480
bir kliniğe yatarak tedavi görmesi ya da en azından bir terapist ile haftada 1-2 kez seans yapması gereken insan, zira bunu sinirle veya kızgınlıkla değil endişe ile söylüyorum. muhtemelen kendisinde maladaptive daydreaming denen hayal kurma hastalığı var.
maladaptive daydreaming bireylerin gerçek dünyayla bağlantısını kaybederek hayal dünyalarında kendi evrenlerini inşa ettikleri zihinsel bir haldir. kişi gerçek dünya ile içsel olarak kurduğu dünya arasındaki sınırı kaybeder. hayal dünyasının uçsuz bucaksız alanında kendisini yeni bir karakter olarak var eder ve bu hayal dünyasının içinde gerçek hayatta sahip olamadığı ne varsa sahip olur, yaşamaya cesaret edemediği ne varsa yaşamaya cesaret eder. çünkü bu hayal dünyasında kurduğu evren kişi için güvenli bir alandır ve kişi bu evrenin içinde mutlu hisseder.
bu hanımefendinin bazen, tweetleri, önerilen kısmına girdiğimde önüme düşüyordu ve hepsi galatasaray ile ilgiliydi. en sonunda dayanamayıp profiline girdim ve kendisinin yukarıda bahsettiğim zihinsel halden muzdarip olduğu kanısına vardım. kendisi, galatasaray'ın diktatör olduğu ve tüm dünyayı yönettiği bir distopyada yaşıyor. ülkede yolsuzluk oluyor, galatasaray'dan biliyor, kadına şiddet olayı oluyor, galatasaray tarihinden örnek veriyor. adamın birisi tefeciye para kaptırıyor, haberi görüp "tefecilere bu ülkede bir şey olmuyor ki" diye galatasaray'a atıf yapıyor. twitter profilinde ya kendi yayınlarının linkleri var ya da galatasaray. bir insan tuttuğu takımın ezeli rakibi ile ilgilenir, ama bu kadar hayatının merkezine oturtup, ürettiği her fikrin odak noktası haline getirmesi biraz korkutucu. medyada bunu andıran birkaç isim var, ama bu seviyede değiller. galatasaray onlar için bir düşman ve bu bakış açısını anlıyorum. ama sabah yataktan galatasaray ile kalkıp, gece yastığa galatasaray ile kafayı koymak, kabus ve rüyaları galatasaray'la görmek, bence psikolojik bir durum. umarım cidden yaşadığımız dünyaya dönüş yapar bir an önce.
maladaptive daydreaming bireylerin gerçek dünyayla bağlantısını kaybederek hayal dünyalarında kendi evrenlerini inşa ettikleri zihinsel bir haldir. kişi gerçek dünya ile içsel olarak kurduğu dünya arasındaki sınırı kaybeder. hayal dünyasının uçsuz bucaksız alanında kendisini yeni bir karakter olarak var eder ve bu hayal dünyasının içinde gerçek hayatta sahip olamadığı ne varsa sahip olur, yaşamaya cesaret edemediği ne varsa yaşamaya cesaret eder. çünkü bu hayal dünyasında kurduğu evren kişi için güvenli bir alandır ve kişi bu evrenin içinde mutlu hisseder.
bu hanımefendinin bazen, tweetleri, önerilen kısmına girdiğimde önüme düşüyordu ve hepsi galatasaray ile ilgiliydi. en sonunda dayanamayıp profiline girdim ve kendisinin yukarıda bahsettiğim zihinsel halden muzdarip olduğu kanısına vardım. kendisi, galatasaray'ın diktatör olduğu ve tüm dünyayı yönettiği bir distopyada yaşıyor. ülkede yolsuzluk oluyor, galatasaray'dan biliyor, kadına şiddet olayı oluyor, galatasaray tarihinden örnek veriyor. adamın birisi tefeciye para kaptırıyor, haberi görüp "tefecilere bu ülkede bir şey olmuyor ki" diye galatasaray'a atıf yapıyor. twitter profilinde ya kendi yayınlarının linkleri var ya da galatasaray. bir insan tuttuğu takımın ezeli rakibi ile ilgilenir, ama bu kadar hayatının merkezine oturtup, ürettiği her fikrin odak noktası haline getirmesi biraz korkutucu. medyada bunu andıran birkaç isim var, ama bu seviyede değiller. galatasaray onlar için bir düşman ve bu bakış açısını anlıyorum. ama sabah yataktan galatasaray ile kalkıp, gece yastığa galatasaray ile kafayı koymak, kabus ve rüyaları galatasaray'la görmek, bence psikolojik bir durum. umarım cidden yaşadığımız dünyaya dönüş yapar bir an önce.

