• 44378
    “biz bu sene başkanımız ve yönetimimizle beraber bir yola çıktık. özellikle türkiye gibi futbol iklimi çok çabuk değişkenlik gösteren bir yapıda günlük ve kısa vadeli başarıların aksine, uzun vadeli, uzun soluklu projeyi hayata geçirebilmek için kolları sıvadık. bu cesareti gösterdik. genç bir takım oluşturduk. eksiklerimizin olduğunu biliyorduk. hala eksiklerimiz var. bunların hepsini, tünelin sonunda ışık olduğunu düşünerek göze aldık. sezon başından beri, her şeye rağmen oturan bir oyun yapımız ve vaat ettikleri olan bir takımımız var. çok pozisyona giriyoruz, atamıyoruz, çok basit pozisyonları değerlendiremiyoruz. kalemizde pozisyon görmeden, hatta bazen bir organizasyona maruz kalmadan goller yedik. önümüzde de bir gerçek var. maalesef birinci sıradan çok uzak kaldık. burada bir kabahat varsa, yönetimimizden ve futbolcularımızından önce benimdir. ben bu takıma inanıyorum. biliyorum! gençlerimiz başaracak. bu yıl da diğerlerinin bir başlangıcı olacak. bu benim inancım.”

    “mutluluğumuzu bizden alabilirler; ama umudumuzu asla! mutsuzuz. doğal olarak mutsuzuz. alışkın olmadığımız bir yerdeyiz. mutsuzuz ama hiç umutsuz değiliz. gençlerimizin uefa avrupa ligi’nde avrupa devlerini geride bırakacak, namağlup şekilde son 16’ya kalan bir takımımız var. gençlerimiz bunu başardı. hem de marsilya, lokomotiv ve lazio gibi devlerin arasında bunu başardı ve namağlup olarak, ilk günden beri lider olarak gruptan çıktı.”

    “son 50 yılda futbolun her evresinde yer aldım. her evresinde yer alan bir insan olarak umudumuzu bizden almalarına izin vermeyeceğim! çünkü bu düzenin değişeceğine inanıyorum.”

    “cezalı olduğum için aşağıda değildim. bizde ceza aldığınız vakit soyunma odasına giremiyorsunuz. orada saniyeler sayılıyor. 3 saniye önce girseniz, ben girdiğim için bir problem (!) futbolun en önemli aktörlerini atmakla kalmayan, aynı zamanda futboldan uzaklaştıran bir zihniyete sahip olduğumuz için yukarıdaydım. 15 dakikayı bekledim. sonra aşağıya indim. indiğim zaman koridorda bir şeyler olduğunu anladım. maalesef son zamanlarda alışkın olduğumuz gibi dün yine maçın önüne geçen bir hakem performansı izledik.”

    “biliyorum ki bu yayını ve cevaplarımı çok heyecanla, umutla bekleyenler, izleyenler var. tabii bunun karşıtı, benim daha fazla ceza almam için fırsat kollayanlar da var. galatasaray’ı resim dışına atmak için hazırda bekleyenler de var. açıkçası kim üstüne alınır bilmiyorum. bu fırsatı size vermeyeceğim. yani ceza alma fırsatını vermeyeceğim demek istiyorum. dikkatli olmaya çalışıyorum o yüzden.”

    “sezon başından bu yana aynı performanslara verilen farklı kararlara, standart başkalıklara daha sonra geliriz. önce başakşehir maçının hakemiyle ilgili bazı şeyler söylemeliyiz.”

    nasıl bir psikoloji ve düşünce yapısında stada geldiği konusunda hiçbir fikrim yok; ancak maçı bir iki defa gece analizlerimizle birlikte izledim. başlangıç noktasından itibaren yaşananları galatasaray televizyonu’nda galatasaraylılarla paylaşmak istiyorum. dün maçın ilk yarısında yediğimiz golün ardından, oyuncularımızın maçı hakemine sınırlar içerisinde itirazını görüyoruz. dinleyen herkesten, hakemin tam o esnadaki vücut diline iyi bakmalarını rica ediyorum. bir nefret, kin gütme hali gibi bir vücut dili var. bu esnada ağzından çıkan ‘go ulan’ sözü var. bunu oyuncularımızdan birçoğu duyuyor. içlerinde kerem diyor ki, ‘hocam bize neden böyle konuşuyorsunuz?’. anında sarı kart görüyor. birkaç dakika sonra orta sahada kerem bir kez daha bunun nedenini sorduğunda hakem tarafından azarlanıyor. enteresan olan o hakem de kendinde bu haddi bulabiliyor.

    “devre arasında kerem içeriye giriyor ve hocalarına bu konuyu anlatıyor. hakemin kendilerine yönelik ifadelerinden bahsediyor. necati hoca, ikinci yarıya çıkarken hakeme ‘benim oyuncumla nasıl böyle konuşursunuz’ diyor. hakem ben öyle bir şey demedim diyor. necati hoca da ‘benim için kendi oyuncumun beyanı esastır’ diyor… ondan sonra hakem kendisine ‘senin oyuncun yalancı’ diyor. böyle bir yanıt veriyor.”

    “herkese soruyorum. ben veya galatasaray’ı temsil eden herhangi biri, tff’nin herhangi bir temsilcisine, buna hakem veya bir müsabakada bulunan görevli dahil, ‘sen yalancısın, senin hakemin yalancı’ desek kaç maç ceza alırız? hak mahrumiyeti nereden başlar? bunun maddi cezası ne olur? tff kerem’e yalancı diyen hakemi, futbol disiplin talimatı’nın hakaret başlıklı maddesinden ve maç sonundaki tahrik içerikli cevabı sonrası ‘sportmenliğe aykırı hareket’ başlıklı maddesinden disiplin kuruluna sevk edecek mi, etmeyecek mi? doğal olarak bunun peşinde olacağız.”

    “geç geldim ama olayı dinlediğim için çok vakıfım. işi adli boyuta götüreceğiz. bu hakemden adli makamlar düzeyinde ve tff nezdinde şikayetçiyiz. bugün buraya kulüp avukatlarımız gelecek ve olaya tanıklık eden herkesten yazılı beyan alacaklar. bu yaklaşımı, bu hareketleri hakemin yanına kar bırakmayacağız. bu diyaloglara müsabakadaki tüm temsilciler de şahit. dün sordum. biz her şeyi bire bir yazacağız dediler. nasıl bizimkileri kalem kalem, virgülünden noktasına her şeyi kaleme alıp rapor ediyorsanız bunları da etmelisiniz dedim. temsilciler de şahit olmuşlardır. kayıtlara geçirilmesi için kendilerinden taleplerimiz oldu. rica ettik. gördük, duyduk ve yazacağız dediler. inanıyorum ki yazacaklardır. stat kameraları da çok şeyi kaydetmiştir.”

    “buraya çok dikkat lütfen. ‘yalancı’ meselesinden sonra reaksiyonlar olunca hakem, ikinci yarıya çıkmadan hemen önce koridorda bizim oyuncularımıza ve çalışanlarımıza dönerek, ‘ben sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ diyor. orada arda da var. her şeyi önemsiyorum; ama bu cümleyi hepsinden öne koyuyorum. ikinci yarıya çıkmadan galatasaraylı olanlara yönelik, ‘ben sizin ne yaptığınız çok iyi biliyorum’ diyor. ardından bu cümleye tepki görünce kaptanımız arda ile göğüs göğüse gelerek tahrik ediyor. bunların hepsi mevcut. en az 10-15 kişiyle konuştum.”

    “şimdi herkese soruyorum. ben sizin ne yaptığını çok iyi biliyorum sözünü kullanan, yüzünde müstehzi bir gülüşle koridorda bulunan, herkesi tahrik etme tavrında olan bu kişiden ikinci 45 dakikada nasıl bir yönetim beklersiniz? bu ruh hali ile, kafasındaki ‘ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ komplosuyla doğru bir hakemlik yapmasına, doğru kararlar vermesine imkan var mı? tüm galatasaraylılar sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyor diyor muyuz biz? sizin ne yaptığınızı tüm galatasaraylılar bilmiyor mu? maalesef bu atmosferin içerisinde hangi algı, hangi aradaki konuşma mevzusu hakemi ‘ben sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ sözlerini konuşmaya getirmiştir. merak ediyorum. kazandık veya kaybettik… maçta çok pozisyonlarımız var. ‘ben sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ sözüne en üstte yer veriyorum.”

    “tff’nin kurallarına göre cezamın süresi bitip legal olarak aşağıya indikten sonra çok kalabalık vardı. herkesi kenara çektim ve tek tek sorguladım. maçın ardından keskin bir sessizlikle herkes odasına gidiyordu. hakemler de gidiyordu. ne tünelde bir ses var ne bir sataşma var. soyunma odasına giderken kendisini tahrik, tahkir edecek, kendisinin hakaret telakki edeceği herhangi bir söz yoktu. tam bizim soyunma odamızın önünde idari ekibimizden bir arkadaşımızın hakemin ilk olarak, 24. dakikada uyardığı rakip takım kalecisine 90+9. dakikada sarı kart göstermesini kast ederek, ‘hocam kartı 99’da vereceğinize bari yarın verseydiniz’ söylemine karşı verdiği cevabı söylüyorum. alaycı bir şekilde onu da yaparız. bir dahaki maçı da onu yaparız.’ diyor. kendisinin bu kadar güçlü ve rahat olduğunu düşünüyor. hakemler kartlarıyla, kurallarla konuşur. madem bu kadar konuşmaya meraklısınız, maçlardan sonra basın toplantısı yapsanıza! var kararlarını karşılıklı tartışsanıza! kim verdi, vermedi, var çağırdı mı? hep bunlar muallakta. kafamızda hep bir istifham var. o zaman çıkın konuşun. en azından söyleyebileceklerinizi söyleyin. orada hiç ses yok! herkes her şeyin bedelini öder, onlar hiçbir şeyin bedelini ödemeden devam ederler…”

    “daha sonra arda diyor ki, ‘hocam, erken gösterdin kartı diyor’. yumuşak bir ses tonuyla. cevabı sırtı dönük ve ellerini oynatarak, ‘ne oldu? bana da mı krampon fırlatacaksın?’ şeklinde oluyor. açıkçası herhalde bu krampon hadisesini birçok kişi unutmuştur; fakat bu arkadaş arda’ya böyle bir cevap veriyor.”

    “bak zorbay kardeş. çok genç bir hakemsin. bırak arda’yı ve galatasaray’ı hiçbir oyuncuya ve sporcuya bu şekilde davranamazsın, konuşamazsın. böyle bir hakkın ve haddin yok. arda turan bu ülkenin futboluna çok önemli hizmetlerde bulunan biridir. ülkesine, kulübüne futbol dünyasının en üst seviyesinde, başta galatasaray ve milli takımlarda olmak üzere en büyük takımlarda hizmet vermiştir. senin hayalini dahi kurarken, uykundan uyanacağın işler yaptı arda. sen bunu kendine kompleks yaparken, arda’nın o eylemi yaptığı hakemler bu sene uefa başlangıcımızda yaptığımız maçı yönettiler. o günkü hakemler bu olayı raporlamadı. danimarka’da o hakemler ve arda sarmaş dolaş oldular. bu olayı komik şekilde birbirlerine anlatma erdemi gösterip şakalaştılar. geçen seneki alanya maçından itibaren arda’nın söylediklerinden hareketle hem arda’ya hem galatasaray’a içlerinden kin gütmediler! ‘bir gün yakalarsam… ‘ demediler. tam tersine büyük bir saygı içerisinde maçtan önce şakalaştılar ve maçımızı idare ettiler. danimarka’da gördük ki taraflar bu durumu kendileri için gülünen bir anıya çevirdiler. bu kadar olgunlar. çünkü hiçbirinin herhangi bir kompleksi yok.”

    “ben sana bunun altında kalacağını tahmin ettiğimi söylüyorum. altında kalırsın. nasıl mı? temsilciler sana geldi maçtan sonra, ‘hocam, sen bu sözü herhangi bir tahrik, sataşma veya hakaret üzerine mi söyledin’ diye sorduğunda sen, ‘hayır, hiçbir şey olmadı’ diye cevapladın. eğer sen bunu böyle cevaplarsan ben seni bir galatasaraylı olarak buradan uyarıyorum. bundan sonra kimse bir galatasaray sporcusuna bu denli saygıdan uzak, özensiz sözler kullanmasın. galatasaray’ın gücünü de kimse kendi üzerinde sınamasın. değil zorbay küçük, hiç kimse galatasaray’ın oyuncusuna yalancı diyemez. kimse galatasaray’ın oyuncusuna belden aşağıya konuşup canını acıtmaya çalışamaz. bu benim kişisel uyarımdır.”

    “maçın hemen başında bir pozisyon var. kerem’in tolga’ya arkadan müdahalesi… bu kendisine de mhk’ya da örnek olacak bir şey. yalancı olarak adlandırdığı kerem, alt adalesine topla hiç alakası olmayan bir darbe alıyor. kayıtsız, şartsız, istisnasız, var’ı beklemeden kartı çıkarması lazım. çok da yakın olaya. bana kalırsa kırmızı. oldu ya sarı gösterdi… bu arada mete kalkavan’ın çağırması gerekiyor. rakibin topla alakası hiç yok. yüzde yüz kırmızı. yalancı dediği o çocuk, kendisini yere atsa, feryat figan yerde bağırsa kırmızı çıkacak mı? ‘o yalancı çocuk’ dürüstçe etkinin verdiği acı kadar reaksiyon gösterdi. bu, rakibin yaptığı hareketi değiştirmez. maalesef bu ligin hakemleri herkesi buna teşvik ediyor. tıpkı sarı kartı başakşehirli oyuncunun morutan’a yaptığı kartlık harekette oyuncumuzun kendisini yere atmayıp oyuna devam etmek istemesi gibi… dakika 51… chadli çift sarı karttan oyun dışıydı. dakika 3, yüzde yüz kırmızı! sarı kart bile olmadı o pozisyon. kim bana neyi anlatacak? ben hep bunları şikayet eden bir adam da değilim. benim şikayetim az oynanması, yalandan kendini atmalardı. biz oyuncularımıza bunları yapmamalarını tembih ediyoruz. teatral kabliyeti yüksek oyuncular kendilerini atınca, bağırınca, yedek kulübeleri çizgiden içeri girdiği maçlarda hepsini veriyorlar. var’a da gidiyorlar, oradaki de veriyor. “

    fenerbahçe maçında diagne’nin penaltı pozisyonunda önce halil umut düdük çaldım dedi. fenerbahçeli oyuncuya ikinci sarı kartı gösterip kırmızıdan attım dedi. ikinci pozisyonun sarı kartla hiç alakası yok. o penaltıyı vermemek için bunu uyguladı. halil umut oyunu kesiyor. gol pozisyonundayız. nitekim penaltı oluyor. bu pozisyonda sarı kart var, ben rakibe ikinci sarıdan kırmızı göstereceğim diyor. çünkü yapacağı başka manevra kalmadı.

    “yoksa şöyle mi düşünüyor? ben 3. dakikada başakşehir’den bir oyuncu atarsam, sonum son iki sezonda tff’nin normal şartlarda en fazla görev verdiği hakemlerimizden birileri olan fıfa hakemi ali palabıyık ve abdülkadir bitigen gibi mi olurum diyor? herhalde bundan dolayı.”

    “orada ne olmuştu hatırlayalım. rize’de yediğimiz ilk gol öncesi vermediği faul var. bu arada ali palabıyık yüzünden geçen sene şampiyonluğu kaybetmiş olabiliriz. buradaki karagümrük maçında verdiği penaltıdan vazgeçmesi. ankara’daki gençlerbirliği maçında görmediği topa var’dan müdahale ederek ‘eline çarptı’ demesi… bir-iki golle kaybettiğimiz şampiyonluğa puandan olmamızı sağlayacak hareketler olmasına rağmen doğruya doğru demek lazım!”

    “berkan’a faul var. faulü vermedi, gol verdi. alex’e yapılan net kırmızı kartlık faul vardı. hakem kendisine burada bir standart oluşturmuş. ona da vermedim, buna da vermedim dedi. tamam. maalesef galatasaray lehine hata yaptı algısı oluşturuldu bu iki hakeme. abdülkadir bitigen de var’daydı. 9 haftadır bu arkadaşlarımız hiçbir yerde yok. ne var’dalar ne de sahada görev veriliyor. benim dediğim mesaj mı hakemlere gönderiliyor? yaşar kemal, halil umut, cüneyt çakır, mete kalkavan gibi her galatasaray maçına aleyhimize hatalı karar verenlerin hepsi ertesi hafta maç alıyorlar. bu arada bir futbol paydaşı olarak, galatasaray’ın teknik direktörü olarak soruyorum. bazen oyuncularım da soruyor, cevap veremiyorum. tff kendisine bunu soranlara bir cevap vermiyor mu?”

    “bu iki fıfa hakemi, geçen senenin en çok maç alan hakemlerinden. 10 haftadır yoklar. belki bu hafta verirler. futbol paydaşlarına, kulüplere, futbolculara, hocalara, kamuoyuna, ‘biz ali palabıyık’la abdülkadir bitigen’i bundan dolayı maçlara vermiyoruz. sakatlar veya bu işi bilmiyorlar, yapamıyorlar. biraz dinlediriyoruz.’ diye bilgilendirme ihtiyacıda hissetmiyorlar.”

    “galatasaray - fenerbahçe derbisinin hakemi en az 15-20 gün önce belli olması gerekir. uefa, şampiyonlar ligi hakemlerini maçtan bir gün önce atamayacağına göre tff merkez hakem kurulu, bu maça halil umut meler’i nasıl verir? maçtan sonra rusya’ya yola çıkması lazım. dinamo kiev - bayern münih maçı salı günü. galatasaray - fenerbahçe pazar akşamı oynadı. 48 saat sonra şampiyonlar ligi maçı yönetecek. böyle saçma bir şey olabilir mi? bu saçmalığı uefa yapmaz. hiçbir bilgi, savunma yok. bu maça verilmemesi gereken bir sürü faktör varken nasıl verirsiniz? neden?”

    “bir benzeri de ümit öztürk. dört senede iki galatasaray maçı verildi ona. üzerine yapıştırılan etiketle önce malatya’da var’a, sonra sivas’ta sahada hak ettiğimiz, tartışmaya açık olmayan iki pozisyonda penaltıyı es geçti. hakemler üzerinden galatasaray maçlarında nasıl mesaj veriliyor lütfen bize açıklasınlar. “

    fatih terim
  • 44379
    --- alıntı ---

    “bize, galatasaray’da 'nerede olursan ol, her zaman en iyisini yap’ diye öğrettiler. burada kiralığım, galatasaray’a geri döneceğim. burada kendimi ne kadar geliştirirsem, galatasaray’a da o kadar güçlü döneceğim.”

    --- alıntı ---

    yunus akgün

    ekstra motivasyonla oynuyor galatasaraylılığını yitirmiş sözlerini sarfedenler bu mükemmel röportajı tekrar tekrar okusunlar lütfen. akl-ı selim olmak böyle bir şey.
  • 44381
    “öncelikle çok üzgün olduğumu belirtmek istiyorum. gerçekten çok üzgünüm. belki dejavu olacak ama hep aynı şeyleri söylüyoruz. oyun olarak aslında yine iyi bir oyun ortaya koyduk ama bunu skora çeviremiyoruz. bunun sıkıntısını yaşıyoruz. çok düşünüyoruz, çalışıyoruz. az önce hocamızla da konuştuk; eğer çalışarak gelişemiyorsak, değişerek de gelişebiliriz. oyunu iyi oynuyorsunuz, çalışıyorsunuz ortaya iyi bir oyun koyuyorsunuz ama bu topu içeri atamadığınızda maalesef maçı kazanamıyorsunuz. yine böyle maçlardan birini oynadık. sonuçta kaliteli oyuncular da gerekiyor gol yapabilmek için. oyuncularımız var ama bu dönemde bunu başaramıyoruz. dediğim gibi üzgünüz. oynadığımız son haftalardaki iyi oyunu skora çeviremediğimiz için galibiyete çeviremediğimiz için aslında ne söyleseniz de çok anlamlı gelmiyor.”

    “inanın çok çalışıyoruz. belki de antrenmanlarımızın yüzde 80’ini bu yönde yapıyoruz yaptırıyoruz. geriden oyun kurmada set oyununa döndürmede ligin en önemli, en iyi takımıyız belki de istatistiksel olarak. gol beklentisi de en yüksek takımız aslında. bunu skora yansıtamadığımızda bu kadar şey anlatırsınız ama çok bir şey ifade etmez. önümüzde bir transfer süreci olacak. çalışarak bu durumu geliştiremiyorsanız değişerek biraz da değiştirmemiz gerekiyor. belki yeni oyuncular gerekebilecek. bunun üzerinde çalışmalarımız var. ne olacağını hep birlikte göreceğiz.”

    selçuk inan

    (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)

    kaynak: https://beinsports.com.tr/...sarak-gelisemiyorsak
  • 44383
    “camiamızdan ve taraftarlarımızdan çok özür dileriz. içinde bulunduğumuz durumdan hiçbirimiz memnun değiliz. bunu en kısa sürede düzeltmeliyiz. ligde bu duruma getiren biziz. bu durumdan kurtaracak kişiler de biziz. hocam bana sağ bekte görev verdi. galatasaray formasını hangi pozisyonda terlettiğimin hiçbir önemi yok. elimizden geleni yapıyoruz. taraftarlarımızın ne kadar üzgün, sinirli olduğunun biz de bilincindeyiz. özür dilemekten ve bunu en kısa sürede düzeltmekten başka durumumuz yok. içlerini ferah tutsunlar. biz bir aileysek, nasıl avrupa’daki başarıdan mutlu oluyorsak ligdeki durumdan da aynı şekilde beraber üzülüyoruz. birlik olmamız gerekiyor. insanları kaybetmek kolay, kazanmak olay. buradan hem camiadan hem de milyonlarca galatasaray taraftarından şahsım ve takım adına özür diliyorum.”

    “takımda kırılganlık yok. hepimiz galatasaray futbolcusuyuz. bu durumu kabullenmiyoruz. kendi içimizde konuşmalar yapıyoruz. içinde bulunduğumuz durumdan hiçbirimiz memnun değiliz. taraftarımız kadar biz de üzülüyoruz. bu durumdan kurtulacağız. bunun sözünü vermek istiyorum. başımızda fatih hoca gibi çok değerli bir teknik direktör var. fatih hocanın da cezası bitecek ve takımı yukarıya taşıyacağız.”

    oğulcan çağlayan

    (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)
  • 44384
    “çok üzgünüm. üzgünlüğümü anlatacak kelime bulamıyorum. sadece bir maç kazanmak için oynamıyoruz. uzun vadeli, şampiyonluk için oynuyoruz. bu şekilde görüyoruz ve hazırlanıyoruz ama terslikler olabiliyor. kaybettiğimiz için çok üzgünüm.”

    “bazı pozisyonları iyi değerlendiremedik. bundan sonra fırsatları değerlendirmek için daha iyi çalışmamız, daha hırslı olmamız lazım. biz galatasarayız. galatasaray’ı tekrar olması gereken yere getirmemiz gerekiyor. bu durumu kabullenemiyoruz. galatasaray ayağa kalkabilecek bir takım. inşallah tekrar eski halimize döneceğiz.”

    mostafa mohamed ahmed

    (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)
  • 44390
    “ilk ele alacağım konu galatasaray’daki görevlendirmeler ve görev değişiklikleri olacak. yönetim kurulu olarak göreve talip olurken verdiğimiz sözlerden biri daha kurumsal bir galatasaray’dı. bu yönde bir adım olarak ve icranın profesyonellere emanet edildiği, seçilmiş yönetim kurulu üyelerinin ise yönlendiren, denetleyen konumda olduğu bir sistemi oluşturmak adına başkanımızın başdanışmanı ve dijital a.ş. başkanvekili sayın hande ocak başev, galatasaray sportif a.ş.’ye icra kurulu başkanı olarak atandı. bu kararla mevcut kulüp genel sekreterliğinin görev tanımları aynı kalmak kaydıyla kulüp ile sportif a.ş. tarafından ortaklaşa kullanılan destek birimlerinin verimli ve uyumlu çalışması da kendisinin sorumluluğunda olacak. gerek kulüp gerekse sportif a.ş. bünyesinde 5 ağustos 2021 tarihinden bu yana gerçekleştirmekte olduğu bu çalışmaları takdirle takip ettiğimiz sayın başev’in bu görevinde de başarılı olacağına da inancımız tamdır.”

    “bu vesileyle sayın handa ocak başev’in bu göreve atanması sürecine dair kamuoyuna bir çok asılsız haberin yansıdığını da belirtmek isteriz. sportif a.ş.’ye bundan önce de icra kurulu başkanları atanmıştır. sayın başev 4 ayı aşkın zamandır birlikte çalıştığı yönetim kurulu üyelerinin tümü tarafından yakından tanınmakta ve bu göreve liyakati istisnasız takdir edilmektedir. neticede kendisi hem genel mevzuata hem de kulüp tüzüğüne uygun şekilde göreve başlamıştır. yönetim kurulumuz yeni icra kurulu başkanımızın tereddütsüz ve ittifakla arkasındadır. bu vesileyle bazı basın ve sosyal medya organlarında sebebini anlayamadığımız bir şekilde hande hanımefendiye ailesi üzerinden saldıran haberleri haksız, hatta vicdansızca bulduğumuzu, kınadığımızı, dilerse kendisine hukuki destek vermeye hazır olduğumuzu da ifade etmek isteriz.”

    “son zamanlarda bilhassa sosyal medya üzerinde galatasaray’a ve aralarında mesai arkadaşlarımızın da bulunduğu bazı galatasaraylılara yönelik bir itibarsızlaştırma temayülünün farkında olduğumuzu söylemek isteriz. elbette ki eleştiri hakkını ve ifade özgürlüğünü tereddütsüz savunuyoruz. diğer yandan tespit ettiğimiz sistematik karalamalara ve iftiralara karşı hukuk önünde mücadele vereceğiz. zira galatasaray’ın yıllardır birikmiş sorunlarını çözmek üzere sarf ettiğimiz çabanın, kişisel menfaatlerin ürünü olan davranışlarla engellenmesine müsaade etmek istemiyoruz.”

    “kutuplaşmış değil, galatasaray değerlerinde bütünleşmiş bir galatasaray için yola çıktık. bunu sağlamanın unsurlarından birinin yönetimde şeffaflık olduğunu biliyoruz. kulübümüzün yönetim sürecini galatasaraylılarla açıklıkla paylaşıyoruz. bunun için değerli galatasaraylılardan ziyadesiyle spekülatif duran haberleri temkinle karşılamalarını ve ihtiyaç hissederlerse yönetim kurulumuzdan teyit almalarını rica ediyoruz. böyle bir iletişime daima açığız. galatasaray’ı daha iyi ve doğru yönetebilmek için galatasaray camiasını dikkatle dinlemenin öneminin farkındayız. bu sebepten galatasaraylılarla iletişim kanallarımızı çeşitlendirmeye ve geliştirmeye çalışıyoruz. bu yönde bir adım olarak üyelerimizin yönetim kuruluna internet sitemiz üzerinden kendilerine mahsus erişebilecekleri bir sistem kurduk. ayrıca dileyen ve izin veren üyelerimize kendilerini mesaja boğmadan bilgi paylaşacağımız veya kendi görüşlerini alabileceğimiz bir whatsapp hesabı da açıyoruz. nihayet haftanın belirli gün ve saatlerinde üyelerimizi doğrudan dinlemek üzere kulübümüzün resmi zoom odasında hazır bekleyen bir yönetim kurulu üyesi de olacak. bütün bu iletişim kanallarına dair bilgilendirmeyi önümüzdeki günlerde üyelerimize yollayacağımız bir mesajla yapacağız.”

    “geçtiğimiz günler içerisinde yönetimimizde bazı görev değişiklikleri yaşandı. 15 aralık’ta sayın rezan epözdemir, 16 aralık’ta sayın şükrü köksal ünlü, yönetim kurulu üyeliklerinden istifalarını açıkladılar. tüzüğümüzün 93. maddesi uyarınca yönetim kurulumuzun yedek üyelerinden sayın reha keskin ve sayın ozan şener, yönetim kurulu üyesi olarak göreve başladılar. görevden ayrılan çalışma arkadaşlarımızın istifa gerekçelerine dair kendilerinin yaptıkları açıklama dışında bir açıklama yapmamız veya kamuoyuna yansıyan yorumları değerlendirmemiz yakışık almayacağı aşikardır. sayın epözdemir ve sayın ünlü’ye galatasaray’a katkıları için şükranlarımızı sunuyoruz. sayın keskin ve sayın şener’e yeni görevlerinde başarılar diliyoruz.”

    “yönetim kurulunda sayın köksal ünlü’nün ayrılmasıyla boşalan yönetim kurulu genel sekreterliği görevi bendenize emanet edildi. değerli selefimin çok yükseklere taşımış olduğu standartlara layık olmak için elimden geleni yapacağım. bu görevi yönetim kurulu sözcülüğü ile bir arada sürdüreceğim. yönetim kurulu sözcülüğü’nün günlük meselelere anlık olarak değinmek değil ama kulübümüzü ilgilendiren stratejik konularda yönetim kurulu adına değerlendirme yapmak için ihdas edildiğinin altını çizmek isterim. bununla birlikte günlük meselelerde, bilhassa futbola dair konularda sportif a.ş.’nin yönetim kurulu üyesi çalışma arkadaşlarımız açıklama yapacaklardır. köklü ve önemli kurumların çoğu zaman meşakkatli olan idari süreçlerinin bazen yol ayrılıklarıyla neticelenmesi doğaldır. önemli olan bu ayrılıkların medeni bir şekilde gerçekleşmesidir. galatasaray’ın bu açıdan örnek teşkil ettiği şüphesizdir.”

    galatasaray spor kulübü yönetim kurulu olarak ileriye göreve başladığımız günün ümidi ve heyecanıyla bakıyoruz. galatasaray’ın sorunlarına hakimiz, bunları çözmek için güvenli adımlarla ilerliyoruz. yılların biriktirdiği meselelerin bir çırpıda hallolmayacağı şüphesizdir. kalıcı çözümler, uzun vadeli doğruları yapmaktan geçer. bu doğrular çoğu zaman kısa vadeli beklentilerle çelişir; ama günü kurtarmak, bugün alkışlanmak uğruna galatasaray’ın yarınlarını riske atmayacağız.

    “futbol takımımızın son zamanlarda türkiye’de aldığı hepimizi üzen sonuçları da bu perspektiften görüyoruz. finansal olarak sürdürülmesi imkansızlaşmış, bu haliyle galatasaray’ın sadece futbolda değil her alanda önünü tıkama noktasına gelmiş bir futbol yönetimi kültürünü değiştirmeye çalışıyoruz. bunun için takımımızı gençleştirdik. maliyetimizi kayda değer bir biçimde düşürdük. henüz bu sürecin başındayken avrupa’da son 16’ya kalmış bir futbol takımına sahibiz. karamsarlığa gerek yoktur. yol haritamız uzun vadelidir. gelişime açıktır. bu yol boyunca gereken bütün kararları alacak iradeye sahibiz. inanıyoruz ki yolculuğumuz futbolda ve her spor branşında sürdürülebilir başarılarla neticelenecektir.”

    “değerli galatasaraylılar. galatasaray’ın bugünkü yönetim kurulu olarak ilk bir araya gelişimiz 19 haziran 2021 tarihindeki seçimimizden çok önceye uzanır. biz bir hayalle yola çıktık. yolculuğumuzda sadece güçlü ve başarılı bir galatasaray’ı değil, aynı zamanda türkiye’de dürüst, medeni ve barış kültürüne dayalı bir spor iklimini hedefledik. en güçlü ifadesini futbolda bulan eril, kaba ve kutuplaştırıcı dili reddettik. türkiye’de sporun olması gerektiği gibi kavgaya değil barışa kutuplaşmaya değil, uzlaşmaya hizmet etmesi gerektiğine inandık. bu inancımızı hala ve tereddütsüz muhafaza ediyoruz. inandığımızı gerçekleştirmek için her şeyden evvel kendimizin inandığımız gibi davranmamız gerektiğini biliyoruz. dolayısıyla türkiye’nin bütün spor kurumlarıyla olan ilişkilerimizi kendimize, galatasaray’a ve türk sporuna yakıştırdığımız üslup içerisinde sürdürüyoruz.”

    “mesela türkiye futbol federasyonu… federasyonun hem yapısal hem kişilerden kaynaklı sorunlarının elbette farkındayız. bunları ilgili bütün zeminlerde dile getiriyor, çözmek için azami çabayı sarf ediyoruz. elbette galatasaray’ın hakkının yendiği noktalarda müdahil oluyor ve hakkımızı arıyoruz. daha da önemlisi kimsenin hakkının yenmediği bir futbol düzeni için mücadele veriyoruz. bu mücadelenin zeminleri hukuktur, insan ilişkileridir, diplomasidir, gerekirse siyasettir; ama ekranlar veya mikrofonların önü değildir. galatasaray spor kulübü doğru zeminlerde bu mücadeleyi en güçlü şekilde verecek birikime sahiptir ve zaten vermektedir.”

    “biz mikrofonlar önünde sesimizi yükselttik veya çok sert ifadeler kullandık diye galatasaray’ın hakkını aranmış olmayacağını bilecek tecrübede yöneticileriz. ayrıca sırf kitlelere hoş gözükmek, bir şey yapıyormuş gözüküp göz boyamak için hiçbir faydası olmayacak kavgacı üslubu benimseyecek basitlikte insanlar değiliz. bunu ne kendimize ne galatasaray’a yakışırız. eğer bugün mikrofonların önünde yüksek sesle ve tehditkâr bir üslupla konuşmuyorsak bir şey yapmadığımızdan değil, aksine sahici bir mücadele verdiğimizdendir. sahici mücadeleler sadece güç değil diplomasi de gerektirir. bu da ekranlarda konuşarak olmaz. kitlelere hoş görünmek için ekranlarda ses yükseltmek, mücadelede havlu atmaktır. biz havlu atmadık! mücadelemize devam ediyoruz. günün birinde havlu atarsak da bunu saklayarak ekranlarda göz boyamaya çalışarak değil, havlu attığımızı galatasaray camiasıyla açıkça paylaşacak tıynette insanlar olduğumuza inanıyorum.”

    “değerli galatasaraylılar, değerli kamuoyu. rakiplerimizle olan ilişkilerimizde de aynı anlayışa sahibiz. galatasaray spor kulübü başkanı bugün çıkar, fenerbahçe başkanı’na sert ifadeler kullanır. birileri de bunu alkışlar. fenerbahçe başkanı benzer ifadelerle cevap verir. onu da birileri alkışlar. sonra iki kulübün taraftarları tribünlerde kavga eder, şehrin arka sokaklarında da birbirlerine bıçak çeker. biz hiçbir meseleyi çözmeden, sırf alkış almak uğruna türkiye’de toplumsal gerginliğe, şiddet kültürüne katkı vermenin vebalini taşımayız, taşımayacağız! geçtiğimiz günlerde kadına şiddete dikkat çekmek ve karşı durmak için fenerbahçe ile yaptığımız kadın futbol dostluk maçı, türk sporunda son zamanlarda atılmış en güzel adımlardan biriydi. ne yazık maçın skoru, maçı vermesini hedeflediğimiz mesajın önüne geçti. daha da yazık olan, bu çok değerli proje, fenerbahçe’nin bir yöneticisinin galatasaray’a dair maç sonrasındaki yakışıksız sözleriyle gölgelendi. kendileri bunun aile içindeki sohbette yaşanan bir dil sürçmesi olduğunu beyan ettiler. elbette ki beyanları esastır. bir rakibimizin aile içi üslubunu değerlendirmek de bize düşmez.”

    “kadın futbolunu varlığı elbet kadın-erkek eşitliği açısından önemlidir; ama aynı zamanda futboldaki eril dilin yarattığı şiddet ve karşıtlık kültürününü kırılmasında da büyük rol oynar. kadına şiddete karşı durmak için yapılan bir kadın futbol dostluk maçı sonrasındaki davranış biçiminin bütünü, fenerbahçe’nin saygıdeğer yöneticisinin bu ikinci hususu hiç anlamamış olduğunu ortaya koyuyor. o anlamadı diye biz çizgimizi değiştirecek değiliz. çünkü biz anladık. türkiye’de spor kurumlarıyla ilişkimizde ne yapıyorsak bilerek yapıyor, nasıl yapıyorsak bilerek davranıyoruz. dünya ölçeğinde büyük bir sivil toplum örgütünü yönetiyor olmanın sorumluluğunu taşıyoruz. dünyadaki konumumuz itibarıyla türkiye’de tekiz. bu da bize kitlelere doğru mesajlar verme sorumluluğunu yüklüyor.”

    “hem yönetim hem de iletişim üslubumuzu bu sorumlulukla belirliyoruz. günlük heyecanların taleplerini karşılamak veya popüler olmak adına bu sorumluluktan imtina etmeyeceğiz. bu noktada değerli taraftarlarımıza seslenmek istiyorum. yeryüzünün çeşitli köşelerindeki milyonlarca taraftarımızın galatasarayımızı dünyanın en önemli sivil toplum kuruluşları arasına sokan ana unsurlardan biri olduğunun elbette bilincindeyiz. bu bilinçle taraftarlarımızın duygu ve düşüncelerine değer veriyoruz. bu duygu ve düşünceleri her kanaldan dinlemeye çalışıyoruz. diğer yandan galatasaray’ı sosyal medyaya göre değil, kurumsal ihtiyaçlarımıza göre yönetiyoruz. hele yönetim ve iletişim üslubumuzuysa sosyal medyaya göre değil galatasaray’ın geleneksel değerlerine ve dünyada elde etmiş olduğu konuma uygun olarak belirliyoruz. bu değerlerin ve konumun sadece kulüp üyelerimize değil tüm galatasaraylılara ilham verdiğine şüphemiz olmadığından sevgili taraftarlarımızın galatasaray’ın tarz ve üslubunu, bizimki kadar köklü bir geleneğe sahip olmayan, nisbeten yerel kalmış spor kulüplerininki ile mukayese etmeyeceklerini umuyoruz.”

    geçenlerde genç bir taraftarımızın sosyal medyada bana sevimli bir takılması oldu. ‘abi sen git norveç’te yöneticilik yap’ dedi. nasıl bir norveç algısı olduğunu bilmediğimden bu ülke özelinde bir yorum yapmayacağım. ben ve çalışma arkadaşlarım dilersek norveç’te yaşayabilir ve orada yöneticilik de yapabilirdik. bunu türkiye’de yapmayı tercih ettik. çünkü çok sevdiğimiz memleketimizin spor ikliminin dünyanın gelişmiş ülkelerinden eksiği olmamasının heyecanını taşıyoruz. o sevgili kardeşime diyorum ki, ‘biz sizin ya da evlatlarınızın norveç’e özenmeyeceği bir türk sporu için yola koyulduk.’ uzun soluklu bir mücadele, bir bayrak yarışı olduğunun farkındayız. geçtiğimiz günlerde bir yönetim kurulu toplantısında başkanımızın ifade ettiği gibi galatasaray için uzun vadeli doğruları yapmak durumundayız. eminiz galatasaray camiası bunu takdir edecektir. bugün etmese yarın edecektir. istikbalde bugünlerin tarihi yazıldığında hakkımızda türk sporunda farklı ve güzel bir şeyler yapmaya çalışmışlar denirse bu da evlatlarımıza bırakacağımız en büyük manevi miras olacaktır. arz ederim.

    remzi sanver
  • 44392
    “dünyanın kulüpler bazında en üst seviyedeki kupasını müzemize getirdik. bir kez daha kazanmıştık bu ikincisi oldu. bize destek olan başta başkanımız burak elmas’a ve yönetim kurulu üyelerimize, galatasaray spor kulübü’nün tüm çalışanlarına müteşekkiriz. bu bir ekip işi, aile işi. biz bir aileyiz. bunun sonucunda da başarıları getirdik. sporcularımız gerçekten çok çalıştılar, çok emek verdiler ama karşılığını da bu kupayla aldılar. hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”

    şube menajeri semih yılmaz

    “çok mutluyuz. tekrar kulübümüze, camiamıza, ülkemize bu önemli şampiyonada avrupa şampiyonluk kupasını getirdiğimiz için judo branşı adına çok mutluyum. kızlarımız bunu ilk kez gerçekleştirmiyor. toplamda dokuzuncu avrupa kupamız. ikinci avrupa şampiyonluğumuz. bunu istikrarlı, düzenli bir ekip çalışması olarak görüyorum. gerçekten 365 gün bir emeği var bu çalışmada. tüm kulübümüze armağan olsun. başkanımız, yönetim kurulu ve çalışanlar her zaman bir ekiptik. bunun enerjisini de arkamızda hissettik. sporcularımız orada gereken mücadeleyi sonuna kadar verdiler. biz şampiyonluk için gidiyoruz diye söylemiştim. çok şükür bunu gerçekleştirdik. bu başarıları devam ettirmek istiyoruz. buralardan inmemek için şampiyon unvanıyla devam etmek için var gücümüzle bunun mücadelesini vereceğiz. 2024 paris olimpiyatları puan elemeleri başlayacak. ben milli takım antrenörüyüm, sporcularımızın hepsi de milli takım sporcusu. en son tokyo olimpiyatları’na gülkader şentürk ile birlikte katılmıştık. 2024 için kulübümüzden en az 4 sporcu olarak görüyorum. bunun hazırlıklarına başlıyoruz. mart ayından sonra da süper lig takvimimiz yayınlanacak. aralık ayı başında yine avrupa şampiyonası finaline gideceğiz. tempomuz ve çalışmalarımız yoğun. hep başardık umarım aynılarını tekrar gerçekleştiririz. takımımıza güvenim tam.”

    antrenör ercan çakıroğlu

    “hazırlanarak gitmiştik. pandemi dönemi bizi çok fazla etkilemişti. bunlara rağmen takım olarak moral, motivasyon olarak kendimizi yüksek düzeyde tuttuk ve yapmamız gerekeni yaptık ve şampiyon olduk. bu yüzden çok gururluyuz.”

    judocu ebru şahin

    paris'te düzenlenen avrupa şampiyonlar ligi'nde avrupa şampiyonu olan galatasaray kadın judo takımı'nın ali sami yen spor kompleksi nef stadyumu’na gelerek başkan burak elmas’ı ziyareti sonrası gerçekleşen konuşmalar.
  • 44400
    galatasaray teknik direktörü fatih terim, devre arasında göreve getirmek için italyan bir yardımcı antrenör için görüşmeler yapıyor.

    galatasaray, hertha berlin'den krzysztof piatek'i kiralamak istiyor. ancak mali şartlar olarak zor gözüküyor. öncelik mostafa mohamed'in alınması.

    26 yaşındaki polonyalı golcünün yüksek ücreti nedeniyle temkinli adımlar atılıyor.

    emre kaplan
App Store'dan indirin Google Play'den alın