51
kesinlikle sinyorun kazanacağı bir kıyaslama.
bir kere yabancı bir hocanın bi takıma adapte olabilmesi için gerçekten 1 sezonu tamamlaması gerekiyor. ikinci sezonda bakarsın ilk devre işe yaramıyorsa kick out yaparsın. gerçekten de mancini kendi oyuncuları olmadan oynattı bu takımı ve ş.liginde grupta ilk maçını 6-1 kaybetmiş bir takımı devraldı. o takım o gruptan çıkmayı başardı ve ligde mücadele etmeyi asla bırakmadı. bir yabancı hoca takıma katıldığında bütün yerli futbolcular kendisine soğuk gelir (takımınızda hamit,arda,nihat gibi uluslararası arenada oynayan topçular yoksa.). takımımızın en önemli yerli topçuları bize gelene kadar manisadan daha batıya gitmemiş olan selçuk inan ve burak yılmazdı. bu adamlara laf anlatmak zordur önce onların güvenini kazanman gerekir ki oyuncu kendini hocaya karşı sorumlu hissetsin. sahada başarısız olduğunda hocanın yüzüne bakmaya utansın, hoca fırçaladığında ona karşı bi söz bile edemesin. sezon sonu olduğunda burakla ikisinin ne kadar samimi olduğunu hepimiz biliyoruz zaten, ayrıca mancini'de artık kendini bu kulübe ait hissetmeye başlamıştı.
peki takımın oynadığı futbol ? işte buraya ayrı bi parantez açmak istiyorum. 3-0'lık kopenhag, 6-0 lık bursaspor hatta 3-0'lık eskişehir maçını hatırlayın. ben şuanda aynı real madrid maçlarında aldığım zevki alıyordum o maçları seyrederken. kanatlardan akın akın gelen bir galatasaray vardı hem de kanat topçusu olmadan. sneijder sol kanatta oynadı bir sene ve en verimli sezonunu geçirdi geçen yıl. bruma gibi büyük potansiyel barındıran ve bırakın potansiyeli şuanki haliyle bile çok rahat galatasaray 11'ine yazılabilecek olan bir adamımızı kaybetmiştik. selçuk en kötü sezonunu yaşıyordu ve ortasahada ceyhun'u oynatmak zorunda kalıyorduk onun açığını kapaması için. drogba yarı oynar,yarı sakat bi sezon geçirdi. peki bunca olumsuzluğa rağmen deplasman maçları dışında hangi maçta kötü sonuçlar aldı bu takım ? deplasmanda bile çoğu maçta oynayan bizdik ve defalarca kaçırdık elimizden rakiplerimizi hatırlayın lütfen.
uzun tuttum, başım çatlıyor zaten o kafayla biraz dağınık yazmış olabilirim ama içimi boşalttım buraya. kesinlikle mancini galatasaray için sunulmuş bir nimetti. gerek futbol bilgisi,gerek efendiliği,gerekse büyük bir marka olan takım için en gerekli şey olan karizmasıyla. yabancı kuralı olmasa bence çok daha iyi şeyler yapabilirdi kendisi bu takımda ama herşey için nasip kısmet diyoruz yine öyle diyelim.
bir kere yabancı bir hocanın bi takıma adapte olabilmesi için gerçekten 1 sezonu tamamlaması gerekiyor. ikinci sezonda bakarsın ilk devre işe yaramıyorsa kick out yaparsın. gerçekten de mancini kendi oyuncuları olmadan oynattı bu takımı ve ş.liginde grupta ilk maçını 6-1 kaybetmiş bir takımı devraldı. o takım o gruptan çıkmayı başardı ve ligde mücadele etmeyi asla bırakmadı. bir yabancı hoca takıma katıldığında bütün yerli futbolcular kendisine soğuk gelir (takımınızda hamit,arda,nihat gibi uluslararası arenada oynayan topçular yoksa.). takımımızın en önemli yerli topçuları bize gelene kadar manisadan daha batıya gitmemiş olan selçuk inan ve burak yılmazdı. bu adamlara laf anlatmak zordur önce onların güvenini kazanman gerekir ki oyuncu kendini hocaya karşı sorumlu hissetsin. sahada başarısız olduğunda hocanın yüzüne bakmaya utansın, hoca fırçaladığında ona karşı bi söz bile edemesin. sezon sonu olduğunda burakla ikisinin ne kadar samimi olduğunu hepimiz biliyoruz zaten, ayrıca mancini'de artık kendini bu kulübe ait hissetmeye başlamıştı.
peki takımın oynadığı futbol ? işte buraya ayrı bi parantez açmak istiyorum. 3-0'lık kopenhag, 6-0 lık bursaspor hatta 3-0'lık eskişehir maçını hatırlayın. ben şuanda aynı real madrid maçlarında aldığım zevki alıyordum o maçları seyrederken. kanatlardan akın akın gelen bir galatasaray vardı hem de kanat topçusu olmadan. sneijder sol kanatta oynadı bir sene ve en verimli sezonunu geçirdi geçen yıl. bruma gibi büyük potansiyel barındıran ve bırakın potansiyeli şuanki haliyle bile çok rahat galatasaray 11'ine yazılabilecek olan bir adamımızı kaybetmiştik. selçuk en kötü sezonunu yaşıyordu ve ortasahada ceyhun'u oynatmak zorunda kalıyorduk onun açığını kapaması için. drogba yarı oynar,yarı sakat bi sezon geçirdi. peki bunca olumsuzluğa rağmen deplasman maçları dışında hangi maçta kötü sonuçlar aldı bu takım ? deplasmanda bile çoğu maçta oynayan bizdik ve defalarca kaçırdık elimizden rakiplerimizi hatırlayın lütfen.
uzun tuttum, başım çatlıyor zaten o kafayla biraz dağınık yazmış olabilirim ama içimi boşalttım buraya. kesinlikle mancini galatasaray için sunulmuş bir nimetti. gerek futbol bilgisi,gerek efendiliği,gerekse büyük bir marka olan takım için en gerekli şey olan karizmasıyla. yabancı kuralı olmasa bence çok daha iyi şeyler yapabilirdi kendisi bu takımda ama herşey için nasip kısmet diyoruz yine öyle diyelim.