• 44353
    burak elmas yarın ki basın toplantısında yapacağı konuşmada konu başlıkları
    1- yayın ihalesinden çekilme
    2- tff'deki galatasaray üyelerinin (4 kişi) istifa etmesi. eğer istifa etmezlerse üyelikten ihraç edilecekler.
    3- tff ve kurullarını istifaya davet etme.
    4- tff ile protokolleri askıya alma. şeref tribününe gitmeme.
    5- iletişim konusunda yeni stratejiler belirleme.

    gökhan dinç
  • 44357
    sayın divan başkanım, saygıdeğer divan kurulu yönetimi, saygıdeğer galatasaraylılar, galatasaray spor kulübü üyeleri… sizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. camiamız hakkında dün gelişen önemli bir konu hakkında, tff hakkında konuşma yapmadan önce sizi bilgilendirmek istiyorum.

    “kulübümüz mülkiyetinde bulunan galatasaray adası’na ilişkin ilk mahkemede lehimize sonuçlanan tahliye kararı verilen davada davalı olan mels turizm’in yapmış olduğu istinaf başvurusu istanbul bölge adliye mahkemesi tarafından reddedilmiştir. galatasaray adamızın bu önemli davasının takibinde hizmet eden merhum başkanımız sayın mustafa cengiz ve yönetim kurulu başta olmak üzere daha sonra da istinaf aşamasında bu davayı takip eden başkan yardımcımız sayın rezan epözdemir ve yönetim kurulu arkadaşlarıma, bundan daha da önemlisi fedakarca iki yönetim döneminde de davaların peşinde koşturan ve bu sonuçları alan fedakarca çalışan hukuk müşavirliğimizin avukatlarına huzurlarınızda teşekkürü bir borç bilirim. henüz tabii ki bunun yargıtay süreci var. bunu da bilgilerinize sunarım. henüz sonuçlanmış bir süreç değil. yargıtay’daki süreci de en az istinaf sürecini takip ettiğimiz kadar yakından takip ederek hakkımız olan adamızı tekrar geri kazanma yolunda elimizden gelen tüm çabayı sarf edeceğimize emin olabilirsiniz.”

    kıymetli galatasaraylılar. içinde geçtiğimiz durumun vehameti ve hassasiyeti göz önüne alındığında, ayrıca söylediklerimizin kötü niyetlilerce çekiştirilerek nasıl tahrip edilebileceğine dair son dönemde yaşadıklarımızdan dolayı bugün size irticalen değil, dün hazırlamış olduğum notlar üzerinden hitap edeceğim.

    "ben ve arkadaşlarım ‘birlikte çok şey başaracağız’ sloganıyla yola çıktığımızda bizi motive eden tek husus vardı. paylaştığımız galatasaray aşkı ve sorumluluk duygusu. henüz seçim süreci devam ederken galatasaray aşkımızın ve sorumluluk duygumuzun gereği olarak üslubumuzun çerçevesini çizen ilkeyi net bir şekilde ilan ettik: galatasaray değerleri! bu değerler hafife alınamaz. galatasaraylılık ruhu, sıradan davranış kalıplarını kaldırmaz. galatasaray konuştuğunda sözünün ağırlığını sesinin yüksekliğinden değil, camiasının büyüklüğünden ve türk sporunun taşıyıcı asli unsuru olmasından alır. bu nedenledir ki yek vücut olmuş galatasaray camiasının önünde sporu zehirlemeyi amaçlayan, hiçbir art niyetli odak duramaz. galatasaray şanlı bir tarih yazar, bu odaklar ise her zaman olduğu gibi tozlu raflarda unutulur ve kaybolurlar. size hitap ettiğim şu an, tam da böyle bir mücadelenin içerisine giriyoruz ve girdik. üstelik bu mücadele, art niyetli odakların kendi kirli hırslarının bir parçası olarak bizi çekmeye alet ettikleri düzeysiz ve adaletsiz bir oyun."

    "kıymetli galatasaraylılar. biz hep belirttiğimiz üzere sizden aldığımız vekalet üzere sizin adınıza galatasaray’ı yönetiyoruz. sizin verdiği desteğe ve güce bugün, dünkünden daha fazla ihtiyacımız var. sadece yönetim olarak bizim değil, galatasaray’ın buna ihtiyacı var. sözünü ettiğim odakların meseleyi şahsım ve yönetimim üzerinden kişiselleştirmeye çalıştıkları bu kötü niyetli oyundan galatasaray’ı son nefesimize kadar koruyarak çıkmanın tek yolu, tüm camiamızın kenetlenmiş gücünü onlara net bir şekilde hissettirebilmektir. bu odakların türk sporunun, futbolunun önüne koyduğu şahsi çıkarlarının küçüklüğünün altında kalmaları galatasaray’ın aziz ve büyük ağırlığının tüm kararlılığıyla üzerlerinde hissetmeleriyle mümkündür. bugün size bu ağırlığı kullanma irade ve kararlılığımızı açıkça iletmek için buradayım."

    “galatasaray’ın türk sporunun gelişiminde aktif olması, bu gelişimde birleştirici bir rol oynama çabası bazı kesimlerde büyük rahatsızlık yarattı. biz bu mevcut çarpık federasyon yönetim modelinde kendimiz adına dönemsel bir avantaj veya ayrıcalık talep etmedik. tek talep olarak türk sporunun tüm bileşenlerinin menfaatlerini göz önüne aldık. zira oyun adil olduğunda galatasaray kiminle, hangi koşulda oynarsa oynasın kazanmayı hedefleyecektir. zira biz de biliyoruz ki, genetiğinde kazanmak vardır. zira biz biliyoruz ki oyun adil oynandığında galatasaray, şanslı tarihinin sayfalarının tanıklık ettiği gibi kazanacaktır! ancak bugünkü şartlarda oyun adil değil. bugünkü şartlarda sahada verilen emek, kendi makam ve mevkilerinden başka hiçbir şey düşünmeyenlerin menfaatlerine alet edilmek isteniyor.”

    25 yılı yakın bir süredir futbol dünyasının içerisindeyim. futbolu seyretmeye büyük bir keyifle devam ediyorum. ilk defa 5 maç üst üste kasıtlı olarak camiaya net bir şekilde operasyon yapıldığına şahit oldum. bu nedenle galatasaray, türk sporu ve tarih için çok değerli bir misyon yüklenmek zorundadır. bu kirli koltuk kavgasının birden fazla yüzüne, iki değil, binbir yüzlülüğe galatasaray’ın vereceği bir cevap elbette var. kitaplarından utancı çıkarmış olanların artık utanma ve yüzlerinin kızarma vakti gelmiştir. fikri, vicdanı hür galatasaraylılar olarak değerlerimiz için bu mücadeleyi bugüne kadar verdik. yolumuzda tek başına kalacak olsak da vereceğiz. bizimle aynı samimiyeti ve ortak spor kültürünü benimseyen tüm spor kulüplerini, türk sporu adına verdiğimiz bu mücadelede ayrılmaz bir ortak ve paydaş olarak görüyoruz."

    "geçtiğimiz haftalarda verdiğimiz pozitif mesajların ve doğru üslupla verilen mücadelelerin karşısında duranlarının çeşitli vesilelerle bizi kendi bataklıklarına çekmeye çalıştıklarını gördük ve yaşadık. bu üsluba misliyle karşılık verebilirdik. sadece yapıcı olmak adına özünde galatasaray’ın en büyük unsurlarından ve değer yaratıcılarından biri, en önde geleni olduğu futbol yara almasın, mevcut uygulamalarla ve zor şartlarla kaybettiği kıymet daha da fazla zarar görmesin diye bunları ortaya dökmedik. zira oynanan oyunun yapısını, taraflarını, bizi kendi makam mücadelelerinin ve koltuk sevdalarının bir argümanı olarak kullanmak isteyenleri gördük. bu oyuna gelmedikçe adaletsizliklerini, küstahlıklarını ve çirkinliklerini daha da artırdılar. özellikle camiamızın sinir uçlarıyla oynamayı ve camiamızı içerisinde bölmeyi hedeflediler. odağımız olan galatasaray’ın meselelerinden uzaklaştırarak göreve geldiğimiz günden bu yana hızla mesafe kat ettiğimiz kurumsallaşma hamlemizden, projeleri hayata geçirmek noktasında vermiş olduğumuz sözleri gerçekleştirmekten galatasaray’ı alıkoymaya çalıştılar. galatasaray, bu ufak hesaplara alet olmayacak kadar büyük ve değerlidir. galatasaray’ın değerleri bu tarz seviyesiz mücadelelerden ziyade yapıcı, ileri götüren ve çözüm odaklı bir yaklaşımı gerektirir. bataklıkta yapılacak mücadele tüm tarafları aşağıya çeker. galatasaray’ın asıl mücadelesi o bataklığı kurutmaktır. göreve geldiğimiz andan itibaren tüm federasyon ve spor bileşenleriyle çözüm odaklı, pozitif iletişimle onlara ve türk sporuna bir şans verdik. geldiğimiz noktada karşımızdaki manzara şudur. tff yöneticileri sadece bu bataklık düzenini sürdürme niyetinde değiller. aynı zamanda ve daha vahimi, galatasaray’ın bu bataklığı kurutma isteğine, şeffaflık ve adalet talebine de karşı durmaktadırlar. tff yönetimi, hazin bir koltuk sevdası trajedisinin aktörleri olarak davranmakta. sporun değer kaybetmesi pahasına geçmiş alışkanlıklarla çözüm ve ilerleme kaydettirecek sonuçlardan ziyade galatasaray’ı hiç parçası olmadığı bir mücadeleye çekmekte, bu mücadeleden şahıslarına güç devşirmeye çalışmaktadır. zira onları bu pozisyonda tutan bugüne kadar çözümsüzlük ve çözümsüzlüğü düzeltmek isteyenlerin birbirleriyle yaptıkları mücadeledir. ben ve arkadaşlarım türk sporunu ve yarınlarını düşünen zihniyetin karşısında olduğumuz sürece koltuklarındaki günlerini sayanların koltuk telaşı var. artık galatasaray geri dönüşü olmayan bir mücadelenin içinde. bu mücadele ülkemizin yurt dışında en başarılı şekilde temsil edilmesi içindir. bu mücadelemiz ülkemizde futbolun değerlini yükseltme mücadelesidir. söz konusu değerin asli yaratıcıları ve en büyük pay sahibi dendiğinde ilk akla gelen rahmetli kurucumuz ali sami yen’in kurduğu galatasaray spor kulübü’dür.”

    futbolun değerini düşüren her yanlış, o yanlışı işleyen her kifayetsiz muhteris futbolun ve doğrudan galatasaray’ın değerlerinden çalmaktadır. neden bizim sesimiz bugün gür çıkıyor diyenlere vereceğim cevap şudur. cevap, avrupa’da son 16 takım arasına kalarak türk sporuna hizmet eden galatasaray’ın ortadaki performansıdır. cevap, türk olmayan takımları yenmek olarak ali sami yen bey tarafından seslendirilmiş olan vizyonun ve iradenin ta kendisidir. kıymetli huzurlarınızda taahhüt ediyorum ki bu cevabın yılmaz takipçisiyiz. bu takipte cüssemizi değil aklımızı kullanacağız. mücadelemizin her adımının zamanını ve zeminini biz seçeceğiz. kendi aralarında girdikleri dalaşın yerini onlar seçebilir; ancak biz galatasaray’ı o sokakların çamurlarına sokmayacağız! bu minvalde yarından tezi yok, tff’de bu işlerin ortağı ve paydaşı olan tüm kurullardaki her bir üyenin silkinip kendine gelerek o koltukların temsil ettiği ağırlıkla mütenasip davranmasını bekliyoruz. bunun olma ihtimalini tecrübelerimizle binaen zayıf olarak görüyoruz. acil olarak o koltukları terk etmelerini galatasaray olarak talep ediyoruz. unutmasınlar ki makamlar şereflidir; ancak esas olan makamdan şeref almak değil ona şeref katmaktır. yapamayacaksanız gideceksiniz!

    “tff ise yönetmeyi beceremediği açık olan bu kurulların istifalarını müteakip ve tff seçimlerini en acil şekilde yenilenmeden önce en azından kamuoyunun denetimine açmak suretiyle kendisine iyilik, türk futboluna bir hayır yapmaya çağrıyorum. bu çağrıyı iyi niyetle görev yapan, azınlık olan, ancak kifayetsiz muhterislerin kendi aralarında giriştikleri koltuk savaşını teessürle izlediklerini zannettiğim bir avuç, temiz vicdanlı üyeye buradan sesleniyorum. tüm bu yapılanlara rağmen orada oturmayı tercih etmeye devam edecek olan galatasaray spor kulübü üyesi arkadaşlara da bir çağrım var. artık sizin için bir seçim zamanı. bugün önünüzde o koltuklara devam etmek ya da galatasaray spor kulübü’nün şerefli bir üyesi olarak hayatınıza devam etmek dışında bir seçenek bulunmuyor. bu seçimi ali sami yen’in ruhuna ve galatasaray değerlerine uygun biçimde yapacağınıza inanıyorum. bu, başkanınız olarak size yaptığım açık ve son çağrıdır. galatasaray’ın pozitif ve tüm kulüplerin yararını gözeten iradesini zarara uğratmak ve yaralamak adına farklı söylemler ve dedikodular vasıtasıyla, galatasaray’ın gönülden bağlı olduğu ve hizmet ettiği türkiye cumhuriyeti devleti ile karşı karşıya getirmeye çalışanlara sesleniyorum. geçmişte oynadığınız bu tarz oyunlar, geçmişte başka camialarda ve kişilerde karşılık bulmuş olabilir.; fakat bu oyunu galatasaray camiasına oynayamazsınız. kuruluşundan bu yana devletine sonsuz bir sadakat ve yurtseverlikle hizmetler vermiş, milletinin iradesine sonsuz saygı duymuş, siyaset ile asla ilgisi olmayıp kesinlikle taraf olmamış, devletine her daim bağlı olmuş türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan galatasaray spor kulübü sizin bu oynamak istediğiniz oyunlara büyük gelir. galatasaray bu tür oyunlara gelmez. bizim bir tek cumhuriyetimiz var. o da türkiye cumhuriyeti’dir.”

    “çanakkale savaşı’nda, kurtuluş savaşı’nda şehitler vermiş bir camiayı devletle karşı karşıya bırakmak aklınız sıra tevziratla, hile ve desise ile baskı altına almak haddiniz değil! dediğim gibi galatasaray’la mücadelenizde adaletsiz uygulamalarla ortamı kirletebilirsiniz. sistematik ve kategorik galatasaray düşmanlığı görüyoruz. galatasaray’ı affetmediğinizi biliyoruz! zaten bunu da söylediniz; ama biz sporcuyuz! koşullar ne olursa olsun çıkar oynarız. siz hangi tezgahla çıkarsanız çıkın, sonunda kazanan galatasaray olur.”

    “aziz galatasaraylılar. türk futbolunun değerini yönetemeyerek günden güne eriten bu federasyon ve kurullarının devamı halinde önümüzde yaklaşmakta olan naklen yayın ihalesinde değerli markamızın onlar tarafından ihale içerisine sokulup satılmasını kabul etmeme konusunda hazırlıklarımızı yaptığımızı sizinle paylaşmak isterim. gerekirse tüm kulüplerle de konuşarak tff’nin yönetme iddiasında olup yönetemediği naklen yayın havuzundan çıkma irademizi ve kararlılığımızı huzurunuzda açıkça ifade ediyorum. biz verdiğimiz bu kararda ve giriştiğimiz her eylemimizde aşığı olduğumuz galatasaray’ın bugünlerine ve yarınlarına sorumluluklarımızı önceliklendiriyoruz. camiamızı anlık, kendilerini tatmin edici reaksiyonlarla yönlendirenlerin ise bu sorumluluğu hissetmediğini veya taşımadığını düşünüyoruz. galatasaray’ın tff tarafından içine çekilmeye çalışıldığı oyun, geçmişte olduğu gibi basit bir galatasaray - tff anlaşmazlığı olarak değerlendirilemez. siz de böyle değerlendirmeyin. buna benzer birçok konuyu yakın zamanda yaşadık. örnek olarak kerem ile marcao arasında geçen tartışmayı yaşadık. o günkü konuyu aile içerisinde halletmek yerine oyuncumuzun lisansını iptal ettirmeye kadar giden hatta bazı üyelerimizin de maalesef desteklediği türden kavgalara girmedik. galatasaray için doğru bildiğimizi yaptık. sonucu da hepinizin malumudur. galatasaray’ı düşünerek davrandık. bugün avrupa’da mart ayını bekliyoruz.”

    “camiamızın kıymetli temsilcileri. bugün erkek futbol ve erkek basketbol branşımızda avrupa’da son 16’ya kalmış takımları yöneten bir kulübün başkanı olarak sizinle konuşuyorum. seçilirken galatasaray’ı taşımayı düşündüğümüz aydınlık gelecekten her ne pahasına olursa olsun geri adım atmayacağız. tüm bunların yanında hizmet ederken diğer başkanlar gibi biz de hata yapabiliyoruz. bu hatalarımızı savunmak yerine doğrularla değiştirecek kadar hızlı biçimde amacımıza ilerliyoruz. çünkü galatasaray’ı çok seviyoruz. zira yöntem olarak güçlü olduğumuz havasını değil, doğru eylemlerin, dürüst değerlendirmenin ve galatasaray’a yakışır bir açık yürekliliğin bizi güçlendireceğine inanıyoruz.”

    “ben ve arkadaşlarım bu görevde olduğumuz sürece bilaistisna tüm kararlarımızı kendi popülaritemiz için değil, aşığı olduğumuz galatasaray’ın geleceğini düşünerek vereceğiz. bundan da kim ne derse desin asla geri adım atmayacağız! zira biz, büyüklerimizden galatasaray’ı böyle öğrendik, böyle yaşadık ve böyle taşıdık. bugün bize dayatılan bu mücadeleyi de böyle yöneteceğimizden hiçbirinizin ve galatasaray’ın büyük taraftarının hiçbir şüphesi olmasın.”

    burak elmas

    (bkz: 15 aralık 2021 divan kurulu olağan toplantısı)
  • 44358
    “sayın başkan, kıymetli divan üyeleri, sayın başkanımız, sayın ikinci başkanımız... sayın yeğinsu biraz önce birkaç hususa atıf yaptı ama ne yazık ki onların tamamı gerçekdışı, hukuki dayanaktan da yoksun. benim bir defa hakem, gözlemci ve temsilci raporlarına göre hiçbir şekilde “parası neyse veririz” gibi yakışıksız, bir hukukçuya, akademisyene yakışmayan bir ifadem olmadı. aksi ispat edilirse gereğini yapmaya hazırım. nitekim gözlemci, temsilci ve hakem raporları açık ortada. tartışmaya mahal vermeyecek kadar aşikar. benim akreditasyon kartım var, kulüpte bazı arkadaşlarımızın da var. hukuki bir mesele olursa müdahale edelim diye, orada bir tedbire aykırılık olmasın diye akreditasyon kartım olduğu için aşağıya indim. disiplin kurulunun bana göre hasmane tavırlarla ve kötü niyetle bana karşı vermiş olduğu 3 ay 21 günlük hak mahrumiyeti cezasını tahkim kurulu kaldırdı. sizin bahsettiğiniz gibi bir ihlal olsaydı bu ceza zaten kalkmazdı. dolayısıyla böyle bir ihlal de söz konusu değil. bu ifade yok. biz yönetim olarak şu bakış açısına ve perspektife sahibiz; kişisel hatalarımız nedeniyle mali yükümlülüğü asla bizim için çok kıymetli olan kulübümüze sirayet ettirmeyiz. zaten böyle bir mali yükümlülük varsa ben kişisel olarak katlanıyorum, katlanırım, bütün yönetici arkadaşlarımız da bu hassasiyetle yaklaşır, kesinlikle ve kesinlikle galatasaray’a ölçüsüz bir yük getirmeyiz. bunu kendimize yakıştıramayız. bize göre galatasaray yalnızca bir spor kulübü değil, türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütüdür. genetik kodları, kültürel müktesebatı, geçmişi, sosyalleşme süreci ve değer yargılarıyla türkiye’nin en önemli eğitim ve kültür kurumlarından bir tanesidir. bir tane sosyal medya paylaşımı üzerinden sansasyonel kaygılarla, kişisel çıkarlarla, gerçekdışı resmi raporlarda yer almayan bir ifadenin kullanılması en hafif tabiriyle büyük haksızlık bana. dolayısıyla özellikle galatasaray’ın vicdanı olan siz divan üyeleri, genel kurul üyeleri ve galatasaraylıların dikkatine sunmak istedim.”

    “galatasaray adası ile ilgili açılmış yedi dava var. 2015 yılından beri açılmış. iki tanesi kesinleşmiş ve reddedilmiş. bunlar sözleşme süresinin sona ermesi ve temerrüt nedeniyle açılan davalar. her iki dava da bizim yönetimimiz göreve geldiğinde kesinleşmiş ve reddedilmişti. derdest beş dosya var. bir tanesi işletmecinin yapmış olduğu imara aykırılık nedeniyle devam eden tahliye davası derdest yürüyor şu an. bir tanesi havuza giriş ve şezlong ücretlerinin üyelerimizden alınması sebebiyle açılmış sözleşmeye aykırılıktan ötürü tahliye davası o da yürüyor. bir tanesi ihtiyaç sebebiyle tahliye davası yürüyor. diğeri imara aykırılık nedeniyle açılan tahliye davası o da yürüyor. yalnızca yedinci dava kazanılmış. o da temerrüt yani kiracı tam zamanında borcunu ödemediği için biz de takip yapmışız. 30 gün yasal süre verilmiş, borcunu ödemediği için tahliye davası açmışız. bu dosya biz geldiğimizde karara çıkmıştı. 17.11.2020’de açılmış bir dava. 18 mart’ta karar verilmiş. nisan ayında kiracı bunu istinaf etmiş, haziran ayında da istinaf mahkemesine gitmiş bu dosya. bunlar bizim davacı olduğumuz dosyalar. bir de kiracının açtığı 7 tane menfi tespit ve alacak davaları var. toplam 14 davadan bahsediyoruz. her birinin birbiriyle hukuki bağı var. biz göreve gelir gelmez sadece ada dosyasında değil, o günkü koşullarda da açıkladık. riva’da da bankalar birliği anlaşmasında, ada dosyasında, ibra dosyalarında 12 kişiden oluşan, bir bilimsel akademik heyet oluşturduk. koç üniversitesi’nden, galatasaray üniversitesi’nden akademisyen meslektaşlarımız, uygulamacı avukat arkadaşlarımız ve hukukçular var. onlarla birlikte bir rapor tanzim ettik. bunu yönetim kurulumuzun onayına da sunduk. sayın başkana da arz ettik. yönetim kurulumuza da ifade ettik. akademik ve bilimsel çalışmadan kastım budur. bu rapor sonucunda alacağımız aksiyon planına karar verdik ve o rapora göre bu istinaf dosyasına ekleriyle birlikte üç ayrı dilekçe sunduk. yargıtay’ın yerleşmiş, kemikleşmiş, müstahkem içtihatlarına sunduk. daha sonra bir öne alma dilekçesi verdik ve geldiğimiz noktada 6 ay gibi kısa bir sürede istinaf mahkemesinden bu kararı aldık ve dava esastan reddedildi. dolayısıyla orada akademik ve bilimsel perspektifli çalışma yapan bir kurul vardır. hepsi de çok değerli hukukçu meslektaşlarımız ve akademisyenlerden teşekkül etmektedir. bilabedel galatasaray’a hizmet etmek için bir çalışmadır, maliyet külfeti de kesinlikle yoktur. bu kurulun hazırlamış olduğu ve tanzim etmiş olduğu bilimsel rapor çerçevesinde dosyaya hukuki aksiyon planıyla ilgili dilekçeler ikamet edilmiştir. bu açıklamadaki kasıt da budur. hepinizi saygıyla selamlıyorum. “

    rezan epözdemir

    (bkz: 15 aralık 2021 divan kurulu olağan toplantısı)
  • 44359
    "muslera'nın sezonu kapattığı bilgisi doğru değil. sağlık kurulu'nun ön gördüğü tedavisi 8-10 hafta. mart ayında %100 hazır şekilde geri dönmüş olması bekleniyor."

    "muslera'nın sakatlığının ardından galatasaray'ın ara transfer dönemindeki ilk hedefi göztepe kalecisi irfan can eğribayat oldu."

    "galatasaray, irfan can eğribyat transferini para + takas formülünde çözmeye kararlı."

    ali naci küçük
  • 44361
    “mbappe’nin real madrid’de oynayacağına dair bir takım işaretler var. ayrıca haaland’ın da ispanyol ekiplerinden birinde oynayacağını düşünüyor ve umuyorum.”

    “makul bir fiyat olduğu sürece real madrid, isterse ikisini de alabilir, bu transferler la liga’ya çok faydalı olurdu.”

    la liga başkanı javier tebas

    kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=_JbiC8tCMm4
  • 44362
    “rakipten daha çok pozisyona giriyoruz, pas yapıyoruz ve şut atıyoruz. her maçımız hemen hemen böyle. oyun gücümüz çok iyi durumda. skoru artıracak golü bulamıyoruz. her beraberliğe, puan kaybına üzülüyoruz. biz galatasarayız ve büyük takımız. beraberliklere üzülüyoruz. kazanabilecek golleri bulduğunuz zaman atmanız lazım. o pozisyonları yakaladık. özellikle ikinci yarı oyunu sürklase ettik. daha çok şut attık ve pozisyon bulduk ama atamadık. üzüntülüyüz.”

    “dördüncü hakemle ve zorbay bunu yaptı. ona hakem demeyeceğim. zorbay diyeceğim. kerem bana geldi. ‘gidin buradan ulan’ dediğini söyledi. galatasaray futbolcusu itiraz eder, yanlış bir şey söyler. sonucunda kart gösterirsin. daha ileri gider kırmızı kart gösterirsin. ulan diyemezsin. bu kelimeyi galatasaray futbolcusuna kullanamazsın. demek ki arkasında nasıl bir güç varsa bu kadar rahat konuşabiliyor.”

    “oyuncu bir pozisyondan çıkmıştır, koşmuştur, nabzı 220’ye çıkmıştır… bu kelimeleri kullanabilir. hepimiz yaptık bunları. bunu konuştuğumda, benim oyuncuma niye bu kelimeyi söylüyorsun dediğimde bana şu kelimeyi kullandı: “yalancı senin oyuncun dedi”. yüzüme bunu söyledi. sen galatasaray oyuncusuna yalancı diyemezsin. sürekli maçın önüne geçmek için neden bu kadar çaba sarf ediyorsunuz bilmiyorum. çok ciddi problemlerimiz var. bir sonrakine kırmızı göstereceğim diyor. hak ediyorsa kırmızı göster oyuncuma. neden göstermiyorsun? sürekli oyuncularımızı tahrik ediyor. her maçtan sonra hakemi konuşuyoruz. bir türlü oyun konuşamıyoruz. izin vermiyorlar.”

    “çok çalışıyoruz. bu kadar çalışmanın ve eforun karşılığı bu olmamalı. mostafa muhteşem bir gol attı. daha kolaylarını atamıyoruz. bu kadar çabanın karşılığını alamamak bizi çok üzüyor. böyle çok puan kaybettik. devam edeceğiz.”

    necati ateş

    (bkz: 18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçı)
  • 44363
    "bir puan için üzgünüz. daha fazlasını hak ettiğimizi düşünüyorum. burada bu akşam öyle şeyler yaşandı ki… saygı çerçevesi aşıldı. bize yalancı dendi. kerem’e bu söylendi. kerem hiçbir şey yapmasına rağmen kendisine karşı bu kelime kullanıldı. bir metre önümde oldu. bunları söylemek zorundayım. her şeyden önce saygı bekliyoruz."

    "niye bunlar oluyor anlamıyorum. bu saygısızlıkların bitmesi lazım. biz galatasaray oyuncusuyuz. her şeyden önce insanız. böyle kelimeler kullanılmasını kabul etmiyorum. içeride ve sahada bunlar kullanıldı. bu kelimeler kullanılır mı? koridorda oyuncumuza yalancı denmesini kabul etmiyorum."

    berkan kutlu

    (bkz: 18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçı)
  • 44364
    “kazanmamız gereken bir maçtı. kendi sahamızda, kendi seyircimizin önünde mutlak kazanmamız gereken bir maçtı. o yüzden hiç istemediğimiz, hiç beklemediğimiz bir sonuç aldık. genç bir takımız, yeni bir takımız. kazanmayı öğrenmemiz gerekiyor. galatasaray gibi büyük bir camiada oynuyoruz, bunun sorumluluğunu bilmemiz gerekiyor. galatasaray’da oynuyorsanız ne maçı olursa olsun antrenman maçı bile yapsanız hep kazanıyor olmanız lazım. bu mantaliteyle yaklaşıyor olmanız lazım. belki de doğru mantaliteyi daha şekilde göstermemiz, adapte olmamız gerekiyor. çok büyük bir camiayız. ligde konum anlamında çok iç açıcı durumda değiliz ama ne olursa olsun türkiye’nin en iyi takımıyız. bunun bilincini sahada göstermeliyiz. genç bir takımız. biraz daha akıllıca oynayıp, maçları kazanmayı bilmemiz gerekiyor.”

    victor nelsson

    (bkz: 18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçı)
  • 44365
    “iyi bir maç çıkardık. takım olarak iyi oynadık ama bir türlü kazanamıyoruz. bilmiyoruz… takıma her zaman yardım etmek istiyorum. bir şanssızlık var üstümüzde. önümüzdeki maçta kazanıp bu şanssızlıktan kurtulmak istiyoruz. bu akşam takım olarak çok arzulu ve istekliydik. böyle devam edersek, bu şekilde arzulu, istekli oynarsak; önümüzdeki haftalarda muhakkak kazanacağız, galibiyetler gelecek."

    olimpiu vasile moruţan

    (bkz: 18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçı)
  • 44370
    “biz bu sene başkanımız ve yönetimimizle beraber bir yola çıktık. özellikle türkiye gibi futbol iklimi çok çabuk değişkenlik gösteren bir yapıda günlük ve kısa vadeli başarıların aksine, uzun vadeli, uzun soluklu projeyi hayata geçirebilmek için kolları sıvadık. bu cesareti gösterdik. genç bir takım oluşturduk. eksiklerimizin olduğunu biliyorduk. hala eksiklerimiz var. bunların hepsini, tünelin sonunda ışık olduğunu düşünerek göze aldık. sezon başından beri, her şeye rağmen oturan bir oyun yapımız ve vaat ettikleri olan bir takımımız var. çok pozisyona giriyoruz, atamıyoruz, çok basit pozisyonları değerlendiremiyoruz. kalemizde pozisyon görmeden, hatta bazen bir organizasyona maruz kalmadan goller yedik. önümüzde de bir gerçek var. maalesef birinci sıradan çok uzak kaldık. burada bir kabahat varsa, yönetimimizden ve futbolcularımızından önce benimdir. ben bu takıma inanıyorum. biliyorum! gençlerimiz başaracak. bu yıl da diğerlerinin bir başlangıcı olacak. bu benim inancım.”

    “mutluluğumuzu bizden alabilirler; ama umudumuzu asla! mutsuzuz. doğal olarak mutsuzuz. alışkın olmadığımız bir yerdeyiz. mutsuzuz ama hiç umutsuz değiliz. gençlerimizin uefa avrupa ligi’nde avrupa devlerini geride bırakacak, namağlup şekilde son 16’ya kalan bir takımımız var. gençlerimiz bunu başardı. hem de marsilya, lokomotiv ve lazio gibi devlerin arasında bunu başardı ve namağlup olarak, ilk günden beri lider olarak gruptan çıktı.”

    “son 50 yılda futbolun her evresinde yer aldım. her evresinde yer alan bir insan olarak umudumuzu bizden almalarına izin vermeyeceğim! çünkü bu düzenin değişeceğine inanıyorum.”

    “cezalı olduğum için aşağıda değildim. bizde ceza aldığınız vakit soyunma odasına giremiyorsunuz. orada saniyeler sayılıyor. 3 saniye önce girseniz, ben girdiğim için bir problem (!) futbolun en önemli aktörlerini atmakla kalmayan, aynı zamanda futboldan uzaklaştıran bir zihniyete sahip olduğumuz için yukarıdaydım. 15 dakikayı bekledim. sonra aşağıya indim. indiğim zaman koridorda bir şeyler olduğunu anladım. maalesef son zamanlarda alışkın olduğumuz gibi dün yine maçın önüne geçen bir hakem performansı izledik.”

    “biliyorum ki bu yayını ve cevaplarımı çok heyecanla, umutla bekleyenler, izleyenler var. tabii bunun karşıtı, benim daha fazla ceza almam için fırsat kollayanlar da var. galatasaray’ı resim dışına atmak için hazırda bekleyenler de var. açıkçası kim üstüne alınır bilmiyorum. bu fırsatı size vermeyeceğim. yani ceza alma fırsatını vermeyeceğim demek istiyorum. dikkatli olmaya çalışıyorum o yüzden.”

    “sezon başından bu yana aynı performanslara verilen farklı kararlara, standart başkalıklara daha sonra geliriz. önce başakşehir maçının hakemiyle ilgili bazı şeyler söylemeliyiz.”

    nasıl bir psikoloji ve düşünce yapısında stada geldiği konusunda hiçbir fikrim yok; ancak maçı bir iki defa gece analizlerimizle birlikte izledim. başlangıç noktasından itibaren yaşananları galatasaray televizyonu’nda galatasaraylılarla paylaşmak istiyorum. dün maçın ilk yarısında yediğimiz golün ardından, oyuncularımızın maçı hakemine sınırlar içerisinde itirazını görüyoruz. dinleyen herkesten, hakemin tam o esnadaki vücut diline iyi bakmalarını rica ediyorum. bir nefret, kin gütme hali gibi bir vücut dili var. bu esnada ağzından çıkan ‘go ulan’ sözü var. bunu oyuncularımızdan birçoğu duyuyor. içlerinde kerem diyor ki, ‘hocam bize neden böyle konuşuyorsunuz?’. anında sarı kart görüyor. birkaç dakika sonra orta sahada kerem bir kez daha bunun nedenini sorduğunda hakem tarafından azarlanıyor. enteresan olan o hakem de kendinde bu haddi bulabiliyor.

    “devre arasında kerem içeriye giriyor ve hocalarına bu konuyu anlatıyor. hakemin kendilerine yönelik ifadelerinden bahsediyor. necati hoca, ikinci yarıya çıkarken hakeme ‘benim oyuncumla nasıl böyle konuşursunuz’ diyor. hakem ben öyle bir şey demedim diyor. necati hoca da ‘benim için kendi oyuncumun beyanı esastır’ diyor… ondan sonra hakem kendisine ‘senin oyuncun yalancı’ diyor. böyle bir yanıt veriyor.”

    “herkese soruyorum. ben veya galatasaray’ı temsil eden herhangi biri, tff’nin herhangi bir temsilcisine, buna hakem veya bir müsabakada bulunan görevli dahil, ‘sen yalancısın, senin hakemin yalancı’ desek kaç maç ceza alırız? hak mahrumiyeti nereden başlar? bunun maddi cezası ne olur? tff kerem’e yalancı diyen hakemi, futbol disiplin talimatı’nın hakaret başlıklı maddesinden ve maç sonundaki tahrik içerikli cevabı sonrası ‘sportmenliğe aykırı hareket’ başlıklı maddesinden disiplin kuruluna sevk edecek mi, etmeyecek mi? doğal olarak bunun peşinde olacağız.”

    “geç geldim ama olayı dinlediğim için çok vakıfım. işi adli boyuta götüreceğiz. bu hakemden adli makamlar düzeyinde ve tff nezdinde şikayetçiyiz. bugün buraya kulüp avukatlarımız gelecek ve olaya tanıklık eden herkesten yazılı beyan alacaklar. bu yaklaşımı, bu hareketleri hakemin yanına kar bırakmayacağız. bu diyaloglara müsabakadaki tüm temsilciler de şahit. dün sordum. biz her şeyi bire bir yazacağız dediler. nasıl bizimkileri kalem kalem, virgülünden noktasına her şeyi kaleme alıp rapor ediyorsanız bunları da etmelisiniz dedim. temsilciler de şahit olmuşlardır. kayıtlara geçirilmesi için kendilerinden taleplerimiz oldu. rica ettik. gördük, duyduk ve yazacağız dediler. inanıyorum ki yazacaklardır. stat kameraları da çok şeyi kaydetmiştir.”

    “buraya çok dikkat lütfen. ‘yalancı’ meselesinden sonra reaksiyonlar olunca hakem, ikinci yarıya çıkmadan hemen önce koridorda bizim oyuncularımıza ve çalışanlarımıza dönerek, ‘ben sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ diyor. orada arda da var. her şeyi önemsiyorum; ama bu cümleyi hepsinden öne koyuyorum. ikinci yarıya çıkmadan galatasaraylı olanlara yönelik, ‘ben sizin ne yaptığınız çok iyi biliyorum’ diyor. ardından bu cümleye tepki görünce kaptanımız arda ile göğüs göğüse gelerek tahrik ediyor. bunların hepsi mevcut. en az 10-15 kişiyle konuştum.”

    “şimdi herkese soruyorum. ben sizin ne yaptığını çok iyi biliyorum sözünü kullanan, yüzünde müstehzi bir gülüşle koridorda bulunan, herkesi tahrik etme tavrında olan bu kişiden ikinci 45 dakikada nasıl bir yönetim beklersiniz? bu ruh hali ile, kafasındaki ‘ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ komplosuyla doğru bir hakemlik yapmasına, doğru kararlar vermesine imkan var mı? tüm galatasaraylılar sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyor diyor muyuz biz? sizin ne yaptığınızı tüm galatasaraylılar bilmiyor mu? maalesef bu atmosferin içerisinde hangi algı, hangi aradaki konuşma mevzusu hakemi ‘ben sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ sözlerini konuşmaya getirmiştir. merak ediyorum. kazandık veya kaybettik… maçta çok pozisyonlarımız var. ‘ben sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorum’ sözüne en üstte yer veriyorum.”

    “tff’nin kurallarına göre cezamın süresi bitip legal olarak aşağıya indikten sonra çok kalabalık vardı. herkesi kenara çektim ve tek tek sorguladım. maçın ardından keskin bir sessizlikle herkes odasına gidiyordu. hakemler de gidiyordu. ne tünelde bir ses var ne bir sataşma var. soyunma odasına giderken kendisini tahrik, tahkir edecek, kendisinin hakaret telakki edeceği herhangi bir söz yoktu. tam bizim soyunma odamızın önünde idari ekibimizden bir arkadaşımızın hakemin ilk olarak, 24. dakikada uyardığı rakip takım kalecisine 90+9. dakikada sarı kart göstermesini kast ederek, ‘hocam kartı 99’da vereceğinize bari yarın verseydiniz’ söylemine karşı verdiği cevabı söylüyorum. alaycı bir şekilde onu da yaparız. bir dahaki maçı da onu yaparız.’ diyor. kendisinin bu kadar güçlü ve rahat olduğunu düşünüyor. hakemler kartlarıyla, kurallarla konuşur. madem bu kadar konuşmaya meraklısınız, maçlardan sonra basın toplantısı yapsanıza! var kararlarını karşılıklı tartışsanıza! kim verdi, vermedi, var çağırdı mı? hep bunlar muallakta. kafamızda hep bir istifham var. o zaman çıkın konuşun. en azından söyleyebileceklerinizi söyleyin. orada hiç ses yok! herkes her şeyin bedelini öder, onlar hiçbir şeyin bedelini ödemeden devam ederler…”

    “daha sonra arda diyor ki, ‘hocam, erken gösterdin kartı diyor’. yumuşak bir ses tonuyla. cevabı sırtı dönük ve ellerini oynatarak, ‘ne oldu? bana da mı krampon fırlatacaksın?’ şeklinde oluyor. açıkçası herhalde bu krampon hadisesini birçok kişi unutmuştur; fakat bu arkadaş arda’ya böyle bir cevap veriyor.”

    “bak zorbay kardeş. çok genç bir hakemsin. bırak arda’yı ve galatasaray’ı hiçbir oyuncuya ve sporcuya bu şekilde davranamazsın, konuşamazsın. böyle bir hakkın ve haddin yok. arda turan bu ülkenin futboluna çok önemli hizmetlerde bulunan biridir. ülkesine, kulübüne futbol dünyasının en üst seviyesinde, başta galatasaray ve milli takımlarda olmak üzere en büyük takımlarda hizmet vermiştir. senin hayalini dahi kurarken, uykundan uyanacağın işler yaptı arda. sen bunu kendine kompleks yaparken, arda’nın o eylemi yaptığı hakemler bu sene uefa başlangıcımızda yaptığımız maçı yönettiler. o günkü hakemler bu olayı raporlamadı. danimarka’da o hakemler ve arda sarmaş dolaş oldular. bu olayı komik şekilde birbirlerine anlatma erdemi gösterip şakalaştılar. geçen seneki alanya maçından itibaren arda’nın söylediklerinden hareketle hem arda’ya hem galatasaray’a içlerinden kin gütmediler! ‘bir gün yakalarsam… ‘ demediler. tam tersine büyük bir saygı içerisinde maçtan önce şakalaştılar ve maçımızı idare ettiler. danimarka’da gördük ki taraflar bu durumu kendileri için gülünen bir anıya çevirdiler. bu kadar olgunlar. çünkü hiçbirinin herhangi bir kompleksi yok.”

    “ben sana bunun altında kalacağını tahmin ettiğimi söylüyorum. altında kalırsın. nasıl mı? temsilciler sana geldi maçtan sonra, ‘hocam, sen bu sözü herhangi bir tahrik, sataşma veya hakaret üzerine mi söyledin’ diye sorduğunda sen, ‘hayır, hiçbir şey olmadı’ diye cevapladın. eğer sen bunu böyle cevaplarsan ben seni bir galatasaraylı olarak buradan uyarıyorum. bundan sonra kimse bir galatasaray sporcusuna bu denli saygıdan uzak, özensiz sözler kullanmasın. galatasaray’ın gücünü de kimse kendi üzerinde sınamasın. değil zorbay küçük, hiç kimse galatasaray’ın oyuncusuna yalancı diyemez. kimse galatasaray’ın oyuncusuna belden aşağıya konuşup canını acıtmaya çalışamaz. bu benim kişisel uyarımdır.”

    “maçın hemen başında bir pozisyon var. kerem’in tolga’ya arkadan müdahalesi… bu kendisine de mhk’ya da örnek olacak bir şey. yalancı olarak adlandırdığı kerem, alt adalesine topla hiç alakası olmayan bir darbe alıyor. kayıtsız, şartsız, istisnasız, var’ı beklemeden kartı çıkarması lazım. çok da yakın olaya. bana kalırsa kırmızı. oldu ya sarı gösterdi… bu arada mete kalkavan’ın çağırması gerekiyor. rakibin topla alakası hiç yok. yüzde yüz kırmızı. yalancı dediği o çocuk, kendisini yere atsa, feryat figan yerde bağırsa kırmızı çıkacak mı? ‘o yalancı çocuk’ dürüstçe etkinin verdiği acı kadar reaksiyon gösterdi. bu, rakibin yaptığı hareketi değiştirmez. maalesef bu ligin hakemleri herkesi buna teşvik ediyor. tıpkı sarı kartı başakşehirli oyuncunun morutan’a yaptığı kartlık harekette oyuncumuzun kendisini yere atmayıp oyuna devam etmek istemesi gibi… dakika 51… chadli çift sarı karttan oyun dışıydı. dakika 3, yüzde yüz kırmızı! sarı kart bile olmadı o pozisyon. kim bana neyi anlatacak? ben hep bunları şikayet eden bir adam da değilim. benim şikayetim az oynanması, yalandan kendini atmalardı. biz oyuncularımıza bunları yapmamalarını tembih ediyoruz. teatral kabliyeti yüksek oyuncular kendilerini atınca, bağırınca, yedek kulübeleri çizgiden içeri girdiği maçlarda hepsini veriyorlar. var’a da gidiyorlar, oradaki de veriyor. “

    fenerbahçe maçında diagne’nin penaltı pozisyonunda önce halil umut düdük çaldım dedi. fenerbahçeli oyuncuya ikinci sarı kartı gösterip kırmızıdan attım dedi. ikinci pozisyonun sarı kartla hiç alakası yok. o penaltıyı vermemek için bunu uyguladı. halil umut oyunu kesiyor. gol pozisyonundayız. nitekim penaltı oluyor. bu pozisyonda sarı kart var, ben rakibe ikinci sarıdan kırmızı göstereceğim diyor. çünkü yapacağı başka manevra kalmadı.

    “yoksa şöyle mi düşünüyor? ben 3. dakikada başakşehir’den bir oyuncu atarsam, sonum son iki sezonda tff’nin normal şartlarda en fazla görev verdiği hakemlerimizden birileri olan fıfa hakemi ali palabıyık ve abdülkadir bitigen gibi mi olurum diyor? herhalde bundan dolayı.”

    “orada ne olmuştu hatırlayalım. rize’de yediğimiz ilk gol öncesi vermediği faul var. bu arada ali palabıyık yüzünden geçen sene şampiyonluğu kaybetmiş olabiliriz. buradaki karagümrük maçında verdiği penaltıdan vazgeçmesi. ankara’daki gençlerbirliği maçında görmediği topa var’dan müdahale ederek ‘eline çarptı’ demesi… bir-iki golle kaybettiğimiz şampiyonluğa puandan olmamızı sağlayacak hareketler olmasına rağmen doğruya doğru demek lazım!”

    “berkan’a faul var. faulü vermedi, gol verdi. alex’e yapılan net kırmızı kartlık faul vardı. hakem kendisine burada bir standart oluşturmuş. ona da vermedim, buna da vermedim dedi. tamam. maalesef galatasaray lehine hata yaptı algısı oluşturuldu bu iki hakeme. abdülkadir bitigen de var’daydı. 9 haftadır bu arkadaşlarımız hiçbir yerde yok. ne var’dalar ne de sahada görev veriliyor. benim dediğim mesaj mı hakemlere gönderiliyor? yaşar kemal, halil umut, cüneyt çakır, mete kalkavan gibi her galatasaray maçına aleyhimize hatalı karar verenlerin hepsi ertesi hafta maç alıyorlar. bu arada bir futbol paydaşı olarak, galatasaray’ın teknik direktörü olarak soruyorum. bazen oyuncularım da soruyor, cevap veremiyorum. tff kendisine bunu soranlara bir cevap vermiyor mu?”

    “bu iki fıfa hakemi, geçen senenin en çok maç alan hakemlerinden. 10 haftadır yoklar. belki bu hafta verirler. futbol paydaşlarına, kulüplere, futbolculara, hocalara, kamuoyuna, ‘biz ali palabıyık’la abdülkadir bitigen’i bundan dolayı maçlara vermiyoruz. sakatlar veya bu işi bilmiyorlar, yapamıyorlar. biraz dinlediriyoruz.’ diye bilgilendirme ihtiyacıda hissetmiyorlar.”

    “galatasaray - fenerbahçe derbisinin hakemi en az 15-20 gün önce belli olması gerekir. uefa, şampiyonlar ligi hakemlerini maçtan bir gün önce atamayacağına göre tff merkez hakem kurulu, bu maça halil umut meler’i nasıl verir? maçtan sonra rusya’ya yola çıkması lazım. dinamo kiev - bayern münih maçı salı günü. galatasaray - fenerbahçe pazar akşamı oynadı. 48 saat sonra şampiyonlar ligi maçı yönetecek. böyle saçma bir şey olabilir mi? bu saçmalığı uefa yapmaz. hiçbir bilgi, savunma yok. bu maça verilmemesi gereken bir sürü faktör varken nasıl verirsiniz? neden?”

    “bir benzeri de ümit öztürk. dört senede iki galatasaray maçı verildi ona. üzerine yapıştırılan etiketle önce malatya’da var’a, sonra sivas’ta sahada hak ettiğimiz, tartışmaya açık olmayan iki pozisyonda penaltıyı es geçti. hakemler üzerinden galatasaray maçlarında nasıl mesaj veriliyor lütfen bize açıklasınlar. “

    fatih terim
  • 44371
    --- alıntı ---

    “bize, galatasaray’da 'nerede olursan ol, her zaman en iyisini yap’ diye öğrettiler. burada kiralığım, galatasaray’a geri döneceğim. burada kendimi ne kadar geliştirirsem, galatasaray’a da o kadar güçlü döneceğim.”

    --- alıntı ---

    yunus akgün

    ekstra motivasyonla oynuyor galatasaraylılığını yitirmiş sözlerini sarfedenler bu mükemmel röportajı tekrar tekrar okusunlar lütfen. akl-ı selim olmak böyle bir şey.
  • 44373
    “öncelikle çok üzgün olduğumu belirtmek istiyorum. gerçekten çok üzgünüm. belki dejavu olacak ama hep aynı şeyleri söylüyoruz. oyun olarak aslında yine iyi bir oyun ortaya koyduk ama bunu skora çeviremiyoruz. bunun sıkıntısını yaşıyoruz. çok düşünüyoruz, çalışıyoruz. az önce hocamızla da konuştuk; eğer çalışarak gelişemiyorsak, değişerek de gelişebiliriz. oyunu iyi oynuyorsunuz, çalışıyorsunuz ortaya iyi bir oyun koyuyorsunuz ama bu topu içeri atamadığınızda maalesef maçı kazanamıyorsunuz. yine böyle maçlardan birini oynadık. sonuçta kaliteli oyuncular da gerekiyor gol yapabilmek için. oyuncularımız var ama bu dönemde bunu başaramıyoruz. dediğim gibi üzgünüz. oynadığımız son haftalardaki iyi oyunu skora çeviremediğimiz için galibiyete çeviremediğimiz için aslında ne söyleseniz de çok anlamlı gelmiyor.”

    “inanın çok çalışıyoruz. belki de antrenmanlarımızın yüzde 80’ini bu yönde yapıyoruz yaptırıyoruz. geriden oyun kurmada set oyununa döndürmede ligin en önemli, en iyi takımıyız belki de istatistiksel olarak. gol beklentisi de en yüksek takımız aslında. bunu skora yansıtamadığımızda bu kadar şey anlatırsınız ama çok bir şey ifade etmez. önümüzde bir transfer süreci olacak. çalışarak bu durumu geliştiremiyorsanız değişerek biraz da değiştirmemiz gerekiyor. belki yeni oyuncular gerekebilecek. bunun üzerinde çalışmalarımız var. ne olacağını hep birlikte göreceğiz.”

    selçuk inan

    (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)

    kaynak: https://beinsports.com.tr/...sarak-gelisemiyorsak
  • 44375
    “camiamızdan ve taraftarlarımızdan çok özür dileriz. içinde bulunduğumuz durumdan hiçbirimiz memnun değiliz. bunu en kısa sürede düzeltmeliyiz. ligde bu duruma getiren biziz. bu durumdan kurtaracak kişiler de biziz. hocam bana sağ bekte görev verdi. galatasaray formasını hangi pozisyonda terlettiğimin hiçbir önemi yok. elimizden geleni yapıyoruz. taraftarlarımızın ne kadar üzgün, sinirli olduğunun biz de bilincindeyiz. özür dilemekten ve bunu en kısa sürede düzeltmekten başka durumumuz yok. içlerini ferah tutsunlar. biz bir aileysek, nasıl avrupa’daki başarıdan mutlu oluyorsak ligdeki durumdan da aynı şekilde beraber üzülüyoruz. birlik olmamız gerekiyor. insanları kaybetmek kolay, kazanmak olay. buradan hem camiadan hem de milyonlarca galatasaray taraftarından şahsım ve takım adına özür diliyorum.”

    “takımda kırılganlık yok. hepimiz galatasaray futbolcusuyuz. bu durumu kabullenmiyoruz. kendi içimizde konuşmalar yapıyoruz. içinde bulunduğumuz durumdan hiçbirimiz memnun değiliz. taraftarımız kadar biz de üzülüyoruz. bu durumdan kurtulacağız. bunun sözünü vermek istiyorum. başımızda fatih hoca gibi çok değerli bir teknik direktör var. fatih hocanın da cezası bitecek ve takımı yukarıya taşıyacağız.”

    oğulcan çağlayan

    (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın