• 2
    sampiyonlar ligi havasini solumus futbolcudur. misal drogba, geldi ceyrek final yaptik. gecen sene bir nani sporting'e sinif atlatti. sampiyonlar ligi form durumundan oldukca bagimsiz bir statu turnuvasidir. lig performanslari, oyuncu form durumlari birincil etken olmamistir, olmayacaktir. takima statu ve itibar kazandiracak; ayaklarini yere saglam bastiracak oyuncular takimimiz icin elzemdir. iyi dusunursek yari sakat hamit'in dahi selcuk'un ustunde performanslar verdigini hatirlariz.
  • 3
    galatasaray sözlükte kullanılan bir söz öbeği.

    benim düşünceme göre bunu söyleyen arkadaşlar da bunu anlamayan arkadaşlar da kendi çaplarında haklılar.

    tanım yapmak gerekirse,

    kalede; kritik anlarda kritik kurtarışlar yapabilen. muslera, mondragon gibi, mesela volkan pek o seviyede değil neden çünkü bazı lokal maçlarda çoşsa da üst düzey maçlarda, kritik anlarda acayip hatalar yapabiliyor. muslera'ya, mondragon'a o anlarda güvenebilirsin sana hiç şansın olmayan bir maçta puan aldırabilir.

    savunmada;
    mesela chedjou bu ayarda değil, neden bazı maçlarda o da çoşuyor, inanılmaz müdahelelerde bulunuyor , bunlar gözümüze giriyor fakat en önemli anda en kritik maçta topu bir elliyor ondan sonra el sallıyorsunuz. fakat bruno alves'de bunu göremezsiniz, takımınızda o varsa belki kırmızı görme riski vardır ama sahada olduğu sürece en kritik anda aklınıza bruno alves gelir ve rahatlarsınız. chedjou geldiği zaman rahatlamazsınız acaba mı dersiniz.

    ortasahada; selçuk inan ve melo'ya bakalım mesela.
    selçuk inan sezon boyunca genel olarak istikrarlı bir performans sergiler ama kritik anlarda onu hiç görmezsiniz, sorumluluktan kaçınır, top benden gitsin diye oynar, baskı altında kritik anda doğru kararı vermekte zorlanır ancak melo, ligin çoğu maçında rolanti oynamaya çalışır ortaya pek çıkmaz fakat maç 1-0sa falan son anda müdahele eder, en kritik maçta en kritik anda yarım pozisyondan veya duran toptan gol yapmanı sağlar. rakibin kilit oyuncusunu sindirir, ya gol atar ya attırır ya da en kritik anda çok enteresan bir hareketle takımı hareketlendirir.

    forvette;
    burak'ı ele alalım 50 tane de gol atabilir ligde ama yine en kritik maçta senelerce kazanamadığın deplasmanda çok rahat pozisyonda topu auta atar, yarım pozisyondan gol çıkarman gereken maçta o golu yapamaz. fakat orta seviye maçlarda en az 10 pozisyona girer 3ünü atar. üst düzey maçta ise o kadar pozisyona giremez, girdiği 2-3 pozisyonu ise çoğu zaman gol yapamaz.
    bir de webo'ya bakalım, maçta uyur gezer, iki kafa topu indirir en fazla, nerdeyse sahada yoktur ama maç 0-0 giderken uyanık olur bakar stoper çıkmış hemen topu havadan ister kontrol eder öyle bir pas çıkarır pozisyonsuz maçı 1-0 alırsın, aynı şekilde yokları oynadığı maçta duran topa 90 artılarda bir yükselir maçı kopartır. 3 puanı sana yazar, 4-0 yendiğin maçta webo yoktur, 1-0 yendiğin maçta vardır.

    bence bir futbolcuyu üst seviye yapan özellik yaptığı istatistik değil, kendisine en ihtiyacın olduğu anda ortaya çıkmasıdır. en azından ortaya çıkacağının güvenini sana vermesidir. sahada burak olduğu zaman bilemiyorsunuz her şey olabilir 3 tane de atabilir, salak suluk 10 tane de kaçırabilir, ama webo oyuna girerken fenerliler "heh şimdi atarız işte" diyebiliyorlar.

    bence genel olarak fark budur.
  • 4
    (bkz: felipe melo)
    (bkz: aurelien chedjou)

    yanında tamamlayıcı iyi bir partner ile (en kötü ihtimalle iyi de yedek olur)
    (bkz: semih kaya)

    kendini geliştirebilirse (yedek de olur)
    (bkz: emre çolak)
    (bkz: armindo bruma)

    3 sene önceki
    (bkz: selçuk inan)

    ayrıca kendisini çok sevmeme rağmen maalesef şampiyonlar ligindeki güçlü bekler ve en kötü belçika takımlarında dahi bulunan aşırı hızlı kanat oyuncularının karşısında (bkz: yasin öztekin)'in yetersiz kalacağını düşünüyorum.
  • 5
    (bkz: wesley sneijder)
    (bkz: fernando muslera)
    (bkz: felipe melo)
    (bkz: didier drogba)

    ayrıca 6 milyon euro'ya telles'in alındığı ortamda riera'dır, umut bulut yerine elmander'dir, 4 milyonluk tarık çamdal yerine çok eleştirdiğim eboue'dir. bunlardır sizi cl'de real madrid ve juventus'un arasından çıkaracak adamlar. ligde iyi performans gösterseler de yasin gibi oyunculara bu seviye fazla gelir.

    eğer olur da şampiyonluğu kazanırsak seneye yabancı sınırının rahatlığını da düşünerek tecrübeli yabancılara yönelmekte fayda var. aksi halde cl'de başarı gelmez.
  • 6
    bunun gibi bir tane daha goy goy var. bu da "bu seviyede buldun mu atacan" goy goyu. sanki takım normalde çok gol kaçırmıyormuş da şampiyonlar ligi'nde kaçırması şaşırtıcıymış gibi konuşmalar yapanlar var. sen önce bilinçli bir hücum et, bırak kaos futbolunu, ondan sonra şans kelimesini ağzına al. mesela bayern münih ligde de şampiyonlar ligi'nde de bulduğunu atıyor, çünkü bu işin normali, fıtratı bu. avrupa'dan geri kalmış ve kendine özgü çetrefilli şartlar oluşturmuş her ligde böyle goy goylar dönüyor. yok x bu bu seviyede değil, yok bu seviyede bulduğunu atacan. o zaman adama "sen seviyesiz misin" diye sorarlar. ha bire mızmızlanıp duruyorsun.
  • 7
    (bkz: dominant oyuncu)
    (bkz: baskın karakter)

    bi kaç örnek ile fark ortaya net koyulur.

    riera-telles, eboue-veysel, drogba,pandev

    arsenal mesela henry ile şampiyonlar liginde çılgın atarken seviyeyi carlos vela'ya filan düşürünce takım tepetaklak oluyor.
    liverpool'un sol beki john arne riise iken, yerine jose enrique ya da forveti morientes, torres iken andy carrol filan olunca şampiyonlar liginde iş yapamıyorsun ne yazık ki.
    milan en son şampiyonlar ligini kazandığında(2007) 35li yaşlarında inzaghi bile iş yapıyorken yerine cok abuk sabuk adamlar aldı sonra da toparlayamadı tabi.
  • 8
    maç öncesi seramoni sırasında kamera sırayla futbolcuları çeker.
    geçen sezon juventus maçı öncesi, tv başındaki herhangi bir italyan vatandaşını düşünün;
    kalede muslera (tüm italya çok iyi tanır)
    defansta chedjoe, eboue (tümm avrupa iyi tanır)
    orta sahada melo, sneijder (tüm dünya çok iyi tanır)
    forvette drogba ( adı bile yeterli)

    yani takımın yarısından fazlası dünya çapında tanınmış, kendini kanıtlamış isimler.

    bu arada geri kalanlarda türk milli takımın ve türkiye liğinin en değerli oyuncuları.

    kaldı ki burak sezon başında lazio ile anıldı vs.

    demem o ki; şampiyonlar liginde boy gösteriyorsan ve dünya sıralamasındaki ilk 10 takımdan biri değilsen kadro kaliten, kadroundaki isimlerin tecrübesi ve kendini kanıtlamış olması sana duyulan saygıyı belirliyor.
  • 11
    anlamak isteyen için çok anlaşılmayacak bir şey değil aslında hatta bayağı açık bir tanım.

    zaten yukarda çok güzel örneklerde verilmiş.

    mesela elmander şampiyonlar ligi için çok üst düzey değildir ama yeterlidir ama umut bulut?

    mesela abdul kader keita şampiyonlar liginde oynar hatta bazı maçlar fark yaratabilirdi ama yasin?

    mesela elano blumer şampiyonlar liginde her türlü oynar hamit yine öyle ama dzemaili?

    şampiyonlar ligi için yeterli olmak messi, ronaldo, agüero, hazard ayarında olmak değil sadece şampiyonlar ligindeki yüksek tempoya, sert savunmalara karşılık verebilmektir.

    zaten iyi karşılık verirsen gruplardan çıkarsın, çeyrek final oynarsın veremezsen 4'er gol yer evine dönersin.
  • 12
    (bkz: ricardo quaresma)
    (bkz: nani)
    (bkz: arda turan)*
    (bkz: evra)
    (bkz: hakan çalhanoğlu)
    (bkz: afellay)
    (bkz: farfan)
    ve daha niceleri.

    aktif futbol takımımız adına

    (bkz: wesley sneijder)
    (bkz: fernando muslera)
    (bkz: felipe melo)
    (bkz: burak yılmaz)
    (bkz: semih kaya)*

    he bu demek değildir ki diğer oyuncular oynayamaz. tabi ki oynar. oyuna sonradan girer katkı verir, hamle oyuncusu olur. ama direk onunla her maç ilk 11 başlarsan sonucu büyük ölçüde hüsran olur.
  • 13
    galatasaray için konuşacak olursak:

    an itibarıyla mevcut kadromuzda azımsanmayacak sayıda bulunan, daha önce şampiyonlar ligi çeyrek finali görmüş isimlerin de yer aldığı oyuncular topluluğu...

    - fernando muslera
    - semih kaya *
    - aurelien chejdou *
    - felipe melo
    - selçuk inan
    - hamit altıntop *
    - burak yılmaz *
    - * wesley sneijder

    yedek olarak:

    - emre çolak *
    - armindo bruma *
    - yasin öztekin *
  • 15
    ayağı titrese de kaçırdığı pozisyonu takip edip binlerce alman'ın önünde galibiyet golünü atandır.

    skoru uzunca bir süre önde götürdüğün maçta son on dakikada iki gol yiyip acaba dediğin , gruptaki esas rakibin olan takıma karşı son dakikada seyircisinin önünde altın değerinde bir puan getiren golü yazandır.

    skor istediğimiz gibi bitmese de o senenin şampiyonuna karşı skoru 1-1 e getiren golü yazandır.

    tarihimizin belki de en önemli ve unutulmaz maçlarından bir tanesi olan maçta yaptığı bir uzun top ile kazandıran golü hazırlar.

    umut bulut'tur....
  • 16
    futbol zekası olan futbolcudur, gerisi hikaye.

    iyi bir teknik direktör futbol zekası gelişmiş olan bir futbolcu grubunu şampiyonlar liginde gayet yeterli bir şekilde oynatabilir.

    herhangi bir spor dalında en önemli şey o yöndeki mental yatkınlık ve gelişmişliktir. usain bolt kadar hızlı, yao ming kadar uzun, bruce lee kadar çevik, lebron james kadar atletik veya dwight howard kadar güçlü olabilirsiniz ama bunlardan herhangi birisini futbol aklıyla birleştirmeyince nafile.
  • 17
    fleurquin, victoria, bulent akin, radu niculescu, batista, faruk vs gibi oyuncularla sampiyonlar liginde tur atlayip, ustune barcelona, roma ve liverpool'un oldugu grupta ceyrek finali ofsayt bir golle veren galatasaray takimi için, kadrosunda bulunan her oyuncu yeterlidir. onemli olan o oyuncularin bir takim gibi oynamasi, bir halatı hep birlikte çekmeleri, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilmeleridir.

    2014-2015 sezonu galatasaray takimi kadrosu sampiyonlar ligi tarihinde topladigimiz en az puani topladi, yedigimiz en fazla sayida golu yedi. o kadar mi yetersizdi oyuncularimiz? hayir. bir takim degillerdi. birbirlerine ve kendilerine inanmiyorlardi. o yuzden de tokat manyagi olduk. bugun ayni takimlarla tekrar oynayalim, sonuclar cok farkli olacaktir. muhim olan takim olmaktir.
  • 19
    türk takımları tarafından etiket ve cv üzerinden okunan yeterlilik.

    şampiyonlar ligi bileti geldiğinde, türk kulüpleri sanki de dünyanın en lüks balosuna davet almış gibi davranıp, ilk işi alışverişe çıkıp ismi ve geçmişi olan ama demode olmuş kıyafetler alıp baloya hazırlanmak oluyor.

    baloya gittiğimizde ise, trendlerden hiç takip etmedikleri çarpıcı kıyafet giyen balo mudavimleriyle tanışıyorlar.

    transfer hikayesi de buna benziyor türk kulüpleri için.
App Store'dan indirin Google Play'den alın