60
bu sporda lgbt'ye dair bir şeyler yazacağım, out of content sayılırsa entry silinebilir baştan kabul edeyim.
öncelikle, lgbt mevzusuna dair birkaç şey söyleyeyim. savunulması gereken şey eşcinsellik ve ya bir başka farklı cinsel yönelim değil, savunulması gereken şey insan hakları. bu sebepten ötürü şunu söyleyeyim, lgbt hakları diye bir kavram yoktur, insan hakları ve eşitlik kavramları üzerinden ilerlemek sağlıklı olandır.
sporda bunun maalesef kullanıldığını düşünüyorum, malum sosyal medya devrinde lgbt üzerinden prim kasmak çok kolay ve garanti bir yol haline geldi. biz burda eşitlik savunurken insanların gökkuşağından kaptanlık bandı takması buna katkı sağlamıyor, aksine azınlık cinsel yönelimleri dayatmak oluyor. benim görüşüm bu.
bunun dışında dediğim gibi herhangi bir azınlıkta bulunan cinsel yönelime sahip insanın hakkını savunmak direkt olarak insan haklarıyla bağlantılı, fakat azınlıkta bulunan bir şeyi toplum içerisinde insanların gözüne sokmak da hak gaspıdır. misal ben ve büyük bir kısım insan sokakta öpüşen iki kız görmek istemiyor olabilir, adı üstüne azınlık olan bu grubun azınlık gibi yaşaması ilk etapta şart. insanlar sokakta erkek erkeğe öpüşmek istiyor olabilir fakat henüz türkiye'de hem dini etkenler hem de bu yönelimin azınlık olması sebebiyle insanlar buna hazır değil. arkadaşlar burda bir adet kız ve bir adet erkeğin bile öpüşmesi saygısızlık olarak, ahlaksızlık olarak karşılanıyor. sizler azınlıkta bulunan ve çoğunluğun "hasta, sapık" şeklinde nitelediği insanlar olarak sokakta bu yönelimi rahat rahat yaşayamazsınız. bunlar toplumsal ve sosyolojik boyutu.
öte yandan hukuk önünde herhangi bir insan azınlık cinsel yönelime sahip olduğu için haksızlığa uğrarsa, en önde hakkını ben savunurum. burda mevzu siyah olduğu için haksızlığa uğrayan insanlarınkiyle aynı mevzu. olay insanların dil, din, ırk, görüş, yönelim gibi konular yüzünden ayrımcılığa maruz kalması. bunun karşısında en büyük savaşı vereceklerden biriyim. bugün kanun önünde ne lezbiyen ne siyah ne de arap vs. olduğu için kimse haksızlığa uğrayamaz. yalnız altını çizmek isterim, biz baya çoğunluk grupta bulunan normal insanların bile hukuken haksızlığa uğradığı bir ülkede yaşıyoruz. bunun herkes farkında diye düşünüyorum.
olayın bir diğer boyutu (yine toplumsal bakalım) ise şu, herhangi bir özel şirkette lgbt birey olduğu için işe alınmayan insanlar olabilir. bu bir haksızlıktır fakat adı üstüne özel sektör olduğu için adam isterse kapıya "almanlar çalışamaz." bile yazar. her türlü liyakatsizliği ve ayrımcılığı yapabilir. buna kimse ses edemez çünkü o şirket onun kendi krallığı, orda diktatör o adam. belki de sarışın insanları çalıştırmak istemiyordur. buna kimse karışamaz arkadaşlar, ancak kınayabiliriz sözlü olarak.
devlet dairelerinde ise herhangi bir şekilde bir insanın ayrımcılık sebepli liyakatsiz bir şekilde kovulması ve ya işe alınmaması kabul edilemez. devlet her insanı kucaklamakla yükümlüdür.
sporda ise dediğim gibi mevzu prime döndü. azınlık olan grupları sanki çoğunlukmuşçasına el üstünde tutan bir güruh var. bunun bu yeni peydah olan sjw dalgasıyla falan ilgisi var. ben açıkçası kendimi bildim bileli nba izleyen biri olarak molada gay couple görmek istemiyorum, ya da ben istiyorum ama başkası istemiyor. fakat tabii ki "özgürlükler ülkesi amerika" primi kasıyor ve her maç molalarda, devre aralarında statta bulunan gay çiftleri gösterip adına lgbt cam diyor. karşıyım.
not: bu entry, birden fazla gay, lezbiyen, biseksüel yakın arkadaşa sahip homofobik olmayan heteroseksüel bir erkek tarafından yazılmıştır. beni lgbt düşmanı ve ya homofobik sandıysanız bir daha düşünmenizi isterim. saygılar, kanun önünde eşitlik, zulme karşı mukavemet!
edit: haksızlığa karşı ses çıkaran insanlar olarak biz lgbt bireylerin insan olarak sahip olduğu hakları savunurken, futbol maçında gökkuşağı şekilde korner bayrağı olması mücadelemize hiçbir katkı sağlamadığı gibi anti grupları daha çok kışkırtıyor. aynı şekilde taksim meydanda öpüşen gayler ve ya yürüyüşte "kürdistan vardır, lubunyalar vardır" şeklinde saçma sapan çığıran insanlar da gram fayda sağlamadığı gibi fazla fazla nefret topluyor. bana göre en sağlıklı olan kanun önünde herkesin eşit olması ve "azınlık" cinsel yönelime sahip insanların bunu bir nebze gizli kapaklı yaşaması. nüfusun çoğunluğu müslüman ve homofobi sahibi olan türkiye'de maalesef açık açık bunu yaşama imkanınız yok. diyorum ya ben kız arkadaşımın elini tutunca bile dayılar beni ayıplıyor, sizi direkt olarak lanetli ve sapkın kabul eden insanlar size tahammül etmez arkadaşlar. bunları yazarken üzülmekle beraber heteroseksüel bir birey olarak sağda solda birlikte olan gay çiftleri görmek isteyip istemeyeceğim konusunda da oldukça kararsız olduğumu belirtmek istiyorum. azınlık bir davranışın toplumda kabul görmesi başka, bu grubun kanun önünde eşitliğe sahip olup olmaması başka konular. kabul görme konusunda bence uzun yıllar ümit yok haberiniz olsun...
öncelikle, lgbt mevzusuna dair birkaç şey söyleyeyim. savunulması gereken şey eşcinsellik ve ya bir başka farklı cinsel yönelim değil, savunulması gereken şey insan hakları. bu sebepten ötürü şunu söyleyeyim, lgbt hakları diye bir kavram yoktur, insan hakları ve eşitlik kavramları üzerinden ilerlemek sağlıklı olandır.
sporda bunun maalesef kullanıldığını düşünüyorum, malum sosyal medya devrinde lgbt üzerinden prim kasmak çok kolay ve garanti bir yol haline geldi. biz burda eşitlik savunurken insanların gökkuşağından kaptanlık bandı takması buna katkı sağlamıyor, aksine azınlık cinsel yönelimleri dayatmak oluyor. benim görüşüm bu.
bunun dışında dediğim gibi herhangi bir azınlıkta bulunan cinsel yönelime sahip insanın hakkını savunmak direkt olarak insan haklarıyla bağlantılı, fakat azınlıkta bulunan bir şeyi toplum içerisinde insanların gözüne sokmak da hak gaspıdır. misal ben ve büyük bir kısım insan sokakta öpüşen iki kız görmek istemiyor olabilir, adı üstüne azınlık olan bu grubun azınlık gibi yaşaması ilk etapta şart. insanlar sokakta erkek erkeğe öpüşmek istiyor olabilir fakat henüz türkiye'de hem dini etkenler hem de bu yönelimin azınlık olması sebebiyle insanlar buna hazır değil. arkadaşlar burda bir adet kız ve bir adet erkeğin bile öpüşmesi saygısızlık olarak, ahlaksızlık olarak karşılanıyor. sizler azınlıkta bulunan ve çoğunluğun "hasta, sapık" şeklinde nitelediği insanlar olarak sokakta bu yönelimi rahat rahat yaşayamazsınız. bunlar toplumsal ve sosyolojik boyutu.
öte yandan hukuk önünde herhangi bir insan azınlık cinsel yönelime sahip olduğu için haksızlığa uğrarsa, en önde hakkını ben savunurum. burda mevzu siyah olduğu için haksızlığa uğrayan insanlarınkiyle aynı mevzu. olay insanların dil, din, ırk, görüş, yönelim gibi konular yüzünden ayrımcılığa maruz kalması. bunun karşısında en büyük savaşı vereceklerden biriyim. bugün kanun önünde ne lezbiyen ne siyah ne de arap vs. olduğu için kimse haksızlığa uğrayamaz. yalnız altını çizmek isterim, biz baya çoğunluk grupta bulunan normal insanların bile hukuken haksızlığa uğradığı bir ülkede yaşıyoruz. bunun herkes farkında diye düşünüyorum.
olayın bir diğer boyutu (yine toplumsal bakalım) ise şu, herhangi bir özel şirkette lgbt birey olduğu için işe alınmayan insanlar olabilir. bu bir haksızlıktır fakat adı üstüne özel sektör olduğu için adam isterse kapıya "almanlar çalışamaz." bile yazar. her türlü liyakatsizliği ve ayrımcılığı yapabilir. buna kimse ses edemez çünkü o şirket onun kendi krallığı, orda diktatör o adam. belki de sarışın insanları çalıştırmak istemiyordur. buna kimse karışamaz arkadaşlar, ancak kınayabiliriz sözlü olarak.
devlet dairelerinde ise herhangi bir şekilde bir insanın ayrımcılık sebepli liyakatsiz bir şekilde kovulması ve ya işe alınmaması kabul edilemez. devlet her insanı kucaklamakla yükümlüdür.
sporda ise dediğim gibi mevzu prime döndü. azınlık olan grupları sanki çoğunlukmuşçasına el üstünde tutan bir güruh var. bunun bu yeni peydah olan sjw dalgasıyla falan ilgisi var. ben açıkçası kendimi bildim bileli nba izleyen biri olarak molada gay couple görmek istemiyorum, ya da ben istiyorum ama başkası istemiyor. fakat tabii ki "özgürlükler ülkesi amerika" primi kasıyor ve her maç molalarda, devre aralarında statta bulunan gay çiftleri gösterip adına lgbt cam diyor. karşıyım.
not: bu entry, birden fazla gay, lezbiyen, biseksüel yakın arkadaşa sahip homofobik olmayan heteroseksüel bir erkek tarafından yazılmıştır. beni lgbt düşmanı ve ya homofobik sandıysanız bir daha düşünmenizi isterim. saygılar, kanun önünde eşitlik, zulme karşı mukavemet!
edit: haksızlığa karşı ses çıkaran insanlar olarak biz lgbt bireylerin insan olarak sahip olduğu hakları savunurken, futbol maçında gökkuşağı şekilde korner bayrağı olması mücadelemize hiçbir katkı sağlamadığı gibi anti grupları daha çok kışkırtıyor. aynı şekilde taksim meydanda öpüşen gayler ve ya yürüyüşte "kürdistan vardır, lubunyalar vardır" şeklinde saçma sapan çığıran insanlar da gram fayda sağlamadığı gibi fazla fazla nefret topluyor. bana göre en sağlıklı olan kanun önünde herkesin eşit olması ve "azınlık" cinsel yönelime sahip insanların bunu bir nebze gizli kapaklı yaşaması. nüfusun çoğunluğu müslüman ve homofobi sahibi olan türkiye'de maalesef açık açık bunu yaşama imkanınız yok. diyorum ya ben kız arkadaşımın elini tutunca bile dayılar beni ayıplıyor, sizi direkt olarak lanetli ve sapkın kabul eden insanlar size tahammül etmez arkadaşlar. bunları yazarken üzülmekle beraber heteroseksüel bir birey olarak sağda solda birlikte olan gay çiftleri görmek isteyip istemeyeceğim konusunda da oldukça kararsız olduğumu belirtmek istiyorum. azınlık bir davranışın toplumda kabul görmesi başka, bu grubun kanun önünde eşitliğe sahip olup olmaması başka konular. kabul görme konusunda bence uzun yıllar ümit yok haberiniz olsun...