bu sezonki transferlerinde nokta atışı başarıya imza atmış görünen hocamız. osimhen’i ayrı tutarsak 5 transfer yaptık, 4’ü ciddi anlamda katkı veren ve vermeye başlayan futbolcular oluyor. takımla kısa süre çalışma imkanı bulmalarına rağmen hem de.
bu sezon özelinde iyi oynadığımız, kötü oynadığımız, değişikliklerin geç veya yanlış geldiği, kısacası hocanın hatalarının olduğu maçları da izledik. bu işin başka kısmı. transfer edilen oyuncular, bireysel anlamda da takıma uyum anlamında da çok iyi sinyaller veriyor. tek tek değerlendirirsek;
gabriel sara; hocanın kutuya giren ve oyunu yönlendiren 8 numara istediğini biliyorduk. ismi geçenler arasında bu kadar ‘oturmuş’ bir oyuncuyu bulabilir miydik, soru işareti. tam anlamıyla istenen 8 performansını veriyor. taraftarın çoğunluğu defansif yönü ağır basan orta saha istiyordu, o profilde adam almış olsaydık oyunun bu denli akma ihtimali yoktu.
ismail jakobs; tam aranan ve temaslı oynayan atletik sol bek. gelmeden önce sakatlık geçmişi biraz kabarık olduğundan burun kıvrılıyordu ancak sağlıklı halde çok sağlam performaslar izledik.
roland sallai; tempolu, çift yönlü ve temaslı oynayan kanat oyuncusu. tam 4-4-2 ve 4-2-3-1’in oyuncusu. yani aranan oyuncu tipi. kendisine geçer not vermek için henüz erken olsa da iyi sinyaller verdiğini söylemek rahatlıkla mümkün.
yunus akgün; leicester’dan geldiği için ve önceki seneler pek süre alamadığı için yeni transfer kategorisinde değerlendirebiliriz. taraftarın çoğunluğunun galatasaray seviyesinden uzak gördüğü futbolcuydu. sol kanatta, sol içe yakın ve görev adamı rolüne kısa sürede ayak uydurdu. önemli katkılar vermeye başladı. umarım performansı devam eder.
elias jelert; maalesef tutmamış görünen sağ bek. emin bayram ve metehan’dan yaş olarak küçük ve ileride belki katkı alabileceğimiz futbolcu. kendisi adına benim pek ümidim yok işin açıkçası. bu kadar para verilen oyuncudan anında katkı bekleyen taraftarımıza da yüzde yüz hak veriyorum.
osimhen’i zaten yazmaya da değerlendirmeye de gerek yok. inanılmaz bir futbolcu. yukarıda saydığım 5 transferin 4’ünden olumlu izler aldıysak kısa sürede, hocanın hakkını teslim etmek gerekiyor. aşırı derecede maliyetli yorumlarına da katılmıyorum. isteyen transfermarkt’tan bu dönemin artı-eksilerine bakabilir. dönemi neredeyse eksi olmadan tamamladık bonservis anlamında. ortada inanılmaz pahalı geçen bir transfer dönemi olmadı. mali anlamda gayet dengeli bir süreç oldu.
kendisini çok sevsem ve ileride mutlaka kulüp içinde görmek istesem de erden timur’un olmayışı, “futbol aklı” anlamında takıma olumlu sirayet etti. ilk sezonunda torreira, mertens, icardi gibi muazzam işlere imza atan timur, ikinci sezonunda aynı oranda başarıyı sağlayamadı. en iyileri hocaya, kötüleri timur’a yamamaya çalışıyorsun diyenler olabilir, sebastian szymanski’yi fenere kaptırınca rövanşı alma pahasına yapılan zaha ve tete transferlerini direkt timur’a yamamak çok da yanlış düşünce olmaz. ndombele gibi örnekler de verilebilir. yani timur
varken iyi veya kötü geçen dönemlerimiz oldu. timur
yokken başarı yüzdesinin çok arttığını söylemek mümkün. bu da işi yapanın saha içinden olması gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor.
okan hocanın istediği ama transferleri gerçekleşmeyen ebimbe, john arias ve onyedika da eğer olsa idi, yüksek oranda başarılı transferler olacaktı. kadro planlaması anlamında takımın eksikleri illaki oldu, yedeği olmayan bölgeler de var. konu oyuncu seçimlerine gelince çok yüksek oranda başarıya ulaştığımız görülüyor bugün itibariyle. ilerisi ne gösterir, ona hep birlikte bakacağız.