1879
selamünkalli sözlük,
şu an buraya yazarken ne ilgi odağı olmak, ne tavsiye dilenmek, ne ağlamak amacım var. sadece kimseyle yüzgöz olmak istemediğim için buraya yazıyorum, yazdıklarımı da birileri okusun istiyorum o kadar. ötesi değil...
hiç mutlu değilim sözlük. hiç hem de. 2 yıllık canım ciğerim, hayatımın parçası, tenimin parçası, aşık olduğum kadından daha 1 hafta önce, sırf mutlu olamadığım ve peşimi bırakmayan, bıraktıramadığım geçmişim yüzünden, sırf bu denli sevdiğim kadını mutlu edememek endişesiyle ayrıldım. çok istedi yanımda kalmayı ama kalamazdım, bildiğim sebeplerden kalamazdım. sizin bilmediğiniz, onun bilmediği, kimsenin bilmediği ama benim bildiğim sebeplerden.
6 yıllık, canım ciğerim dediğim bir ev arkadaşım vardı. ayrılmaz ikiliydik, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. en olmaması gereken arkadan konuşmaların öznesi oldu, beni de bu konuşmaların nesnesi yaptı. bir dedim, iki dedim, üç dedim, şans verdim, olmadı, kendisiyle arkadaşlığımı sona erdirdim. nefret etmiyorum, ama arkadaş olma çabası göstermek de istemiyorum.
sonra başka bir arkadaşım oldu, 10 senedir tanıyorum adamı ama yeni yeni beraber takılmaya başlamıştık, sonra o kadar yakın iki arkadaş olduk ki bize yine karı koca falan demeye başladılar. ikimiz de erkeğiz bu arada, işte geyik muhabbeti. ben adamı her yanlışında, her kötülüğünde korudum, o da şöyle dedirtmedim, insanlarla ilişki kuramazdı, onu tüm ortamlarıma soktum, dedim ki iyi hissetsin. en sonunda yine bir arkadan dedikodu furyasının nesnesi olmuşum, özne de bu kez kendisi.
anlamadım.
neyse, sıkıntı değil bunlar. sıkıntı yalnızlık. belki yalnız kalmam da, kendimi yalnızlaştırıyorum. kimseye güvenemediğimden midir nedir, bilmiyorum, yapıyorum bunu. dahası, sıkıntı yalnızlık da değil, yalnızlık endişesi. bilemiyorum sözlük. doğduğum topraklara lanet etmekle meşgulüm bu aralar.
beni bu sözlükten tanıyan, yani kişisel olarak tanıyan çok az kişi var. muhtemelen benim hakkımda da mal diye falan düşünüyorlardır. ha ben öyle olmadığımı düşünüyorum. mupmuhafazakar bir ailenin çocuğuyum ben sözlük. dini her şeyin önünde tutan bir ailenin oğluyum. yıllarca cemaatlere gittim, orda burda dini takıldım. okuduğum üniversitenin (boğaziçi) de verdiği destekle kendimi geliştirdim. hem de ne geliştirmek amk. bugün 27 yaşındayım, rahatlıkla söyleyebiliyorum karakterim 23 yaşıma geldiğimde falan oturdu. ne kadar zordu o süreçler anlatamam. muhafazakar bir aileden çıkıp bunları yaşamak çok zor.
neyse,
önümdeki yolu bilmiyorum, seçeneklerimi bilmiyorum. bazen kendimi mehmet pişkin misali bir insan yapmak istiyorum ama daha gücümü o kadar kaybetmedim. ya da ne bileyim, kaçıp gitsem mi lan diyorum bazen. bazen olduğum yerde kalıp tek başıma, kimsesiz yaşamak istiyorum. bazen de kendimi bırakıverip toplum, aile ne isterse onu yapayım diyorum. ne yapacağım konusunda şu an için bir bilgim yok.
sadece yazmak istedim sözlük, dinledin mi?
sağol...