51
bir yerde sloganlar sık sık duyulmaya başlamışsa, o konuyla alakalı kavramın içi boşaltılmaya başlanmış demektir. o slogan bir gerçeklik olmuş, arkasında yatan durumun getirdiği hislerin ağırlığı hafiflemiş ve halk arasında geçen alalede bir kalıp olmuştur.
futbol, siyaset, eğitim ya da şehit olan askerlerimiz. bu kalıplar her yerde, bu kalıpların dokunmadığı alan yok. zaten yakında, vasfı olmayan pop sanatçılarının göstermelik paylaştığı instagram postları gibi yaşayacağız her şeyi.
52
söylenecek çok söz varken sadece bu sevimsiz sloganı atip gercekte yasananlari "bir terör olayı" diyerek geçmeyi kabul edemiyorum.
yaşanan trajedi bir rehine operasyonuyken ne oldu ya tüm rehineler kaybedildi? bu kadar insanı kurtarmaya calisirken öldürülmelerinin önüne nasıl geçilemedi? bu sorularin sorulmasinin önündeki bir numarali engel bu ve bunun gibi içi bomboş sloganlardir. kaybettigimiz her asker ve sivilimizin birer can, hayat olduğunu hatırlayip, onların öldüklerini ve yok edildiklerini idrak edebilsek belki bunca hayat harcanmadan bu işleri bitirecek dogru politikalar güdülürdü çoktan.
ülkenin her alanindaki çürümüşlük, iş bilmezlik, beceriksizlik, torpille ve tanidikla bi yere gelmecilik maalesef bu noktada da karsimizda gibi görünüyor. bu basarisiz operasyonu yönetenler elestirilebilecek mi? hayır. ancak ici boş sloganlar...
54
dünyanın en içi boşaltılmış sloganı. ölen öldüğüyle kalıyor, şovunu yapan yaptığıyla. annesi, babası, çoluğu, çocuğu, sevenleri de ağlaya ağlaya ömür tüketiyor.
şehidin canıyla kanıyla siyasi rant kovalayanlara lanet olsun.
55
yıllarca açılım diyerek terör örgütünün palazlanmasina, yerleşmesine yardım ve yataklık eden akp hükümetinin iğrenç politikaları sonucu polis mi asker mi sivil mi onu bile bilmediğimiz 13 insanımızı kaybetmemizin peşi sıra sağda solda duyulan slogan. kusura bakmayın ama ölüyorlar. bize ölmemiş gibi geliyor ama o insanlar bir daha nefes alamayacaklar, bir daha anne babalarına çocuklarına eşlerine sevdiklerine sarilamayacaklar. bir daha gülemeyecekler.
bu ve bu gibi olayların tek sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. başka hiç kimse değil. hendek savaşlarında verdiğimiz 1000'e yakın şehidin sorumlusu nasıl o hendekler kazilirken valilere emir verip müdahale ettirmeyenlerse şimdi de bu işin sorumlusu yöneticilerden başka kimse değildir.
yazık. olan olduğuyla, ölen öldüğüyle kalıyor. çıkmış bir tane palyaço, genel kurmay başkanını falan tebrik ediyor. 13 can vermişiz, intikam olarak öldürdüğünüz (o da şüpheli) teröristler konuşuluyor. bu ülke böyle olayları maalesef daha çok yaşar. ülkeye son dönemde en büyük zararı vermiş iki terör örgütüyle de masaya oturup el sıkışan kol kola gezen hükümet şimdi kendi insanını bile koruyamayip ancak koltuğunu koruyor. bazilarimiz da halen bu hükümeti desteklemeye devam ediyoruz.
pkk ile oslo görüşmelerini yapan kimdi? sözde kırmızı bültenle aranan osman öcalan'ı trt'ye çıkartıp sonra da benim kırmızı bültenle arandığından haberim yoktu diyen kimdi? abdullah öcalan'ın mektubunu trt'de okutup sonra da mektubu okuyan kişiye öcalan yerli ve milli bir sahsiyettir dedirten kimdi? koridor koridor diye inleyen pkklilari ülkenin ortasından davulla zurnayla geçirip ellerine lahmacunlar verip sonra da o pkk'lıları yok etmek için askerlerimizin şehit olmasına neden olan kimdi? açılım diye şehirlerin hendek çukur doldurulmasına göz yuman, hamile karısının gözü önünde pazar yerinde ensesine tek kurşun sıkılan polisimizin askerimizin cenazesini açılıma zeval gelmesin diye sessiz sedasız kaldırtan kimdi? kimdi arkadaşlar?
kusura bakmayın, şehitler ölüyor. sadece şehitler değil, annesi, babası sevdiği, nişanlısı, eşi, çocuğu, kardeşi, arkadaşı da ölüyor. hepsi ölüyor, hepsi nefes alsa da yaşayamayacak duruma geliyor, geriye de artık bu içi boşaltılmış slogan kalıyor.
yazık bu ülkeye.
56
bir bütün olarak aynı duyguları paylaşmayan, aynı şeylere ağlamayan, aynı şeyleri sevinemeyen, aynı insanları sevmeyen, fakirleşmiş, ideolojik olarak bölünmüş, ırksal olarak birbirinden nefret eder hale gelmiş, paramparça edilmiş, bir elitin herkesi her zaman ve koşulda tahakküm altına aldığı vatanın hala bütün olduğunu düşünmüyorum. harita üzerinde bütün olsak da ruhen bir birimize çok uzağız.
şehitlik konusu da farklı bir konu. iki gün önce 13 kişinin ailesi genelkurmay başkanlığına seslendi gazetelerin bir çoğunda haber bile olmadı. “evlatlarımız oradayken oraları bombalamayın lütfen evlatlarımızı bize sağ salim getirin” dediler. bir insanın canı, bir annenin, babanın evlat acısı kaç teröriste bedeldir? kaçı öldürülünce o anne baba rahatlar? içi boş milliyetçilik maalesef ülkemizi berbat bir hale getirdi. sabaha kadar şehitler ölmez vatan bölünmez desem ne olur ki? bunu gidip o anne ve babaya anlatmak lazım. canı giden o ben buradan klavye delikanlılığı yapıyorum.
57
gerçekten içi boş bir söylemdir. benim evladım yok ama evladım yerine koyduğum bir yeğenim var. ayağına taş değse yüreğim ağızıma geliyor. o şehit anaları, babaları, eşleri nasıl duygular yaşıyordur, ne hissediyordur inanın empati bile yapmak imkansız. gencecik, hayatının baharında insanların daha hayata, evladına doyamadan hayattan kopmasını inanın hazmedemiyorum. muhtemelen anası, babası, evladı da hazmedemiyordur. vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikede olsa, bir karış vatan toprağı için inanıyorum hepimiz gözünü kırpmadan şehadete gururla yürürüz. ama haince, kalleşçe katledilen insanların ailelerini bu söylemlerle avutmaya çalışmayı çok abes buluyorum ve ailelerinin de bu söylemle kendini avutabildiğini hiç sanmıyorum.
58
"şehitlik diye sorgusuz cennete gidilecek bir makam gerçekten olsaydı, zenginler o makamı fakirlere bırakmazdı."
dr. ali şeriatı, iranlı yazar, düşünür.
59
kendi subayına, polisine sahip çıkamayan devletin ve onu yöneten hükümetin ayıbının, acizliğinin yüzüne vurulması gereken yerde papağan gibi dillendirilen içi boş söz. arkadaşlar devlet romantizmle yönetilmez, kararlılıkla yönetilir. bu askerleri, polisleri eli kanlı terör örgütünün insafına terk eden ve kılını bile kıpırdatmayan bir hükümet varsa, bilinçli bir ulus ilk seçimde gerekeni yapar.
bilinçli diyorum da kime diyorum o da belirsiz...
60
mağarada silahsız olarak şehit edilen 13 kişi için kullanılan "masum siviller" sözü çok ayıp değil mi?
13 muvazzaf asker şehit düşseydi masum olmayacaklar mıydı? en fazla terörist öldürmüş askerimiz de eli silah tutmamış vatandaşımız da masumdur zaten.