• 51
    çok fazladır.
    taraftar; gerek statta gerek stat dışında takımını destekleyen kişilere denirken seyirci; yedek kulübesinde, oynattığı veya oyuna aldığı oyuncuların oyunu katletmesini film seyreder gibi seyreden teknik ekip mensuplarına denir.
    seyretmekse mesele esas seyircilik budur, taraftarın oyuna müdahale etme şansı yokken bu şansı olup da müdahale etmeyen daha bir seyircidir.
  • 53
    kelimelerin anlamlarıyla alakalı olmayan mecazların yüklenilmeye çalışıldığı zorlama duygusallık. bir futbol takımının maçlar kazanmasını kupalar kazanmasını canı gönülden samimi olarak istiyorsan taraftarsındır. bir futbol maçını keyif almak vakit geçirmek için "izliyorsan" seyircisindir. birisi kitlelere yayılabilir diğeri genelde bireysel veya en fazla birkaç kişiyle yapılabilir.
    bırakın da nasıl taraftar olacağımıza kendimiz karar verelim.
  • 54
    mecidiyeköy ve seyrantepe tribünlerindeki farkı anlatan farktır.

    eski ali sami yen'de eğitimli ve varlıklı kapalı koltuk sahipleri bile formasını giyer taraftar gibi deli gibi bağırırdı.

    seyrantepe'de ise hizmet bekleyen müşteri tipli seyirci var çoğunlukla. kaç kere otur maçı izleyemiyoruz dendi bana o stadyumda inanın sayamam.

    bilet fiyatları, bilet sahibi kişilerin beklentileri tabii ki değişti fakat bence bu seyirci ve taraftar ayrımı en çok galatasaray'ı vurdu. nevizade ortamları bile (pandemi öncesi) eskisi gibi değil.
  • 55
    takım tutmayan ama futbol izlemekten zevk alan birisi seyircidir. karşılaşan her iki takımında iyi mücadele etmesini ister çünkü onun için amaç seyir zevkidir. kimin gol attığı önemli değildir.

    taraftar ise takım tutar ve tuttuğu takım gol attığında dünyanın en mutlu insanı olur. 90 dakikalık maçın her dakikasında tezahürat yapmak zorunda değildir çünkü aklı sahadadır. yerinde durmadan her atakta heyecanlanır ve maça full konsantre olur. takımı kazandığında mutlu olurken, takımı kaybettiğinde ise mutsuz ve kızgın olur. mücadele eden futbolcusunu melo gibi baş tacı ederken, mücadele etmeyene ise belli bir sabır gösterdikten sonra yuhalar. ama unutulmamalıdır ki her halükarda aslan gibi taraftardır.

    aslında taraftarlık olgusu ülkemizde çok farklı bir anlamda kullanılıyor. nedir bu? mesela taraftarsan, illa ki sesin kısılana kadar tezahürat yapacaksın, telefonunu çıkarmayacaksın, takımı her zaman sahipleneceksin, yuhalamayacaksın, eleştirmeyeceksin falan da filan...
    o kadar da değil ya demeyin çünkü birçok kişi taraftarlıktan bunu anlıyor. tezahürat yapmazsa taraftar değildir seyircidir. eleştirirse taraftar değildir trolldür. yuhalasa taraftar değil seyircidir, ki bunu fatih terim söylüyor. neden? çünkü taraftar sesi kısılana kadar her ne şartta olursa olsun destekleyecek ve yanlışa asla ses çıkarmayacak.

    başta ingiltere olmak üzere birçok ligde böyle bir durum yok. mesela chelsea maçını açıyorsun ve birkaç dakikalık belli bölümler hariç tık yok. gol olursa "gooaaaaaoooolll" sesi duyulur, olmazsa da "ahhhh" derler ve alkışlarlar. takım kaybettiğinde kimse taraftardan hesap sormaz. daha doğrusu taraftarı farklı kalıplara sokarak bahane aracı olarak görmez. çıkıp aslanlar gibi şampiyonlar ligi kupasını alır ve taraftarıyla birlikte kutlar!
App Store'dan indirin Google Play'den alın