resim
Okan Buruk
Görev:Teknik Direktör
Takım:Galatasaray
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 3752
    hocayı övdük övdük fakat şu an yapıcı eleştiri zamanı geldi. hocam konya’ya ilk yarı nasıl teslim ettirdin bizi öyle ? adamların ilk yarı sonunda 2 topu direkten dönmüş 2 tane topu da muslera çok iyi kurtarmıştı. bunlar gol olsa ilk yarı sonunda 1-5 içeriye girecektik ki bunun adı facia olurdu.
    fakat hocanın maç sonu yayıncı kuruluşa verdiği röportajda memnuniyetsizliği yüzünden okunuyordu. sorulara verdiği cevapta da takımın daha dinamik oynaması gerektiğini dile getirdi ki bence en önemlisi buydu. galip geldiği bir maçtan sonra hele 50 küsür hafta sonra gelen liderlik koltuğundan sonra haklı bir şekilde kahramanlık nidaları atabilirdi. fakat böyle bir maçtan sonra bile gerçekçi olup oyundan memnun olmaması ve bunu dile getirmesi ilerisi için beni umutlandırdı.
    hoca belli ki geldiği noktayı biliyor ve çok konsantre bir şekilde bunu kaybetmemek için çalışıyor.
    (bkz: 16 eylül 2022 galatasaray konyaspor maçı)
  • 3753
    16 eylül 2022 galatasaray konyaspor maçında yaslanmayan, hücumu düşünen konyaspor karşısında 70. dakikadan sonra yürümeye hali kalmayan kerem ve yunus’u oyundan çıkarmamasını anlayamadığım hoca. özellikle 2-1 öne geçtikten sonra sahada enerjisi yüksek hızlı bir kanat oyuncusu olsa * kontra ataklarla çok rahat şekilde farkı 2’ye 3’e çıkarabilirdik.
  • 3755
    kendisinin maç sonu gol yemeyen ve lider gelen konyaspor’u yenmesine rağmen oyundan mutlu olmadığını söylemesi çok değerlidir. fatih hocayı ne kadar sevsem de puan kaybettiğimiz maçlardan sonra bile iyi oynadığımızı iddia etmesi can sıkıyordu. okan hoca çok sert rakiplerle oynadığı bir dönemi en az hasarla geçirdi. önümüz açık.

    (bkz: 16 eylül 2022 galatasaray konyaspor maçı)
  • 3757
    galatasaray kariyeri kusursuz başlayabilirdi. birkaç ufak şanssızlık dışında çok iyi başladı da diyebiliriz. ilk iç saha maçımızda giresun karşısında biraz tezcanlılığımıza kurban gidip erken bir 4 4 2 ve kişisel bir hatayla yenilen gol ile kaybedilen maç ve sonrasında aslında kazanabileceğimiz pozisyonları da yakalamışken beraberlikle yetindiğimiz trabzonspor maçı dışında 5 maçı da almış olmak oldukca iyi. birkaç küçük noktada daha iyi kararlar verilebilse şuan 7'de 7 yapması işten bile değildi. bu sene ne olursa olsun yarışmacı olacağını, şampiyonluk yolunda son dakikaya kadar potada olacağını şimdiden okuyabiliyoruz.

    hocaya naçizane önerilerim ise işlemeyen, daha doğrusu hücumun son noktasında doğru işler yapamayan kanatlar ve hızlı geçilen ortasahadaki sorunlara yoğunlaşması. hocanın açıklamaları da sorunları gördüğü yönünde. milli aradan sonra daha kompakt ve daha etkin bir takım izleteceğine eminim. böyle devam hocam.
  • 3758
    tevzazu çok büyük bir erdem ve karakter gücüdür ve bu topraklarda genelde küçümsenir.

    hocanın 16 eylül 2022 galatasaray konyaspor maçı sonrasindaki basin toplantısını şimdi izledim ve açıkçası çok etkielndim. koltuğunun ağırlığının ve sorumluluğunun ne kadar bilincinde olduğunu gördüm. ağır da bir yük fakat şu ana kadar hakkıyla taşıyor.

    kibire çıkmadan, güvensizliğe de düşmeden tevazu ve özgüven arasındaki dengeyi koruyabilirse çok başarılı olacağını tekrar anladım. gözleri sanki oyunu tarar gibi sürekli odayı ve kafasının içindeki farklı fikirleri tarıyor, zeka kıvılcımını görüyorsunuz.

    ve bu dünyada zekası ile tevazuyu birleştiren nsandan daha tehlikeli bir şey yoktur.
  • 3759
    build-up'ta pva'yı merkeze yaklaştırarak takımı 3-1-4-2 olarak dizen savunmada ise klasik 4-3-3'e dönmeye çalışan teknik direktörümüz. dönmeye çalışan diyorum zira takım kontratak yerken daha çok 4-1-5 gibi kalıyor. en büyük sebebi 8 numaradaki oyuncumuz oliveira ile 10 numaradaki oyuncumuz mertens'in tempo yükselince ayak uyduramamaları.

    şimdi bana birer örnek göstereceksiniz mertens'in ve oliveira'nın geriye koşularından ancak her bir geriye koşuşları başına 5-6 kez geri dönemedikleri pozisyon oluyor. bu da çok doğal aslında. mertens öncelikle bir santrfor olmasının yanı sıra 35 yaşında. oliveira'nın ise kısıtlı bir enerjisi var ve bunun savunma ve hücumda dengeli kullanmasını isteyince iki taraftaki verimi de doğal olarak düşüyor. ona ya savunmadan top çıkar ya da hücumda asistin asistini yap demeliyiz. ikisini de yap deyince 2017 model selçuk inan'a dönüşüyor. mesela selçuk'un da en büyük suçu oyunun bir bölgesini seçip oraya yoğunlaşmamasıydı. kendini emre bello gibi stoperlerin arasına atıp sadece top dağıtsaydı belki hala top oynardı.

    üstteki paragrafta anlattığım sıkıntının hocanın da farkında olduğuna adım gibi eminim. bu sıkıntıyı çözmenin tek yolu ise 8 numarayı b2b bir oyuncu ile doldurmak. elimizdeki tek b2b oyuncu midtsjö. sakatlanmasaydı bu problemi yaşayacağımızı düşünmüyorum. okan hocanın oyuncu bir maç iyi oynadı diye diğer maça da o oyuncu ile çıkarak ödüllendirme anlayışı bitmeli bence. duygusal kararları bir kenara bırakıp mantığı ile kadro oluşturmalı zira her maçın hikayesi ayrı. torreira-midtsjö-oliveira orta sahasını kurup devam etmeliyiz.

    şu ana kadar oyunun sıkışmasında en büyük etken bana göre kanat oyuncularımızın yanlış tercihleri kadar kullanımlarıydı. en basit tabir ile kerem top ayağına değil, önüne atılınca etkili olan bir oyuncu. biz ısrarla topu kerem'in ayağına atıyoruz. belki kerem istiyordur ama okan hoca'nın bu konuda kerem ile konuşması şart bence. yunus ise sağ ayağını geliştirmeli. yunus topu soluna çektiğinde şut çekeceğini herkes biliyor, sağına çektiğinde ise ters ayağı olmadığı için çizgiye inip topu çekeceğini de herkes biliyor. yunus çok fazla çabalasa da şu hali ile oldukça öngörülebilir bir oyuncu durumunda.

    son olarak iç sahadaki oyunumuza değineceğim. build-up'ta 3'lü defans şeklinde dizilmek deplasman maçlarında avantaj sağlayabilir ancak iç saha maçlarında zaten otobüs çeken rakiplerimize karşı bir kişi eksik hücum etmemiz anlamına geliyor. o yüzden deplasmanda pva ile başlayıp 3-1-3-3, iç sahada debuis ile başlayıp 2-3-4-1 olarak dizilebiliriz. eğer kış transfer döneminde bir sol bek alınacaksa sol stoper de oynayabilen ve pas ağırlıklı bir isim alınmalıdır.

    açıkçası haftalar geçtikçe oyunun geliştiği kadar hocanın da geliştiğini düşünüyorum. arkasında olunması gereken bir performansı var şu ana kadar.
  • 3760
    efsane kadronun orta sahadaki tek değişik stildeki oyuncusuydu. aslen kanat forvet başladığı kariyerini, sakatlığı sonrası mezzala'ya evrilerek inanılmaz bir şekilde süsledi. orta sahada diğer oyuncular (hagi,tugay,emre,suat) playmaker yönü kuvvetli oyunculardı. okan ise şok presleri, sürpriz koşular sonucu attığı golleri, ve topla mesafe kat etmeye çalışması ile kadronun temel yapı taşlarından birisi oldu.

    sonrasında, türlü türlü huyu olan oyuncu, kaçmanın yollarını yaparken, inter'e 'okan abimi de almazsanız gelmem ha' diyerek asıl şeytanlığını o gün yapmıştı. işin garip tarafı ise, medya önünde 'emin değilim, bilmiyorum' derken, okan ise gemileri yakmış gibi davranıyordu. yani türlü türlü huyu olan arkadaş, okan'ı kalkan gibi kullanmıştı. bilmiyorum belki de okan kendini kullandırmıştı. zaten eşantiyon olarak gittiği yerde de kariyerini mahvetti. artık avrupa kupalarında çeyrek finaller son 16'lar oynayan kadronun kilit bir oyuncusu değil, geniş bir kadronun alelade bir oyuncusuydu.

    ankaragücü maçında yaşananları asla affetmiyorum. hele hele şu bıyıklı sportif direktör fenerbahçe'ye gelmişken ve zamanında hakan şükür'ü götürmek için azizle hülle yapmaya çalıştıklarını açıklamışken... kim bilir okan'la emre'yi koparmak için ne dümen çevrildi ve suyun karşı tarafı nasıl aracılıklar yaptı?

    sonrasında teknik direktörlük kariyeri başladı. sırasıyla elazığ, antep, sivas, göztepe'de korkunç kötü bir performans sergiledi. elazığ ile de ligden düşerek başladı kariyerine. sonrasında antep'te sıradan bir performans sonrası orta sıralarda biten bir sezonun ardından istifa etti. sivas'ta 11 hafta sonrasında 2 galibiyet ile bir istifa daha takip etti. bu kısma kadar bir diğer teknik direktör sergen yalçın ile hep halef selef oldular. sergen parlak bir başlangıç sonrası korkunç düşüşler gösterirken, okan ise hep ortalama ancak kötüye yakın bir performans gösterdi. göztepe'de alt ligde şansını denedi ama yine olmadı.

    akhisar'da 1.5 senede takımı hem ligde iyi bir konuma getirip, hem de türkiye kupasını almasını sağlayarak yükselişe geçti. sonrasında düşme hattındaki rizespor'u üst sıralara taşıdı. başakşehir sezonu zaten malumunuz. oğlunun sağlık problemleri olmasa belki de uzun yıllar istikrarlı bir performans gösterebilirdi başakşehir'de. neyse, inşallah o performansı bizde gösterir.

    şimdi ise bizim teknik direktörümüz ve canı gönülden başarılı olmasını istiyorum. bunun ise temel nedeni, artık fatih terim'in bir daha dönmeyeceğini düşünmem* ve bizim yeni bir bayrak teknik direktöre ihtiyaç duymamız. şimdilik performansı gerçekten umut verici, terim'in terk ettiği 1996-2000, 2012-2013 futboluna benzer bir yapı ortaya çıkarmaya çalışıyor buruk. yüksek tempolu, kutunun orta sahaların da katıldığı, savunma çizgisinin orta sahaya yaklaştığı keyifli bir futbol.

    gelelim okan buruk'un başka bir iyi yönüne. benim için her teknik direktör bir liderdir ve kendine has yöntemleri mevcuttur. örnekler üzerinden anlatmak isterim.

    1. dönüşümsel liderlik
    ana fikri değişime odaklanmaktır. dönüşümcü liderler değişim konusunda rahattır ve örgütsel başarı için gerekli olduğunu anlarlar. takipçilerinin de değişim konusunda rahat olmalarını ve buna uyum sağlayabilmelerini sağlamak için çalışırlar.

    türkiye'den örnek: frank rijkaard. o güne kadar yabancı olduğumuz 4 3 3 ilk defa o zaman denenmeye başlamış, ve başarı gelmese de sistem galatasaray oyuncuları ve taraftarları tarafından kabul edilmiştir.

    dünya'dan örnek: diego simeone.

    2. delegatif liderlik
    genellikle “laissez-faire” olarak adlandırılan delegatif liderlik tarzı, inisiyatifi ekip üyelerine devretmeye odaklanır. bu genellikle en az müdahaleci liderlik biçimlerinden biri olarak bilinir, bu kelimenin tam anlamıyla “yapmalarına izin ver” anlamına gelir. bu nedenle bu çok elden bir liderlik tarzı olarak kabul edilir.

    bu tarzı benimseyen liderler, işlerini yapmaları için çalışanlarına güven duyarlar. bunun yerine temsilci liderler, çalışanlarına hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için yaratıcılıklarını, kaynaklarını ve deneyimlerini kullanma özgürlüğü verir.

    türkiye'den örnek: eric gerets galatasarayıdır. hasan şaş'ın sınırsız özgürlüğü vardır. yeri gelir 4 santrafor oyuna girer, taktik disiplinden çok oyuncuların sorumluluk alması beklenir.

    dünya'dan örnek: jurgen klopp. antrenmanlarından taktiklerine kadar sınırsız bir esneklik ve grup üyelerinin katılımı vardır. yanındakilerinin her türlü fikrini önemser ve sürece dahil eder. firmino salah mane üçlüsünden üçüne de serbestiyet tanıyacak kadar inisiyatif bırakma konusunda mahirdir

    3. yetkili liderlik
    bu şekilde liderler bir rota çizer ve etraflarındakileri takip etmeye teşvik eder.

    otoriter özellikler sergileyen liderler, etraflarındakileri motive etme ve ilham verme eğilimindedir. genel yönlendirme sağladıkları gibi, ekiplerine rehberlik, geri bildirim ve motivasyon da sağlarlar. bu, bir başarı veya başarı duygusunu teşvik eder.

    yetkili liderlik tarzı büyük ölçüde bir ekibin her üyesini tanımaya dayanır. bu, bir liderin daha kişiselleştirilmiş bir düzeyde rehberlik ve geri bildirim sağlamasına ve bireylerin başarılı olmalarına yardımcı olmasına olanak tanır.

    yetkili liderlik açıkça çok pratiktir, ancak liderler mikro yönetmemeye dikkat etmelidir. bu tarz bir eğilim, ekip üyeleri ve yaratıcı olumsuz duygular için zorba olabilir.

    türkiye'den örnek: fatih terim. florya'nın tek anahtarı ondadır, motivasyon konusunda dünyanın sayılı hocalarındandır. başarı da başarısızlık da ona mal edilir, oyunculara geri bildirim sağlanır. oyuncularının manevi babasıdır, ve onların en derin sırlarına bile vakıftır. hatta kimisinin saat gece 3'te radyodan hangi şarkıyı istediğini bile bilir.

    dünya'dan örnek: jose mourinho. tottenham sürecinde paylaşılan videolar internetten izlenebilir.

    4. işlemsel liderlik
    genellikle yönetsel liderlik olarak adlandırılan işlemsel liderlik, ödüllere ve cezalara dayanan bir liderlik tarzıdır. bu liderlik tarzı, bireylerin görevlerini tamamlamak için gereken motivasyona sahip olmayabileceğini varsayarak yapıya açık bir vurgu yapar.

    bu ödül tabanlı sistemle bir lider, takımları için net hedefler veya görevler belirler. liderler ayrıca ekiplerinin çalışmaları için nasıl ödüllendirileceğini (veya cezalandırılacağını) açıkça belirtir.

    türkiye'den örnek: igor tudor. igor'un her oyuncusu için kafasında tanımladığı bir sorumluluk vardır, ve en ufak bir sorunda onları çekinmeden medyanın önüne servis eder.* ödüllendirme sistemi neydi bilmiyorum ama cezalandırma sisteminde, iş maicon'u dövmeye çalışmaya kadar varır.

    dünya'dan örnek: thomas tuchel.

    okan'ın uzun süre eric gerets gibi bir lider olduğunu düşünüyordum. ancak takımımıza geldikten sonra net bir biçimde yetkili lider olduğu ortaya çıktı. takımdaki aksayan yerlere de anında atıyor neşteri. van aanholt'u boey yorulana kadar sigorta olarak bekletmesi, kanat aksiyonlarını boey yunus ikilisi yoruluncaya kadar oradan kurgulaması, kerem'i çizgiye yönlendirmesi. bunların hepsi iyiye işaret. oyuncuları da bu konuda ikna edip, motive edebiliyor olması çok önemli.

    okan'ın sırf ankaragücü maçı ve inter'e transfer süreci yüzünden gelmesini istemedim. hatta hakan şükür 'içimizdeki en azılı galatasaraylı okandı' dediğinde 'hadi oradan' dedim içimden. teknik direktör olarak açıklandığından beri, başarılı olmasını canı gönülden istesem de kalbim hep buruktu. ta ki, oğlunu görene kadar. çocuk hastayken bile dileği, babasının galatasaray'ın teknik direktörü olması. üstüne üstlük, 3'lü çektirdikten sonraki o mutluluğu... süper bücürü affetmemi, başka bir süper bücür sağladı. onu gördükten sonra, okan buruk'un gerçekten galatasaraylı olduğuna inandım. iyi ki varsın, ali yiğit buruk.
  • 3761
    hafif çakırkeyf şekilde kendisinin başlığına geldiğim hoca. kendisini çok seviyorum ve başarılı olmasını çok yürekten istiyorum. uzay takımı filan diye övülmeden işini yapan hocaların hastasıyım ve kendisi tam bu noktada. basın toplantılarında o kendine güveni, böbürlenmeden yaptığı güler yüzlü açıklamalar uzun zamandır görmediğimiz şeyler.

    hocam umarım çok başarılı olursun. uzun zamandır hissetmediğim takıma olan güveni seninle hissetmeye başladık. ayağına taş değmesin yolun açık olsun. umarım o güzel evladınla beraber bol başarılı güzel bir dönem geçiririz.

    yüzündeki gülüş, gözündeki ışık hiç solmasın.
  • 3762
    7 haftalık dönemde tek yanlış hamlesi 2. hafta giresun maçında 45. dakikada akbaba’yı çıkarıp gomis’i sokarak çift forvete dönmekte acele etmek olan hoca. o maçtaki tercihleriyle ve abdülkerim’in hatasıyla da 3 puan kaybettik. ama diğer 6 maçta neredeyse yaptığı her hamle saha içine olumlu yansıdı. gerçekten akla mantığa yatan ne hamle varsa (bu yerli futbolcu garebeti ortamında) elinden geldiğince yapıyor.

    ben galatasaray kariyerine harika başladığını düşünüyorum. terim’den sonra, evet terim’den sonra diyorum çünkü torrenti saymıyorum o pansumandı, hocalık yapmak falan kolay iş değil artık galatasaray’da. üstelik sosyal medyada etkileşim aldığı için istisnasız her gün terim tekrar istenirken, terim’in ismi gündemden hiç düşmeden, 3 senedir şampiyonluk yokken, yönetim de transferde üstüne düşeni yapmışken okan hoca’nın üstünde çok doğal olarak büyük baskı var. bu baskı zaman zaman ona acele ettiriyor, zaman zaman saha kenarında fazla alevlendiriyor ama yepyeni bir takıma gelip bu ortamda fikstür çok zorken çok iyi başladı. maalesef kendisine en baştan beri hamza hamzaoğluna gösterilen destek gösterilmedi. hatta riekerink’e bu kadar sahip çıkılmıştı diyebilirim. bence okan hocanın teknik direktörlük kariyeri çok küçümseniyor ve gözlemlediğim kadarıyla kredisi olması gerekenden daha az. ama o iyi başladı umarım böyle devam edecek.

    hata yapacak. ancak hatalarından dönüyor. omar’ı tercih etti hazırlık döneminde pişman oldu boey’e döndü. seferovic’i tercih etti baktı olmuyor hemen vazgeçti. kötü oynasa da akbaba’yı etebo’yu sürekli izlemek zorunda kaldığımız gibi kötü oynayanda sürekli ısrar etmiyor. hatalarından dönüyor. ben gerçekten hem maç başlangıç kadrolarından hem değişikliklerden çok memnunum. şimdi çözmesi gereken oliveria-mertens sebebiyle kolay geçilen orta sahamız. inanıyorum buna da el atıp hallecektir. benim güvenim sonsuz. şampiyon yap bizi okan hocam.
  • 3763
    sonuna kadar arkasında durulması gereken hocamız. gün gelecek şansımızın yaver gitmediği zamanlarda olacaktır, sıfırdan takım yaratıp sürekli vura vura gitmek hayatın olağan akışına aykırı zaten. ama unutulmaması gereken şey şudur ki bu camia tek yürek olduğu zaman önünde duracak bir güç yok, günün sonunda ipi göğüsleyen yine biz olacağız.

    bunları işler yolundayken yazalım tavrımız tarafımız belli olsun.
  • 3764
    neden bu kadar üstüne gidildiğini anlamadığım teknik direktörümüz. 7 maç oynanmış 1 mağlubiyet 1 beraberlik almış ve gayet olağan bir başlangıç. evet gönül isterdi ki 7 de 7 ile başlayalım ama bu lig artık 3 büyükler ligi değil. her takım her maç zorlanabilir, bunları defalarca deneyimledik. ayrıca halen bilmem şu takım bile nasıl oynuyor vs. muhabbetleri baymadı mı iyice? o takımların üzerinde baskı olmadığından bir şekilde oyunu daha rahat oturabiliyor. galatasaray ligi 2. bitiremez ama onlar ilk 5 e girse başarı sayılıyor, bilmem anlatabildim mi?

    şu ana kadar - ki fenerbahçe ve başakşehir ile maç yapmış - gol yememiş bir takıma, ligin en formda takımlarından konyaspor’a 2 gol atarak galip gelmesine rağmen absürd eleştirileri anlamakta zorlanıyorum. ha ismi torrent olmadığı için olabilir belki.

    terim döneminde de aynı şeyler oldu, aynı şeyler yazıldı, çizildi. maalesef transferlerin çoğunu kamplara yetiştiremiyoruz hatta lig başlıyor 4. 5. haftaya kalıyor. bu ciddi bir handikap, eğer futbolcular şansa tutarsa belki takım erken oturur. ama hemen süper futbol oynanmasını ya da bir şeylerin oturmasını beklemek saçmalıktır.

    futbolculuk geçmişinde yaşananlar geçmişte kaldı deşmenin kime ne faydası var? maalesef hasta çocuğu üzerinden bile vurulmaya çalışılması çok vicdansızca değil mi? okan hoca işini yapmaya çalışan, iyi niyetli, galatasaray için can atan birisi. neden hor görülüyor bu kadar? gerçi neden hoca değil galatasaray ama neyse konumuz bu değil.

    kendisinin ilk transfer dönemi galatasaray’ın mantalitesi farklıydı, ciddi değişim yaşandı ama sonunda terim dönemindeki yönetimsel hatalara düşülmeyerek bol rotasyonlu ve kaliteli bir kadro sıfırdan kuruldu. tabiki de ciddi sorumluluğu var ve hayatta bir insanın önüne çıkabilecek en büyük fırsatlardan biri kendinin önüne çıktı. terim sonrası yeni bir efsane yaratma şansını galatasaray kendisine verdi ki bu durum çok büyük sorumluluk. ben okan hocanın bu durumun farkında olduğuna inanıyorum. köstek olmak yerine destek olunması gerekiyor.

    ben hocaya inanıyorum yolun sonunda başarılı olacaktır. umarım artık efsanemiz terim’den kavuğu devralan kişi kendisi olur. şu an için yok etmeye çalışmak tüketicilik hastalığıdır. maalesef galatasaray taraftarı son dönemde bu hastalığın pençesinde. milli ara sonrası hatta ligin ilk yarısının sonuna kadar beklemek en doğrusu olacaktır. sonra durum değerlendirmesi yapılabilir. hayat her daim bir meydan okumadır. sen de çıkmaya cesaret ettin hocam, bize de desteklemek düşer. yolun açık olsun.
  • 3767
    güçlü bir oyun kurgusu oluşturamamış teknik direktör. çok kolay kırılıp geçilecekmiş gibi duran bir oyunumuz var. orta sahayı sadece torreira’ya bırakmak gibi dahice fikirler geliştirmiş. takım boyunun da 80-90 metrelere çıkma işini çözebilmiş değil. hücum pres organizasyonu son derece yetersiz ki ilerideki 4 futbolcu 6 haftadır birlikte oynuyorlar. konya maçında olduğu gibi rakibin geri dörtlüsünde calvo ve guilherme gibi düzgün ayağı olan iki oyuncuyla çok kötü kurgulanmış baskımızdan nasıl çıkılacağını, futboldan zerre anlamayan ve okan buruk’a dalkavukluk yapan bi kısım medyaya göre muhteşem olan hücum presimizin nasıl büyük bir balon olduğunu gördük.

    atak halindeyken kaptırılan hemen her topta geride teke tek yakalanmak gibi uzun zamandır üst seviye maçlarda görmediğim aleyhimize pozisyonlar oluyor. orta seviye bir ispanyol ya da alman takımı şu halimizle bizi en az 4’lük yapar ama türkiye’de rakipler o kadar kötü ki defolarımızı yüzümüze acı şekilde vuracak bir takımla henüz karşılaşmadık. kaldı ki konyaspor maçında 2 direkten dönen top ve 2 %100 muslera refleksi olmasa ilk yarıdan 5’lik oluyorduk. sadece konyaspor maçında değil, diğer maçlarda da geride acaip saçma şekillerde yakalandık ama dediğim gibi rakiplerimiz cezayı kesecek kalitede değillerdi.

    kendisi takımla ilgilenmesi gereken dönemde transferle ilgilendiğini ve takıma yoğunlaşamadığını söylemişti ki bu inanılmaz saçma bir bahane. ne yapıyordun yani antrenmanları bırakıp olası transfer hedefleriyle video konferans mı yapıyordun? görüşmeleri antrenman saatlerine göre ayarlayamadık mı ben anlamadım? şimdi önünde 6 haftada 1 maç oynayacağımız büyük bir boşluk var ve transfer bahanesi de yok. görelim bakalım bu 6 hafta sonunda nasıl bir görüntü ortaya çıkacak. zerre umudum olmasa da merakla bekleyeceğim.
  • 3768
    yaşı, tecrübesi, futbol bilgisi, karakteri ve tavırları ile galatasaray'ımıza yakışan teknik direktörümüz. 2022-2023 sezonunu lig şampiyonu olarak kapatacağına inancım tam. gelecek sezon avrupa kupalarında da takımımız ve kendi adından olumlu manada sıkça söz ettirecektir. yönetim-taraflar olarak bize düşen arkasında durmak, desteklemek ve kendisine inanmaktır.

    teknik direktörlük kariyerinde 8. futbol takımını çalıştırmakta olan buruk sırasıyla;

    elazığspor (2013),
    gaziantepspor (2014),
    sivasspor (2015),
    göztepe (2016),
    akhisar belediyespor (2017),
    çaykur rizespor (2018),
    başakşehir fk (2019),
    galatasaray sk (2022- devam ediyor)

    takımlarında görev almıştır.
  • 3770
    çok acimasiz ve yersiz elestirildigini dusunuyorum.

    sahsen okan buruk'un gelmesine notr yaklasiyordum ama ilk 6 maçlik sureci gayet iyi yonetti. bana kalsa yeni kurulan ve yapilanan bir takimin sonuçlardan bagimsiz futboluna odaklanmak gerektigi fikrindeyim ama okan buruk benim gibi turkiye ortamini bildigi için bu fikrin tamamen geçersiz oldugunu ve asgari kayipla ilerlemesi gerektigini fark etmis, geçen sezondan kirilgan yapidaki bir takimi devraldigini fark etmis ve ilk maçlarda asgari risk almayi tercih etmis. bu gayet anlasilir.

    takimin hiçbir sey oynamadigi tezine kesinlikle katilmiyorum, takim gayet de ne oynamaya çalistigi anlasilir biçimde ipuçlari veriyor ama su an aksayan bazi noktalar var. bu oyunu begenmek veya begenmemek tercih meselesi, zamanla oturup oturmayacagini da bilmiyorum ama benim godugum, elindeki stoperlerle surekli dar alan baskisi uygulayamayacaginin farkinda. nelsson bile yerlesik savunmadan çikip yuksek basinca defolari ortaya çikan bir oyuncu, marcao da gittikten sonra boyle bir risk almak oldukça mantiksiz olurdu. okan buruk, bir donem besiktas'in senol gunes yonetiminde yaptigi gibi bilerek genis mesafeli oynuyor (gunes bunu elindeki kadro yasli fakat teknik kalitesi yuksek oldugu ve çok iyi uzun top yonlendirdigi için yapiyordu). bu oyunu bilerek oynayinca o mesafenin getirecegi eksileri minimize edip kendi silahlarini etkinlestirmeye çalisiyor, su an için basarisiz oldugu soylenemez. on alan baskisini daha ziyade tempo ayarlamak için kullaniyor (bu kadar genis mesafede ileri uçlunun top kapma hedefli basmasi mumkun degil), boylelikle rakibi ikinci bolgeye çabuk geçmeye zorluyor ve asil kiskaci, mertens'in geriye dogru etkin presiyle torreira'nin olaganustu alan kapatma becerisi sayesinde ikinci bolgede kuruyor. beklerin ve ozellikle pva'nin da gerektiginde içerlek oynadigi bu duzende gobek tamamen kontrol altina aliniyor. rakibin çikarken ikinci bolgede kaptirdigi toplari yine genis alanda iki hizli adamla islemek de eldeki oyuncu profiliyle gayet mantikli, kerem ve yunus çok bireysel hata yaptiklari için sonuç almakta sikinti çekti takim ama taktik açidan topla bulusma sayilari, yerleri ve kat etmeleri aslinda sablonun basarili olduguna isaret ediyor.

    buna karsilik takim geriye dustugu iki maçta, maçin belirli bolumlerinde bu duzenin disina çikarak geri gelmeyi basardi yani daha dar alanda ve yuksek baskili setlerde de çok açik vermeden skoru kopardi. rakiplerin kalitesiz olmasi bu tespiti biraz zayiflatsa da geçen sezon cehennemi yasamis oyunculardan kurulu bir kadroyla bu esnekligi saglamak yabana atilacak bir sey degil.

    çok sasaali bir oyun yok ama galatasaray oyle veya boyle 7 maçin 4'unu deplasmanda oynamis olmasina ragmen yarista, oyun seviyesini yukseltebilecegine dair emareler var ve puan kaybettigi iki maçi da pozisyon anlaminda kazanbilecek durumdaydi (giresun maçinda oyun kotuydu ama trabzon deplasmani pozisyon netligi itibariyle kazanilacak bir maçti).

    kisacasi ileriyi gormek için gunu kurtarmanin elzem oldugu bir ulkede su ana kadar ben oyle net bir falsosunu goremiyorum. o oyuncuyu neden adam edemedi, bu degiskligi bu dakikada neden yapmadi denebilir ama genel resme bakinca bence kendine hedef koyduysa bu ilk 7 haftada, o hedefi tutturmustur.
  • 3771
    oynattığı futbol bir yana şu ana kadar en olumlu ve sevindiren tarafı sonuna kadar savaşan, pes etmeyen bir galatasaray futbol takımı yaratmış olmasıdır. galatasaray ilk 7 hafta itibari ile 80'den sonra en çok gol atan ve geriden gelip en çok puan toplayan takım. fatih terim'in son zamanlarında gol yediği zaman galatasaray adına maç bitti gözü ile bakıyorduk. hele 2020-2021 sezonunda son haftalara kadar geriden gelip puan bile alamamıştık.
  • 3775
    okan buruk ve oynattığı oyun ile alakalı bir analiz yaparken, teknik direktörlük tarzını ve hangi isimlere benzediğini baz alırsak, esinlendiği isimlerden biri fatih terim olsa da esnekliğiyle tarzının daha çok carlo ancelotti ve marcello lippi gibi italyan teknik direktörler ile benzerlik taşıdığını düşünüyorum.

    ana planında mümkün mertebe dikine paslar ile rakip kaleye hızla giden bir hücum planı var. ancak, maçına ve rakibe göre gerektiğinde sonuç için risk alarak tüm hücumcuları da oyuna alabiliyor, katı bir savunma da yaptırtabiliyor. zaten, oyuncular ile iletişimi ve saha içinde katı bir taktik disiplin yerine oyunculara fazlasıyla özgürlük vermesi de ancelotti ve lippi tarzını hatırlatıyor. kadro kalitesi yükseldikçe başarı oranı artıyor ve bu yönüyle büyük takım teknik direktörü olarak görüyorum kendisini.

    öbür yandan; galatasaray'ın sahada katı bir taktik disiplin göstermesini, guardiola, de zerbi, marco rose ve jürgen klopp gibi belli bir ekol futbolu görmek isteyen ve galatasaray teknik direktörünü bu konuda değerlendiren taraftarlar okan buruk'un oynattığı futbolu hiçbir zaman beğenmeyebilir ve genelde olumsuz görüş belirtebilir.

    ancak, okan buruk'a carlo ancelotti tarzı bir teknik direktörmüş gibi bakılabilir ve oynattığı oyun buna göre değerlendirilebilirse, bana göre düşünceler daha olumlu yönde değişecektir. nasıl diyeyim okiball, burukball, okanball gibi isimler ile tüm dünyada ilgiyle izlenecek videolar yapılacak bir futbol belki hiçbir zaman oynatmayacak ama sıkıcı olmayan izlemesi keyifli bir futbol ve başarı vaat ediyor bana göre okan hoca.
App Store'dan indirin Google Play'den alın