kendisi 2007-2008 sezonundaki şampiyonluğumuza katkıda bulunmuş ise biz de kulüp olarak kendisine kariyeri açısından fayda sağladık.
"
döndürmeyin şevçenko'yu"dan, "
sümüklü"den, "
kazma"dan "
ayıboğan"lığa, bilmem kaç milyon euroya
marsilya'nın kapısından dönecek bir adamlığa ve tüm özellikleriyle bir dönem ülkenin en iyisi olarak addedilen stoperliğine
galatasaray sayesinde erişmiştir.
galatasaray bir camia olduğundan
servet çetin'ler gelip geçer, fakat
galatasaray'ın
servet çetin'e vermiş oldukları hep baki kalır.
galatasaray ancak ve ancak
ali sami yen,
metin oktay veya
fatih terim * gibi kulübe ciddi manada katkılar vermiş veya kendilerini adamış yüce adamlara camia olarak hürmet eder. yoksa bugün servet, dün song, ondan önce filipescu bunun sonu yok...
evet şimdi yine "ayıboğan"lıktan "sümüklü" ve "kazma"lığa geri düştü fakat bunun sorumlusu galatasaray değil kendisidir, ve görünen o ki kendisinin bize hiçbir eyvallahı, minnet borcu ve saygısı yoksa bizim ona hiç olmamalıdır görüşüneyim. kıymetini bilseydi iyi lakaplarını futbolu bırakana kadar taşırdı, öte yandan kendisine ödenen para ve zamanında sunulan sevgiyi de geri alma şansımız yok, fakat formaya ihanetinden
frank rijkaard'ı satışına,
cem sultan'a tokatından şampiyonluk kutlamasındaki terbiyesizliklerine kadar birçok şey telafisi mümkün olmayan ve yara değeri taşıyan tatsızlıklar.
kendisi galatasaray'ı silmişse, hal ve tavırları ile kibarca küfretmişse, ben kendisini bin defa siler, bin defa lanetle anarım. 2008'de verdiğin emekler de, bizim için attığın goller de, kestiğin toplar da yerin dibine batsın...
nasıl ki çıkıp canlı yayında "amına goyim gaassaray" diyecek halin yoksa zaten davranışların ile küfürlerin, hakaretlerin, terbiyesizliklerin en büyüğünü yaptın.
ve şimdi gitme vakti...
(bkz:
by by ayıboğan it's time to go)