6
eğer buraya düşündüklerimi içimden geçenleri yazarsam pilot olurum diyerek başlıyorum yazıma.
2020-2021 sezonu özelinde değil hemen hemen aziz yıldırım gittiğinden beri kulüplerin bakın burası çokomelli (bu kulüplerin hepsi ticari amaç ve kar güden oluşumlar) belli bir zümreye hizmet etmeye başladığı ve benden olmayan bizden değildir politikası altında yönetilmeye başlandığı gerçeği ile yüz yüzeyiz. 18 yada 20 takımın hiç birinin mhk veya tff umurunda falan değil. bunların amacı açık bir şekilde iyi giden bir galatasaray varsa ayağından aşağı çekmektir. bu hakem hataları ile olur afaki verilen cezalar ile olur hiç olmadı yabancı sınırı getirirler. bir şekilde bize karşı bir birleşme var. bunu 2018-2019 sezonunda hakemlerle ilgili bildiri yayınladıklarında da yaptılar şimdi de bariz bir şekilde yapıyorlar. herkes hakem hakkında bağırsın çağırsın rize başkanı silahla vurmayı istesin, bizim maçta adil yönetim sergileyen hakemlerin kariyerleri bitsin ancak biz ses çıkardık mı ovvv herkes birden adalet arasın.
yeter be vallaha yeter. yani bu ittifak bozulur bu düzen değişir o zaman hiç birinizin ismi anılmaz geldiğiniz çukurlara geri dönersiniz.
kulüpler birliği ismi değişmeli fenerbahçeye yardım ve yataklık birliği olarak değiştirilmeli. ffp dersin sallamazlar yasak dersin uymazlar ama biz bakın bu yanlış dedik mi aaa olmadı galatasaray kendine çıkar sağlamak istiyor derler. kardeşim bu ateş üfleyerek sönmez 2010 dan beri de sönmedi sönmeyecek. herkesin adaleti şaşar allah ın adaleti şaşmaz.
olur da bu sezon sonu inşallah şampiyon olarak bitirirsek bu yapılanların bir slayt olarak statta verilmesini istiyorum.
artık sayın mustafa cengiz in dediği gibi biz rakibiz ama dostuz polyanacılığı yok. artık kan var göz yaşı var hazımsızlık var. dişe diş kana kan bir mücadele içinde olmamız şart ve evet kimseye de beyaz sayfa açmamalıyız. geçmişte yaşayanlara geçmişten örnekler vermeliyiz ancak hep önümüze ve özümüze bakmalıyız.
galatasaray bu ülkenin aydınlık yüzüdür kültürel bir varlığıdır ve olduğu yeri sülaleden zenginlikle değil, başka bir türk kulübüne rakip olarak değil yüzünü her zaman avrupaya dönerek kazanmıştır. anamızın ak sütü gibi helaldir.
hiç kimse bir yere ait değil ve herkes bir gün ölecek ancak galatasaray hep var olacak.
2020-2021 sezonu özelinde değil hemen hemen aziz yıldırım gittiğinden beri kulüplerin bakın burası çokomelli (bu kulüplerin hepsi ticari amaç ve kar güden oluşumlar) belli bir zümreye hizmet etmeye başladığı ve benden olmayan bizden değildir politikası altında yönetilmeye başlandığı gerçeği ile yüz yüzeyiz. 18 yada 20 takımın hiç birinin mhk veya tff umurunda falan değil. bunların amacı açık bir şekilde iyi giden bir galatasaray varsa ayağından aşağı çekmektir. bu hakem hataları ile olur afaki verilen cezalar ile olur hiç olmadı yabancı sınırı getirirler. bir şekilde bize karşı bir birleşme var. bunu 2018-2019 sezonunda hakemlerle ilgili bildiri yayınladıklarında da yaptılar şimdi de bariz bir şekilde yapıyorlar. herkes hakem hakkında bağırsın çağırsın rize başkanı silahla vurmayı istesin, bizim maçta adil yönetim sergileyen hakemlerin kariyerleri bitsin ancak biz ses çıkardık mı ovvv herkes birden adalet arasın.
yeter be vallaha yeter. yani bu ittifak bozulur bu düzen değişir o zaman hiç birinizin ismi anılmaz geldiğiniz çukurlara geri dönersiniz.
kulüpler birliği ismi değişmeli fenerbahçeye yardım ve yataklık birliği olarak değiştirilmeli. ffp dersin sallamazlar yasak dersin uymazlar ama biz bakın bu yanlış dedik mi aaa olmadı galatasaray kendine çıkar sağlamak istiyor derler. kardeşim bu ateş üfleyerek sönmez 2010 dan beri de sönmedi sönmeyecek. herkesin adaleti şaşar allah ın adaleti şaşmaz.
olur da bu sezon sonu inşallah şampiyon olarak bitirirsek bu yapılanların bir slayt olarak statta verilmesini istiyorum.
artık sayın mustafa cengiz in dediği gibi biz rakibiz ama dostuz polyanacılığı yok. artık kan var göz yaşı var hazımsızlık var. dişe diş kana kan bir mücadele içinde olmamız şart ve evet kimseye de beyaz sayfa açmamalıyız. geçmişte yaşayanlara geçmişten örnekler vermeliyiz ancak hep önümüze ve özümüze bakmalıyız.
galatasaray bu ülkenin aydınlık yüzüdür kültürel bir varlığıdır ve olduğu yeri sülaleden zenginlikle değil, başka bir türk kulübüne rakip olarak değil yüzünü her zaman avrupaya dönerek kazanmıştır. anamızın ak sütü gibi helaldir.
hiç kimse bir yere ait değil ve herkes bir gün ölecek ancak galatasaray hep var olacak.