• 1652
    157 kişi diyorlar.
    göçükten çıkartılanlar hastanelere götürülmüyor, resmi rakam alınmaması için.
    polis ve asker insanları yaklaştırmıyor.
    daha fazla polis istenmiş.
    vs. vs.

    kapatın ülkeyi amk. eğer ülke olma lisansı filan varsa, alsınlar elimizden allah aşkına.
    buna kaza diyenin de vicdanına tüküreyim. düpedüz katliam. hem de devlet eliyle, göz göre göre..
  • 2191
    askere yapılan linç görüntüleri kaç gündür psikolojimi bozdu, kaldı ki ışid mışid videolarını etkilenmeden izleyen biriyim ama bu etkiledi. demek ki bizde de rahatlıkla bir suriye olma potansiyeli var. bu gelecek için çok ürkütücü.

    meclisin bombalanması da acı bir olay. televizyondan canlı canlı izlerken o da çok koymuştu. allah devletin içindeki hainlere de darbe karşıtı görünen psikopatlara da fırsat vermesin. başka ne diyelim. bu ülke bitmiş.
  • 1876
    top gear 13. sezon 1. bölüm. schumi, top gear'ın meşhur test pilotu the stig'in yerine ferrari fx'i sürüyor. en hızlı araçtan 7 saniye daha hızlı tur atıyor. tabi biz bunu kendileri sahneye gelene kadar bilmiyoruz. işte o efsane anlar;

    http://www.youtube.com/watch?v=HIa6NElzUtQ

    http://www.youtube.com/watch?v=ZCvdTXrXsBc

    yalnız programı severek izleyen biri olarak şunu söyleyeyim. ilk videodaki o turu izleyince ağzım açık kaldı. lan bu adam bundan daha hızlı, yol tutuşu daha sağlam arabalar sürdü nasıl oldu da bu kadar iyi tur atabildi diye. o kask çıkınca ağlayacaktım neredeyse.
  • 998
    yine ordan burdan bir şeyler araştırırken kuleli askeri lisesi'nin fotoğraflarına denk geldim.

    ulan ne vardı gözüm miyop olmasaydı. hatırlıyorum da 8. sınıfta doktor gözlük takacaksın dediğinde sinirimden göze iyi geliyor diye bir oturuşta yarım kilo havuç yemiştim. tabiki de bir işe yaramamıştı. mülakatı geçip sağlık testinde kalacağımı bile bile girmiştim teste. gözden elenmiştik. o günden sonra hayatım 180 derece başka yöne kaydı. gerçi şimdi herkes iyi ki gitmedin diyor ama ukde olarak kaldı o bir kere. kuleli askeri lisesi yazan koca tabelanın altından o okula girip sağdan soldan geçenlere ''bak lan burda okuyorum ben'' bakışı atmak, arkadaş ortamlarında ''sınavlardan 5 alamayanı ceza olarak boğaza atıyorlar'', ''top oynarken camı kırarsan götünden kuleye asıyorlar adamı''*, ''üst sınıfların dediklerini yapmazsan hababam sınıfındaki ahmet'i canlandırmaya başlıyorsun'' gibi atmasyonlarla hava atmak, akraba ortamlarında ''hoca bana böyle devam edersen genelkurmay başkanı olursun dedi'' ya da ''hocalar beni örnek öğrenci olduğum için silahla gösteriyordu'' gibi cümleler kurarak nirvanaya ermek vardı.

    sağlık olsun. biz de aynı askeriye ortamlarını aratmayan bir bölüm olan makine mühendisliğini yazdık. arada tek bir fark var o da erkek kılığına girmiş kızlar.
  • 1869
    bu ülkede sevmek harammış sözlük.

    bir tanecik canımdan çok sevdiğim galatasaray'ım var. bugün bir kez daha gördük ki, herkes bilenmiş bu camiaya. rakip takım yöneticileri, basın, medya devlet... bilmiyorum belki de ünal aysal'ın aday olmayacağını söylemesinin üzerinden henüz çok geçmediğinden böyle karamsar düşünüyorumdur belki ama ben galatasaray'ı bir çaresizliğin içine doğru sürüklendiğini hissediyorum. birileri tek sevdamıza gözünü fena dikmiş durumda, elimizden alacaklar sanki. bitirmeye çalışıyorlar. ve tüm bunlar benim içime bir yumrum gibi oturuyor. şu an yazarken bile boğazım düğüm düğüm şerefsizim.

    hani geçen gün onur kıvrak dedi ya, "ben bu futbolu artık oynamak istemiyorum." diye. hah, işte ben de artık bu futbolu izlemek istemiyorum. zira bu futbol değil. siyaset denen pisliğin içinde boğulmuş, saha içinde değil, saha dışında güçlü olanın kazandığı bir kavgaya dönüşmüş durumda. hayatta en çok sevdiğim şeylerden biri olan futbolun adını artık duyduğum zaman midemin bulanmasına sebebiyet verenlerin allah bin bir türlü belasını versin.

    beni hayata bağlayan yegane şeylerin başında gelir galatasaray. hafta sonlarını iple çekmemin, "ulan bugün cimbom'un maçı var be!" deyip mutlu olmamın tek sebebidir galatasaray. 90 dakikalığına bütün derdi, tasayı bir kenara bırakıp, umutla sarıldığım kıymetlimdir galatasaray. tek bir sevdamız, tek bir amacımız var; o da galatasaray. onu da alın elimizden amına koyayım. onu da alın da rahatlayın. zaten o da giderse, bu muz cumhuriyetinde geçirdiğimiz her dakika ziyan. uruguay'a taşınabiliriz cümleten bence.

    neyse. bi anlık içimden gelenleri yazayım dedim. çok da enseyi karartmamak lazım. ne de olsa şartlar nasıl olursa olsun cimbom başı dik yürür. biz taraftarlara düşen şey de artık an itibariyle bütün oklar bize yönelmişken, tek vücut olup takımımızı koşulsuz bir şekilde desteklemek. artık rica ediyorum şu "aysalcı, terimci, selçukçu, burakçı" saçmalıklarına bir son verelim. eleştirileri dozunda yapalım. eleştiri adı altında ne oyuncularımıza ne de yöneticilerimize karalama kampanyası yapmayalım. bunun kimseye yararı yok çünkü. biz birbirimizi yediğimiz sürece, bazılarının emellerine ulaşmasını hızlandırmış oluruz ancak. bunu gerçekten istiyorsanız devam edin. ama sizin de tek gayeniz galatasaray'sa lütfen bu çağrıma kulak verin.

    saygılar...
  • 767
    bazen bir an geliyor... uyanıyorum mesela sabah, ne işim var lan benim bu şehirde diyorum kendime. "sevdiklerin" diye bir kitle vardır ya hani hayatında... ailen;anacın baban... dostların, sene de bir görsen de... herkes uzakta be sözlük! kanepede uyuyakaldığımda gelip üzerime hırkasını örten annem uzakta... gece televizyonu kapatıp hadi yerine diye uyandıran babam uzakta... bir araya geldiğimizde derdimi dinleyen yüzümü güldüren dostlar uzakta...

    hani bazen bir an geliyor... canları sağ olsun da varsın uzakta olsunlar, diyorsun. ama olmuyor be sözlük. şu yaşıma gelmeme rağmen başımı dizine yasladığımda annemin saçımı karıştıran elini özlüyorum. üşüdüğümde ellerini ellerinin arasına alıp ısıtmasını özlüyorum. babamı özlüyorum sözlük. oturup beraber izlediğimiz maçları özlüyorum. arkadaşlarımı özlüyorum sözlük. yetmiyor telefonlar, seslerini duymak yetmiyor. yüzüme bakıp derdimi okuyan dostları özlüyorum.

    şimdi bazen öyle bir an geliyor. bir şey oluyor, yalnızsın diye haykırıyor yüzüne... kavanozun kapağını açamadığımda, şuna bir el at diyecek biri yok evde. o bile koyuyor artık. bazen kendimi kaptırıyorum, kafamı oyalamaya çalışıyorum. bu defa da iş kendini kandırmayla noktalanıyor gibi geliyor.

    ağlama duvarı ya... ağlamıyorum da, nasıl desem...

    yalnızım sözlük. evin duvarları sıkıldı artık dinlemekten.

    sana yazıyorum...
  • 1747
    bazen bi bok görmüş geçirmiş gibi hayıflanıyoruz ya içip içip. yok şu kız şöyle yaptı. çok seviyordum, daha yaşayamam. yaşarsın amk. yok devlet şöyle ben yaşayamam. yaşarsın amk. bazen kendi boş beleş, siktiri boktan dertlerimizle başkalarını üzüyoruz haberimiz yok.

    onun başlığına yazamadım. utancımdan. belki bazı şeyleri hatırlatmaktan korktuğumdan. inşallah okumazsın, babalar günün kutlu olsun abi.
  • 1664
    olayın üstünen 14 saat geçmiş bir tane resmi kurum şu kadar işçi mahsur kalmıştır diyemiyor. çıkarmışlar televizyona uzman diye bir orospu çocuğu "böyle ölüm tatlı olur" diyor. işçiye mikrofon uzatılıyor işçi "ne güvenliği abi" diyor, mikrofonu uzatan köpek 2 dakika sonra işçiler iş güvenliği konusunda sıkıntı olmadığını söylüyor diyor. nisan ayının 29'unda bi bok yapmadığı iddia edilen muhalefet soma madenlerindeki iş kazaları için önerge veriyor ama sağlam irade meseleyi eften püften görüyor. artık ben dellemekten yoruldum. her allahın günü 3. dünya ülkesi standartında bir meseleyle muhatap olmaktan bıktım. bir değil iki değil. şimdi de çıkmış bir takım kerhane mahsulü "bu işin suçlusu kimdir?" diyenleri yaftalamaya başlamış. o grubu hepiniz biliyorsunuz. bundan sonraki sözlerim onlara.
    katilsin, katille saf tuttun. ölen her işçinin hakkı var üstünde. hırsızsın, hırsıza arka çıktın. hesap soralım diyenleri vatan hainliğiyle suçladın. harbiden, en içten duygularımla, uzun süreden sonra dua ediyorum; allah sebep olduklarınızın bin katını versin. laftan anlamadınız, gözünüzün önünde çaldılar, öldürdüler, ölüme terkettiler gık çıkarmadınız. inşallah her biriniz besleyip büyüttüğünüz bu canavarın caniliklerini birinci elden tecrübe edersiniz. eğer sizden hesap soramazsak bize de yazıklar olsun.

    edit: ben bunları yazarken resmi açıklama gelmiş. 151 ölü, 76 yaralı. of ki of.
  • 1887
    reddedildim.
    ben çekingenmişim, bir yıldır ona açılamamışım,fırsatları değerlendirememişim.
    bir şans ver dedim,geçmişi kapatalım yeni sayfa açalım dedim.olmaz dedi,arkadaşlıktan öteye gideceğini düşünmüyorum dedi.
    neden böyle oluyor anlamıyorum,tamam çekingenim mizacım böyle,allah böyle yaratmış nasıl değiştireyim kendimi.
    depresif günler beni bekliyor :(
    içim yanıyor vallaha
  • 105
    sabah derse gitmedim, 4te tekrar ders var, evden çıkmak istemiyorum ey sözlük!

    bıktım okuldan da okumaktan da, yeter bre! yeter more! yeter vre!!! *

    yemin ediyorum bıktım arkadaş. istemiyorum lan zorla mı? en büyük hayalim kuruyemişçi açıp akşama kadar dükkanda, tavana yakın köşedeki küçük televizyonumdan dizi izlemek lan.. trt haber falan izleyip çekirdek yerken "çk çk çk..." diye tasvip etmeme efekti kullanmak.

    ne bileyim, ben ki bundan 3,5 yıl önce ilk tercihini kazanmış bir öğrenciydim. şimdi ise geleceğin kral kuruyemişçisi olmak istiyorum.

    naledossun bu eğitim sistemine.
  • 1976
    uzun zaman sonra ağladım çünkü bu haberler birikti birikti ancak bu çok büyüktü, patlama yaptı bende.

    bugün bir kız, 'özgecan aslan' 20 yaşında gencecik bir kız mersin'de minibüsle evine dönerken minibüsçü tarafından kaçırıldı, tecavüze uğradı, direnmek istedi fakat bu sefer de bıçaklandı ardından da yakıldı ! cesedi ise dere yatağına atıldı. çok yorum okudum haberle ilgili, çok serzeniş okudum. ailesini, yakınlarını, varsa sevdiğini, arkadaşlarını düşündüm. katil hakkında söylenecek şeyleri hepimiz sıralamaya başlasak sabahı sabah eder, yine de sinirimizi atamayız üzerimizden. tecavüz ve cinsel istismar konulu haberler her geçen gün artıyor. o kadar çok sapık haberleri, pedofili hatta ve hatta nekrofili haberleriyle karşılaşıyorum ki aklımı kaybetmek üzereyim. evrim olmayabilir bu tartışılır fakat şuan gezegende yaşayan insanların evrim geçirerek maymuna evrildiği kesin ! hiçbirimizin farketmediği nokta ise şu ; haberlerini okuyup üzüldüğünüz, küfür ettiğiniz, belki üzüntüden ağladığınız bu insanlar çok yakınınızda. belki her gün yakınınızdan geçiyorlar ve allah korusun bir gün bunların hayvani emellerinin kurbanı sizin bir yakınınız olacak. allah bu vahşileri hepinizin ailesinden yakınlarından çevresinden korusun. benim tek bir ricam olacak hepinizden.
    bu haberleri okuyup küfretmekle, üzülmekle, serzenişte bulunmakla yetinmeyin. kendinizi, varsa eşinizi, sevgilinizi, kizkardeşinizi, ablanizi, hatta annenizi koruyun. daha önceden 4 gözünüz onlarin üzerindeyse şimdi daha da fazla dikkat edin. iş işten geçmeden önce farkina varin !
  • 221
    köpek gibi seviyorum ulan, bildiğin sokak köpeği gibi.
    bir sürü boşluklar var hayatımda. o kadar çoklar ki, kimlerin ve nelerin açtığını bile hatırlamıyorum. hatırlasam bile hatırlamamazdan geliyorum...
    bütün o boşlukların dolgu malzemesi yaptım onu. rızasını almadan, haberi bile olmadan.
    "seninle ilgili değil" dediği "sorunları" vardı ya, şimdilerde çözdüğü(!)
    benim de sorunum buydu belki de, ve allah seni inandırsın onunla alakası yoktu sözlük...
    yatlarda, katlarda, aniden ortaya çıkacak petrol milyarderi akrabalarda gözüm yoktu be sözlük. sezon sonunda kaptanın elinde kalkacak kupadan bile geçmiştim...
    bir tek "o" olsa yeterdi anasını satayım, bir tek "o"...
    gerçi bu "o" zamirinin işaret ettiği 3. istikamet galiba ya, o bile ayrı bir sorun; onun da seninle alakası yok=)
    kafamdan binlerce kelime geçerken, cümle kurmak bile zorlaşıyor... kalp ağrısı edebi performansı da yıkıp geçiyor, valla seninle bir ilgisi yok sözlük=)
    hayatımız yalan, hayatımız dolan. binbir trip içinde ömür tüketip gidiyoruz işte...
    olmayan birşeyin matemi yıllar sürüyor işte.
    alfabenin tek bir harfiyle * ansiklopediler yazardım be sözlük, ama olmadı işte...
    "benimle ilgisi olmayan" sorunlarını çözmüş, inönü stadını bilenler için söylüyorum bulmuş işte birini...
    "onunla ilgisi olmayan" sorunlarımı yüzüme çarpa çarpa, aslında bir kelime bile etmeden. her zamanki gibi "sikinde" bile olmadan...
    kafamdaki "müzmin bekar" takıntısını daha da sağlamlaştırarak..
    "onunla ilgisi olan" kısmına hiç girmesek daha iyi belki de, gözlerim çok buğulandı ekran görünmüyor...
    küresel ısınmaya inat ağlıyoruz, üşüyoruz, titriyoruz galatasaray...
    gözlerimde yaş, kalbimde sızı
    ünal başkan getir drogba'yı....
App Store'dan indirin Google Play'den alın