626
yaşadığı talihsiz kazaya, tarifi imkansız şekilde üzüldüğüm aslan yürekli futbolcumuz.
bu ana kadar beklememin sebebi, ne yazacağımı gerçekten bilemememdi.
hala daha tam anlatabilecek miyim hislerimi, bilmiyorum.
neyse, elimden geldiğince anlatmaya çalışayım.
ben görmediğim için zihnimde tam olarak canlandıramıyorum ama şüphesiz ki gözümüz bizim çok önemli ve önemli olduğu kadar hassas organımız.
tabii ki yaşadığı sıkıntıyı en doğru şekilde omar anlar ama ben biraz olsun kendisini anladığımı hissettim kaza haberinin ayrıntılarını duydukça.
bugüne dek gözle ilgili yaşadığım sıkıntılar aklıma geldi.
benim gözlerimi açma ihtiyacım olmadığı için göz kaslarım sizinki gibi gelişmiş değil, bu sebeple gözlerim kapalı halde kalıyor sürekli, açmam için özel ve yorucu şekilde çaba göstermem gerekiyor.
ilk etapta bunun çok önemli olmadığı düşünülebilir, ama işin aslı öyle değil işte.
gözlerim kapalı durduğu için, gözüme toz, kum ve sair küçük cisimler bir şekilde girince veya kaçınca, uzun süre boyunca acı hissediyorum.
yıllar yılı kullanmadığım için gözlerimi, göz sinirlerim sanki çürümüşçesine işlevini yitirdiği için dışarıdan gelecek zerreciklere karşı duyarlı olamıyor maalesef.
bu anlattıklarım, bugüne dek pek çok kez yaşandı.
yazıya dökerek anlatamam, şuur kaybettirecek şekilde acı ve baş dönmesine benzeyen tuhaf bir his yaşadım defalarca.
sanki bir kısır döngü gibi, belirli dönemlerde gözüme kaçan toz, kum benzeri cisimler gözümü çizdi ve gözümü açamadığım için, sürtünmenin de etkisiyle gözümdeki yara daha da derinleşti, tahribatın boyutu daha da arttı katlanarak.
ameliyat riskimin olduğu bile oldu ama neyse ki her seferinde toparladım.
ben omar'ı, kendisi kadar olmasa da biraz olsun anladığımı sanıyorum işte bu nedenden ötürü.
hep aklımın bir yerinde, "gözüme yine bir şey kaçacak, gözümü çizecek ve o tarifsiz batışma hissi, o acı hissi yine günlerce sürecek." hissi var.
edindiğim acı tecrübelerle birlikte eskiye göre daha da dikkat ediyorum, umarım bundan sonra olmaz tabii ki. :)
hatta normal zamanlarda da, gözüme hiçbir şey kaçmasa bile, özellikle güneşte kaldığım zaman gözüm kuruyor ve yine o bahsettiğim batışma hissini yaşıyorum ara sıra.
sözün özü benim, gözlerimle ilgili yıllardır süregelen ve pek de çözümü olmayan, yani şu ana kadar var olan bir çözüm duymadım, bu tip bir sorunum var.
ben omar kardeşimizin haberinden sonra doğru düzgün uyku uyumadım; çünkü onun yaşadıklarını az çok hissettim onun yaşadığı benim yaşadıklarımdan on kat, belki yirmi kat daha ağır olsa da.
yukarıda anlattıklarım aklıma geldi, sanki tekrar yaşadım o anlattıklarımı.
umarım, okuyacak olanları sıkmamışımdır, başınızı ağrıtmamışımdır.
inşallah omar en kısa zamanda sağlığına kavuşur.
bu ana kadar beklememin sebebi, ne yazacağımı gerçekten bilemememdi.
hala daha tam anlatabilecek miyim hislerimi, bilmiyorum.
neyse, elimden geldiğince anlatmaya çalışayım.
ben görmediğim için zihnimde tam olarak canlandıramıyorum ama şüphesiz ki gözümüz bizim çok önemli ve önemli olduğu kadar hassas organımız.
tabii ki yaşadığı sıkıntıyı en doğru şekilde omar anlar ama ben biraz olsun kendisini anladığımı hissettim kaza haberinin ayrıntılarını duydukça.
bugüne dek gözle ilgili yaşadığım sıkıntılar aklıma geldi.
benim gözlerimi açma ihtiyacım olmadığı için göz kaslarım sizinki gibi gelişmiş değil, bu sebeple gözlerim kapalı halde kalıyor sürekli, açmam için özel ve yorucu şekilde çaba göstermem gerekiyor.
ilk etapta bunun çok önemli olmadığı düşünülebilir, ama işin aslı öyle değil işte.
gözlerim kapalı durduğu için, gözüme toz, kum ve sair küçük cisimler bir şekilde girince veya kaçınca, uzun süre boyunca acı hissediyorum.
yıllar yılı kullanmadığım için gözlerimi, göz sinirlerim sanki çürümüşçesine işlevini yitirdiği için dışarıdan gelecek zerreciklere karşı duyarlı olamıyor maalesef.
bu anlattıklarım, bugüne dek pek çok kez yaşandı.
yazıya dökerek anlatamam, şuur kaybettirecek şekilde acı ve baş dönmesine benzeyen tuhaf bir his yaşadım defalarca.
sanki bir kısır döngü gibi, belirli dönemlerde gözüme kaçan toz, kum benzeri cisimler gözümü çizdi ve gözümü açamadığım için, sürtünmenin de etkisiyle gözümdeki yara daha da derinleşti, tahribatın boyutu daha da arttı katlanarak.
ameliyat riskimin olduğu bile oldu ama neyse ki her seferinde toparladım.
ben omar'ı, kendisi kadar olmasa da biraz olsun anladığımı sanıyorum işte bu nedenden ötürü.
hep aklımın bir yerinde, "gözüme yine bir şey kaçacak, gözümü çizecek ve o tarifsiz batışma hissi, o acı hissi yine günlerce sürecek." hissi var.
edindiğim acı tecrübelerle birlikte eskiye göre daha da dikkat ediyorum, umarım bundan sonra olmaz tabii ki. :)
hatta normal zamanlarda da, gözüme hiçbir şey kaçmasa bile, özellikle güneşte kaldığım zaman gözüm kuruyor ve yine o bahsettiğim batışma hissini yaşıyorum ara sıra.
sözün özü benim, gözlerimle ilgili yıllardır süregelen ve pek de çözümü olmayan, yani şu ana kadar var olan bir çözüm duymadım, bu tip bir sorunum var.
ben omar kardeşimizin haberinden sonra doğru düzgün uyku uyumadım; çünkü onun yaşadıklarını az çok hissettim onun yaşadığı benim yaşadıklarımdan on kat, belki yirmi kat daha ağır olsa da.
yukarıda anlattıklarım aklıma geldi, sanki tekrar yaşadım o anlattıklarımı.
umarım, okuyacak olanları sıkmamışımdır, başınızı ağrıtmamışımdır.
inşallah omar en kısa zamanda sağlığına kavuşur.