    öncelikle bu işin aması falan olmaz.
    futbolcuların aldıkları paralar öne sürülerek haklı çıkarılmaya çalışılıyor. futbolcuların aldıkları paraların yüksek olduğunu düşünmek başka bir şey, bunun üzerinden futbolcunun formsuzluğuna küfürle tepki gösterilmesini haklı çıkarmaya kalkışmak ayrı bir şey. futbolcu zorla imzalatmıyor sözleşmelere. oturuluyor, konuşuluyor, hatta eski dönemlerden çok farklı olarak bu işleri menajerler yürütüyor (ki bence olması gereken de bu zaten), artık bosman da var. yine de dediğim gibi futbolcunun aldığı ücreti fazla bulmak haklı görülebilir ama bu ayrı bir başlıktır. bunun üzerinden bir futbolcuya düşmanlık beslemek ise haksızdır, yanlıştır. parayı veren kulüptür, parayı alan oyuncudur. taraftar bu işlemde bir taraf değildir. kötü oynayan oyuncuya tepki de bence haklıdır. yuhlamak-ıslıklamak da hakkıdır. ama bunun motivasyonu, oyuncunun aldığı para değil, akıtmadığı ter, etmediği formsuzluğu, takımda yarattığı huzursuzluk, takım arkadaşlarına veya teknik ekibe dolayısıyla formaya-renklere yaptığı saygısızlık olabilir ancak.

    futbolun sanayileşmesi yüzünden yaşandığını düşünüyorum temelde bu kafa karışıklığının. gerçi, genel anlamda kaotik bir ülke olduğumuz için, doğru olan neredeyse hiçbir şeyimiz olmadığı için, bu alanda da eğri olmamız olağan. genel olarak zaten tepkilerimizi insanca göstermekten uzak bir toplumuz. küfür, dayak, sopa vs. bunlar hep ülkemizde görülen sıradan tepkiler. hak aramanın yanlış olduğu daha ilkokuldan itibaren sürekli olarak dayatılan ülkemizin insanı, nasıl hak arayacağını bilmediğinden, hatta neyin hakkı olup neyin olmadığını, dolayısıyla karşı tarafın da neye hakkı olup neye olmadığını bilmediğinden, tepkilerinin de medeni olmaması normaldir.

    kendini müşteri gibi görmesi anlayışıyla açıklamanmasına katılıyorum misal. örneğin bir bankacı olarak, dışarda hiçbir şeye sesini çıkarmayan insanların bankalarda nasıl da diğerlerine tepeden bakmaya kalktıklarını gözlemleyebiliyorum.
    gelişmiş ülkelerde çalışanlara öyle tepeden ve özellikle bağırarak konuşturtmazlar. belçika'da mesela araba kiralarken adamın biri bağır bağır içeri girdi, çocuk adamı dinledi, adam bir ara sustu, "tavrınızı düzeltene kadar işlem yapmayacağım" dedi çocuk. adam göt oldu, biraz daha celallendi, çocuk dükkandan çıktı :) çıkarken de "istediğiniz kadar bağırabilirsiniz" dedi :)
    türkiye'de herkes kral. herkes yarı-tanrı. herkes sabırsız. herkes kibirli. herkes her şeyi en iyi biliyor. kimsenin kimseye tahammülü yok. kimsenin kimseye saygısı yok.

    bir ülkenin ne kadar medeni olduğunu anlamak için trafiğine bakın derim hep.
    öyle tepeden baktığımız, beğenmediğimiz, aklımızca küçümsediğimiz birçok ülke bizden çok daha medeni. insanlara daha çok saygılı.

    bir müşteriyle aramızda bir tartışma olmuştu. klasik "maaşını ben ödüyorum" terbiyesizliğine başvurdu; dedim madem öyle ödeme o zaman :) biraz tribünlerde de bu var. taraftarın cefasını küçümsemek değil kesinlikle niyetim ama ürün aldık diye, bilet aldık diye kimseye, hele ki kulübe sahip olmuyoruz. diğer taraftan, oyuncular ve yönetim de birbirlerine, işlerine ve rakiplerine daha saygılı olmak, bunun sadece iş olmadığını unutmamak durumundalar.
    birçok insanın hayal bile edemeyeceği paralara, birçok insanın sadece rüyalarında giydikleri formaları giyerek sahip olduklarını unutmamalarını istiyoruz sadece.
    yaldır yaldır yükselen yozlaşmadan nasipleniyorlar ne yazık ki. bunu durdurabilmek için ne yapılabilir bilemiyorum.

    ama rakibine "biliyorsunuz alevi", "o zaten zaza" diyebilen, "afedersiniz ermeni" diye bir ırkı küfür olarak kullanabilen bir kafayı delicesine sevenlerin yüzde elliye ulaştığı bir ortamda, futbolculara küfür edilmesi anormal değildir dediğim gibi. doğru değildir ama anormal değildir.
    yıllarca erman toroğlu'lara, m. ali erbil'lere millete hakaret etsinler diye para ödemiş bir toplumun geldiği yer şaşırtıcı değildir.
    toplumda tepeden tırnağa korkunç bir yozlaşma ve akıl almaz bir unutkanlık vardır.
    acaip yerlere doğru da gitmektedir.
    suçluların ceza çekmemesi vardır.
    taraftarına köpek diyen başkanlar alkışlanmakta, rakibine alevi diyen, kürt diyen başbakanlar ödüllendirilerek cumhurbaşkanı seçilmekte, "bu bakara iyi makara" diye dinle bile dalga geçebilenlerin özür bile dilemediği, kolunda 700 işçinin bir aylık kazancını taşıyan bakanların hesap vermediği, vatandaşa "yollara tuz döktüm inanmazsan git yala" diyebilecek tıynettekilerin barınabildiği, ekmek almaya giden çocuklara terörist muamelesi yapılan, halka "camilerde içki içtiler toplu seks yaptılar videoları haftaya yayınlayacağım" diye göz göre göre yalan söyleyen, halkı galeyana getiren, bu nefretle besleyen zihniyetin ödüllendirildiği bir ülkede, futbolculara küfredilmesi dediğim gibi anormal değildir.
    düşünün ki şike yapmak cezalandırılmıyor ama şikeciye şikeci demek cezalandırılıyor :)
    konu çok dağılmış gibi gözükmekle beraber, değil esasında.

    büyük yozlaşmanın bir sonucudur bu.
  • 15
    taraftar herkes e küfür eder. oyuncu, yedek, yönetici, ba$kan, malzemeci. zira para verip bilet aldigi veya kulüpten ali$veri$ yaptigi için bir kar$ilik bekler.

    bu dünyanin bir çok ülkesinde böyledir. biz küfür bir tek türkiye de var zannediyoruz.

    2 çe$it taraftar profili vardir:

    1. kar$ilik bekleyen
    2. kar$iliksiz seven

    1. tür küfür ederken, 2. tür ise kizar, ah bu da kaçar mi be der ama küfür etmez, etse bile içinden eder ama agzindan salyalar saçarak ana baci düz gitmez.

    ben $ahsen 2. türdenim. en fazla, hay seni oynayacagin topa tüküreyim derim. ettigim en agir küfür e$$ole$$ek tir. küfür etmem, edeni de sevmem.

    ayriyeten benim de dahil oldugum 2. tür taraftar profilinin azinlikta oldugunu dü$ünüyorum. stadyumlar daha çok 1. türk taraftar profili ile doluyor. hatta birak stadyumu, kahvehanleler, dernekler, vs. buralarda da 1. türk taraftar profili agirliktadir.

    bu nedenle ne çocugumuzu alip maça gidebiliyoruz, ne de bir kahvehaneye oturup maç izleyebiliyoruz.

    sonuç olarak kimsenin kimseye teoride küfür etme hakki yoktur fakat pratikte her $ey degi$iyor.

    baba ogluna, ögretmen ögrencisine, patron i$çisine, taraftar da futbolcusuna..
  • 16
    eeee ben de kufur etmiyorum kim kufur ediyor o zaman diye katilacagim tartisma.
    simdi evde tv basinda edilen kufuru brn kufurden saymiyorum bastan soyliyeyim.tabii bir de hicbir zaman kullanmadigim kufurler var onlari tabii ki sporcularimiz icin de kullanmam.ama arada hay amk falan kacar agizdan yani.
    benim hatirlayabildigim ilk kufur yiyen futbolcumuz ovidiu petre idi. cok sasirmistim. aslinda dusununce cok da olmamis yani.ama goruluyor ki bu kufur isinde hizli bir sekilde yozlasiyoruz maalesef.
  • 22
    yanlış anlaşılmasın trafiğe kalmamak için 70. dakikada stattan ayrılan, kötü oynayan topçuyu ıslıklayan biri değilim ancak taraftarın futbolcuya küfretme hakkı gayet vardır.

    anladığım kadarıyla hepimiz birer donald trump'ız, bill gates'iz o sebeple maddiyat-maaş ile başlayan cümlelerin sonunun küfürle bitmesine karşı çıkıyoruz. sen gidip kulübüne kombinesidir, biletidir, kartıdır, formasıdır, ürünüdür vesayre maddi imkanların elverdiğince desteğini veriyorsun. kombinen yoksa her haftasonu müspet bi mekanda cuzi bir adisyon bırakıp maçı izleyip esnafa can veriyorsun...

    takımın forveti ilk zamanlarda gol kaçırınca "ah be!" oluyor.

    2 hafta sonra "aah has.ktir be!"

    4 hafta sonra "ulan yeter of at artık!"

    8 hafta sonra "ayağını okşayayım at artık!"

    12 hafta sonra "allah belanı versin ya ulan hangisini atacaksın kaç para alıyosun allahın belası!"

    16 hafta sonra da şampiyonluk kaçıyor zaten...

    diyeceğim o ki, halısahada kankalarla yapılan maçta takım arkadaşına küfretme hakkın olmadığı gibi, batak masasında koz düşünce küfretme hakkın olmadığı gibi, kupon yatınca tüyo aldığın can dostuna küfretme hakkın olmadığı gibi, seni geçirmeyen hocaya küfretme hakkın olmadığı gibi, terkeden eski sevgiliye küfretme hakkın olmadığı gibi; biz profesyonel yaşayan insanlarız mottosu altında yılda 11 milyon kazanan oyuncuya küfretme hakkı da olamaz, olmamalı tabi... herkes bir papatya, herkes on derece sıcaklıkta yetişen narin bir buğday tanesiymiş meğer... asıl problem benim gibi yozlaşmış beyinlerdeymiş.

    https://www.youtube.com/watch?v=ILtKqy7f-wI

    dinleyip dinginleşip bir dahaki sefere ağzı bozmamak lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın