1
ilkokul 3. sınıf anım olarak hafızamda yer almaktadır.
kapaktan kastımız bildiğiniz ufak pet şişelerinin mavi kapaklarıdır. okulum bahçesi asfalt zemindi, topumuz olmadığı için de tenefüslerde kapak bulup, kapağı top olarak kullanarak maç yapardık. bu maçlara pek katıldığım da söylenemezdi. konumuzun pek dışına çıkmadan anlatayım, okul müdürümüz düşman başınadır, benden uzak allah'a yakın olsun denilecek kişidir. bu ne zaman aklıma gelse hakkında methiyeler düzdüğüm müdür yardımcımız ki adı da ahmet okumuş idi, kapak ile maç yapılmasından tiksiniyordu, ne zaman oynadığımızı görse koşa koşa gelir, dağıtırdı hemen bizi, topumuzu da el koyardı. müdürün bu asi ve agresif tavrından dolayı bünyemde bir çekinme duygusu oluştuğundan bir dahaki maçlara katılmama kararı almıştım ve arkadaşlarım oynarken ben de bahçenin kenarlarındaki kaldırım taşına oturup onları izliyordum. fakat o da ne? kapak, kalenin bir kaç adım kenarında oturan bana doğru gelir ve ben ayağa kalkarak o kapağa vururum. işte hayatımın en büyük hatası bu olmuştur. futbol karşıtı müdürümüz bahçede dolaşmaktadır ve beni o kapağa vururken görmüştür. sonrası ise tam bir kabus: müdür benim yanıma gelir ve burnundan solur bir şekilde ''ben demedim mi size, kapakla top oynanmayacak diye?'' tarzı sözler sarfetmektedir. müdürün bağırışlarından bütün öğrenciler korkmuş olacak ki çocukla dolu olan bahçe birden boşalır. ben ise kendimi havada bulurum, müdür beni kulaklarımdan tutarak havaya kaldırmış, havaya kaldırdıktan sonra birkaç saniye o halde tuttuktan sonra yere bırakmıştır. ben ise kendimi yerde bulurken kulaklarım alev gibi yanmaktadır.
o gün okuldan eve gittikten sonra kırmızı kulaklarımı annemden gizlemek için türlü hareketler yaptığımı hatırlıyorum. o şiddet yanlısı ve spor düşmanı müdür ise hiç çıkmamak üzere hafızamda yerini almıştır.
kapaktan kastımız bildiğiniz ufak pet şişelerinin mavi kapaklarıdır. okulum bahçesi asfalt zemindi, topumuz olmadığı için de tenefüslerde kapak bulup, kapağı top olarak kullanarak maç yapardık. bu maçlara pek katıldığım da söylenemezdi. konumuzun pek dışına çıkmadan anlatayım, okul müdürümüz düşman başınadır, benden uzak allah'a yakın olsun denilecek kişidir. bu ne zaman aklıma gelse hakkında methiyeler düzdüğüm müdür yardımcımız ki adı da ahmet okumuş idi, kapak ile maç yapılmasından tiksiniyordu, ne zaman oynadığımızı görse koşa koşa gelir, dağıtırdı hemen bizi, topumuzu da el koyardı. müdürün bu asi ve agresif tavrından dolayı bünyemde bir çekinme duygusu oluştuğundan bir dahaki maçlara katılmama kararı almıştım ve arkadaşlarım oynarken ben de bahçenin kenarlarındaki kaldırım taşına oturup onları izliyordum. fakat o da ne? kapak, kalenin bir kaç adım kenarında oturan bana doğru gelir ve ben ayağa kalkarak o kapağa vururum. işte hayatımın en büyük hatası bu olmuştur. futbol karşıtı müdürümüz bahçede dolaşmaktadır ve beni o kapağa vururken görmüştür. sonrası ise tam bir kabus: müdür benim yanıma gelir ve burnundan solur bir şekilde ''ben demedim mi size, kapakla top oynanmayacak diye?'' tarzı sözler sarfetmektedir. müdürün bağırışlarından bütün öğrenciler korkmuş olacak ki çocukla dolu olan bahçe birden boşalır. ben ise kendimi havada bulurum, müdür beni kulaklarımdan tutarak havaya kaldırmış, havaya kaldırdıktan sonra birkaç saniye o halde tuttuktan sonra yere bırakmıştır. ben ise kendimi yerde bulurken kulaklarım alev gibi yanmaktadır.
o gün okuldan eve gittikten sonra kırmızı kulaklarımı annemden gizlemek için türlü hareketler yaptığımı hatırlıyorum. o şiddet yanlısı ve spor düşmanı müdür ise hiç çıkmamak üzere hafızamda yerini almıştır.