• 177
    biz sözlükte eleştirdiğimizde bize giydiren bazı aklıevvel yazarlar vardı. umarım akılları başlarına gelmiştir biraz. sırf kahvehane ağzıyla konuşuyor diye seviyorlardı şu adamı. futbolun f'sinden anlamaz, galatasara düşmanı, fener yalakasıdır ama bizim taraftar (!) sever. yemin ediyorum çoğu şey müstehak bizim taraftara. ahmet çakar denen herif metin oktay'a demediğini bırakmadı, bize kaç defa şikeci imasında bulundu (hatta ceza da aldı) ama her pazar, pazartesi sözlükte çıktığı boktan programın reklamını yapan renktaşlar var. boykot sizin oralarda sadece bir semt adı galiba?
  • 179
    ağır galatasaray kompleksi olan kişi. öyle böyle değil hem de. normalde bu benim hoşuma gider, çünkü başarılı olduğumuzda karşıdaki kişi ile dalga geçmemi, o kişiyi kızdırmamı kolaylaştıran bir şey. direk tuz basılabilecek bir yara.* ancak galatasaray kompleksi olan kişi sürekli ekrana çıkan, kolayca algı yaratabilen, yalan yanlış bilgilerle insanları manipüle edebilen bir konumda olunca bu tip birisi sıkıntı yaratıyor.

    bu arada galatasaray kompleksi yazdığı köşe yazılarında ve life+ tv'de yaptığı yorumlarda daha çok belli oluyor. oralarda dili daha sivri. sanırım daha küçük bir kitleye hitap ettiği için göze batmaz, gündem olmam diye düşünüyor.

    kendisinin fenerbahçe fanatiği olduğu zaten yazılmış. ipin ucunu kaçırdığı kısımı biliyorsunuz*:

    ''fenerbahçe türkiye'nin bayern münih'idir. o bir tarafa diğer 17 takım diğer tarafa.''

    sadece gülüyorum.

    buna ek olarak galatasaray taraftarına, yani bize hakaret etmişliği de var bu arkadaşın. fener
    erkek basketbolda euroleague şampiyonu olduğu zaman erbatur ergenekon gelen mesajları okuyordu da ''diğer tüm takım taraftarları tebrik ediyor.'' demişti. bu arkadaş da onun üzerine ''galatasaraylılar tebrik etmez.'' demişti. ''niye etmesinler?'' diye sorulunca da cevabı ''onlarda o kapasite yok.'' olmuştu. lafa bak...

    galatasaray ile ilgili de imalı imalı konuşmalarını, tarihi ve gerçekleri çarpıtarak kazandığımız başarılara gölge düşürmeye çalışmasını ya da galatasaray'a çamur atmaya çalışmasını zaten biliyorsunuz. örnek vermek gerekirse; muslera ve maicon ile ilgili konuştuğu diğer bir konuyu ben de yazacaktım ama ekşisözlük'te sigara69 nickli yazar zaten güzel bir şekilde yazmış, onu buraya alıntılıyorum:

    --- alıntı ---

    gözden kaçıyor ama aynı programdan başka kesitler;

    ''por favore'' kezman-alex penaltı bırakma hikayesini anlatırken kurduğu cümleler nasıl bir bilinç altı ve nasıl bir kafa yapısı olduğunu size gösteriyor.

    cümleler;

    - aynı hafta gençlerbirliği-galatasaray maçı var.lincoln'ün gol attığı.sabri'nin adamı eliyle ittiği ama kuddusi'nin penaltıyı çalamadığı.çok iyi hatırlıyorum.akşam erman hoca böyle ''eliyle itme'' hareketini anlatmıştı.bariz penaltıydı.

    - ankaraspor maçı kezman penaltıyı dışarı attı.90+4 verilmişti.90+5'te mehmet yılmaz golü attı.90+5.4 dakika verilen uzatmaydı ama.

    skandal cümle geliyor;

    - fenerbahçe, galatasaray maçına aynı puanda gitti.eğer 2 puan kaybetmeseydi ankara'da.galatasaray, fenerbahçe'yi yendi diyelim.gene nonda'nın golü ile yendi.galatasaray bitime 2 hafta kala 1 puan öne geçti.

    -nereye gitti galatasaray? sivas'a gitti.kaç kaç yendi? 3-4 yendi.sivas fenerbahçe'nin şampiyon olabilmesi için yenmesi gerekiyordu ( hayırdır?? ) sivas o gün 3 gol attı.yenmek için oynadı 4 yedi.beraberlik için oynasaydı? ( haysiyet? ) fener yine şampiyon olurdu.por favore'den gitti.

    serdar ali çeliker

    bu muhabbet başlamadan önce şunu da dedi.
    fener'de son hafta biri ile oynuyor işte.

    o biri de trabzon deplasmanı ve 2-0 kaybetti fenerbahçe.

    galatasaray 6 puan fark ile şampiyon oldu.

    içinde ki galatasaray nefreti, galatasaray şampiyonluğa yaklaştığı her hafta daha da körüklenecek ve rıdvan dilmen'in başka türevi olan bu kişiyi halen izleyen,savunan galatasaray'lı kardeşlerime de tavsiyem;

    yapmayın.

    bugün muslera-maicon tudor'u yedi diyecek; 2 hafta sonra yarış daha da alevlenince başka bir ''pr'' çalışması yapacak.

    --- alıntı ---

    bu söylediklerine de mehmet ayan ''evet galatasaray hakem hatasıyla şampiyon oldu.'' diye destek verdi.

    olabilir, hakem hatası bizim lehimize de oluyor. ancak burada asıl sorun şikeye ''kumpas''* diyen, ''fenerbahçe 3 temmuz'u hücum ederek yenmiştir.''* diyen tiplerin bize ''hakem hatasıyla şampiyon oldular.'' demesi.

    pozitif yönleri de var tabii ki. hayat siyah beyaz değil sonuçta.

    bu adamın hayat tecrübesi yüksek. o yüzden saha dışı konuları iyi analiz edebiliyor. gerçi burada da bizim bilmediğimiz, ekranlara ya da gazetelere yansımayan bazı bilgilere ulaşabilmesi bunu yapabilmesine çokça yardım eden bir durum ama aynı şartlara sahip olup bunu yapamayan spor medyası çalışanı gırla.

    bir de bu adam okuyor, araştırıyor, çoğu spor medyası çalışanı aksine. yabancı takımlarla ya da oyuncularla ilgili söyledikleri, yaptığı analizler falan genelde alıntı. belli oluyor, çünkü okumadığı bir konuda kendi düşüncesini söyleyince sırıtıyor. örnek vermek gerekirse; harry kane ile ilgili söyledikleri; kendini sürekli geliştirdiği falan:

    http://www.independent.co.uk/...-stats-a8130441.html

    buradan geliyor.

    yoksa bu adam bundesliga'da yılın oyuncusu seçilmiş nuri şahin'i gömdü, real madrid'in tarihini en başarılı yılını* geçirirken oynattığı stoperi varane'a giydirdi falan. liste uzar gider. işin özü okumayıp, kendi düşüncesini söyleyince belli oluyor. burada asıl sorun bizim halkımızın okumaması, okuyor olsalar bu adamın hiç bir büyüsü kalmaz.

    aykut kocaman analizleri de gayet başarılı. saha dışı özellikle. yoksa alex de souza cephesinde saf tuttuğu için orada da uçuk kaçık yorumları var saha içi ile ilgili.

    ancak bu yazdığım pozitif yönlerine rağmen futbol ve hatta genel olarak spordan anladığını düşünmüyorum. genel olarak yaptıkları programdaki üçlünün futbol ve sporla ilgili çoğu düşüncesine katılmıyorum ve fikirlerini beğenmiyorum. kırmızı çizgi programını da zaten genelde yemek yerken ya da evde iş yaparken bir şey açık olsun da ses olsun diye açıyorum.

    karman çorman bir entry oldu ama kırmızı çizgi programının akışı gibi oldu diye düşünün.*
  • 183
    bu adam hakkında ne zamandır yazacağım bir türlü fırsat bulamadım. ne yazık ki ne mal olduğunu bizim oluşum daha yeni anlamaya başladı. 1 hafta önce ilahtı sözlükte, beraber rakı içenler, akşama kadar futbol konuşmak isteyenler, ali ece'den iyi olduğunu söyleyenler filan vardı. bu yazacaklarımı 1 hafta önce yazsam ofsayt yağmuruna tutulurdum ama rüzgar tersine döndü tabii görüşler hemen değişti.

    ben bu adam kadar hiçbir şey bilmemesine rağmen, kendini dinleten ve inandıran başka bir adam görmedim. adam o kadar boş ve içi dolu olmayan şey söylüyor ki camiadan olmayan, futbolu bilmeyen insan bile dediklerinin inandırıcı olmadığını anlar. partneri de mehmet ayan da futboldan bir haber takılan birisi zaten. kendisi işin magazin tarafını daha çok seviyor. kim kime ne demiş, kim kimle ne konuşmuş adamın futbol dünyasındaki ilgilendiği tek konu bu. 2 saat boyunca ben bunla bunu konustum şu bana böyle söyledi demekten başka bir şey demiyorlar. serdar ali'nin de futbol görüşü şundan şunu duydum bundan bunu demekten ibaret. çünkü kimse oyun kaç metrede oynanmış, hangi takım rakip kaleye kaç şut çekmiş, kim ara pas atmış, kim yüzde kaç topa sahip olunmuş merak etmiyor.

    bu iki elamanı bilerek ve isteyerek yan yana getirmişler. sırf lakırdı yapsınlar diye. yanlarına da bir tane ergen gerisi futbol romantiği bir arkadaş koymuşlar ve ekip tamamlanmış. işin magazin tarafını kıraathane ağzıyla anlatmayı çok seviyor. bizimkilerin de dibi düşüyor tabii ki.

    geçen denk geldim. şöyle bir diyalog vardı. serdar ali; hakemler hakkında neler duydum neler hemde kimlerden en babalardan.. ortalık çok fena karışacak. erbatur; ne duydun abi? serdar ali; boş ver şimdi ne duyduğumu uff diyorum başka bir şey demiyorum. :) ulan ne anlattın sen şimdi. konu da şeydi hakemlerin yüksek maaş alması. bakın buna algı diyorlar işte. tüm okları hakemlerin üzerine çekmeye çalışıp, taraftarı gaza getirip hakemlerden nefret ettirmeye çalışıyor. hakem maaşı düşsün her maç sonu rakip takım hocaları hakemler hakkında atıp tutup ceza almasını istiyor. bkz. gs aldı. hakem maaşları da düşecek büyük bir ihtimal.

    gs medyası izin vermez buna diyor mesela. gs medyası diye bir şey yok bunu camiadan da medyadan da herkes bilir. ama onun hedefindekiler tv karşısında her şeyden bir haber olan taraftardır. bunu bilmeyene inandırmak. onları zehirlemek istiyor. söylesin bakalım kaç tane müdürü galatasaray'lıymış çalıştığı kanal sahibi ve müdürü hangi takımlı? hangi medya devinin sahibi galatasaray'lı bir söylesin. yıllar evvel meslek dışı çalışan olmasına rağmen atkı açtı diye 10 yıllık işinden bir kadın sırf galatsaray'lı diye kovulabiliyor. maç öncesi köstebeklik yapan rakip takımın kadrosunu sızdıran adam kovulmuyor mesela. bunları bilmiyor mu? mehmet ayan da galatasaray'lı ama adamı 5 dk dinle gs düşmanı dersin. kime ne hayrı dokunmuş.

    adamın hitabeti o kadar kuvvetli ki saçmaladığı salladığı şeyler insana mantıklı geliyor. mesela küstahça boyundan büyük laflar edip yüzsüzce ben demiştim diyebiliyor.

    eğer siz de dinleyecekseniz ciddiye almadan dinleyin.

    hakkında biri şöyle demişti "maçlar dışında bilgisi, gözlemi olmayanlar,hayatlarında muhabirlik, habercilik yapmayanlar, sağdan soldan duyduklarını tv ekranlarında saygısızca, seviyesizce konuşuyorlar ve bunun adına gazetecilik diyorlar"

    tam olarak serdar ali'nin özeti bu cümledir.
  • 184
    özür dilendi mi?

    edit: umutlarimiumutbulutbitirdi nickli yazara teşekkürler, etmemiş...

    geçtiğimiz gün de ntv, aklımızla alay eden bir açıklama ile "bizle ilgisi yok" demişti. ne ntvspor, ne de fuat akdağ bi ses çıkardı; bugün de özür mözür dilenmediğine göre, ntv grubu, grupça aptala yatmak arzusunda.

    detaylı bir bildiriyle durum ayrıca açıklanmalı, taraftarımıza izah edilmeli... "sen hamleni yaptın, ben görmezden geldim"le sıyrılamazlar. yüksek sesle kamuoyuna açıklama yapılmalı.
  • 187
    herhangi bir galatasaraylı nasıl aziz yıldırım'dan memnunsa, herhangi bir fenerbahçeli de dursun özbek'ten memnundur. türkiye'de taraftar kimliği haberci kimliğinin önüne geçmeyen kaç kişi var? 1 mi, 2 mi? tabii ki serdar ali çelikler de dursun özbek'i övecek.

    bu tip adamlar komik şeyler söylerse gülüp geçmeyi bilmeliyiz. bu adam dursun iyi dedi diye dursun iyi olmayacak, bu adam öyle dedi diye de dursun özbek'i iyi başkan zannedecek adam sıkıntılı adamdır. siz o zekaya bir şey yapamazsınız.
  • 188
    http://gss.gs/Tna

    dursun abiciğine basketbol şubesindeki kepazelikleri, futbol takımına aylar boyunca yapılmamış olan maaş ödemelerini, yine aynı şekilde voleybol şubesindeki maaş rezilliklerini, florya'nın biriken ve üç gün önceye kadar ödenmemiş olan elektrik faturası borcunu sormayı akıl edememiş bu zat-ı yamuk. ha bir de... erdemli insan özür dilemeyi bilen insandır. ulan sen maicon - muslera konusunda özür dileyeceğine hala kıvırıp haklı olduğun imasında bulunuyorsun. ne biçim bi' değişiksin babacım sen?

    takdim edeyim; adam sanılanlar familyasından mister şebinkarahisarlı sevici.
  • 189
    üzerinden dursun aydın özbek'in kendisi adına bir başka iletişim faciasına daha yol açtığı futbol yorumcusu, türk spor medyasının bir üyesi. dursun aydın özbek biraz iletişim bilse, daha bir kaç gün önce kulübün bir nevi ultimatom verdiği, ortaya attığı iddialar nedeniyle taraftarın hedefinde olan bir adama gidip röportaj vermezdi ama ne gezer, kendisi zaten bariz kazanacağı bir seçimi, bir başka iletişim faciası olan 'tüydüler!' lafıyla kaybetmişti. bu yüzden söz konusu röportaj beni hiç şaşırtmadı.
  • 192
    bu yorumcu arkadaşı ilk olarak faik çetiner'in spordan ziyade goygoyun döndüğü bir programında görmüştüm. acayip boş yorumları olan antipatik biri olduğunu anlayınca hemen kanalı değiştirdim ve bir daha hiçbir yorumunu dinlemedim desem yeridir. nasıl oldu da insanların gözünde dobra yorumcu oldu anlamıyorum açıkçası. yaptığı aziz yıldırım muhalefetinden başka bir şey değil. aziz başkanından istediği yüzü bulabilse eminim eski günlerindeki gibi sığ yorumlarına devam eder.
  • 196
    nasıl bir insan olduğunu muslera hakkında ortaya attığı akıl almaz iftira ve dursun özbek şakşakçılığıyla açıkça ortaya koymuş olan zat.

    kahvehane sohbetini pek seven ve maalesef içinde bazı sözlük yazarlarının da içinde bulunduğu bir grup, bu adamın sohbetini keyifli bulduklarından, kırmızı çizgi denen sirk gösterisini bu adam için izlediklerinden falan bahsediyorlardı.

    o arkadaşların keyfi hâlâ yerindedir umarım.
  • 199
    "dursun özbek zamanında başlatılan ve onayı alınan sermaye artışı ile ndiaye'nin satışından gelen para ile ödeme yaptılar" demiş. ya sen ne boş konuşan bir adamsın. dursun özbek kalsa, ödemeleri başka türlü mü yapacaktı? ndiaye'yi de satacaktı. ayrıca "oyuncular stopajını kendi ödeyecek diye açıklama yaptılar, bu da oyuncuları etkiler, takıma zarar verir" demiş. ya o açıklamayı yeni sözleşme yapılacak futbolcular için söylendi. kulüp bunu spk mevzuatından dolayı şikayet edeceğini söyleyince, nefretini kusmuş. he bide unutmadan emanetçi yönetim demiş ya.. 2001-2002 sezonunda da mehmet cansun yönetimi için de böyle deniyordu ve biz o zaman da şampiyon olmuştuk. yani gs kulübü için emanet yönetim diye bişey yoktur. ortada bir iddia varsa 2007-2008 sezonunda olduğu gibi, hocasız da şampiyon olabiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın