• 52
    eşitlik ve özgürlük kavramları batı medeniyetinde sadece kendi istedikleri kesime verilebilecek haklar gibi görüldüğünden net bir şekilde dayatma var diyebiliriz.

    ayrıca tüm dünyada gittikçe tehlikeli ve iğrenç bir hal almaya başlamıştır bu lgbt dayatması ve pompalaması.

    not: çocuğunuzun yanında açmayın twiti.

    https://twitter.com/.../1672806619413979137
  • 53
    insanoğlu olarak özgürlük sınırlarımızın nereden çekileceğini tarihimiz boyunca belirleyemememizden, arkasında destek gören fikirlerin fütursuzca sınırı daha ileri götürmeye çalışmasından kaynaklanan sorunsal.

    bu durum çeşitlendirilebilir, hem de iki taraflı. siyah-beyaz ayrımı yapılmış insanlık tarihi, mücadelelerle normal sınırlara yaklaştırıldı. bu çok hoş. diğer taraftan baktığımızda oluşturulan kültür bazen alakasız ve gereksiz sonuçlar doğurabiliyor (bkz: güç yüzükleri dizisindeki siyahi elf).

    lgbt konusunun mücadelesi ise daha şiddetli bir “kör göze parmak!” olarak karşımıza çıkıyor diye düşünüyorum. hatta lgbt de değil en son verisyonu. güncel hali : lgbtqia+ (bunu kafamda tutamadığımdan doğrusunu yazayım diye google da arattım ve beni gökkuşaklı, konfetili bir animasyon karşıladı. daha önce başka bir aratmada böyle bir şey gördüğümü hatırlamıyorum). dalga geçmek de değil amacım yanlış anlaşılmasın. hangi harfin ya da sembolün ne anlama geldiğini de yazmaya üşeniyorum. önerim bütün bunlardan tümdengelim ile kurtulsun insanlık. “heteroseksüel olmayanlar” daha net bir tanımlama bence.

    kimsenin rengiyle, kiminle seviştiğiyle bir derdimiz olmamalı. zaten temel sıkıntı da bu değil. temel sıkıntı, insanların taraf seçmek zorunda bırakılması, buna destek vermeyenlerin direk homofobi ile suçlanması. yahu arkadaş özgürlüğünüze saygı duyuyorum, size, sizi geçtim herhangi bir canlıya fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulayana sövüyorum eyvallah da sokağa çıkıp gökkuşağı bayrağı sallamak zorunda da değilim yahu. taraf değilsem faşist ya da homofobik oldum, müthiş.

    bu işin sonu yok. özgürlüğünüzü bir adım öteye götürmek için başka insanların hayatlarına müdahale cüreti meşru değil. daha 1 ay önce temel hak ve özgürlüklerin karşısında yobaz düşünceyi seçmiş bir ülkenin ferdi olarak; bunun spora yansıması da, benim bunları galatasaray sözlükte yazmam da bu topraklarda abesle iştigal. bunu hayatımızdaki en temel sorun olarak gören vatandaşlarımıza da söylemek istediğim tek şey var.

    (bkz: fantastik dertler nelerdir ve nerelerde sevilirler)
  • 54
    dayatmadan bahsedilen; bir futbolcunun veya sporcunun sözleşmesinde açıkça maç günü kulübün verdiği formayı giyer, pazu bandını takar maddeleri olmasına rağmen, giymeyen sporculara verildiği iddia edilen cezalarsa eğer dayatma değil ancak ve ancak sözleşmesine uymayan sporcuların aldığı yaptırımlardır.

    kulüplerin dini, dili, ırkı gak guku olmadığını söylediğimize göre, kulüplerin kazançlarını toplumun her kesiminden elde ettiğine göre, kulüplerin toplumun geneli ile ilgili konulara duyarlı olmasına şaşırmamak lazım heralde. x sporcu kulüpten maaşını tam olarak isteyecekse kulubün yaptığı etkinliklere de katılmasını beklemek doğaldır heralde. ben o lgbt pazu bandı takmayan sporcuların ya ben lgbt desteklemiyorum ben bandı takmayayım ama onlardan kazandığın yayın geliri sponsorluk geliri falan ne varsa onları benim maaşımdan düş bana az para ver diyeceğini sanmıyorum.

    bir de şu var mesela; yarın başka bir futbolcu ben ataturk sevmiyorum 29 ekimde atatürklü forma giymem diyince de aynı duruşu sergileyecek miyiz? ya da başka bir futbolcu ben kadına şiddete de inanmıyorum beni bu konulara katılmam derse ne yapacağız? çizgiyi nereye çekeceğiz? toplumumuzun kurallarını hukuku hiçe sayıp kendi deger yargılarımıza göre begendiğimize dayatma beğenmediğimize de hakkıdır mı diyeceğiz? hak hukuk herkese lazım ülkemizde unutulmaya baslasa da.

    hatırlatma; gelismis ulkelerde homoseksuellere "sapık' veya 'sapkınlık' demek suc sayılabiliyor. ilk defasında uyarı alıyorsunuz tekrarında da ceza alabiliyorsunuz. bir gün gelişmiş ülkeye giderseniz aklınızda bulunsun, kelimelerinize dikkat edin tavsiyem olsun.

    ayrıca; homeseksuelliğin hastalık olduguna dair tek bir medikal kanıt yok ama bir tarafımızdan uydurursak olabilir tabii.
  • 56
    dayatma da var özendirme de. kulüplerin gökkuşağı renkli pazu bandı ve paylaşımları hadi diyelim dayatma değil, e buz gibi özendirmedir.
    bu sapkınlığın referans noktası "rıza" dır. iki kişi eşcinselse kime ne, kendi rızaları dahilinde ise kime ne zararları var, diyorlar ancak rıza temelli cinselliği meşrulaştırmak son derece tehlikelidir. adam annesiyle, kız kardeşiyle veya erkek kardeşiyle; kadın oğluyla, kızıyla vesair rıza temelli birlikte olabiliyor. rıza var diye enseste normal mi diyeceğiz?
    yahut lgbt çığırtkanlarının yaptığı gibi cinsiyetsiz yahut trans cinsiyetli çocuklar yetiştirilebiliyor. bu çocuklar kendi cinslerinden tahrik oluyor ve bazı yine aynı kesim içindeki sapkınlarca seks objesi olarak kullanılıyorlar. internette tonlarca video, görsel var açıp bakın. çocuk memnun, onu oraya çıkaranlar memnun, şakşakçı maymunlar memnun... herkes razı, bu normal mi yani?
    daha bir iki gün önce kadının teki çıkıp "pedofili olanların durumları kendi tercihleri değil" diyerek olayı hem dramatize etmeye hem de makul, tartışılabilir seviyeye çekmek adına konuşma yapıyordu. empati mi kuralım? aaa, ben de bir erkek olarak kadınlardan hoşlanıyorum ve buna hiç gayret göstermedim, ben seçmedim, tabiatım böyle. e pedofilinin de tabiatı öyle imiş" mi diyelim?
    toplumun temel dinamikleri buna bin yıllardır müsade etmiyor ki sadece bizim ortadoğu toplumları değil. dünyanın bir ucundan diğer ucuna ve bin yıllardır. bin yıllardır varlar ve bin yıllardır kabul görmüyorlar.
    görmeyecekler de. istedikleri kadar çabalayıp barcelona' ya bayrak giydirsinler. kabul görmediler, görmeyecekler de.

    ekleme: cinsel kimliklerini sarsılmaz bir imani kaide gibi oturtmuş adam yahut kadınların herhangi bir cinsel özendirme veya dayatmadan etkilenmeyeceği malumunuz, özendirilen kesim cinsel kimliğini henüz imani seviyede oturtamamış insanlar husesen. bu toplum mühendisliğini anlamamak, anlamamaya gayret etmeyi gerektirir yahut art niyetli olmayı. yoksa hetero olarak diriltilecek olanlar müstesna. ancak bu durumda dahi bir şeyin yönlendirme olup olmadığı konusunda karar verebileceğini zannediyorum, herhangi birinin. evet.
  • 58
    cinsel kimliklerini sarsılmaz bir şekilde oturtamamış insanlar için özendirme ya da dayatma olarak adlandırılabilir. ben mesela heteroseksüel biriyim ve bunun benim açımdan tartışmaya açık bir yönü yok. dolayısıyla herhangi bir lgbt paylaşımını özendirme veya dayatma olarak yorumlamıyorum, bunun mücadele edilmesi gereken bir şey olduğunu da düşünmüyorum.
  • 59
    geçen gün pedofililere saygı duyulması gerektiğini anlatan bir tedx konuşmasına denk gelmiştim. bu şekilde doğdular ve bu onların cinsel yönelimleri, hepimize olabilir bu diyordu. suça bulaşmadıkları sürece saygı duyulması gerektiğini anlatıyordu hanım ablamız. ama bu ilişkiyi bir çocukla yaşaması gerek, nasıl suça bulaşmayacak demeyin. geçtiğimiz birkaç yılda öğrendik ki çocuklar da cinsel kimliğini seçebiliyor ya da erken yaşta yöneliminlerinin farkına varabiliyorlar. dolayısı ile günümüzde 5-10 yaş arası "bireyler" eşcinselliği, biseksüelliği "özgürce" seçebiliyor. sadece cinsel yönelimlerini eyleme geçiremiyorlar. o konuda da bir güncelleme geldiyse özür diliyorum, benim cahilliğim. dolayısı ile 5 yaşında bir çocuk yakında 30-40 yaşında erkeklerden, kadınlardan hoşlanırsa, cinsel suça dönüşmediği sürece buna da destek vermemiz gerekebilir. bakın saygı duymak zorunda kalabiliriz demiyorum, destek vermek zorunda kalabiliriz! bunun olmayacağını kimse iddia edemez.

    neyse.. herkesin hayatına kimse karışamaz.
    ekosisteminin bir parçası olmasak, dünya eğlenceli bir gezegen aslında.
  • 60
    bu sporda lgbt'ye dair bir şeyler yazacağım, out of content sayılırsa entry silinebilir baştan kabul edeyim.

    öncelikle, lgbt mevzusuna dair birkaç şey söyleyeyim. savunulması gereken şey eşcinsellik ve ya bir başka farklı cinsel yönelim değil, savunulması gereken şey insan hakları. bu sebepten ötürü şunu söyleyeyim, lgbt hakları diye bir kavram yoktur, insan hakları ve eşitlik kavramları üzerinden ilerlemek sağlıklı olandır.

    sporda bunun maalesef kullanıldığını düşünüyorum, malum sosyal medya devrinde lgbt üzerinden prim kasmak çok kolay ve garanti bir yol haline geldi. biz burda eşitlik savunurken insanların gökkuşağından kaptanlık bandı takması buna katkı sağlamıyor, aksine azınlık cinsel yönelimleri dayatmak oluyor. benim görüşüm bu.

    bunun dışında dediğim gibi herhangi bir azınlıkta bulunan cinsel yönelime sahip insanın hakkını savunmak direkt olarak insan haklarıyla bağlantılı, fakat azınlıkta bulunan bir şeyi toplum içerisinde insanların gözüne sokmak da hak gaspıdır. misal ben ve büyük bir kısım insan sokakta öpüşen iki kız görmek istemiyor olabilir, adı üstüne azınlık olan bu grubun azınlık gibi yaşaması ilk etapta şart. insanlar sokakta erkek erkeğe öpüşmek istiyor olabilir fakat henüz türkiye'de hem dini etkenler hem de bu yönelimin azınlık olması sebebiyle insanlar buna hazır değil. arkadaşlar burda bir adet kız ve bir adet erkeğin bile öpüşmesi saygısızlık olarak, ahlaksızlık olarak karşılanıyor. sizler azınlıkta bulunan ve çoğunluğun "hasta, sapık" şeklinde nitelediği insanlar olarak sokakta bu yönelimi rahat rahat yaşayamazsınız. bunlar toplumsal ve sosyolojik boyutu.

    öte yandan hukuk önünde herhangi bir insan azınlık cinsel yönelime sahip olduğu için haksızlığa uğrarsa, en önde hakkını ben savunurum. burda mevzu siyah olduğu için haksızlığa uğrayan insanlarınkiyle aynı mevzu. olay insanların dil, din, ırk, görüş, yönelim gibi konular yüzünden ayrımcılığa maruz kalması. bunun karşısında en büyük savaşı vereceklerden biriyim. bugün kanun önünde ne lezbiyen ne siyah ne de arap vs. olduğu için kimse haksızlığa uğrayamaz. yalnız altını çizmek isterim, biz baya çoğunluk grupta bulunan normal insanların bile hukuken haksızlığa uğradığı bir ülkede yaşıyoruz. bunun herkes farkında diye düşünüyorum.

    olayın bir diğer boyutu (yine toplumsal bakalım) ise şu, herhangi bir özel şirkette lgbt birey olduğu için işe alınmayan insanlar olabilir. bu bir haksızlıktır fakat adı üstüne özel sektör olduğu için adam isterse kapıya "almanlar çalışamaz." bile yazar. her türlü liyakatsizliği ve ayrımcılığı yapabilir. buna kimse ses edemez çünkü o şirket onun kendi krallığı, orda diktatör o adam. belki de sarışın insanları çalıştırmak istemiyordur. buna kimse karışamaz arkadaşlar, ancak kınayabiliriz sözlü olarak.

    devlet dairelerinde ise herhangi bir şekilde bir insanın ayrımcılık sebepli liyakatsiz bir şekilde kovulması ve ya işe alınmaması kabul edilemez. devlet her insanı kucaklamakla yükümlüdür.

    sporda ise dediğim gibi mevzu prime döndü. azınlık olan grupları sanki çoğunlukmuşçasına el üstünde tutan bir güruh var. bunun bu yeni peydah olan sjw dalgasıyla falan ilgisi var. ben açıkçası kendimi bildim bileli nba izleyen biri olarak molada gay couple görmek istemiyorum, ya da ben istiyorum ama başkası istemiyor. fakat tabii ki "özgürlükler ülkesi amerika" primi kasıyor ve her maç molalarda, devre aralarında statta bulunan gay çiftleri gösterip adına lgbt cam diyor. karşıyım.

    not: bu entry, birden fazla gay, lezbiyen, biseksüel yakın arkadaşa sahip homofobik olmayan heteroseksüel bir erkek tarafından yazılmıştır. beni lgbt düşmanı ve ya homofobik sandıysanız bir daha düşünmenizi isterim. saygılar, kanun önünde eşitlik, zulme karşı mukavemet!

    edit: haksızlığa karşı ses çıkaran insanlar olarak biz lgbt bireylerin insan olarak sahip olduğu hakları savunurken, futbol maçında gökkuşağı şekilde korner bayrağı olması mücadelemize hiçbir katkı sağlamadığı gibi anti grupları daha çok kışkırtıyor. aynı şekilde taksim meydanda öpüşen gayler ve ya yürüyüşte "kürdistan vardır, lubunyalar vardır" şeklinde saçma sapan çığıran insanlar da gram fayda sağlamadığı gibi fazla fazla nefret topluyor. bana göre en sağlıklı olan kanun önünde herkesin eşit olması ve "azınlık" cinsel yönelime sahip insanların bunu bir nebze gizli kapaklı yaşaması. nüfusun çoğunluğu müslüman ve homofobi sahibi olan türkiye'de maalesef açık açık bunu yaşama imkanınız yok. diyorum ya ben kız arkadaşımın elini tutunca bile dayılar beni ayıplıyor, sizi direkt olarak lanetli ve sapkın kabul eden insanlar size tahammül etmez arkadaşlar. bunları yazarken üzülmekle beraber heteroseksüel bir birey olarak sağda solda birlikte olan gay çiftleri görmek isteyip istemeyeceğim konusunda da oldukça kararsız olduğumu belirtmek istiyorum. azınlık bir davranışın toplumda kabul görmesi başka, bu grubun kanun önünde eşitliğe sahip olup olmaması başka konular. kabul görme konusunda bence uzun yıllar ümit yok haberiniz olsun...
  • 61
    eşcinsellerin haklarının savunulmasına ve anayasal güvence altına alınmasına sonuna kadar evet; eşcinsellik propagandasına ve tanıtımına/teşvik edilmesine/yönlendirilmesine ise hayır.
    bu benim şahsi fikrim, büyük bir çoğunluk muhtemelen hoş karşılamayacaktır bu görüşümü. her bireyin en doğal hakkıdır katılmak/katılmamak. şu anda konu özelinde gündemi meşgul eden avrupa kulüplerinin de eşcinsel haklarına değil, eşcinsel sayısının önümüzdeki on yıllarda artmasına yönelik propagandaya odaklandığını düşünüyorum. benim ahlaki, kültürel ve şahsi değerlerimle bu propaganda ve teşvik programı örtüşmüyor. katılmam veya destek göstermem maalesef mümkün değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın