• 3
    takımıyla, hocasıyla taraflı tarafsız pek çok futbol otoritesinin* beğenisini kazanmış stsl takımı.

    şu haberden sonra düşüşleri yakındır diyorum: http://www.ligtv.com.tr/...cuperle-sampiyonluga

    eli ayağı düzgün bir takımın var. lige de iyi başladılar, geçen senenin üzerine koyarak devam ediyorlar iyi kötü bir hava yakalanmış. çıkıp daha 7. haftadan "şampiyonluk" gibi olmadık hedefler koyuyorsun. bari devre arasını bekleseydin be adam.

    100le giden arabada el freni çekmek gibi.
  • 6
    ingilizce fakiri kimseler tarafından hazırlanan bir resmi siteye sahip kulüp.

    https://gss.gs/Y0o.jpg

    "too much" kullanılırsa "haddinden fazla" gibisinden olumsuz bir anlam oluşur. haliyle içeriğe "very much" daha uygun. ayrıca "fit" kullanılmaz orada, daha uygun fiiller var. bu çalışma "chicken translate" olmuş bildiğin.

    "gol atmak sana haddinden fazla uygun kaçıyor adamım. canın cehenneme" :(
  • 9
    bu sezon * küme düştü. saha içinde yaptıkları hatalar,yönetim yanlışları, hak etmişlerdir, hak etmemişlerdir hepsi konuşulur, tartışılır. lakin bu sene küme düşmeleri hep soru işareti olarak kalacak kafamda. sadece saha içine bakıp anlaşılamıyor bazı şeyler bu topraklarda. haysiyetsizler ve şerefsizler var çünkü saha dışında;

    http://spor.haberler.com/...iyor-4502434-haberi/
  • 13
    bugün itibariyle iflas sürecine girmiş olan güzel memleketimin güzel takımı...
    ne söyleyeceğimi bilemiyorum sözlük, derdimi, üzüntümü kelimelerle tarif etmem mümkün değil...

    http://www.hurriyet.com.tr/.../futbol/27049435.asp

    not: teknik direktörümüz, burak yılmaz'ın babası fikret yılmaz da çok şanssız adammış... sen gele gele böyle bir zamanda gel takımın başına... kısmet.
  • 15
    http://www.milliyet.com.tr/...2013675-skorerhaber/

    şöyle bir habere konu olmuşlar:

    --- alıntı ---

    evet orduspor’dan bahsediyoruz... takım kuracak, profesyonel futbolcuya verecek delikli kuruşları kalmamış... ama kapıya kilit vurmamışlar... yetenekli lise öğrencilerine giydirmişler formaları ve amatörlüğü, gençliği, özveriyi kutsayarak osmanlıspor, kayserispor, antalyaspor gibi güçlü takımların arasında mücadeleye devam demişler... bunun adı ibretlik ders..

    türkü, “ordu’nun dereleri aksa yukarı aksa” diye başlar ya romantik bir endişeyle...
    hani, ozan yine de vermez sevdiğini ellere.
    romantizm hayal kurdurur, endişe elini kolunu dondurur sanılsa da ordu’nun kadim kulübü orduspor, türküye can veren ozan gibi cesaret ve kararlılık konusunda asla geri adım atmamış.
    çaresizliği kabul etmemiş hep ümit etmiş orduspor.
    ümit sadece fakirin ekmeği değildir... tüm kapıları açma cesareti veren bir maymuncuk edinmektir öncelikle.
    cebindeyse korkma!
    orduspor genlerinden gelen iradesiyle, gürül gürül çağlayan geniş ve güçlü gövdesi kuruyunca pes etmemiş, usul usul yukarı akmış ve gelmiş kaynağına dayanmış.

    delikli kuruş kalmamış

    böylesi görülmemiş...
    evet... büyük orduspor günleri bitmiş.
    “vermem seni ellere, ordu üstüme gelse” devri geçmiş. ordu elini ilgisini çekmiş orduspor’dan.
    takım kuracak, profesyonel futbolcuya verecek delikli kuruş kalmamış.
    ne yapacaklar; kapıya kilit mi?
    hayır... kaynağa yürümüşler.
    başkan biraz ilgisiz kalsa da geçtiğimiz hafta görevini bırakan teknik direktör ziya doğan ile idari menajer selim şener makus talihlerini değiştirmek için kolları sıvamışlar...
    yetenekli lise öğrencilerine giydirmişler formaları ve amatörlüğü, gençliği, özveriyi kutsayarak osmanlıspor, kayserispor, antalyaspor gibi güçlü takımların arasında mücadeleye devam demişler.
    yeniliyorlar... puan cetvelinde de en alttalar. ama özsaygı, iyi niyet, gençlik ve azim adına şampiyon onlar.
    futbolda yaşanmış en genç kahramanlık öyküsüdür bu.
    ve ibret...

    orduspor’un hikayesini duyar duymaz yola koyulduk... daha uçağa binmeden ziya doğan’ın istifa haberiyle şoke olduk... ve soluğu idari menajer selim şener ile hem mor-beyazlı takımı ayakta tutmaya çalışan, hem de geleceklerine yön vermenin uğraşına dalan pırıl pırıl gençlerle sohbete başladık... tabii ki önce büyükle sözü açtık... antrenman programını bile çocukların ders saatlerine göre ayarlayan karadeniz temsilcisinde idari menajer selim şener, durumlarını tek bir cümleyle özetledi, “biz cephede yalnız kalan askeriz...”
    en merak ettiğimiz sorudan giriş yaptık...

    a takıma gelen bu gençlerin okul hayatları etkilenmiyor mu? bu yükün altından nasıl kalkıyorlar?
    - “çocukların okul müdürleriyle bizzat görüşüyorum. antrenmanları çocukların ders saatlerine göre ayarlıyoruz. zaten okuldan çıkıp, üniformalarıyla tesislere geliyorlar her gün. eğitim konularını da yakından takip ediyorum. antalya’da kampta da söyledim. dersi zayıf olan, okulda geri kalanı koyarız kapının önüne. burada tutunmak için okulda başarılı olacaklar.”

    toplam 28 bin lira

    bir anda a takıma gelip, güçlü rakiplerle karşılaştılar...
    - “kayserispor, antalyaspor ve osmanlıspor gibi takımlara karşı bizim takımımızın değeri ortada. karşımızda 32 milyon euroluk, 34 milyon euroluk rakipler var. bizim kadro değerimiz ne? bu çocukların lisans parası. o da toplam 28 bin liradır. kayserispor maçında nobre gibi forvete karşı 16 yaşında asım’ı oynattık stoperde. nobre maç sonu geldi asım’ı alnından öptü. kayserispor’lu futbolcular bizim çocukları maç sonu tebrik etti, boyunlarına sarıldı. ama ben onlara hep söylüyorum, ‘siz kardeşsiniz. siz cephede yalnız bırakılan askerlersiniz. bu şehrin takımına siz sahip çıkacaksınız’ diye....”

    peki orduspor’da bu değişim nasıl oldu?
    - “yönetim giden futbolcuların parasını ödemedi ve elimizde 6 tane profesyonel oyuncu kaldı. ziya doğan hoca ile anladık ki, bu 6 oyuncunun parası da ödenmeyecek. biz de kafa kafaya verdik. dedim ki; ‘bu gençlerin senden öğreneceği çok şey var. biz ezilmeden bu projeyi hayata geçirelim. zaten öyle ya da böyle bir takım çıkmak zorunda sahaya.’ ben bile 5 yaş büyük olmama rağmen hocadan çok şey öğrendim. bu işin mimarı ziya hoca’dır. ziya hoca türkiye’nin ahlaki anlamda en iyi teknik direktörüdür.”

    6 altın kural

    gençlerin aileleri ile ilişkileriniz ne durumda?
    - “ailelerle sürekli toplantı yapıyoruz. çocuklar tesislerdeyken bize emanet ama tesis sonrası ne oluyor? bunları tek tek sıraladık. ailelerden 15 günde bir rapor istiyorum. çocukların sorunlarını bilmek zorundayım. ailelerin çözemediği sorunları gerekirse ben çözeceğim. ben onlara yeri geliyor, baba, amca, ağabey ve hoca oluyorum.”
    1-mahalle hayatı
    2-eve vaktinde gidişi
    3-evdeki beslenmesi
    4-kötü alışkanlıklardan uzak durması
    5-arkadaş profilleri
    6-hobileri

    ‘nobre’yi görünce titredim’

    asım can çaykıran... 16 yaşında... stoper... kayseri deplasmanında nobre’yi tutmuş. “maç sonu alnımdan öptü” diyor ve ekliyor, “ilk 10 dakika kendimde değildim. ama ona hiç kafa topu bırakmadım...”

    orduspor’un göz bebeği gibi olan bir diğer futbolcusu da asım can çaykıran. 16 yaşındaki genç stoper, 18. haftada kayserispor deplasmanında alınan 2-0’lık yenilgiye rağmen mert nobre’nin ilgisini çekmiş.
    maçtan sonra asım’ı alnından öpen nobre, genç meslektaşına tek bir cümle kurmuş, “böyle devam et.”
    o gün yaşadığı büyük heyecanı aktaran asım, “hayatımda kadir has gibi bir stat görmedim. bir de karşımda nobre’yi görünce ayaklarım titredi. ilk 10 dakika kendimde bile değildim. nobre sürekli koşuyordu ve hayal gibiydi. ama ona hiç kafa topu bırakmadım. kendime geldim ve maç sonunda gelip beni öptü” dedi.
    büyük bir gurur yaşadığını belirten genç defans oyuncusu, “maçtan sonra ziya hoca beni televizyonda övmüş. çok heyecanlandım. ziya hoca, baba gibiydi. ama eğitimimizi hep sorardı. önce okula gitmemizi öğütlüyordu. hatta ben bir keresinde gittim, ‘hocam benim derslerim var ne yapacağız’ dedim. bana ‘okula gideceksiniz’ cevabını verdi” diye konuştu.
    takımdaki herkesin bir hayali var...
    forvet alihan öztürk besyo okumak istiyor... yeni beden eğitimi bölümü...
    mehmet batuhan şenel, sinan cındık... taha kenanoğlu... asil aksu ve enes şahin de...
    kaptan kaan akgün’ün gözü ise hukuk fakültesi’nde...

    ‘athletic bilbao gibiyiz’

    idari menajer selim şener, kulübün maddi imkansızlıklardan sonra içine kapandığını ancak özünü bulduğunu söyledi. sadece ordu’lu gençlerle bir takım oluşturduklarını ifade eden şener, “mesela ispanya’da bask örneği vardır. athletic bilbao kulübü gibi olalım derim hep. ben bunu söylerken ırkçılık yapmıyorum. ordu şehrindeki bu çocukların yeteneklerini ortaya çıkarmak istiyorum. kendi özümüzden bir şeyler çıkarmanın gayretindeyiz. madem bu duruma geldik, bu çocuklarla çıkalım düzlüğe. bütün ordu’daki amatör kulüpleri arkadaşlarla araştırıyoruz” diye konuştu.

    serpil hamdi tüzün modeli

    beşiktaş’ın altın çağını yaşamasını sağlayan ve başta ziya doğan olmak üzere birçok efsaneyi türk futboluna kazandıran serpil hamdi tüzün, orduspor için de bir rol model. idari menajer selim şener, ziya doğan’ın önerilerini şu ifadelerle anlatıyor;
    “ziya doğan hoca burada serpil hamdi tüzün’ün ideallerini gerçekleştirmek istedi. ziya hoca da aynı politikayı burada uygulamak istedi. metin-ali-feyyaz ruhunu getirmek istedi.”

    önce okul, sonra futbol

    orduspor’da ziya doğan ile selim şener’in göreve gelmesinin ardından ayrılan profesyonel futbolcuların yerine tek tek taranarak bulunan ve a takıma alınan 30 tane altyapı oyuncusu yepyeni bir yola çıktı. yaş ortalaması 18 olan bu takımın yarısı lise öğrencilerinden yarısı da üniversiteye hazırlanan gençlerden oluşuyor. ancak bu gençler tek bir mesajda birleşiyor, “önce okul, sonra futbol.”

    müdür’den destek

    orduspor’un durugöl’de bulunan tesislerine yürüme mesafesinde olan ordu lisesi’nde bugünlerde farklı bir heyecan var.
    okulun sıralarında oturan, sınıflarına giren öğrenciler, şimdi şehrin takımını tek başına sırtlamış durumda. yöneticilerin ve iş adamlarının bile gösteremediği cesareti gösteren bu gençlere okul müdürü murat kirbitci’den büyük destek geliyor.

    ‘yabancı dil istiyorum’

    18 yaşındaki hollanda kökenli serkan korkmaz, eğitimini ikinci plana atmıyor. genç yıldız adayı, hedeflerini anlatırken üniversite hayalinden bahsediyor, “kesinlikle üniversiteye gideceğim. belki bir gün bacağım kırılacak, ne malum. yabancı dil okumak istiyorum” diyor... ziya doğan ve selim şener’in bu konudaki öğütlerini de anlatan serkan, “ziya hoca beni ilk gördüğünde gülümseyerek, ‘sen çok hızlısın, değil mi?’ diye sordu. selim ağabey de okulumuzla ilgilendi. sınavım varsa önce sınava gidiyorum, ne olursa olsun. isterse hayati maç olsun, önce okul” ifadelerini kullanıyor.

    ‘nerede başkan?’

    kulüp başkanı nedim türkmen’in ilgisizliğinden yakınan selim şener, sert eleştirilerde bulunarak, yönetimdeki sıkıntıları ortaya döktü;
    “ben bugün oyuncuma çorabı, ayakkabıyı kendi cebimden alıyorum. bu takımı her hafta deplasmanlara ben götürüyorum. kimmiş başkan? benim başkan. hani nerede başkan? futbolcular başkanı tanımıyor. ama allah büyük. benim tek derdim bu çocukların geleceğidir. bu takım dağılmamalı. ben kimseden korkmuyorum. ben yeri gelince istifa eder giderim. ziya hoca giderken neden başkan kendini sorgulamadı? çünkü hepsi korktu. hepsi birbirinden pay çıkarıyor. ne oluyor sonuçta? ortada biz bir avuç asker olarak kaldık. biz her zaman yanlışın karşısındayız.”

    ‘ziya doğan gitti, sahipsiz kaldık’

    teknik direktör ziya doğan’ın ayrılmasını büyük bir kayıp olarak gören selim şener, en büyük destekçisi genel müdür güçlü şimşek ile gençlerin geleceği için aile hayatlarını bile bir kenara itmiş durumdalar. şener, “ziya hoca meslek onuruna saygılı bir hocaydı. eğer ziya hocaya istediği ortam hazırlansaydı, bu çocuklar sezon sonuna kadar çok takımın canını yakardı” yorumunu yaptı.
    şimşek ise doğan’ın ayrılmasıyla sahipsiz kaldıklarını belirtti, “ziya hoca giderken çocuklar hüngür hüngür ağlıyordu. doğan’ın gitmesiyle elimiz kolumuz kırıldı” dedi.

    --- alıntı ---
  • 18
    http://www.radikal.com.tr/...-buyuk-jest-1430313/

    çok zenginiz ya 2 milyon 750 bin euroyu uzun vadeye yayarak falan hiç ediyoruz. 5 milyon euro da cebimizden verseydik? ulan lösemili hastalara 2bin 750 lira lazım desek kendi ceplerinden çıkarıp vermezler. kulübün parası deniz yemeyen keriz değil mi?

    amk dolap beygiri'ndeki şener şen yönetse kulübü bu kadar batmazdık. o bile bu kadar cebe indirmezdi.
  • 19
    bu kulüpten olan alacağımızı tahsil etmemiz yalnız nakit akışı için kolaylık sağlar. yoksa kap'a ve uefa'ya yaptığımız bildirimlerde, bu paranın alacak olarak gözükmesiyle kasamızda durması arasında bir fark yok. ikisinde de aktifler kısmında yer alacak zaten.

    2.750.000 euro nakit de çok büyük para değil gerçekten, bu parayla futbolcuların geciken maaş taksitlerini ödeyeyim desen üç dört kişinin taksidini anca ödersin. futbolculara senede 55 milyon euro maaş ödüyoruz, kaç taksitle ödendiğini bilmiyorum. ama beş taksitle ödesek bile 2.750.000 devede kulak kalıyor, bizimkiler muhtemelen bu yüzden orduspor'a kolaylık yapmıştır. http://www.sporx.com/...as-55-SXHBQ522521SXQ
  • 20
    kendilerinin satışı gerçekleştiren başkan bellidir.

    muhasebe ve raporlama kuralları gereği alacakların vadesi olur, bu vade geçincede raporlama kuralı gereği şüpheli alacaklara düşer. galatasaray'ın son açıklanan bilançosunda bu rakamlar şüpheli alacaktaydı zaten.

    anlayacağınız aysal da olsa o rakam şüpheli alacaklara düşecekti çünkü kural bu.

    uzun vadeye yayılması demek şüpheli alacaklardan çıkarak uzun vadeli alacaklar kalemine geçmesidir ki bu da olumlu bir şeydir. haberi yapan arkadaş kıyak demiş ama kıyakdan ziyade zaruret gibi duruyor. çünkü şüpheli alacağa düşmüş alacağı alamayacağını anlarsan kayıtlarına zarar yazıp silersin veya bu tür bir anlaşma ile uzun vadeye yayarsın.

    link: http://www.radikal.com.tr/...-buyuk-jest-1430313/

    edit:link
App Store'dan indirin Google Play'den alın