• 6
    renktaşımızı kırmak olmaz.

    rerere rarara diye inlerken tribünler
    atkılar sallanırken aslantepe semalarında
    bilmezdi kimse o an kimdi omuz omuza verdiği
    bilmezdi hangi partiydi desteklediği,hangi kızdı sevdiği
    insanoğlunun en değer verdiği şeyler
    mal,mülk,para,pul şöhret
    elindeki atkının yanında önemsizdi
    sırtındaki formanın karşısında değersizdi
    omuz omuza renktaşlarla
    rahatlık o anda kimin umrunda
    doldururken stadyumu bir anda
    uzaydan bile duyulacak bir çoşkuyla
    maç başlamadan tribünler dolunca
    galatasaray! diye bağırıp tek bir ağızdan
    armanın kutsallığı yüreklere yansırken
    limanda bekleyen bir sevgili gibi
    aşkına kavuşan bir mecnun gibi
    teselliyi bulan bir öksüz gibi
    atardı o kalp,çoşku ve heyecanla
    sahaya çıktığında o onbir aslan
    anons edilirken daha başlar destan
    rızasız evlendirilen bir kız gibi
    ağlamaklı olurdu,rakip takımlar
    yağmur,çamur dinlemeden,tek bir ağızdan
    dökülürken istiklal marşı
    en aptalı bile anlardı,yoktu sami yen'in çıkışı
    doksan dakika sonunda,biterken bu destan
    işte aşk bu derdi herkes,aşktır galatasaray!
  • 11
    (bkz: #1677791)

    benim hamza hoca'ya saygı duyup duymamamı anlamsızca dert etmiş yazar. öyle ki guardiola'yı falan araştırmış, istatistikler çıkarmış. yazdıkça yazası gelmiş, zorla durdurmuş kendisini. keşke durdurmasaymış sürükleyiciydi okuyorduk. öncelikle güzel kardeşimiz barcelona'yı galatasarayla kıstaslayarak bir hata yapmamıştır. ancak barcelona'nın teknik direktörleri hakkında bilmesi gereken büyük bir detay var o da (bkz: johann cruyff) gerçeği. barcelona'yı biraz gözlemleyen 2 tane blog okuyan herkesin bildiği bir doğru vardır ki barcelona'nın gizli teknik direktörü johann cruyff'tür. hocaları o atar oyun sistemini ise alt yapıya o kazımıştır. galatasaray'a tercüme edersek bu jupp derwall'dir. hatta ucundan azıcık kalli'dir. galatasaray'ın hamza hamzaoğlu örneği pep ile yine yanlış bir örnek. hamza hoca, futbolculuğunda guardiola'nın barça'da olduğu kadar değildi. hatta hamza hamzaoğlu'nu seyretmemiş adam bilmez. yani bir bülent korkmaz değildi. hagi teknik direktör kariyeri olmadan 2 kere geldi galatasaray'a. 1 tane elle tutulur başarısı var o da 5-1'lik fener maçı ki ribery'i çıkarmasa 6-0 tarihten silinecekti. bülent korkmaz geldiğinde nazarımda kredisi hamza hamzaoğlu'ndan daha fazlaydı. çünkü bülent'in hırsını futbolculuğundan tanıyorduk. galatasaray öyle bir hamle yapmalı ki bu ekol transferi olmalı. ne yazık ki bulunduğumuz konumda bırak kadro zenginliğini hoca kalitesini yönetimi vs doğru dürüst bir futbol ortamı bile yok. biz barcelona'yı copy paste yapıp taksim'e dikelim, adamların önü kesilir bu ülkede.

    arkadaşın bir başka sıkıntısı da hamza hocayi istatistiksel olarak bana beğendirmeye çalışması. gerek yok kardeşim. ben istatistiğe bakmıyorum. bak sana açıkça söyleyeyim. galatasaray büyük aksilik olmazsa şampiyon bitirecek bu sezonu. benim nick altıma zahmet edip yazma benim hamza hoca'ya hamza hoca demem için kırk fırın ekmek yemesi lazım. ha bu senin ya da hocanın sikinde olmalı mıdır? bence olmamalı ama şaşırtıcı bir şekilde senin skinde. hamza hoca o senin kıyasladığın guardiola kadar gencine güvenemedi. bak önemli olan 3 puan değil önemli olan kafa yapısı. kafa yapısı birşeyleri değiştirir alınan 3 puanlar değil. galatasaray 2000 - 2010 arası şampiyonluklar yaşadı. bu şampiyonlukların galatasaray'a 1 gram faydası olmadı. bu sene de olur. 1 gram faydası olmaz. hamza hoca kalırsa hatta zararı olur. sol ayaklı olcan'ı sağ açık oynatması değil mesele, sol ayaklı emre'yi sağ açık oynatmaması. emre'nin dinamizmi galatasaray'ın sağ kanadını defansif olarak ayakta tutuyordu. eğer benim yazdıklarıma bu kadar meraklıysan aç oku konya maçında ne yazmışım. (bkz: #1616270)

    ne yazık ki hamza hoca 13 aralık 2014 konyaspor galatasaray maçı'ndan sonra aynı kafa yapısını devam ettiremedi. yeniçerilerine kıyamadı. pres falan hak getire. benim için kopuş ise ilk 11'in tamamını yaşlı yeniçerilerden oluşturması oldu. yoksa galatasaray kazanmış, kaybetmiş. bir düşer bir kalkar. benim rakibim bu ülke takımları değil ki.

    hoca konusunda yerli yabancı gibi bir sıkıntım yok. eğer öyle olsa fatih terim'e de bülent'e de vaktiyle verdiğim desteği vermezdim. prandelli'yi ise havalimanında nasıl karşıladığım sözlüğün malumu.

    galatasaray'ın 1 numaralı sorunu ülkenin ve sporun yönetiliş şeklidir, 2nci sırada galatasaray'ın dedeleridir, 3üncü sırada ise bir ekol belirleyici figür (derwall ya da cruyff gibi) eksikliği ve buna bağlı altyapısal politika eksikliğidir.

    edit: ukala tavrım sebebiyle nick altıma yazmama kararı almış. eksik hissetim. yıkıldım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın