• 51
    gomis’in menajerinin “önceki yönetimin sözü vardı” açıklaması ve gomis’in buna istinaden zam talebi profesyonellik değildir. profesyonellik, taleplerin sözleşme ile taahhüt altına alınmasıdır. sözleşmede yazmayan bir şeyi diretmek profesyonellik değil bayağı bir fırsatçılıktır.

    ben özel sektörde çalışıyorum. yaptığım profesyonel iş görüşmelerinde karşı taraf, bir talebime istinaden “şimdi böyle başlayalım, yılbaşında sizin dediğiniz gibi yapalım” dediklerinde iş teklifine ve sözleşmeme yazmalarını istiyorum. yazmayı reddederlerse görüşmeyi sonlandırıyorum. profesyonellik budur.
  • 47
    katır yüküyle para kazanan, fiyatlarını ödediğimiz için bizim olan, kulübü sahipleniyormuş gibi yapıp arma falan öpen hatta metin oktay selamı veren(u: en çok canımı yakan da bu. siz 2 gol atınca zam isteyen adamsınız. metin oktay'ı hiç anlayamamışsınız ki) ama gel gelelim burada hiç bir yerde kazanamayacakları paraları kazanmalarına rağmen gel maaşında 2 kuruş indirime gidelim desek gözleri dolacak, surat yapacak menajerine bana takım ara diye talimat verecek adamlara gerçekten çok fazla anlam yükleyen taraftarlarımız var. bununla da yetinmeyip bir de satılamaz, satılması teklif dahi edilemez, satan haindir, satılırsa ürün almam vs gibi muhabbetler dönüyor. taraftar olarak önce bizim profesyonelleşmemiz ve galatasaray formasını para için giyen futbolculara gereğinden fazla anlam yüklemeyi kesmemiz gerekiyor.

    çünkü en profesyonel değil dediğimiz futbolcu bile söz konusu para olduğunda gayet profesyonel davranıyor.
  • 25
    türkiye'de, türk insanında, türk sporcusunda olmayan özelliktir. türk insanı duygusaldır, akdeniz insanıdır, tez canlıdır. özel hayatını iş hayatına taşır. bir kısmımız öğrenciyiz, bir kısmımız çalışıyoruz. okulda, işte patronumuz ya da öğretmenlerimiz bize fırça çektiğinde ne diyoruz; "yine karısıyla/kocasıyla kavga etmiş bu." biz, sıradan insanların, yapamadığı bu davranışı da gidip sürekli göz önünde olan, her hareketi takip edilen insanlardan bekliyoruz. yok arda solda oynamadığı için küsmüş de, yok sakal bırakmış da, yok tribüne gider yapmış da... yapar arkadaşım yapar, adam profesyonel değil çünkü, olamaz da... ondan sonra da çıkıp hagi ile kıyaslıyoruz. annesi babası ölmüş de 40 gün sakal bırakmış yine de futbolunu oynamış. yahu, bu adam, rumen ordusunun takımı, steaua bükreş'ten çıkma. asker disiplini ile eğitilmiş, sen kiminle kimi kıyaslıyorsun?

    futbolcuların da insan olduklarını ve türk olduklarını hesaba katıp öyle eleştirmek lazım. zira türkiye'de profesyonellik diye bir şey yok!
  • 46
    yıllar yılı sahada zaman geçiren, topu köşe direğinde saklayan, oyundan çıkarken yürüyen, sakatlık numarasıyla maçı yavaşlatan futbolculara, spiker ve yorumcular tarafından kullanılan tabir. futbol seyircisi de bunu böyle öğrenince, kendi katkısını yaptı, anasına bacısına küfür edilmesini normal karşılamak da buna dahil edildi. 'sadece ona mı küfür ediliyor, diğer oyuncular neden tepki göstermiyor' tarzı bir saçmalıkla savunulması da cabası. yanlış örnek, örnek değildir. şuurunuzu ne zaman kaybettiniz bilmiyorum ama umarım en kısa zamanda bulursunuz. aksi takdirde bundan sonra bizim alehimize yaşanacak hiç bir olayda savunacak yanımız olmayacak, terim'in kızına da küfür edilse, ali sami yen'e de sövülse kimseye tepki göstermeyeceksiniz(!) bizi galatasaray yapan, diğerlerinden ayıran en büyük özelliğimiz göte göt demektir, o yüzden bizde hıyar oyuncu/yönetici/hoca, diğerleri gibi barınamaz. biz şikeci başkana, sırf bizim başkanımız diye destek verip, maskelerini takıp gezmeyiz. herkesten önce biz bineri tepesine, insan içine çıkacak yüz bırakmayız bir daha. eski oyuncularımızın alayını bu sebeple, yanlış işler yaptıkları zaman sildik attık. diğer kulüplerin mideleri her şeyi kaldırıyor, kabulleniyorken, biz tavrımızı hep net koyduk. böyle bir mevzuda, böyle bir dönemde, sırf daha fazla nefret ediyoruz diye doğrudan sapmak bize yakışmaz. umarım kendine gelir herkes, şu kelimenin doğru anlamını hatırlar, ve insan olmayı da...
App Store'dan indirin Google Play'den alın