• 101
    sahur sofrasinda okudugum dergi. bizden birilerini okuyayim istiyorum. arkadaşlarımızın yaptığı işi de çok kıymetli buluyorum.
    ama daha iyi olsunlar diye yine ben ve yine elestiri geliyor.

    --- alıntı ---
    bu maçtan bir gün önce oynanan ingiltere – brezilya maçını rivaldo ve ronaldinho’nun attığı gollerle 2-0 brezilya kazanmış ve oynayacağımız maçın skorunu beklemeye başlamıştı...........
    ........dakikada hücum hattındaki opsiyonları artırmak adına arif erdem oyuna girerken emre belözoğlu oyundan çıkıyordu. ve 3 dakika sonrası… ilhan mansız’ın o maçı bitiren müthiş golü… altın gol… senegalli oyuncular ve seyirciler derin bir sessizliğe bürünürken, yine tüm ülke dertlerini unutarak sokaklara dökülmüştü.
    .............sırada ingiltere’yi 1-0 geriye düştüğü maçta 2-1 yenen brezilya vardı.

    --- alıntı ---
    eleştiri 1: brezilya ingiltere maçı kac kac bitti? iki farklı skor var. hangisi dogru? kontrol etmeden mi yayınlıyorsunuz?
    eleştiri 2: ilhan mansız'ın golü evet muhteşemdi. ama brn biliyorum bunu. bilmeyen icin golün tasviri eksik. insan okurken gözünde canlandırmak ve maçı izlermiş gibi heyecanlanmak ister. ama burada tasvir eksikliği var.
    eleştiri 3: yazı arasında mesela brezilya ile ilk oynadığımız maçtaki tartışmalı olaylardan hiç bahsedilmemiş. brezilya'ya niye bilendik bahsedilmemiş.
    eleştiri 4: üçüncülük maçı sonrasında saha içerisinde yaşanan güzel enstantanelerden hic bahsedilmemiş. oysa müthiş görüntüler vardı orada.

    kılım oğlum ben. elestiririm. daha iyi olun, ülkenin en cok okunanları arasına girin diye gerekirse sert de eleştiririm.
  • 103
    bu sözlükte sürekli reklamı yapılıyordu başlarda. açıkçası ben böyle reklamları sevmem, samimiyetten yanayım tabii samimiyetin en büyük samimiyetsizliğe dönüşmemesi kaydıyla. ancak paydamız galatasaray olduğundan baştan beri hep desteklemeye çalıştım kendimce. fakat yazılarında bağlaç hataları gözüme çarpıyordu, bunu da bu başlığa girdim, anında geri dönüş geldi, zamanınız varsa yazıları redakte etmek ister misiniz diye. kendimi anlatan bir yazı ve kontrol için gönderilen bir metni redakte edip geri gönderdim, hemen başla abi dediler. bu şekilde başladım baya da süre geçti ama açıkçası işlerin bu kadar büyüyeceğini hiç düşünmemiştim. ben ki mesleğimi bile etiket olarak hiç kullanmazdım (benim meslek sosyal medyada etiket olarak sık kullanılan bir meslek çünkü) plase dergi ismini kullanmaya başladım artık.

    dergiye yönelik eleştirilere cevap verebilecek bilgim de fikrim de yok, içeriğe yönelik eleştirilere cevap verecek bilgim ve fikrim var ama. her ne kadar sözlük bünyesinden çıkmış olsa da galatasaraylı bir oluşum değil, tarafsız kalmak isteniyor ama herkesin tuttuğu bir takım var nihayetinde ve okuduğum yazılarda, dinlediğim podcastlerde bunun yansımalarını net şekilde görüyorum ben, çoğunluk da galatasaraylı, o çok net.

    başladıkları nokta ile geldikleri nokta arasında katedilen mesafe, tamamen gönüllülük esasıyla hereket eden bir oluşum için bence muazzam. kendime bir paye çıkarabilmeyi isterdim aslında ama son yaptıkları işte hiçbir katkım yok ne yazık ki. spor medyasından isimlerle podcast serilerine başlamışlar, mükemmel kayıtlar mı? bence değil, kısmen içlerinden biri olarak söylüyorum bunu, ama üniversite öğrencilerini, gelecekte spor medyasında yer alma hayali kuran gençleri bu isimlerle buluşturmaları, tanıştırmaları, onlarla söyleşi yapma şansı vermeleri bence harika bir iş. buna benzer şeyleri onlara da söyledim, ekipteki içerik üreticilerine de söyledim, bir de buradan belirteyim, hem bir tür destek de olmuş olur bu. sen kimsin adı altında 3 podcast paylaştılar ki biri eski hakem seçim demirel, biri nevzat dindar, biri can ayhan ve devamı da geliyor. mehmet ayan var, ılgaz çınar var bildiğim kadarıyla. benim çok sevdiğim bir kadın olan banu yelkovan olabilir deniyor vs.

    dediğim gibi eksikler var, başta bu podcastleri bir çalma listesi şeklinde düzenleyebilirler mesela ki bunu ilettim kendilerine. daha iyi sorular sorulabilirdi, daha iyi ekipmanlar kullanılabilirdi ki zaten bunu yaparım diyen herkese de kapılar açık. ama her şeyden öte benim önemsediğim kısım üniversite öğrencilerine bu fırsatı yaratmış olmaları ve bu zamana kadar yaptıklarıyla da bu insanlardan o olumlu dönüşleri alabilmiş, bu podcastleri kaydedebilmiş olmaları. kurucular, yönetimdekiler isteselerdi biz yapacağız bunları diyebilirlerdi ama bağlantıyı kurup izinleri alıp tamamen öğrencilere, yeni mezunlara bıraktılar ki muhtemelen o isimleri ikna etmelerinde bu tavrın da etkisi oldu.

    https://open.spotify.com/...1CgD7oEb0KJveNgXxxEo

    bir an önce bu serinin bir çalma listesine dönüştürülmesi dileğiyle.
  • 105
    kuruluş aşamasından kısa bir süre sonrasında kadrosuna katıldığım, yazdığım yazılarla katkıda bulunmaya çalıştığım e-dergidir.

    önce iş yoğunluğu, hayat çalkantıları derken uzaklaştık birbirimizden. sonra plase büyüdü, yazılar podcastler ve görüntülü içeriklerle desteklendi. baktım ki ayrılık kararımdan sonra yenilenen sitede yazılarım da görünmez olmuş. telif de istemezdim sorsalardı ya, canları sağolsun...

    velhasıl güzel bir maceraydı. emeği geçen herkesin eline sağlık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın