çocukluk aklı işte...galatasaraylılığından zerre şüphe duymadığım futbolcu eskisi...idi bir zamanlar. ilk efsane kadronun sol bekinde oynardı ve sağ bek
ismail demiriz ile hemen hemen aynı konsepte sahip bir dış görünüş tarzı
* * * * vardı.
fenerbahçe'ye transfer olduğunda bile hiç şüphem yoktu galatasaraylılığından. bu adama uzun yıllar sonra tesadüfen
fb tv'de denk geldim. bayık bakışlı spiker "neden fenerbahçe'ye transfer olmuştunuz" şeklinde çanak bir soru sordu. cevabını çok merak ettiğimi ve duyduktan sonra elimden televizyonun kumandasını düşürdüğümü hatırlıyorum. o "koskoca" semih yalan bir gülüş ve artık bıyıksız ağzıyla "o dönem hep fener bizi yeniyordu, ben de 'eeeh yeter be, ne yapsak yenemiyoruz sıkıldım bu işten' diyerek artık kazanan tarafta olmayı istediğimden transfer oldum, ne kadar akıllı bir iş yaptığımı da sonradan anladım" dedi.
noel babanın; aslında gerçek babanız olduğunu farkettiğiniz zaman, yaşadığınız hayal kırklığını hatırlıyor musunuz? işte o "koskoca" semih, cimbomumla yarı final oynamış semih, birden gözümde bir damla suyla eriyen bir kağıt parçasına dönüştü, kayboldu...
ah be semih, bak
selçuk yula'ya nasıl yamadı kendisini yeniden fener'e, "para tatlıydı" demen yeterliydi halbuki...
(bkz:
kapitalizmin carklari)