• 151
    kendine kendine pilot olarak üzmüştür. bu tür platformlarda genelde 4 paragraftan fazlasını okumak bana işkence gelir. ama o uzun uzun yazıları okutan düşünmeye sevk eden sorgulamamı sağlayan yazıları vardı. etten püften olaylar için yazmayı bırakmayın abicim ne olursa olsun haklı da olsanız haksız da olsanız. bazı şeyler sorgulayarak, tartışılarak aşılır. karşıdaki beni, bizi anlamıyor yeaaa diyip su koyuvermek olmaz.

    umarım tekrar döner ve yazmaya başlar. genel itibariyle zıt düşüncelerimiz olsa da kendi fikirlerimi sorgulamamı sağlaması bile yetiyordu.
  • 153
    ulan bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan bir çocuk yüzünden gitti ya sözlüğün en değerlisi, diyecek bir şey bulamıyorum. sözlük için çok büyük bir kayıp olmuştur. hele ki gidiş nedenini düşündükçe daha da üzülüyorum. değer miydi be abi. bir anlattın, iki anlattın, baktın olmuyor, anlamıyor, bok mu var ne zorluyorsun, bas geç be abi.
  • 154
    yazdığı her cümleden bir şeyler çıkartabileceğimiz değerli bir yazardı kendisi. yazılarını okumaktan çok zevk alırdım. böyle adamların ayrılması sözlük için çok büyük bir kayıp. yazılarını en çok okuduğum iki yazar (extensor, paredros) ayrıldı siteden. vay aq sırada kim var acaba. gitmeyin baba şu siteden. kafanızı toplayıp dönün yine.
  • 155
    6 ay kadar önce bir konu hakkında yardım istemiştim kendisinden. sağolsun önemsiz birşey için bile 3 paragraf cevap yazmıştı. abi ne olursa olsun bu sözlükten gitme, sen kal biz gidelim demiştim. şimdi o gitti biz kaldık :( bilemiyorum başka şeylere de kızıyordu galiba. yoksa çoluk çocuğun lafıyla gideceğini sanmıyorum. vesile olmuş olabilir. hem üzgünüm hem de kırgınım. yolu açık olsun ne diyelim. bir gün geri dönmesini umuyorum.
  • 157
    kendisiyle birkaç zirvede konuşma fırsatı bulmuştum, çok sever ve sayarım kendisini, keyifli ve güngörmüş bir insandır. oturup sabaha kadar dinleyebilirim kendisini. geri gelelim, maalesef kendisi de büyük bir hayal kırıklığına evrildi gözümde.

    aslında kendisinin sözlükten ayrılma kararı türk toplumunun neden ilerleyemediğine güzel bir örnek. yanlış anlaşılmasın, sözlükten tabii ki ayrılabilir, kişisel kararıdır, sözlük, forum, tribün çok da önemli yerler değil. galatasaraylıların yolu her zaman için bir yerlerde kesişir. ayrılık sebebi ise tam anlamıyla komedi. tırnak içinde yazıyorum, türk aydınından bir halt olmadığı için, toplumsal ilerleyiş sürekli kesintiye uğruyor, uğramakta, sistemi eleştirenler, yol gösterenler, alternatif fikir sunanların alayı bir yerden sonra survivor yılmaz morgül'e evriliyor. en ufak eleştiride, küsme tribine giriyor, bu toplum onları ve onların yüksek fikirlerini hak etmiyor, kendileri çağın ötesinde, aşmışlar ama nietzsche hesabı beni 100 yıl sonraki nesil anlayabilir triplerinde.

    şu an sözlükte olduğumuz için sözlük üzerinden örnek veriyorum, kimi abdurrahman çelebi yaptıysak, egosuna, kibrine yenilip çekip gitti ilk fırsatta trip atarak. gs sözlük çok kalitesiz bir yer, çok boktan bir yer belki de değil mi? kimden oluşuyor, en az 1 sene okurluk, çaylaklık sırasında sürünen, moderasyon tarafından sürekli baskı altında tutulan, hor görülen, bezdirilen, buna rağmen vazgeçmeyen, sabreden yazarlığa alınan galatasaraylılardan oluşuyor. okuma yazma biliyorlar yani en azından. yazar olabilen 10 kişiyse reddedilen 150 kişi, abartısız. şunu demeye getiriyorum, galatasaraylılar ne ki sözlük ne olsun. 7 kişi kalmış rakibe oley çeken tipleriz, bu kadar önemsemeye gerek yok kendimizi. bu yozlaşmanın en büyük sebebi de, örnek olacak galatasaraylıların piyasadan çekilmesi, yerine hırboların hakim olması.

    bu durumun düzelmesi için senin gibi aklı başında insanların mücadele etmesi lazım. sözlük olur, twitter olur, illa sosyal medya olmasına gerek yok publarda, cafelerde olur. olur yani bir şekilde ama ilk eleştiride 'ama ben salağım yaa, tabii ben aptalım yaa, tabi ben böyleyim yaa tabiii' triplerine girmek 35 yaşında adama yakışır mı?

    bir de işin en acı tarafı ad hominem'in allahını yapıp, fikirleri değil de insanların yaşını ön plana koyup onun üzerinden fikirleri önemsizleştirmeye çalışmak. ne olmuş abi arkadaş 19 yaşındaysa, sen 35 yaşındaysan. 50 yaşındaki adamın yanında da sen çocuk kalıyorsun, seni yaşından dolayı ezse, yarım yaşındaki eleman ne yaşamış ne görmüş de ahkam kesiyor dese ne hissedeceksin. nice yiğitler var 18-19 yaşında olup da 45-50 yaşında adamlardan daha çok kendini geliştirmiş, cesur, atılgan. bu işler yaşa başa bakmıyor, üç kelimenden dördünün elemanın 19 yaşına vurgu olması senin açında büyük bir eksi olarak hafızalara kazınmıştır.

    tartışma konusuna gelecek olursak da inanılmaz derecede ağır bir şekilde saçmalamışsın ne yazık ki. bileklik kampanyasına en başından beri karşıyım, tek bilek tek böbrek benim gözümde kampanyanın ismi. yine de alternatif olarak sunduğun yolların hepsinin dolandırıcılık ve sahtekarlık olması sana yakışmadı. kamu yararına dernek statüsündeki spor kulübünü, tahtakale esnafı hırdavatçı metin abiyle bir tutup vergi kaçırma taktikleri sunmak nerden baksan aymazlık.

    futbolcuların maaşlarını düşük gösterip, aradaki farkı yöneticileri borçlandırarak karşılamak ve ffp'yi atlatmak, uefa'yı dolandırmak. :) biz mi einstein'ız yoksa uefa mı senin tabirinle gerizekalı abi? ya da diğer bütün kulüpler? futbolcuyu asgari ücretle oynatalım o zaman, geri kalan kısımları yöneticileri borçlandıralım?

    abi 3 tane üniversite bitirmişsin allah aşkına bu işler böyle kolay mı, bunun maliyesi var, vergi dairesi var, spksı var, sgksı var, var oğlu var. daha 2 sene önce sgk kulüplere gider yapmadı mı maaşları düşük göstermeyin yakarım diye.

    http://www.sgk.com.tr/...cretli-gosterme.html

    ülkenin vergi borcu olarak en sıkıntılı ve sabıkalı kulübü biziz, bütün gözler üstümüzde, denetimlerin ardı arkası kesilmiyor. vergi borcu yapılandırması için sıraya girmiş durumda bekliyoruz, zaten vergi ödemiyoruz, elalemin topçularına paraları har vurup harman savururken, vergi ödemekten kaçmışız. yetmedi daha da dolandıralım devleti, uefa'yı.

    verdiğin örneklerin hepsi yanlış, gazetelerin kupon olayı demişsin, delindi demişsin delinmedi abi, kural kondu eğitici içerikli ürünleri kuponla verebilirsin dendi, kitap mitap kuponla veriliyor. cep telefonu için fiyatlamayla ilgili bir konu yoktu, taksit ile ilgili bir sıkıntı vardı, yani taksitle cep telefonu almak yasaklandı. esnaf telefonu 1 liraya peşin sattı, telefonun yanında sattığı kılıfı telefon fiyatına yani 3 bin tl'ye satmış gösterdi, kılıf taksitten muaf olmadığı için taksidi onun üstüne dayadı. yani ortadoğu insanının çakallığını konuşturdu, bir iki ay sonra devlet buna da uyandı, engelledi. yani çakallık ve sahtekarlık ile delme çalışmaları yaptılar ve sen gelip bunları makul örnek olarak koca galatasaray spor kulübüne sunuyorsun.

    sözün özü, sözlükten bu kadar basit bir sebepten dolayı gitmesi üzdü, benim için fark etmez, mutlaka bir yerde görür, keyifli sohbetinden istifade ederim, birasını içerim de işte...

    neyse...
  • 159
    sözlüğün en birikimli, en tecrübeli yazarlarından biridir paredros.
    bazı konularda anlaşamasak bile tartışması insana mutlaka bir şeyler katan bir adamdır. pilot olması beni ciddi anlamda üzmüştür. lion plath'in ardından kendisinin de gitmesi hiç iyi olmadı.

    ve kendisinden 3-5 satır haber var, yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için, neden pilot olduğunu anlatan, birinci ağızdan...
    umarım merak edenlere ulaşır.

    --- paredros ---

    bahane oldu aslında. küsmekle hiç alakası yok. bilakis kendimi eleştirdiğim için uzaklaşma kararı aldım. bir şeyler vermeye çalıştıkça ya ideolojilere sıkışıp kalmış, empati yapmayı bırakan gençlere rastladım ya da bilgiye değil fikrine aşık gençlere. ya onlara küstah diyecektim ya kendime beceriksiz. gençlere söz söylemeyi kendime yediremedim. sonuçta bir gence ulaşamıyorsan bu onun hatası değil öğretmenin beceriksizliğidir. yargıladım ve kendimi suçlu buldum. demekki son kullanma tarihim gelmiş, içimden daha fazlası gelmiyordu.

    --- paredros ---
  • 160
    (bkz: #1910536) tam olarak açıklaması budur. ve hala kendini haklı görebilecek cürreti olan, ettiği kımıl zararlısı lafını bile haklı çıkarabilecek bir egoya sahip bir delikanlı tarafından saldırılan yazar.
    sevgili paredros ;
    seni uzun süredir takip etmekteyim. ancak bir türlü merhabalaşamamıştık. umarım tanışma fırsatımız olur. tam da bu ara seninle tanışayım diye mesaj göndermek istiyordum ki ayrıldığını öğrendim. eminim kendin için en doğru kararı sen verirsin. hakkında hayırlısı olsun. umarım kafanı toparlayıp tekrar dönersin çünkü sözlük gibi ortamların senin mentalitendeki yazarlara her zaman ihtiyacı vardır.
  • 163
    yazılarını zevkle okurdum.
    kendisini de galiba hiç konuşmamış olsak da yazdıklarından ötürü severdim.

    ama bir yerde yanlışı var.
    eğer baranakcok aracılığıyla gönderdiği (bkz: #1910543) mesajdaki gibi düşünüyorsa bu sözlüğe birilerine öğretmenlik yapmak için üye olmadığını hatırlamalı. kendisiyle bir başka yazar arasında o hiyerarşiyi talep etme hakkı yok.
    ben de 36 yaşındayım. daha bu güne kadar ne bir yazara öğretmen gibi davrandım, ne de yaş muhabbeti yaptım. hatta çoğu özel mesajda lafın gelişi abi veya kanka yazarım.
    açık konuşayım saçmalamış.
    egosu altında ezilmiş.
    gerek yok bunlara. burası bir paylaşım platformu. kimse kimsenin yaşını, cinsiyetini, statüsünü önemsemez.
    insanları bilgiye değil fikrine aşık olmakla itham ederken, keşke yaşının getirdiği statüye aşık olmasaydı.
    fikir tartışmasını statü koyarak değil de ancak aşık olunması gerektiğini iddia ettiği bilgiyle yaparsa ortaya güzel şeyler çıkar.

    insan kendinden küçük yaşta birinden de çok şey öğrenebilir. ben öğreniyorum. geçenlerde mesela stajer avukatım bana çok önemli bir kanun maddesini hatırlattı bir dosyada. gurur duydum. inceydi, nüanstı ve onu dinlenmeye değer gördüğüm için de işim kolaylaştı, kazandım. stajer olduğu için veya gelecekte avukat olabilmek için benim imzama ihtiyaç duyduğundan ona statü koymadım. hem de kanunen hal böyleyken. ayak işi de vermedim. eşdeğer bir meslektaş gibi davrandım. ve sonuçta kazanan ben oldum. ben 36 yaşındayım o 22.

    öte yandan en azından kanuni bir yetki yoksa kimse kendini insanlara, bir yaş grubuna ya da bir zümreye öğretmen olarak atayamaz. bunu yapmak insanın haddini aşmasıdır.

    keşke yazmaya devam etseydi. entrylerinden ne almamız gerektiğine kendimiz karar verseydik.

    bazı kedi besleyen tipler vardır. sinir olurum. hayvanın yemeğini, suyunu veriyor diye kedinin kendisine sürekli minnettar yaşaması gerektiğini düşünür. oysa kedi bağımsızdır. ve hiç bir zaman seninle yaşarken bundan feragat de etmemiştir. sana tapmaz, komutlarını beklemez, iradesini terketmez. durumunu açıkcası buna benzetiyorum. belki diğer yazarlardan bilgilidir, belki diğer yazarlardan daha üstündür. gerçekten bir kıyas halinde öyle olduğu yazarlar da elbet vardır. ama bu, o yazarların paredros lehine iradelerinden feragat etmelerini gerektirmez. burda herkes kendince fikrini paylaşıyor, paylaşılan fikirlerden kendince ihtiyaç duyduklarını zihnine not ediyor. olay sadece ama sadece bu.

    şimdi taziye mesajlarını okuyacak. belki egosu şişecek. bu sözlükte ne kadar önemli bir yer tuttuğunu görecek falan filan.
    ama sonra "tekrar üye olmazsa" geride kalıp unutulacak.

    oysa yaşı gereği olgun davranıp bazı tavırları süspanse edebilirdi. tercih etmedi herhalde. yolu açık olsun. yarın öbür gün bir blog falan açarsa takip ederiz.

    not: gerçekten üyeliğini silmesine sebep olan tartışma ile alakalı zerre bilgim yok. nedir anlayayım dedim. çarşaf çarşaf yazı çıktı karşıma. açıkcası okumayı vakit kaybı gördüm. neticede 2 yazar arasındaki tartışma. bana ne. sözlüğe ne. bu entryi yazarken farzediyorum ki paredros sonuna kadar haklı ve mağdur. o düşünceyle yola çıkınca bu kanıya vardım. üyeliğini silmesine ilişkin fikirlerimi kimin haklı olduğu değiştirmeyecek.
  • 164
    jose rodriguez martinez gibi vasat bir futbolcu ve bir sözlük yazarı yüzünden yazarlığına son vermiş former yazar. açıkçası görüşlerine genellikle hiç katılmıyordum. yazılarını da oldukça sıkıcı buluyordum.

    veda notunda kendisi fikirlere aşık olmaktan bahsetmiş. aynı sabit fikirlilik kendisinde de fazlaca var. bence futbol sezgileri pek güçlü biri değildi. denayer gibi hava topu alamayan bir stoperi (sağ bek oynaması da sanırım bu yüzden), jose gibi vasat bir oyuncuyu muhteşem diye nitelemesinden ve bunları ısrarla dayatmasından belli.

    fakat kimsenin tanımadığı bir yazar ile jose rodriguez gibi vasat bir futbolcu yüzünden hesap silmek de iyiymiş. kendi düşüncelerini başkalarına kabul ettirememeyi egosuna yedirememiş sanırım. akıllı adam böyle bir şey yapmaz. yolu açık olsun.
  • 165
    zamanında kendisini chp istanbul bilmem kaçıncı bölgeden ya vekil ya da aday yaptığım bir entrym vardı. nedense inanan da çok olmuştu. çünkü kendisi öyle bir adamdı. çok farklı konularda derin bilgilere sahip sözlüğün gördüğü en taşaklı yazarlardan biriydi.

    hala daha ara sıra whatsapp'tan yazar taciz ederim. buralar sensiz çok soğuk abi. elimde eldivenle yazıyorum.
  • 175
    azılı bir lebron james düşmanı. normalde yazar başlığı altına yazmayı sevmem fakat cidden bu arkadaşın köpeğini falan öldürmüş olması lazım lebron james'in. bunun başka bir açıklaması yok. 15 yaşında endorsement almış gibi saçma ithamlarda bulunuyor zamanın ncaa kurallarını bilmeden. yahu velev ki imzaladı, ulan adam yoksulluktan kurtarmış ailesini. 15 yaşından beridir basının gözü önünde next goat diye bir baskı var ve bütün beklentileri karşılayıp hatta üstüne çıkıyor bu kişi ve bunun üstüne 20 senedir goat performansı veriyor. eh be kardeşim eh be. azıcık saygınız olsun insanların yaptığı işe ve istikrara. daha çok yazılır da, anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
App Store'dan indirin Google Play'den alın