şimdilerdeki gibi adı sanı duyulmamış orta asya köy takımlarına karşı oynanan bilmemkaçıncı ön eleme turu maçında atılan golün ardından mesneviler döşeyen spiker zırvalarının ötesinde bir haykırıştır. 9 ay önce,
17 ağustos 1999'da, tarihinin en büyük acılarından birini yaşayan millete tam 9 ay sonra,
17 mayıs 2000'de, sportif anlamda en büyük sevinçlerinden birini yaşamak nasip olmuştur. yıkıntılar arasındaki "çadırkent"lerde artçı sarsıntılar eşliğinde izlediği maçlarla hayata sarılmaya çalışan insanları taffarel'in kurtarışıyla, adams'ın 1 metreden boş kaleyi bulamayışıyla, kaptan'ın çıkık omzuna rağmen 120 dakikayı tamamlamasıyla, direkten dönen penaltılarla bir potada eritince altı anlam olarak bir hayli dolmakta olan söylem. işin takdir edilecek bir diğer tarafı ise
levent özçelik'in 80 yıllık ülke tarihinde bir takımın ilk defa yakalamak üzere olduğu, bir daha yanına yaklaşıp yaklaşamayacağı bile hala muamma olan bir başarıyı bu kadar sade ama dolu bir şekilde anlatabilmesidir.