okuldan
* iki alt dönemimdi. sınıf arkadaşımlarından birine yürüyordu, aslında yürümeye çalışıyordu (o kadar samimiyetsiz bir tipti ki; kız t**şak geçiyordu bunla) bu sayede bizim ortama girip çıktığı için biraz muhabbetim olmuştu. adamın yüzünden samimiyetsizlik, kolpalık akıyordu. 3 kuruş parasıyla o kadar gereksiz şov peşinde koşuyor, kızın gözünü boyamaya çalışıyordu ki; ne zaman kantine gitse çay-bisküvi aldırıyor, bakkalın çırağı gibi kullanıyorduk elemanı.
mezun olalı bu yıl neredeyse 5 yıl olacak, hala arkadaş grubunda bu çocuğun makarasını yaparız. hazır bizim okuldan konu açılmışken; sanat dünyasından, bunun bir diğer versiyonu da
ali akdal'ı da anmamak olmaz. kardeş payı'nda tanırsınız, oradaki mafya elemanlarından biriydi. yüzyılın en sahte, herkesle aram iyi olsun insanı. tipik yeni türkiye dindarı.
son bir ekleme: beyaz tv'de muhabirlik yapan
sercan dikme de sınıfta tarlabaşı tikisi dediğimiz bir kız arkadaşımızın sevgilisi idi.
* arkadaşım dediğime bakmayın, lafın gelişi. herif süzme maço ve bi' o kadar da katıksız kolpacı. o kızla birlikte olan adamdan fazlasını beklemem zaten de burada arada ismini gördüğüm için bahsetme ihtiyacı duydum. gerçi malumunuz
ertem'in adamı, fazla söze gerek yok sanırım. tencere-kapak, bu kadar olur.
prim vermeyin bu tiplere. bu adamlar
yüzsüz sıfatının sözlük karşılığıdır. sizin "hayatta böyle bir şey yapamam lan" dediğiniz her şey onların rutin davranışlarıdır, bilginiz olsun.