• 176
    https://twitter.com/...319625484652544?s=19

    sebahattin şirin'e teşekkür etmek her taraftarın borcudur. ben hem kendi adıma hem de otuz milyon adına teşekkür ediyorum.

    otuz milyon taraftarın isteği gözardı edilemez. otuz milyon galatasaray taraftarı yok sayılamaz. genel kurul üyelerinin ve de liseli-alaylı her üyenin mustafa cengiz ve fatih terim'e evet diyeceğine inanıyorum.
  • 177
    beyaz tv'ye bağlanıp birkaç cümle bile kuramayan adam, nasıl olur da galatasaray tribün lideri olur diye kendi kendime bir soru sormuştum. sonra bir fotoğraf görünce ( http://www.yurtgazetesi.com.tr/...ges/upload/3_498.jpg ) anladım ki olabiliyormuş. kısacası sevmiyorum bu adamı be sözlük. destek vermesi güzel ama böyle adamların tribün lideri olmasını kaldıramıyorum.
  • 179
    https://twitter.com/...319625484652544?s=20

    1) taraftarı temsilen bir açıklama yapmamıştır, yapamaz, en fazla yaptığıni sanar. zira taraftarı temsil hakkı yoktur.
    2) yaptığı sadece herkesin görebildiği bir tespittir.
    3) açıklaması sadece ultraslan'ı bağlar. ultraslan'ın nadiren de olsa galatasaray düşmanlarıyla değil de galatasaray taraftarı ile hemfikir olduğunu gösterir.

    ultraslan bu sene 2'den bir kaç fazla defa doğruyu göstermiş bozuk bir saattir hepsi bu. medet ummayınız. 30 milyon galatasaray taraftarı yalın olarak büyüktür.

    kulübü galatasaray lisesi'nin oligarşisi ele geçirmiş. taraftar olarak irademizi ultraslan oligarşisine teslim edemeyiz. bu adam, sen, ben... kimse taraftarı temsil hakkını üzerinde toplayamaz.
  • 188
    http://gss.gs/2424727

    ultraslan'ın daha dün 26 mayıs 2018'de yapılacak seçimlerde mustafa cengiz'i desteklediğini açıklaması ve bu açıklamayı yaparken de haddini aşıp taraftarı temsilen konuşması üzerine böyle bir entry girmiştim.

    haklı olduğumu göstermesi için 24 saat geçmedi.

    rıza kocaoğlu'nu kendi kişisel ilişkilerini gerekçe gösterip affetmiş. bir de bunu galatasaray taraftarı adına yapmış. af dilemeyen adamı affetmiş...

    rıza kocaoğlu galatasaray başkanına terbiyesizlik yapmıştır. daha büyük terbiyesizliği de terbiyesizliğini sindirmemizi bekleyerek yapmıştır.

    sebahattin şirin affetsin. ama benim adıma konuşmasın. ben affetmiyorum.

    ultraslan ise kirli bir rant oluşumudur. itibar gösterilmemesi gerekir.
  • 190
    " sana sahip çıkanlarıda senide görcez gevşek ibne @rizakocaoglu " class="title">*

    sucu reis

    " ya kendine gelirsin özür dilersin ya da bu taraftar sana hak ettiğini vermeye devam eder! @rizakocaoglu " class="title">*

    ultraslan uni

    " göztepe tribününün efsanelerinden ve şahsımın da oldukça eski dostu olan, bizleri göztepe deplasmanları öncesi karşılayan, ağırlayan amigo ismail kocaoğlu’nun oğlu olması sebebiyle bu hususun daha fazla uzatılmamasını rica ediyorum. " class="title">*

    sebahattin sirin

    filmin devamini bekliyoruz. vay be. sen o kadar atar gider yap, pankart hazirla, reisin arkadasi ciksin konuyu kapat. yazik valla.
  • 193
    https://mobile.twitter.com/.../1091716517392277511

    sebo reis diye pesinden gidenler tayfaya kapak olsun al bak senin reis kimlerin pesinden gidiyor.

    banane aslinda ne yaparsa yapsin beni ilgilendiren galatasaray, bu adamin galatasaray ile ne baglantisi var ? yarin bir gun bir video da gorunenler mahkemelerde gorurulur ise acaba mahkemelerde galatasaray tribun lideri diye anilir mi ? galatasarayin bu konu da ne isi vardir ? bir daha bu adami tribunlerden inip sahaya indigini gormek istemiyorum.
  • 197
    ultraslan tribün liderinin katıldığı garip toplantı cümlesinde bahsi geçen abimiz. türkiye'de batılı anlamda holiganizmin hardcore şekilde yaşandığı, şimdilerde sabahlama dönemi olarak da anılan seksenlerin başından 1995 yılındaki "barış"a hatta hafifleyerek ikibinli yıllara kadar devam eden sürecin hızlı ve namlı isimlerindendir.

    asıl ismi muzaffer şirin olup haznedar eşrafındandır. taa seksenli yılların başından beri galatasaray tribünlerinde söz sahibidir. bu hardcore dönemde azınlıkta olduğu için geri planda kalan galatasaray tribününü sabahlama olaylarında söz sahibi yapan peygamber hüseyin'in bir trafik kazası sonucu genç yaşta hayatını kaybetmesi, peygamber hüseyin'e "ben seni kendi yerime layık görüyorum" diyerek tribünü devreden amigo mehmet'in de bu kaybın ardından bu işlerden elini eteğini çekmesi ile galatasaray tribünlerinde mutlak hakimiyetin sahibi olmuştur.

    bu tabiri de biraz açmak gerekir. sivilize taraftarın haklı olarak sandığının aksine tribün liderliği başkanlık ya da yöneticilik gibi bir olay değildir. kastedilen tribün de bilet/kombine vs alarak girilen yer değildir. bir takım bedeller ödenerek, bir takım kavgalar verilerek kazanılan bir ünvandır. bir temsiliyet varsa da aslında "o dünya"ya aitbir temsiliyet ya da iktidardır. bu ingiltere başta olmak üzere tüm avrupa'da hatta güney amerika'da da böyledir. bugün hem saha içinde hem de saha dışında gıpta ile baktığımız pek çok takımın "ilkokul mezunu" tribün liderleri falan vardır.

    bu işlerin, bu dünyanın da dinamikleir bu şekildedir. real madrid'in "ultras"ları mesela takımdaki ispanyol futbolcularla "içli dışlı" olmaları ve bu futbolcularla olan bir takım para mevzuları ile anılır ki real madrid efsanelerinden raul gonzales bu konudaki bayrak taşıyıcı konumundadır. milan'ın koreografileri yüzünden hayran kalınan curvası "bilet gelirleri" için molotoflu kavgalala birbirine girer mesela. ya da güney amerika'da tribün liderliği silahlı çatışmalar hatta "faili meçhul"ler sonucu el değiştirir....

    ancak biz sadece kendi yaşadığımıza tahvil edip olayın içinden çıkmaya çalışırız...

    ha dünyanın başka yerinde de "ultras" liderler televizyon kanallarında camia adına söz almak gibi ilginç işler yapar mı o ayrı bir merak konsudur...

    daha yukarda da yazıldığı gibi asıl ismi muzaffer'dir. bugün hala daha bu işlere meraklı "genç" neslin andığı, kızıltoprak polis karakolunda biten 1987 yılındaki meşhur fenebahçe-beşiktaş sabahlaması ile ilgili haberlerde "ayakta tedavi gören bazı taraftarlar" olarak verilen listede adı olsa da hangi tarafta yer aldığı belli değildir...

    http://gss.gs/Kgl.jpg

    mühendis oktay cinayeti olarak da bilinen, 5 aralık 1992 galatasaray beşiktaş maçı sonrasında mecidiyeköy'de yaşanan oktay aydemir'in linç edilmesi olayında yer alan grubun başında olduğu, hatta o olaydan kalan bir hükümden dolayı muzaffer olan isminin yerinde sebahattin ismini kullanmaya başladığı söylenir hep...

    hatta sefa kalya'nın asıl adının sefa kalya mı nihat özpolat mı olduğu da hala daha tam çözülememiş bir olaydır...

    http://gss.gs/y45.jpg

    o yılları hatırlayanlar oktay aydemir'in öldürüldüğü bu olaydan sonra yıllar yılı "nasılsa birbirlerini vuruyorlar" diye göz yumulan üç istanbul takımının tribün aleminin rahmetlinin mesleğini de ön plana çıkararak medya tarafından incelenmeye hatta ifşa edilmeye çalışıldığını da hatırlar. bu "hardcore" dönemin yaşanabilmesinde devletin toplumdaki hastalıklı bireyleri siyasetten uzak bir yerde kendi haline bırakma tavrının da etkisi vardı.

    ancak o olayda ilk defa bir takım şeyler farklı şekilde cereyan etmiş, maçtan sonra çatışmak için sözleşen iki gruptan galatasaraylı olanların yolunun üzerinde bulunan ve hakikaten "tribün" alemiyle alakası olmayan bir beşiktaş taraftarı linç edildikten sonra aldığı hasarın etkisiyle hayatını kaybetmişti.

    bu olaydan sonra basın/medya uzun yıllar süren sessizliğini bozup ciddi şekilde bu alemdeki isimleri incelemeye aldı. oluşturulan kamuoyu baskısıyla polis de bu insanların üzerine gitmeye başladı. yaşanan onlarca kötü hatıra, acı kayıplar, kelle koltukta gezme durumuna bu baskı da eklenince; bir de her kulüp kendi stadını açıp bir de kombine olayına geçip ortada uğruna sabahlayacak(!) bir tribün kalmayınca 1995 yılında üç istanbul takımının tribün liderleri bu "hardcore" dönemi sona erdiren barış anlaşmasını yaptı. kuran'a el basarak artık organize sabahlamaların, ayarlanmış kavgaların, hatta bunun devamı olan mekan baskınlarının bir daha yapılmayacağına dair yemin ettiler. "tribün kültürü" olan, daha doğrusu istanbul takımları ile çatışan diğer anadolu takımları da bu barışı tanıdıklarını ilan ettiler ve eskiye kıyasla devede kulak bile sayılmayacak olaylar hariç bu kötü dönemlerin sonu gelmiş oldu...

    işte bu barış olayına ön ayak olanın sebahattin şirin'dir. her ne kadar yukardaki bir dolu sebebin getirisi olsa da "futbolcular bütün gün beraber, yöneticiler birbiriyle sarmaş dolaş/iş ilişkileri var. ee biz vuruyoruz birbirimize" diyerek bu barış konusunda uzlaşıldığını söyler hep. bu konuda adımı atan kişi olmasında diğer tribünlerce gördüğü saygının yanı sıra sabahlama döneminin ağır topları olan fenerbahçe ve beşiktaş tribünlerine eşit mesafede olmasının da rolü vardır...

    buna ek olarak seksenlerin ortasından beri tribünde en aktif şekilde yer almak bir kenara tribünün lideri olarak kalmayı başarabilmiş bir insandır. hardcore dönemin önde gelen isimlerinden hala hayatta olanlar ya bu işlerden tamamen elini eteğini çekmiş, ya da bu underground mafyavari örgütlerden eğitimli insanların yer aldığı görece şeffaf organizasyonlara doğru yaşanan gelişim sonucunda inzivaya çekilip emeklilik günlerini yaşamakta iken hala daha aktif olarak tribün lideri sıfatının hakkını vermeye devam etmektedir.

    yeni bir devre medyan okurcasına eski kurallarla yaşayan biri mi, yoksa miadı dolmuş bir geleneğin inatla ayakta kalan son örneği mi olduğu ise bambaşka bir yazı konusudur. ancak mevcut statükoda galatasaray tribünü için(taraftarı demiyorum) bir denge noktası olduğu gerçeği yadsınamazdır. tüm gücü kendinde topladığı için farklı maksatları olan tüm grupları belli bir düzenle bir çatı altında toplayabilmektedir. bir şekilde yokluğunda doksanların sonundaki kaotik ortama dönüş artık pek mümkün olmasa da ciddi güç savaşları yaşanabilecektir. zaten tribünsel anlamda parlak gençlerini önemli oranda inzivaya çekilmeye zorlayan ultraslan yapısının bir de bölünmesi zaten olmayan tribünselliği iyice bitirecek, ilaveten iç saha deplasman farketmeksizin alakasız insanların da çok çekeceği olaylar yaşanacaktır. hele bir de hakkın rahmetine kavuşması ya da kendi rızasıyla bu işlerden çekilmesi harici bir şekilde pasifize olur/oldurulmaya çalışılırsa tribünlerde yaşanacakları kestirmek iyice zorlaşacaktır.

    ancak galatasaray taraftarı da bir semt ya da şehirle sınırlı kalmış, stadın müdavimleriyle sınırlı olmayan, dünyanın her köşesine yayılmış durumdadır. bu abimizin de tribün alemindeki yerinin sadece o alemdekileri ilgilendirdiğini, hayatınıın hiçbir evresinde stada gitmemiş ve gitmeyecek milyonlarca galatasaray taraftarını temsil etmiyor olduğunu ona inatla bu payeyi vermeye çalışanların aklında çıkarmaması gerekiyor....
  • 200
    -sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada sedat peker gibi botokslu mafya bozunutuzu bir tipe sayın diyen,
    -cumhuriyete düşman olan tarikatlarıdan birinin lideri ile aynı masaya oturan,
    -kendine reis diye hitap ederek efendilikten zerre nasibini almamış ve biat kültürünü seven,
    -her önemli maçın biletlerini satışa çıkmadan bir kısmını karaborsada fahiş fiyattan satıp bir kısmını el altından kendi istediği adamlara dağıtan,

    hak yiyici, kabadayı, bir karakter.

    bizim yerimiz senin tam karşın sebahattin şirin. biz fikri hür, vicdanı hür galatasaray taraftarıyız. tribünlerden defolup gittiğin günleride göreceğiz inşallah.
App Store'dan indirin Google Play'den alın