• 102
    insan gerçekten üzülüyor...

    fenerbahçe'nin gençlerbirliğikarşısında kazandığı iki uyduruk penaltıyla maçı kazanmasına mı ? galatasaray'ın %100'lük golleri kaçırarak 2 puanı rize'de bırakmasına mı ? yoksa gırtlağına kadar kaosa batmış futbol düzenine mi üzülelim bilemiyorum...

    sonra bir düşünme hali alıyor...

    belki de sabahtan istinye'de ki tffbinasına gidip; camlara iki taş atarak adalet (!)isteğimizi dile getirseydik farklı olurdu diyorum ! malum, bu ülkede işler böyle yürüyor! "en çok ağlayan,en çok mağdurolandır !" en mağdurtakımın yöneticilerinin hafta ortası yaptıkları basın toplantısında "hükümetimizin yanındayız" demeçlerini zamanlama açısından da manidar buluyorum ! çok değil bir kaç hafta önce, ali ismail korkmaz'ın ailesini yanlarına alarak bağdat caddesi'nde adalet(!) aradığını söyleyen güruh, bu hafta da gezi'de can veren çocukların kemiklerini sızlatıyor. uslu yöneticiler farkında değiller, hak ararken haksızlığa alet oluyorlar. kendi pisliklerini temizlemek uğruna, masum insanların duygularını ve arma sevdalarını kullanıyorlar. işlerine gelmeyen her kararda "ben oynamıyorum yeaa !" türünde ki açıklamaları ile 7 yaşında ki çocuktan farksız oluyorlar. sadece galatasarayveya diğer takımların gözünde ufalmıyorlar, kendi taraftarının da gözünde küçülüyorlar.

    lanet ediyorum...

    yaşananlar üzerinden çok geçmiyor, ç.rizespor - galatasaray maçının ardından yeni bir tape ortaya çıkıyor. başbakanile oğlu arasında geçen görüşme kayıtlarında "fenerbahçe'yi şike sürecinde ben kurtardım !" minvalinde söylemlere şahit oluyoruz. sezon başından beri "spora siyaset bulaşmasın" diyenler haklılar ! siyasiler spor dünyasında, istediği gibi at koşturmakta ve olaylara yön verme konularında özgürdürler ! taraftarlar yaşananlara "orada dur !" demek istediğinde, hata yapmakta ve kanunları çiğnemektedirler !

    yersen...

    doğal olarak "tutarlı siyasilerimizin" taraftarlardan aldığı bu tepkiler işlerine gelmiyor. olaylar devam ederken, taraftar her pankartta veyahut her tezahüratta, spor büro ile köşe kapmaca oynamak zorunda kalıyor. kendi rantları için tribünleri bölmekten çekinmeyenler, taraftardan gelen "orada dur !" seslerine biber gazı ile cevap veriyorlar ! daha sonra da "spora siyaset bulaşmasın yeaa!" sözlerini kendilerine hak görüyorlar. o kadar kolay değil beyler, orada duracaksınız ! pis ellerinizi ve futbol dünyasına saldığınız kirli maşalarınızı da yanınıza alarak, yeşil sahaları sadece taraftarlara bırakarak terk edeceksiniz !

    http://renginesadik.blogspot.com.tr/...-mac-yazs-temiz.html
  • 105
    https://twitter.com/...s/506069008630939648
    http://media05.ligtv.com.tr/.../04/yuce-ataturk.jpg

    yazarın yorumu:
    işine gelen serbesttir, işine gelmeyen yasaktır. mesela bir takım ülkenin gururu kılıçdaroğlu yazsa olay çıkar. yeni türkiye işine gelenin yapıldığı türkiye'dir. standart diye bir şey yoktur. fener şike yapsa üstü kapatılır. galatasaray şike yapsa cezalandırılır. niye? çünkü standart yok. işlerine öyle geliyor.
  • 106
    (bkz: #1556482)

    tabiki sporumuza siyaset karışmasın, paşalar ve semtler anılsın, halk asla anılmasın, devlet eliyle yapılan katlilamlar hatırlatılmasın, konuşulmasın, haksızlıklar hukuksuzlar, halkın sıfırlanan parası dillendirilmesin, rant ve peşkeş konuşulmasın. neden? spora siyaset karışıyor. çok ayıp.

    hırsızı savunan, en büyük ahlaksız ve hırsızdır dostlar.
  • 111
    recep tayyip erdogan stadi bulunan, recep tayyip erdogan'in seçim propagandasi için oynanan fatih terim stadi acilis macinda giydigi formayi emekli eden bir kulubun bulundugu, futbolun malum sahis ve partisinin kodamanlarinca yonetildigi, her turlu durumda malum sahsin reklaminin yapildigi bir ortamda spora siyaset karistirmayi birak, spor tam olarak da egemenlerin kucagina ve insafina birakimistir. bu futbolda da degil sadece, her sporda boyledir. dun basketbol takimi dunya kupasindan eleniyor, liginde final macini oynatamayan turgay demirel cikip tayyip erdogan'a tesekkur ediyor. iste durumumuz budur. totaliter ulke sporu.

    bu ulkenin milli takimlarina her maç 3-5 gol atmayan rakibin kramponuna siçayim!
  • 113
    ülkemizde tamamen iç içe geçmiş durumda.

    daha geçen akşam trt spor'da ptt 1. lig analiz programına denk gelmiştim. tanju çolak, samsunspor başkanı'nın istifasının arkasında, kendisinin büyükşehir belediye başkanı, akp il başkanları gibi şehrin ileri gelenleri tarafından maddi ve manevi desteklenmediği için yalnız kaldığını ve istifa ettiğini belirtti. zaten samsunspor'un içine düştüğü maddi sıkıntı da cabası. sonrasında sunucu "belediye başkanları ve il başkanları gibi siyasi erk kulüp başkanı seçiminde nasıl bu kadar güç sahibi olabiliyor?" sorusunu yöneltmişti. tanju çolak da gülerek "türkiye'de yaşıyorsun sen değil mi?" minvalinde bir tepki vermişti. sonuç olarak ptt ligi'nde şu an belediyeden maddi destek almayan yalnızca 2 takım varmış, biri buca, diğeri de altınordu.

    işte 15 yıllık iktidarın ülke futbolunu sürüklediği ve kendine bağımlı hale getirmesini somut olarak gösteren hazin tablo.

    edit: poenaya teşekkürler.
  • 122
    --- alıntı ---

    türkiye futbolu ve türkiye siyaseti neden birbirine benzer ?

    bir ülkeyi tanımak istiyorsan,o ülke'nin futbolu ile siyasetinin,vatandaşları içerisinde ne kadar yer tuttuğuna bakman gerekiyor...bende böyle düşünüyorum..ve futbolla-siyasetin ve ülke futbolu ile ülke siyasetinin ne denliği birbirine benzediğini biraz mizahi,biraz kara-mizahi bir dille anlatalım ;

    * türkiye'deki futbol'un bir sistemi yok..milli takım ve türk futbol'unun genel sistemi imangücü,milliyetçilik gazıdır efendim..en sıkıştığımız anda bunlara başvururuz..bakın en başarılı olduğumuz maçlara,dediğimi anlayacaksınız...aynısı siyasetimiz içinde geçerli..zora geldiğimiz'de,çok yaşasın imanımız,çok yaşasın milliyetçiliğimiz..inanmayanlar mhp'nin en çok oy aldığı dönemde ki milliyetçiliğin yükselişine,ve akp döneminde ki imangücüne bakabilirler...

    * türk futbolunun bir yönetim biçimi varmı deseniz söyleyemem..siyasetin'de bir yönetim biçimi yok..devletin ana rejim olarak kabul ettiği cumhuriyetçilik sistemini bile,dünyada ki örnekleri ile karşılaştırdığımızda çok birbirine benzediğini söyleyemeyiz..kendimize has bir yönetim tarzımız var..mesela ideolojisi olmayan,ve ideolojik anlamda biraz sağdan,biraz soldan alıp,kendinimizle harmanlamışız...

    * türkiye futbolu'nun en başarılı olduğu dönemde hep bir figür,ve bir arada olmuş insanlar başarmıştır..o efsane kadroyu hatırlayın..kaç yıl beraberce oynayıp,fatih terim gibi bir figürle beraber başardılar bir şeyleri...aynı şey türkiye siyaseti içinde geçerli..atatürk kutsal bir figür,bir arada kazanılan kurtuluş savaşı...

    * türkiye futbolu sistem değişitirmeden,hoca değiştirmeye bayılır...aynısı türkiye siyaseti içinde geçerlidir..sistemi değişitrmeden,figürleri değiştirmişiz..menderes,demirel,özal,tansu çiller,erbakan,türkeş...

    * türkiye futbolu şike davalarından,türk siyaseti darbelerden çekti...bazı şikeler hiç ispat edilemese de,futbola eyyamcı bir anlayışı getirdi..türk siyasetinde darbeler ise,eyyamcı politikacıları başa getirdi...

    * türkiye futbolu sinirlerini kontrol etmek ve edememek üzerine oynanır..türkiye siyaseti ise başkalarının sinirlerini kontrol etmek veya edememek üzerine oynanır..sonuçta biz seyirciler her ikisine de sinir oluruz...

    * türkiye futbolu zengin holding patronları tarafından yönetilirken,türkiye siyaseti zenginliği babadan oğula geçecek olan hanedan tarafından yönetiliyor.. (en azından 13 yıldır)

    * türkiye futbolunun ve türk siyasetinin on biri şu şekilde ;

    * kaleci - kadınlar.. (çünkü ne olursa olsun en güçlü onlar,biz yenilirsek onlar kurtarır)

    * defans-işçiler.. (her halükarda savaşa sürülecek nefherler,savaştan önce çalıştırılacaklar)

    * defans - azınlıklar (savaş zamanı pek kabul etmeyiz varlıklarını,illa savaş olacak)

    * sağ bek - köylüler (onları geçerlerse,hepimiz aç kalırız..ama çok da önemsenmezler)

    * sol bek- işsizler (her an göreve hazırlar)

    * defansif orta saha - ordu (onlar geçilirse,savunma yıkılır mazallah )

    * ortasaha - küçük esnaf (onlar ülkeyi besleyenler,rolü belirsizler)

    * sol kanat - solcular (savaş zamanı önden gidenler,ama her zaman dikkat edilmesi gerekenler)

    * sağ kanat - sağcılar (sol ve sağ kanat anlaşamasa da,savaş zamanı yanyana gelirler..)

    * forvet - patronlar (biz can verdikçe,onlar para kazanmaya devam ederler)

    * forvet- siyasetçiler (onlar pas ister,biz veriririz..onların beceriksizliği ile deliririz)

    * türkiye futbolu ile türkiye sisteminin bir önemli benzerliği,tek adama olan bakış açıları...fatih terim ve şenol güneş dışında kimse milli takımda başarılı olamadı..nedeni ise tek adam ve tek yetkili olmalarıydı..aynısı türkiye siyaseti içinde geçerli...menderes,özal,erdoğan hepsi tek adam'dılar...

    * türkiye futbolu için taraftar,türkiye siyaseti için seçmen her zaman çok önemlidir...ama taraftarı hiçe saymak türkiye futbolunun,seçmeni sadece oy verecek obje olarak görmekte türkiye siyasetinin yegane özelliğidir...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetinin sonu hiç bir zaman bilinmez..dönemsel parlamalar yapar,dönemsel sevinçler yaşatır,onlarla da yıllarca gurur duyulur...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetinde gelecek düşünülmez,şimdi ki zaman daha önemsenir...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyaseti her zaman vaatler üzerine kuruludur...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetinde organize ataklar,takım halinde defans görülmez...illa ki birileri hep ön plana çıkmak ister...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetinde ünlü olmak her zaman önemlidir..

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetinde bir yerlere gelmek için,her zaman dayın olması gerekir...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetinde kollektif bir anlayış yoktur...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyaseti en çok dar gelirli vatandaşların derdi'dir...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetini en iyi yapanlar hiç kuşku yok ki esnaflardır...

    * türkiye futbolu ve türkiye siyasetinde her zaman para konuşur..

    * türkiye futbolu ve türkiye siyaseti insanı kanser edebilir...

    futbol'un ve siyasetin birbirine bu kadar benzediği kaç ülke var acaba ?

    --- alıntı ---

    https://papiroom.com/Article-495157564955
  • 123
    --- alıntı ---

    siz herkesi kuş beyinli ya da balık hafızalı falan mı zannediyorsunuz?

    sayfa sayfa tape telefon konuşmasına üretilmiş ve düzmece delil diyen ve uefa'nın kandırıldığını iddia eden bazı idrak ve hafıza fakiri arkadaşlar bir kaç not:

    - yayınlanan tapeler ne aziz yıldırım ne de diğerleri tarafından ne basın yoluyla ne de mahkeme karşısında "inkar" edilmemiştir.

    - tapeler inkar edilmediği gibi, tarla sürme, işçiler, bilmemne sulama gibi ifadelerini "kurban kesmek" falan gibi abuk subuk uydurmalarla açıklamaya çalışmış, verdikleri yazılı ifadelerinden ne kendileri, ne mahkeme ne de kamuoyu bir sikim anlamamıştır.

    - aziz yıldırım ve suç ortakları mahkemeye verdikleri savunmalarında 2 saat strum graz galatasaray maçını izletip "aha da bu da şike" gibi ben çaldım ama onlar da çaldı manasına gelen aciz bir yöntem seçmişlerdir.

    - yıldırım kongrede "kulüp ile beni ayıramazsınız, ben şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım, kendim için şike yapmadım" şeklinde bir açıklama yapmış, dava sürecinde fenerbahçe camiasının gücünden asla mahrum kalmak istemediğini çok net ortaya koymuştur.

    - aynı aziz yıldırım "şike yapmadım, şike yapılmasını önlemek için o insanları arayıp konuştum" gibi abuk subuk başka bir açıklama da yaparak yaptığı tüm görüşmeleri ve tüm ifadelerini kabul etmiştir.

    - aziz yıldırım yine kongrede yaptığı konuşmada dinleyenlere "arabayı çalmaya gittiniz, anahtarı soktunuz ama vazgeçtiniz, size soruyorum hırsız sayılır mısınız?" diye sormuştur.

    - bir dönem sonra fenerbahçe'ye başkan adayı olacak olan dönemin federasyon başkanı aydınlar "fenerbahçe'yi ben kurtardım" açıklamasını yapmıştır.

    - tv ve gazetelerde görev yapan aziz'i aklama timi, bu meseleyi evirmiş çevirmiş "şike sahaya yansımadı" şeklinde sulandırarak dünya futbol tarihine "şikenin sahaya yansıması" gibi bir tabir armağan etmişlerdir.

    - fenerbahçe teknik direktörü aykut kocaman "radara biz takıldık" diyerek kendince "herkes yapıyor" demiş, tabiri caiz ise kaş yaparken göz çıkartan bir kabullenmişlik sergilemiştir.

    memlekette herhangi alternatif bir güç olmadığı için hem cemaati karşısına alacak kadar budala bir insan olmadığını bildiğimiz aziz yıldırım; erdoğan'ı karşısına hiç almayıp, zaten kulaktan kulağa dolaşmakta olan erdoğan-cemaat savaşının, mevcut siyasi rüzgarın yönünü değiştireceği umuduyla sadece cemaate sallayarak kendisi için faydalı bir strateji uygulamıştır.

    bugün de bunun mükafatını almaktadır. ilk günden bugüne, gerçekten bu memleketi, memleketin insanını, memleketin hukuk sistemini tanıyan aklı başında herkes, aziz yıldırım'ın ceza mahkemeleri tarafından cezalandırılmasını asla beklemediler. tek beklenti federasyonun vereceği idari cezaydı. o asla inkar edilmediği gibi komik şekilde açıklanmaya çalışılan tapeler de; okuyan ve objektif olan herkese göre bu cezayı verebilmek için yeterlidir zaten.

    daha hala 2006, ülkeye şikeyi siz getirdiniz falan demekten başka bir sik yiyemezsiniz. çünkü ersun yanal'a, cafer'e kulak tıkayan sizler, aziz'in 10 yıldır konuşup tek bir tane delil gösteremediği şeyler dışında elinizde hiçbir şey yok.

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın