351
herkes defolup gitmeleri konusunda hemfikir sanırım ama nasıl olacağına dair bir çözüm önerisi getiren yok. ziraçok zor bir konu gerçekten. ben fikrimi paylaşmak istiyorum. başlangıçta tuhaf gelebilir ama önce bir okuyun.
burak yılmaz fenerbahçe ye teklif edilmeli. bu adamların yerli bir forvet aradıkları malum. burak da en azından tanım olarak bu konuma uyuyor.tabii ki bu oyle kolay iş değil. bizim bu işi takas ile yapıp fenerbahçenin elden çıkarmak isteyeceği 1-2 kişiye talip olmamız lazım. aklıma gelenler krasiç ve serdar kesimal. evet itiraz edebilirsiniz ama krasiç buraka göre elden çıkarması daha kolay bir futbolcu bence. serdar da bakarsınız hırs yapıp oynar falan.
bence selçuk daha zor.her olaya müdahil olan tüketici hakları derneği bu konuya el atamaz mı acaba? bir kaç arkadaşımız bu konuda dilekçe hazırlamalı ilk olarak.
bence selçuk bursaspora maaşının bir kısmı ödenmek suretiyle teklif edilmeli. zira bursa da keriz değil bu paranın tamamını ödesin. bursanın selçuğa sempatiyle bakabileceği tek konu şenol güneş faktörü. şenol hoca bu adama futbolcu olduğunu hatırlatabilir. ben bursa yönetimi olsam ligde performansının altında kim varsa umut vaad ediyorsa çok ucuza talip olabilirim elimde böyle kıymetli bir teknik direktör varken.
352
bu ikiliden selçuk galatasaray ayarında, uluslararası seviyede bir oyuncu iken, şu an inanılmaz derecede bulunduğu iş ortamından uzak ve futboldan soyutlanmış durumda, ama burak için aynı şeyler mevcut değil. burak'ın kişisel özellikleri umut bulut misali yedek kalırken takımda huzursuzluk yaratmayan bir yapıda olsaydı, emin olun çoğu zaman yedek başlardı maçlara. çünkü galatasaray gibi bir takımın 1. santraforu kendisi olamaz. çünkü burak'ın yaptıkları, yani dripling konusundaki başarısı, her ne kadar ofsayta çok düşse de savunmanın arkasına sarkmaları vs., bunlar galatasaray takımındaki diğer oyuncuların performansını inanılmaz derecede olumsuz etkiliyor. bir kere orta sahamızın başarılı olduğu dönemlerde rakibi orta saha yuvarlağının rakip sahaya bakan tarafında karşılıyorduk ve yarattığımız baskı ile o alanda topu kapıp, top kontrolü iyi olan elmander, drogba, necati gibi hücum oyuncularımızla karşı sahaya yerleşiyorduk. burak varken bunu yapmamız mümkün olmadığı için, öncelikle rakibi daha fazla kendi kalemizin önünde karşılarken, hücumlarımızın da burak'ın topla temasının ardından sona ermesi, beklerimizin rakip yarı sahanın kanatlarına, kanatlarda oynayan oyuncularımızın da pas alış verişine geçecek derecede sağ ve sol iç şeritlerine, defansımızın orta yuvarlağa ve ortadaki ikilimizin de ceza sahasının hemen önüne yerleşmesini önlüyor. böyle olunca da burak'a güvenip ileriye çıkan oyuncularımız neye uğradığını şaşırıp, yerlerini kaybediyorlar. veysel'in, tarık'ın ve telles'in her maç arkasına adam kaçırmasının esas sebebi bu. ne kadar kızsak da sabri bu üçlü içinde pozisyon bilgisi en iyi olan oyuncumuz ve takıma döndükten sonra en azından saçımızı, başımızı yolduracak aptalca hatalar bir nebze de olsa durdu. tüm bu sebepler, burak yılmaz'ın ilk 11'in tek santraforu ve galatasaray'ın öncelikli forveti olmasının önüne geçiyor. çok değil, tehlikeli bölgede topu ayağında 3 saniye saklayabilen bir forvetimiz olsa, şu düştüğümüz hallere hiç düşmeyecektik. çünkü çoğu maçta ilk golü biz yedik ve burak'ın oyununa uygun bir kontra atak anlayışı ortadan kalkmış oldu, devamında da fark yedik zaten çoğu takımdan. bu kadar burak mevzusundan sonra selçuk'un oyunundaki düşüşün izah edilebilir kısmı anlaşılır hale gelmiştir belki. ama anlaşılmaz olan şey selçuk'un bu gidişe hiç dur dememesi. bakın burak'ın arzusunda ve mücadele hırsında çoğu zaman düşüş olmuyor. ama selçuk öyle değil. 2 haftalık antrenmanla omuz omuza mücadelede onunla yarışır seviyeye gelebilirim, o derece yokları oynuyor kendisi. bu da zihinsel bir problemle açıklanabilir ancak. bu uzun yazıdan da anlaşılacağı üzere burak yılmaz'ın becerileri, diğer oyuncularımızın yeteneklerinin zıttını ifade ettiği için çoğu maçta ilk golü yiyen taraf olduğumuzda demoralize olmamıza ve oyuna ortak olamamıza neden oluyor. en basit çare çift forvetle oynayıp, diğer forvetimizle topu olabildiğince çok rakip sahada tutup takım halinde ileri çıkmak ve burak yılmaz'ı sadece ceza sahası içinde oynayan bir varlık olarak kabul etmek. bir kişi için tüm takımı değiştiremeyiz ama, bir kişiyi takım için en kullanılışlı hale getirip, herkesi en iyi olduğu şeyi yapar hale getirebiliriz.
353
eğer prandelli'nin kalacağı haberleri doğruysa yapılacak en net cerrahi operasyon bu iki şahsın açtığı derin yaralara pansuman yaparak kadro dışı bırakmak ve uzunca bir süre dinlendirmektir. anlaşıldı ki cesare gerçekleri görmekten çok uzak bari duygun başkan ağırlığını koyup bu iki şahıs konusunda ciddi anlamda bir şeyler yapmalıdır. şu örneği hiç vermek istemem ama ali şen en iyi zamanında aykut ve oğuz'u fenerbahçe'den göndermişti biz açık ve net bir şekilde takıma zarar veren iki adam için elimizi kolumuzu bağladık bu derece acizliği anlayabilmek mümkün değil.
354
bu iki tipten kurtulacak her hocaya razıyım. o derece bıktırdılar, ikizler.
355
hadi mancini için oynamadılar da prandelli gibi her maç banko kendilerini oynatan babacan suratlı biri için kıllarını kıpırdatmadılar ya işte o zaman insani yönden ne kadar zayıf, ne kadar bencil ve vefasız tipler olduğunu bir kez daha anladım.
iyi ki futbolcu bunlar, allah korusun hayati bir meslek sahibi, mesela doktor olduklarını düşünemiyorum bile. yazıklar olsun bu yobaz ve rezil zihniyete.
356
bu ikiliyi oynatmamaya yüreği yetecek kim varsa gelsin yönetsin takımı. şu an itibari ile takımdan uzaklaştırılmadıkları sürece mourinho gelse bir şey olmaz bizden. hakkaten yıldık artık sizden...
358
hoca olarak bülent korkmaz' ı istiyorlarmış.
360
dağdan gelip, bağın sahibi oldular.
361
kendileri gibi konusunun en kotusunu tercih etmeleri sasirtmamistir.
362
zamanında "takımın en güçlü yeri, en kaliteli yeri savunması ve önündeki ayhan'la mustafa" diyen bu ikisine tapar tapar. takkesi düşen keli görünen ikili.
363
hamza hamzaoğlu ile galatasaray futbol takımı için değil, bu ikisi için anlaşılmıştır. şimdi selçuk iki frikik golü atar, hamza hoca oynattı olur.
365
takım içindeki ilginç organizma.
bundan sonraki dönemde ya bölünerek çoğalacaklar ve büyüyecekler ya da birlikte kalıp azalacak ve kaybolacaklar.
azalarak tükenmelerinden ziyade ayırsınlar yollarını ve başka memleketlerde büyüsünler.
366
galatasaray spor kulübü futbol şubesi sorumluları.
367
prandelli az biraz, siz takımı 9 kişi oynattığınız için gitti. akşam uyuduğunuzda hiç vicdanınız sızlamıyor mu?
368
hamza hamzaoğlu'nun göreve gelişiyle bir anda canla başla oynamaya başlasalar da, attıkları hiçbir gole, yaptıkları hiçbir olumlu işe gönlüm rahat sevinemeyeceğim artık. içim sizden yana rahat değil. hiçbir zaman da olmayacak.
369
yabancı teknik direktörlerin saflığından yada çaresizliğinden yararlanarak performansları ile teknik direktör değiştirecek kadar ileri gitmiş gizli güç, bu günün kazananları..
370
kulübü dışarıdan yöneten terim'in içerideki kulu ve elçileridir.
371
hamza hamzaoğlu da bu ikiliyi kesmezse, bu ikiliyi kesecek teknik direktörü denk getirene kadar random'a basalım.
372
ardayla servet de bunlar gibi oyunlar oynamışlardı zamanında. sabri de her zamanki gibi ayakçılarıydı. sabriyi kadrodışı bırakan her kimse bunu görmüş olmalıydı ama görse selçukla burağı da üç kuruş ederlerken satardı. akıbetleri inşallah ardaya servete benzer de, başka bir takımda volkan abilerini korurlar ya da alt sıra takımlarında çürürler.
373
yancı hamza'nın gelişiyle galatasaray spor kulübünün tapusunu eline geçirmiş olan ikilidir kendileri.
375
biri yilan'in basidir, haindir, oteki arkadasina baglidir. kimse bana burak takimi satiyor demesin. eskiden ne yapiyorduysa, deli gibi gol attigi donemde takim oyununa katkisi ne idiyse bugunde o. simdi gol de atamiyor formsuz ve moralsiz oldugu icin. yedek kalsin, oynamasin eyvallah ama selcuk icin hissettigim olumsuz hislerin hic biri burak icin yok. sinirlenmiyor muyuz her sacmaladiginda?. o ayri.
basinin bilincli bir sekilde uzerine gelip her hareketini elestirdigi zamanlari da unutmadim, simdi zaten formdan dustu, taraftarla arasi acildi kimsenin adini agzina aldigi yok. takim oyununa olan katkisizligi ve acikca 2 metre yanina pas atamadigi gercegi ile asla tek forvet oynamamasi gerek. yeteneksiz, asiri yeteneksiz, dayanilamayacak kadar yeteneksiz ama hain degil burak. ne zaman kufur yemedi taraftardan? iki gol atmis olsun ucuncuyu kacirdiginda kufru basmiyor muydu tribunler? napiyodu agliyor muydu selcuk gibi? formayi cikartip hocasina verdi mi? sakatim diyip oyundan cikmaya calisti mi? goz gore gore adam kovalamayi birakti mi? takim arkadaslarini savunmamazlik etti mi?
bu ikiliden biri yeniceridir, otekide cocukluk arkadasina sadik bir yetenek yoksunudur, ama hain degildir. selcuk ile duygusal iliskisini isine yansitmasi yuzde yuz hatadir, ama bunun meyvesini yerken de bu hataydi. yok soyle gol kacirdi yok su pasi atamadi yok su topu tutamadi diye gelmeyin bosuna. bu beceriksizliklerin sonucu yedek kalmaktir, zam almamaktir vs.
hain damgasi yemek degil. biri kulupten gonderilecekse selcuk gitsin, hem de nereye giderse gitsin artik. fener'e gitsin umrumda degil. volkan'i muslera'nin yerinde gormekten daha kotu hocasini satan adami o formayla gormek.