resim
Rüştü Reçber
Görev:Gençlik Gelişim Performans Merkezi Çalışanı
Takım:-
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 459
    covid-19 belası yüzünden yoğun bakıma girdiğini öğrendiğimiz eski milli kaleci. acil şifalar diliyorum. allah ailesine bağışlasın.

    öte yandan kendisinin çok sigara içtiği çeşitli yerlerde yazılıyor. sigara ne yazık ki covid için çok büyük tehlike. covid olmasa bile her anlamda sağlık için tehlike. kendinize bu kötülüğü yapmayın arkadaşlar, sevdiklerinizi düşünün.
  • 460
    dünya geneli olarak düşündüm, hasta ve ciddi durumda olsa sevineceğim 10-12 kişi anca sayabildim..sevineceğim demeyim de üzülmeyeceğim diyebilirim..

    bana o 10-12 kişi kadar kötü şeyleri hatırlatmıyor rüştü, 2002 dünya kupası, ertem'in ayarsızlığı da olsa her yerinden öpüyorum rüştü gibi güzel anılar da var..

    allah acil şifasını versin.

    iyi dileklerimi yolladığım eski milli kaleci.
  • 462
    öncelikle kendisine (ve tüm hastalık belası ile uğraşanlara) allah'tan acil şifalar diliyorum. umarım tez zamanda bu beladan kurtulup sağlığına kavuşur.

    adam hastanede can derdinde, ailesi var çoluk çocuk sahibi. böyle bir zamanda bile "vay efendim zamanında şöyle yapmıştı, böyle demişti, galatasaray düşmanı" filan diye konuşmanın nasıl bir garabet olduğunu anlayamıyorum. inşallah tez zamanda iyileşir. sonra istediği gibi de "galatasaray düşmanlığına" devam etsin.

    bunlar ayrı şeyler, birbirinden ayırmayı bilmek lazım. yoksa büyük ayıp.
  • 466
    barcelona kariyerine harika başlamıştı aslında, hazırlık maçlarında yaptığı bir kurtarış tv'lere haber konusu olmuştu hatta. ama sonrasında sakatlandı o hazırlık döneminde ve iyileştiğinde de kale valdes'teydi. valdes de kötü olunca rijkaard 2 3 maç kendisini denedi ama rüştü de çok ciddi hatalar yaptı o süreçte.

    bu efsane oynadığı juventus maçı; https://youtu.be/bSQX8r9oQik

    ancak bu macta ne kadar iyiyse ligde şans bulduğu maçta da, sanıyorum ki betis maçıydı, o kadar kötüydü.
  • 467
    hayatımda duyduğum en saçma bahaneyi üreten insandır. barcelona'da başarısız olma nedeni olarak rijkaard'ı gösteriyor adam.

    bana kalırsa tamamen cahilliğinden başarısız oldu. barcelona ile ilgili öyle derin araştırma yapmasına gerek yok. abartmıyorum 3 tane maçını izlese o hayalden vazgeçerdi. fakat başkasını suçlama kolay tabi. ayrıca bu bugün güvenerek fatih hocaya salladığı çevresinin aslında nasıl bir topluluk olduğunu da gösteriyor.

    mesela courtois kendisinden kat be kat iyi kaleci ama bugün barca'ya transfer yapsa sözlükte olay olur neden ? burada ki herkes courtois'nın pas oyununda nasıl çuvallayacağını bilir. fakat anladığım kadarıyla kendisinin çevresinde bunu kendisine söyleyecek tek bir kişi bile yokmuş ve kendisi 3 tane barcelona maçı bile izlememiş.
  • 468
    3+1 yabancı sınırı bulunan ispanya'da barcelona'nın ronaldinho, saviola, rafael marquez ile beraber 4 yabancı futbolcusundan 1 tanesiydi. zaten pasaporttan dolayı dezavantajlı olduğu barcelona kariyerine küçük takımlardan 3 büyüklere gelince ilk başta bir sudan çıkmış balığa dönüp mala bağlayan anadolu takımı topçusu gibi başlayınca bir daha forma yüzü göremedi. barcelona ona biraz sabır gösterse, rüştü oranın havasına, suyuna alışsa kalitesini çok rahat gösterebilirdi.

    peki konunun pas futbolu ile alakası var mıydı? öyle çok da bir alakası yoktu. yani rüştü ayakları iyi bir kaleci olsa bile muhtemelen yine 3+1 e takılacaktı ki; barcelona busquet'teki potansiyeli görünce yaya toure'yi düşünmeden harcamış bir bilbao'nun daha ılımlı hali gibi bir takımdı. o dönem barcelona 5 yıllık bir periyotta değil real madrid ile rekabet etmek, deportivo ve valencia'nın bile altında kalıyordu. libero kaleciyi geçtim, pasör stoper bile parmakla gösterilecek kadar azdı. dahası stoper özellikli, salt savunma yapabilen, hücumdaki kapasiteleri fazlasıyla sınırlı bek oyuncularının olduğu bir dönemdi. bugün ise topa bomba muamelesi yapan stoperlere bile tahammül edilemiyor. yani rüştü için bugünkü barcelona'yı açıp izlesin neden oynayamadığını anlar demek biraz absürd.

    rüştü 5 yıldır değil real madrid ile rekabet etmek, deportivo ve valencia'nın bile altında kalan ve bir arayış içerisine giren barcelona'nın o dönem yaptığı ve verim alamadığı tek transferdi belki de. barcelona'nın değişim arayışı bir sonraki transfer döneminde de devam etmiş; sylvinho, belletti, edmilson, deco, giuly, eto'o, larsson gibi oyuncular takıma katılarak değişim başarılı bir şekilde tamamlanmış, la liga'yı ve dünya futbolunu domine eden barcelona'nın temelleri atılmıştı. sonrasında bu takımın başına guardiola'nın gelip o pas oyununu öyle bir geliştirdi ki insanların beklerden, kalecilerden, hatta stoperlerden beklentileri bile değişti.

    kısacası rüştü barcelona'ya transfer olduğu dönem konu kalecinin ayaklarına geldiğinde isabetli mi, pas oyununa yatkın mı diye değil daha çok güçlü mü? topu ne kadar ileri vurabiliyor diye bakıldığı bir dönemdi.
  • 469
    bizler bile yabanci sınırı 5'e düşecek diye kontenjanı kaleci mevkinde harcamayalım diye fernando muslera gibi bir kaleciyi satalım onur kıvrak'ı 7.5 milyon euro'ya alalım tartışmaları yapmışken, la liga'da yalnızca 3 ab dışı oynatılması kuralını hafif görmemek lazım.

    rüştü reçber, 2002 dünya kupasının oliver kahn ile birlikte en parlak performans gösteren kalecisiydi ve barcelona başkan adayı laporta'nın yıldız transfer vaatlerinden biriydi ve şimdi için düşük bir rakam olarak görülse de o zamanlarda bir kaleci için 12 milyon euro yüksek bir ücretti.

    ayrıca, rüştü transfer olduğu zaman laporta ''senden gözlerinin altına sürdüğün şeyi her zaman sürmeni istiyorum" demiş. yani, gözlerinin altına komando gibi sürdüğü kömür ona bir de imaj kazandırmıştı.

    başlarda yabancı sınırı yüzünden olsa da frank rijkaard'ın ona pek değer vermediğini ve sınır olmasa bile, victor valdes'i kesmeyerek, kendisini asla oynatmayacağını hissetmiş olabilir.

    açıkçası, kariyer planlamasında bana göre barcelona değil de barcelona sonrasında hata var. kendisini barcelona'dan sonra atletico madrid'in istediğini ama eşinin türkiye dönmek istediğini ve bu yönde karar verdiğini söylemişti. sonrasında atletico madrid'in kalesini uzun yıllar leo franco'nun koruduğunu düşünürsek, bence atletico'ya gitseydi tekrar yıldız bir kaleci olduğunu kanıtlayabilirdi.
  • 470
    başarısız olma sebebi diye gösterdiği frank rijkard kendisinin yerine 21 yaşındaki victor valdes'e teslim etmiş, valdes 12 sene boyunca barcelona'nın kalesini korumuştur. ayrıca hiç oynatmamış da değildir. oynadığı zaman yediği goller rijkard'a bir seçim yapması gerektiğini göstermiş, o da tecrübeli yeni transfer rüştü yerine altyapıdan çıkan genç valdes'i seçmiştir.
  • 471
    ayakları iyi bir kaleci olmadığı gibi, ayakları sıradan da bir kaleci değildi. kendisine pas olarak giden her topta saçmalama potansiyeli vardı ki barca'da da böyle bir iki gol yedirdiğini anımsıyorum. bu konuda gerçekten kötüydü. gerçi genel manada da abartıldığı kadar iyi bir kaleci olduğunu düşünmüyorum. mtk budapeşte maçı, pana maçı, aik solna maçı, feyenoord maçı, zaragoza maçı, s.bükreş maçı... her büyük maçta hatalı goller yerdi, yediği her golden sonra da ofsayt bekleyip elini kaldırırdı. :) ama hakkını verelim, 2002 dünya kupası performansı gerçekten müthişti.
  • 473
    hayatta fatih terim'den aldığı desteği babasından bile almamış olup, sonradan azılı terim düşmanlarından biri olmuş olan kaleci. ayakları berbat bir kaleciydi. bir de derbilerde skor fb'nin istediği gibiyse rakibi kanser ederdi, oyunu buz gibi yapardı. autu tam bir dakikada kullanıp kart görmeden maç bitirdiğini hatırlarım.

    muslera bugün yaptıklarını yapsa, sezonu 12 sarı ile bitirir.
  • 474
    fatih terim kendisini bir ligin dibinden bulup çıkartmıştır, sonra aynı adam, fatih terim'e "gururunla istifa et" diye terbiyesizce saldırmıştır. her şey bir yana, hürriyet denen paçavranın tetikçiliğini yapmıştır.

    iyi bir çizgi kalecisiydi hepsi o kadar. ama değişen futbolda 18'ine hakim kaleciler daha fazla önem kazanmış, hatta o kadarla da kalmayıp, kalecilikten başka meziyetler de gerekmiştir. rüştü'de bunların hiçbiri yoktu, o yüzden gönderildi.

    bu herifi savunmak, galatasaray sözlük yazarlarına düştüyse, çok yazık.

    fatih terim'e "gururunla istifa et" diyen adamın, kendi kulüp başkanı tarafından dayak yemesi ve suratına ana avrat sövülmesinden sonra gururuyla ayrılmaması da başka bir konu.

    bir dönemler kalecilik yapmış şahıs!
  • 475
    bugün kendisinin 47. yaş günüdür. kısa bir süre önce koronavirüse yakalanmış, ancak kurtulmayı başarmıştır. 2002 dünya kupasının ekmeğini şenol güneş ile beraber en çok yiyen kişidir. asla çok iyi bir kaleci olduğunu düşünmedim, ancak o turnuvada gerçekten çok acayip oynamıştı. ne öncesinde, ne sonrasında asla o turnuvadaki halinin yanına bile yaklaşamadı. gerçek hayatta, football manager'de kalecilerde görmeye alıştığımız eksantriklik özelliği yüksek bir kaleciydi. nerede, ne zaman, ne hata yapacağını kestiremezdiniz. tabi bu eksantriklik yeri geldiğinde gol yemesine de engel oluyordu, o başka.

    son zamanlarında ise frikikten, penaltıdan, kornerden yediği gollerden sonra bile elini kaldırıp ofsayt beklemesiyle hatırlanmaktadır.

    fatih terim hakkındaki sözleri ise en hafif tabir ile şık olmamıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın