uefa ve süper kupayı aldığımız gün kazandığımız üstünlüktür. nedir bu? bir örnekle açalım (mehmet özcan mode on) fenerbahçe için senelerdir islam çupi tarafından dillendirilmiş bir "büyüklük" tarifi vardır; "fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz."
bütün fenerliler bununla gurur duyar ve böylece en büyük olduklarını iddia ederler. ancak aynı islam çupi'nin, biz uefa ve süper kupayı kazandıktan sonra yazdığı bir yazının çok can alıcı bir cümlesi de vardır; "başka takımlar uefa kupası’nı, süper kupa’yı müzelerine götürmüş iken, yerli tenekelerle çocuğu nasıl fenerbahçeli yaparsınız artık"
işte psikolojik üstünlük budur. o günden sonra galip de geldiler, şampiyon da oldular ama bir uefa ve süper kupa sahibiyle rakip olma ezikliğini asla üzerlerinden atamadılar. önlerindeki iki seçenekten biri aynı başarıyı yakalamaktı fakat onlar kolay olan yolu seçtiler; "karalamak, kazananı aşağıya çekmeye çalışmak".
biz psikolojik üstünlüğü 2000 senesinde kazandık. geri almaları için onun üstüne çıkmaları lazım ki bu zihniyetle ne kadar başarırlar siz söyleyin.
not: nasıl bir psikolojik üstünlük kazandığımızı anlamak için yazanın tamamını okumanızda fayda var.
https://www.milliyet.com.tr/...erli-olunsun-5301513