• 27
    galatasaray sözlük'te tuzlaspor* oyuncusu karaktersiz gökhan çınar'a eşi üzerinden aşağılama yapılıyor dünden beri.

    yahu insanların cinsel yönelimleri, dini tercihi, mezhebi, siyasi görüşü ne zamandan beri onun kalitesini gösterir oldu!

    dileyen dilediği gibi hayatını yaşar, bu kimseyi ilgilendirmez.
    mensubu olmaktan gurur duyduğum galatasaray sözlük'te bu yobazlıkla karşılaşmak beni hayal kırıklığına uğrattı.

    şahsen ben moderatör olsaydım dünden beri çok kişiye ceza verirdim.

    edit:
    algılama fonksiyonları yetersiz insanlar için ekleme yapma gereği hissettim.
    yahu gökhan karaktersizse bunun cezasını neden eşi ödesin?
    ona neden saygısızlık yapıyorsunuz?
    elmayla armutu karıştırmayın.
  • 29
    (bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)

    herkes özgürdür istediğiyle istediği hayatı yaşayabilir. buna kimse müdahale edemez. çünkü demokratik bir ülkedeyiz. ama herkes eleştirebilir de bu da demokrasinin bir gereğidir. ben gökhan çıra'ya saygı duymuyorum. en ağır eleştirileri de yaparım. sen ortada hiç bir şey yokken sırf gündem olmak için ortalığı gereceksin, 20 milyonluk camianın en sevdiği oyuncusuna saldıracaksın ondan sonra da yok saygı, yok hoşgörü...

    amacı sadece gündem olmak reklam yapmak olan bir adamı her türlü yönüyle eleştiririm. bu kadar hoşgörü bana fazla çünkü. eğer çok ağır küfürler etmiyorsam bu sözlüğe olan saygımdandır bunu da belirteyim.

    kimileri eşcinseldir kendi halinde hayatını yaşar. onun o yönelimini bilmezsin bile çoğu zaman. işte o insanlara hiç bişey demem. her koyun kendi bacağından asılır bana bir zararı olmadığı sürece beni alakadar etmez.

    hem para için böyle çarpık ilişkiler yaşayacaksınız hem bunu insanların gözüne sokacaksınız hem arsızlık yapıp hala reklam yapmaya devam edeceksiniz ondan sonra da çok bilmiş demokrasi savunucuları gelecek ama özgürlük bilmem ne diye sizi savunacak. ne güzel dünya ya!

    sen 25 milyonluk camianın "can damarına" basacaksın onlar da -dua et- sadece senin cinsel tercihlerin hakkında geyik yapsınlar, dua et...
  • 30
    iddialara gore yillardir olandir. vardir yoktur bilemem. herkes ne halt yemek istiyorsa yesin, kimse kimseye karisamaz lakin; benim karakterime, tavrima, tarzima ters gelen seyleri de getirip gozume sokarcasina israrla aleni bir sekilde inadina inadina yapmaya calisirsan ben de bunu şiddet olarak kabul ederim. kimse kimsenin sacmaligina maruz kalmak zorunda degil. edebimizle tepki gosterince de faşistlik yaparsan da misliyle karsilik gorursun. ona da homofobi diyemezsin.

    edit: adamlar lgbti denen naneyi kopurte kopurtr bir hal oluyorlar, ortalik yangin yerine donuyor, mental orgazm yasiyorlar her yere duyurduk diye bir de bunlara hos gorunmek icin destekleyenler cikiyor. madem yonelim, madem bunu bu kadar savunuyorsunuz; bizden de birileri heteroseksuelligi bu kadar kopurtse kampanyalar kumpanyalar yapilsa ilk yiyecegimiz yaftalar fasistlik hosgorusuzluk medeniyetsizlik. hadiyin lan oradan dandik insan musveddeleri. biliyoruz sizin derdinizi.
  • 31
    bir kere bir insandan hoşlanmak (karşı cins, hemcins, ya da her ikisi) bir tercih meselesi değildir, yönelimdir. önce bunu kararlaştıralım. bir insanın evlenmesi, yurtdışına gitmesi, bekar kalmak istemesi, üniversite okuması gibi şeyler tercihlerdir.* ama bir insanın başka bir insandan hoşlanması, ona duygusal ve seksüel bir şeyler hissetmesi tercih değildir. zira bu en başta insanın gayri ihtiyari gerçekleştirdiği bir şeydir. hiç kimse kalıp da "bugün x'ten hoşlanayım" demez. dürtüler kontrol edilemeyen, ancak belirli bir yere kadar dizginlenebilen şeylerdir. kimse bunu tercih diyerek opsiyonel bir şeye bağımlı kılmasın.

    gökhan çıra isimli dengesizin yaptıklarını savunacak, meşru kılacak değilim. ancak sapla samanı ayırt etmek gerekiyor. yaptığı aptal davranışları ve iftiraları çürütmek, ona karşı gerek hakaret, gerekse kişiliği hakkında bir saptamada bulunmak için eşi ve cinsel faaliyetleri ile ilgili laf çakmak ahmaklıktan başka bir şey değildir. bu adam hatalıysa, hatalı olduğu şey üzerinden gidilmeli. kalkıp da gökhan çıra dışında hem ülkemizde, hem dünyada on binlerce insanı da töhmet altında bırakıp, saçma sapan bir zorbalığa neden olunmamalı.

    ayrıca takımımızda ya da ülkemizde yapılan bir saçmalığı, dünyada diğer ülkelerde de yapıyorlar diyerek meşru kılmak da ayrı bir saçmalık. dünyada türkiye dışındaki ülkelerde de hırsızlık, gasp, kalpazanlık, cinayet vs. oluyor, o zaman biz de sesimizi çıkartmayalım, öyle mi? bu ne saçma bir düşünce? ülkeler arası değişen, kültüre dayalı farklılıklar olabilir, ancak bu öyle bir durum değildir. en büyük ayrımcılıklardan biri, bizim ülkemizde de yapılmaması gerekir, yanlıştır; dünyanın herhangi bir yerinde de aynı şekilde. iki yanlış birbirini ne zamandan beridir götürür oldu?

    bu arada dünyada "bunlar dünyanın herhangi bir yerinde olabiliyor" diyenler, özellikle avrupa ve abd'deki rainbow flag'tan da haberiniz vardır herhalde. yoksa şuraya birkaç tane emsalini bırakayım, gözünüzden kaçmış olmalı herhalde. bunlar da senelerce izlediğimiz, hayran olduğumuz liglerin ve takımların uyguladığı şeyler. halep oradaysa arşın burada.

    https://losangeles-mp7static.mlsdigital.net/...Xo&itok=ezIYwUGg

    https://cdn.cnn.com/...flag-exlarge-169.jpg

    https://i.dailymail.co.uk/...-3_1511633247345.jpg

    https://gss.gs/AN5.jpg

    evet, ne yazık ki vardır.
  • 33
    başta görüşümü söyleyeyim, aleni bir biçimde abartılıyor. yani 1 oluyorsa 1000 gösterilmeye çalışılıyor diyeyim.

    burada 'bu insanın değiştiremeyeceği bir şey' tarzı yazı yazanların en uç örnekle neden doğduğu yeri değiştiremeyecek günahım kadar sevmediğim ali koç'a 'yalı çocuğu' dediklerini merak ediyorum. karşı yakanın en sevmediğimiz kişisi doğacağı yeri kendisi değiştirebilir miydi, böyle bir imkanı olsa da değiştirmezdi tabii ki de o ayrı konu ama böyle bir imkanı var mıydı? ona niye öyle diyorsunuz o zaman?

    bazı şeyleri abartmayın, homofobi ayrıdır karaktersiz bir herifle dalga geçerken en çok popülist olan kısmıyla dalga geçmek ayrıdır. ilgili arkadaşın örneğin pokemon bağımlılığı olsa onunla bu sefer dalga geçilirdi. o zaman da herkes pokemon haterı mı olacaktı?

    edit: imla.
  • 34
    (bkz: gssözlük günlük boş duyar başlığı)

    abi kastınız ya. vallahi billahi kastınız. gökhan çıra hakkında bu muhabbetin dönmesinin homofobiklikle alakası yoktur da hadi vardır diyelim, napacaksınız?

    ya düşünün bugün ozan tufan hakkında böyle bir şey olsa ozan stada geldiğinde bu muhabbet dönmeyecek mi?
    ya da gökhan çıra (allah saklasın) halen galatasaray futbolcusu olsa kadıköy deplasmanında bu muhabbet dönmeyecek mi?

    abi türkiye'deyiz. burada eşcinsellik karşı taraf ile bir dalga geçme malzemesi. bu böyle ve bu kimseyi homofobik yapmaz.
    şimdi gökhan çıra birisinin karşısına çıksa ve dayak yese "homofobikler adamı dövdü" mü diyeceksiniz? hayır.

    bunun eşcinselliğiyle bir alakası yok. isterse damacana siksin beni bağlamıyor. ama bu mevzu bu ülkede hele hele de futbolda çaresiz her zaman dalga konusu olur, olacaktır.

    ki o eşcinsel beyefendinin istediği de buydu. buradan mağduriyet çıkaracak. düşün 30 milyon galatasaray taraftarı var, kalanı farklı takımları tutuyor. e galatasaray'a herkes ters zaten. galatasaray üzerinden mağduriyet yaratıp gündem olup takipçi falan kasmak.

    e bunların nereden çıktığını da biliyoruz. bu işleri çıkaran "para kaynağı" hepimizin malumu. saldırma türlerinden "organize ancak amatör bir kötülük" belli yani. konuşmaların tek kalıptan çıkması da size bunu ispat etmiyorsa daha diyecek bir şey yok.

    herkesi oldukları gibi kabul edelim diyorsunuz, edin abi o zaman bu taraftarın bir kısmı homofobik de olabilir, kişinin düşüncesi / inancı kendisinedir. adam inandığı gibi yaşar, düşündüğü gibi yaşar. herkes seninle aynı kalıpta olamaz, imkansız. e oldu o zaman senin yaptığın da diktatörlük değil mi? "herkes benim gibi düşünsün" olmaz abi. nasıl seninki sana ise, onunki de onadır. var mı zararı? lgbti mitingi yapılıyor mesela, buradaki insanlardan birisinin gidip de orada birisini darp ettiğine mi inanıyorsunuz?

    kişileri gruplandırmayı bırakması gereken siz olmayasınız? çuvaldızı önünüze gelene saplamak kolay, biraz da iğneyi kendi üzerinizde deneyiniz.
  • 35
    şimdi yazacaklarımı isteyen beğenir isteyen beğenmez. ulan ne kadar zalim insansın diyende çıkabilir. varsın desin umrumda değil. 18 aralık 2019 tuzlaspor galatasaray maçının 55. dakikasında uyuyakalmışım. sabah bir kalktım olaylar gene patlamış hiç şaşırmadım. olayların baş aktötürü arkadaşın* cinsel tercihlerinden falan dem vurulmuş. çok da iyi edilmiş.

    benim sevdiğim, saydığım hayatımda önemli bir yere sahip olan bir şeye birileri çıkıp mesnetsiz, hadsiz ve insanları provoke edecek şekilde saldırıyorsa bende ona en zayıf olduğu yerden saldırırım. bundan hiçte gocunmam. çünkü karşıdakinin hiçbir haklı tarafı yok. tek amacı karşıdaki insanların moralini bozmak. bahsi geçen zatın kendi cinsel tercihlerinden ötürü bir kompleksi varsa bunun üzerinden goygoy yapanları hiç yadırgamam. fıtık ameliyatı oldum de sonra geç kulübeye otur, olay çıkar video çek falan pişmiş kelle gibi sırıt. sonra rahat rahat dolaş yooooooookkkkkkkk yaa. birisi çıkacak sırf belki birilerinin talimatı ya da kendi çükünün keyfi için 30 milyonun insan keyfini kaçıracak sonra da rahat rahat dolaşacak. yok abicim öyle bir şey. lgbt, homoseksüksüellik falan gerçekten umrumda değil herkesin tercihi kendine.

    ama bahsi geçen lavuk asker arkadaşıyla evlenmiş lan hahahahaha. düşünebiliyor musunuz? belki beraber g3'le nöbete gittiği adamla evlenmiş. hahahah. g3 ile nöbette neler yaptılar insan düşünmeden edemiyor.*

    tutarsız oldum değil mi? welcome to new turkey. artık ortam böyle. dini, cinsiyeti, dili, siyasal fikri ne olursa olsun bana ve benim saydığım, sevdiğim kişilere, kurumlara vs. iftira ile kin ile nefret ile saldıran herkese, her şeye aynı kin ile nefret ile saldırıyorum. işinize gelirse...
  • 36
    olmaması gerekendir.

    tarih boyunca homoseksüellik, biseksüellik gibi farklı cinsel eğilim veya yönelimler sapkınlık olarak, hastalık olarak görüldü. semavi dinler tarafından da yasaklanmış olup, din mensuplarına insan fıtratı tabanında anlatıldı bu durum. siyaset alanında dahi dışlayıcı tutumlar sergilendi ideolojileri yönlendirenler tarafından. hatta çoğu ideoloji, anti tezi sayılabilecek ideolojileri suçladı bu hususta. örneğin faşistler, bu sözümona sapkınlığın sosyalistler tarafında tetiklendiğini iddia etti. ters veya başka örnekler de verilebilir. kısacası tarih boyunca en basit tabirle çirkinlik olarak gösterildi bu durum.

    lakin psikoloji bilimi bu konu üzerine gitti ve durumun bir tercih meselesi olmadığı açığa çıkarıldı. bir konuda insanın tercih şansı yoksa sergilediği eyleme doğru veya yanlış denilemeyeceği kanaatindeyim. kaldı ki, tercih bile olsa yine kimseye laf düşmez.

    ikinci dünya savaşı sonrasında medeni toplumların vicdanında güç kazanan hümanizmle birlikte bu eğilimdeki insanlar ferdi olarak ve komünler halinde seslerini yükseltebilmeye başladılar. bu gelişim insanlık açısından sevindirici olsa da uygarlık gelişimi bizzat kendi yöneticileri ve çeşitli dış etmenler tarafından geride bırakılmış bizim gibi toplumlar maalesef bu konuyu hala sapkınlık veya yanlışlık veya hastalık olarak görmeye devam etmekte. toplumun sokak diline dahi baktığınızda argo ve küfürler arasında hatırı sayılır yeri olduğunu görebiliyoruz.

    hukuken baktığımızda bizim ülkemizde bile heteroseksüellik dışındaki cinsel yönelimlerin suç olmasını geçtim, yasal olmadığını dahi söyleyemeyiz. hatta aksine anayasal olarak homofobinin ayrımcılık olarak yorumlanması gerekiyor ki doktrinde bunu ifade eden hukukçu sayısı artış gösteriyor.

    spor ve sanatın yan misyonlarından birisi de toplumdaki yanlışlarla ve cehalet ile mücadele etmektir. yani sporcu ve sanatçının bu sıfatını hak etmek için toplumda gördüğü her ayrımcılıkla mücadele etmesi gerektiği kanaatindeyim. spor bağlamında bakarsak bu seyircinin de üstüne düşen bir görevdir. çünkü birleştirici olması gereken bir olgunun, ayrımcılığın hareket sahasına dönüşmesi en yanlış şeydir. bundan hareketle bu ayrımcılığı meşru görerek cehalet hastalığını yayan her bireyi esefle kınıyorum. burada da (bkz: gökhan çıra/#2825341) belirttiğim gibi bu yanlışı galatasaray sözlük gibi bir mecrada görmek gerçekten çok üzücü.

    arkadaşlar yapmayın, toplumlarda farklı cinsel yönelimler en geç iki yüzyıl içerisinde olması gerektiği gibi normalleşecekken siz tarihin karanlık tarafında olmayın.

    edit: imla
  • 38
    karşı tarafa doğrudan hakaret edilmediği takdirde homofobiklik vs. bence hiçbir şekilde saçmaca eleştirilmemeli. nasıl ki birileri eşcinselliği olumluyorsa birileri de bunun karşı cephesinde yer alabilmelidir. kimsenin ne eşcinselleri sevmeye ne de eşcinselliğe saygı göstermesi bir zorunluluk gibi dayatılmamalı. soyut olarak, teorik olarak ne kadar eleştirilirse eleştirilsin önemli olan eşcinsel kişiye müdahale edilmemesi, özgürlük alanının kısıtlanmamasıdır.

    ancak eşcinselliğin tecessüm ettiği bir kişiye karşı onun cinsel tercihi, yönelimi veya ne derseniz seçtiği yolun aşağılanması, o kişinin tahkir edilmesi doğru değildir.

    isteyen eşcinselliği sevsin, saysın, isteyen de bundan nefret etsin. ancak şu mevcut durumda gökhan çıra denen kişiliğin eşine karşı yapılan yakıştırmalar rahatsız edici tabii.

    sözlükte yazarları homofobik diye aşağılayanlar, yahu insanlar mecbur mu eşcinsellikten hoşlanmaya? sen ne kadar sevgi besliyorsan ben de o kadar nefret besleyebilirim. kimsenin hayatına müdahale edilmedikten sonra kalanlara halt yemek düşer.
  • 39
    en azından galatasaray sözlük'te olduğunu düşünmüyorum. twitter'da ise türlü iğrenç laflar edildiğine eminim.

    eğer bir insana cinsel tercihinden dolayı ayrımcılık uygulanıyor ve nefret söyleminde bulunuyorsa ortada sıkıntılı bir durum var demektir. o zaman moderasyon da gereğini yapar. gözümüzden kaçan bir durum varsa lütfen özel mesaj atın. zira aksi sözlüğe yakışmaz ve burası twitter değil.

    fakat cinsel yönelimler hayatın bir parçasıdır. yokmuş veya bu yönelimler ayıpmış gibi davranılamaz. bunlar üzerine konuşulacak, toplumsal uzlaşma sağlanacaktır. konu normalleşecektir.

    emre mor'un cinsel yönelimleri dalga konusu olurken duyarlılık gösterilmiyorsa gökhan çıra'nın cinsel yönelimi de aynı ölçüde ti'ye alınabilir demektir. zira normali budur. eş saygınlıkta cinsel yönelime eş derecede şaka yapılabilir. bu konu üzerinden ortalama bir şaka yapıldığında duyar kasılıyorsa, biraz da duyar kasanlar bilinç altlarında acaba değişik cinsel yönelimlerin ayıp olduğunu mu düşünüyorlar bir özeleştirisini yapmalılar.

    açık söylemek gerekirse sabahtan beri çok bakamadım sözlüğe, ama şöyle bir göz gezdirdim. gökhan çıra'ya eşi dolayısıyla hakaret mi edilmiş? gökhan çıra eşi dolayısıyla aşağılanmış mı? ben göremedim açıkçası. yani arda turan'ın nişanlısı hakkında zamanında yazılanlardan daha ağır bir kelime yok ortada.

    mesela gökhan çıra eşinden hızlı dönüyor demek homofobik bir söylem mi? yoksa gökhan çıra'nın tutarsızlığını hicvetmek mi? sözlükteki entrylerden hiç birine gökhan çıra'dan veya eşinden rahatsız olduklarına dair bir uyarı gelmedi. oysa çok kolay şekilde sözlük iletişim kanallarından talepte bulunabilirlerdi ve sözlük yönetimince de gereken derhal yapılırdı. şu zamana kadar çoğu rahatsızlıkta bir hukuka aykırılık aramadan şikayet edene subjektif düşününce hak verebiliyorsak olumlu geri dönüş yaptık. şimdi onların rahatsız olmadığı entrylerde niçin sözlük yazarları bu kadar hassasiyet gösteriyor ben anlayamadım.

    insanlar her çeşit cinsel yönelime sahip olabilir. bana göre bir cinsel yönelime diğerinden daha fazla hassasiyet göstermek ayıbı yüze vurmama çabasıdır. önce ortada bir ayıp olmadığı konusunda anlaşalım isterseniz?
  • 40
    gökhan çıra üzerinden konuşacaksak bu transfobi olup olmadığıdır zira kendisi homoseksüel değildir (ya da öyledir ama eşinin eskiden erkek olması onu homoseksüel yapmaz). kendisi transeksüel bir kadınla evlidir.

    bunun transfobi olup olmadığı tartışılabilir. ama başlık altinda cinsel yönelimleri sapkinlik olarak görenler ya da "gözümüzün önünde yapmayin" falan diyenler. bir de pazarlaniyormus falan. o zaman david beckham, cristiano ronaldo falan da heteroseksüel pazarlaması sonuçta birlikte oldukları insanlarla sürekli anildilar falan.

    bir de en sevdiğim herkes istediği gibi düşünür. lol.
    o zaman ırkçılık da serbest olsun. muz gösteren fenerbahçe taraftari da sadece kendi düşüncelerini yansitiyordu aslında. ya da avrupa'da türk karsitlari da kendi düşünceleriydi neden yirtindiniz bu kadar?

    özeti; transfobi olup olmadığı tartışılır da cinselliği sadece kendi işine geleni normal görüp digerlerine sapkınlık diyenler merak etmesin doğal seçilim ile yavaş yavaş soylari bitecek, nasil ırkçılar çoğu yerde kuyruklarını kistirdiysa.

    edit; yanlis anlasilmasin ben vardir/yoktur demiyorum ama tartisilabilecegini söylüyorum.
  • 41
    sözlükte yok. gökhan çıra özelinde yok en azından.

    bir arkadaşımız kendisini pilot etmeden önce sözlükte homofobik yazarlar olduğundan dem vurup, "bu kişilerle aynı ortamda olmaktan utanıyorum" demiş. benzer şekilde moderasyonu kendi düşüncesine zıt ifadelerde bulunan yazarlar hakkında göreve davet eden birtakım entry'ler de var(dı). yazılanların tamamını okudum. eğer dilimizde birtakım sözcüklerin manaları komple değişmediyse, gayet normal olan dert anlatış biçimi aniden başkalaşım geçirip saldırgan bir üsluba evrilmediyse yazılanlarda herhangi bir problem yok. birkaç entry belki sıkıntılıydı ki o entry'leri de moderasyon ayıklamış zaten.

    vegan bir arkadaşım vardı üniversitede. bir gün tavuk dürüm gömüyorum diye ne katilliğim kalmıştı sağ olsun, ne de barbarlığım. onun tercihine saygı duyduğumu, benzer şeyi kendisinden de beklediğimi dillendirmeme rağmen karşılık alamamıştım. aynı şey olmasa da benzer havayı lgbt muhabettinde de soluyorum. nefret söylemi mi var ortada? karşılık ver, eyvallah; ancak üslubunca fikrini belirten insana da sipsivri dalma be abisi.

    science direct üzerinden konuyla alakalı birçok içeriğe ulaşabilmek mümkün. belli yönelimleri normal olarak gören bilimsel çalışmalar da mevcut, anomali olarak gören de. yine benzer yönelimleri doğumla birlikte gelen dürtü olarak açıklayan biyolojik araştırmalar da var, zamanla çevresel faktörlerden etkilenerek edinilen kazanım ve bu doğrultuda gelişen tercih süreci olarak tanımlayan araştırmalar da. bilim gibi bir netlik bile bu konuda farklı hipotezler ortaya koyabiliyor.

    herkesin görüşü kendine. nefret söylemi varsa ortada gereken yapılıyor zaten; lakin abartı duyarlara cidden hiç ama hiç gerek yok. benim fikrim ise şu; cinsel yönelimlerin spora bu kadar empoze edilmesini kesinlikle kabul etmiyor, "pride" ve/veya "rainbow" kültürünün sporda olmaması gerektiğine inanıyorum. tıpkı spor alanlarında herhangi bir dini aksiyon, sembol vs. olmaması gerektiğini düşünmem gibi. spor yalnızca sporla alakalı olmalı.
  • 48
    eşcinsel olmayan biri, eşcinsel topluluğunun bayrağıyla süslü bir formayı giymek istemeyebilir. bu, kişinin homofobik olduğunu göstermez. ırkçılıkla aynı şey olduğunu düşünmüyorum. ırkçılık karşıtı formayla lgbt bayraklı forma arasında açık bir fark var: birinde kötü bir eyleme karşı çıkıyorsun, diğerinde ise bir topluluğu desteklediğini gösteriyorsun. bir topluluğu desteklememek kişinin en doğal hakkıdır. bu yüzden bu konunun biraz suistimal edildiği kanaatindeyim. işin içinde nefret söylemi ve hareketi olmadığı sürece insanlara karışmak doğru değil.

    vardy'nin lgbt renkleriyle süslenmiş korner bayrağını bile isteye kırması homofobikliktir, idrissa gueye'nin ya da real madrid yönetiminin bu bayrağın formalarında bulunmasını istememeleri ise homofobiklik değildir.

    son olarak eşcinsel yönelimler psikolojik değildir. insanlar kapalı kapılar ardına sığınmak zorunda değiller. oldukça hassas olan bu konunun taraflarca mücadele haline getirilmesi kötü sonuçlar doğurabilir.
  • 49
    vardır. ama bunun lgbti forması giymek/giymemek ile alakalı olduğunu düşünmüyorum. ben de hastası değilim inclusion diversity olaylarında ön planda olmanın, ben de iş yerinde desteklesem de ne arka plan yaparım ne başka bir şey. ama bu olayı sorgulayanlar, lgbti bireylerin sıkıntı çekmediğini düşünenler bir gün oturup bu kişiler ile konuşsunlar. siz sokakta pride yürüyüşünde olan kişileri görüp "bak ne kadar rahatlar" diyorsunuz ama iş yerinde, memurluk hayatında neler olduğunu bilmiyorsunuz. bu insanlar ülkemizde evlenemiyor, daha basit bir açıklaması olamaz heralde. ben gay bardan çıkışta dövülen ve aylarca çenesinde tellerle dolaşan bir çocuk tanıyorum. sebebi de "lan i.ne" diyene cevap vermek.

    bugün lgbti üyesi olduğu belli olan bir futbolcu kesinlikle sıkıntı yaşar. bu sıkıntıyı başka sporda yaşayanlar oldu.

    daha ırkçılığı aşamamış spor dünyasında bunun aşılması uzun zaman alacaktır.
  • 50
    ya bu tarz şeylerin o kadar cılkı çıktı ki artık saygı duyman da yetmiyor illa destekçisi olacaksın.

    özgürlük peşinde koşan adamların başkalarının nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığına karışması biraz ironik oluyor.

    tamam işte saygı duyuyoruz yetsin bu size. illa okeye 4.gibi ortanıza 3.mü olmamız lazım.

    ben sana neden eşcinselsin demiyorsam sen de bana neden homofobiksin dememen gerekir. çünkü nedenini sen daha iyi biliyorsun. ben de böyle hissediyorum.

    yakında homoseksüel olmadığımız için özür dilerken bulacaz kendimizi arkadaş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın