geçtiğimiz dönemde yöneticilik yaptığım zaman, çok büyük sponsorluk anlaşmaları yaptık. türk telekom, nike, medikal park gibi büyük firmalarla milyon dolarlık anlaşmalar imzaladık. garanti bankası ile bir anlaşma hazırladık, ilk kez galatasaray kredi kartını çıkardık. gelir paylaşım modelleri çıkardık.
o dünya artık değişti. o dönem formamızın üstünde 14.5 milyon $'lık sponsorluk anlaşması vardı. 5.5 milyon dolar da sırt için sponsorluk almıştık. bugünün parasıyla bakarsan 130 milyon tl'ye geliyor.
galatasaray'ın bu sene forma sponsorluğu için aldığı ücret 30 milyon tl bile değil. neredeyse dörtte birine düşmüş vaziyette. galatasaray'ın çok ciddi şekilde gelir attırmalı. gelir arttıramazsak iki sene sonra gelirin yarısını bankalara ödemek zorunda kalacağız.
galatasaray, bütçesinin yarısı kadar bir bütçe ayırmış olacak. bu da daha az kaliteli futbolcularla çalışmak demek bu da başarıyı etkileyecek. bu nedenle bankaların bize tanıdığı iki sene var, gelirlerimizi yukarıya sıçratmalıyız. güçlü bir takım kurmalıyız.
bu konuyla ilgili yanıma iki arkadaşımı aldım. bunlardan biri doruk acar. diğeri de serkan sevim bir de ben. biz üçümüz bu konulara çok hakimiz. doruk, galatasaray'ın sıfır olan dijital gelirini 170 milyon tl'ye taşıdı.
ben ve benim şirketlerim youtube için içerik üretme konusunda çok başarılı. youtube sonuçları açıklamıyor fakat biz biliyoruz ki türkiye'de ilk 3 içindeyiz. dijitalde neler yapılması gerektiğini biliyoruz.
stadyumun kapasitesi belli oradan elde edilecek gelir de belli. pandemi bittiğinde bile oradaki gelirin dışında dijital dünyadan gelir elde etmek zorundayız. tek çıkar yol dijital ekonomi.
son youtube içeriğini bir sene önce girmişiz. galatasaray gibi bir content kaynağı var fakat kullanılmıyor. hedefimizi de sana söyleyeyim, ilk aşama 450 milyon tl, daha agresif bir hedefimiz ise 1.2 milyar tl. oralara çıkabilirsek hem borçlarımızı ödeyebiliriz hem de iyi bir kadro kurabiliriz. o nedenle ilk sorun çok yerinde, teşekkür ederim.
dijital dünyada çalıştığın için aslında daha yakından görüyorsun. müthiş bir karalama kampanyası var ve benim üzerimden dönüyor. bunun değişmesi gerekiyor. biz hepimiz arkadaşız. ben sadece metin öztürk'ü tanımıyorum sadece. diğerleri ile bir yönetimde yer almışımdır.
burak elmas, benim arkadaşım yemek yeriz. başkanlık yarışına girmişiz 'her yol mübah' anlayışı var. ben zamanında adnan polat ile başkanlık yarışına girdim kaybettim. adnan polat, beni yönetime çağırdığı zaman seve seve galatasaray için çalıştım. konu orada bitti.
galatasaray'da sevgi ortamını tekrar yeşertmemiz lazım. altına su döktüğümüz şey sevgisizlik, bizi bağlayan şey galatasaray. doğru tespit koyma konusunda sıkıntı yaşıyoruz. sürekli biri suçlu. yiğit suçlu, abdurrahim suçlu. 50 senedir bu camianın içindeyim hep birileri suçlu.
son 20 senede iki başkanımız sıhhatlerini kaybetti. bu belki galatasaray ile ilgili, onlara yaşatılan üzüntülerle ilgili. bunu bilemeyiz ama insanları eleştirmiyoruz sadece hırpalıyoruz. bu olmamalı. bunu talihsiz buluyorum. mutlak suretle bunu değiştirmeliyiz.
genelde yerli teknik adamlar, yabancı hocalara göre kulüplerin içinde bulunduğu durumları daha iyi biliyor. yerli futbol adamları, 'şu kadar milyon euro'luk' transfer bütçesi istiyorum demiyor fakat yabancı teknik adamlar için bu genelde geçerli değil.
hem uefa kriterlerinden dolayı hem de kulüplerin içinde bulunduğu durumlardan dolayı yabancı teknik adamların istediği takımlar kurulamıyor. bu dönemde yerli teknik adamlarla çalışılmasının bir nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum.
fatih terim, galatasaray'ın içinde yetişti sergen keza beşiktaş'ta yetişti. erol bulut ve emre de fenerbahçe için değerli. bu isimler doğal olarak yabancı teknik adamlara göre daha anlayışlı davranıyor.
benim son yıllarda hayranlıkla izlediğim futbolcu, gıpta ettiğim 'bir tane değil keşke 11 tane böyle futbolcu bulabilsek' dediğim isim atiba. uzun süredir bu kadar her maç yüzde yüzünü vermeye çalışan her maç sahada basmadık yer bırakmayan bir oyuncu görmedim.
aldığı her kuruşu hak etmek için çaba gösteren bir profesyonel. çok ahlaklı, bazen sahada top çıkarıyor bazen defans yapıyor bazen gol atıyor. belki ondan daha yetenekli oyuncular vardır ama benim için atiba başka bir noktada.
ahmet bey'i tanımıyorum. ali koç'u az da olsa tanıyorum. ben hayatta bütün ilişkilerime şöyle bakarım. bu kulüp başkanlarıyla rekabet halindeyiz ama uyum içinde çalışmak zorundayız. yeri geliyor hep beraber aynı safta yer alıyoruz. yayıncı kuruluş konusu, yabancı sayısı konusu gibi...
bir uzlaşı kültürü olması gerek. son dönemde uzlaşı kültürü göremiyorum. rekabet ve husumet birbirine karışmış durumda. ben husumet değil rekabet tarafında olmak istiyorum.
kulüp başkanlarına karşı bir adım atmaktan zerre kadar çekinmem onlarla uzlaşı zemininde buluşmak isterim ama attığım adıma gelmezlerse o zaman iki adım da geri atarım. önce adım atmaktan çekinmem.
arda turan ile ilgili de kararı seçilirsek 19 haziran'dan sonra vereceğiz. arda turan ile çalışmak, fatih terim ile çalışmamak benim başkan seçilmem için bir kriter teşkil etmez. ben başkan seçilmeden 'onu alırım, bunu satarım' gibi söylemlerin doğru olmadığını düşünüyorum.
galatasaray'ın 6 ve 8 numarada çok iyi bir oyuncuya ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. 6 - 8'deki iyi isimlerden birisini isterim. atiba'yı tarif ediyorum aslında. onun kadar çok koşan alan daraltan aynı zamanda becerikli. bu sene taylan da çok iyi bir performans ortaya koydu. modern futbolda orta sahadaki top kayıpları çok önemli. bu sene etebo bize hiç uymadı. taylan'ın formu galatasaray'ı ayakta tuttu. taylan'ın yanında birisi daha gerekli. gedson ayarında kendisi de olabilir bir futbolcu almak isterim. gönül kimleri almak ister ama ekonomik problemler de söz konusu.
milli takımdaki birçok futbolcuyu çok beğeniyorum. hakan çalhanoğlu'nun galatasaray'a gelme ihtimali imkansız. ben de ilkay gündoğan'ı çok isterim. guardiola herkesi kesti ilkay'ı kesmedi fakat bunlar gerçekçi değil.
milli takımda zeki'yi umut meraş'ı yusuf yazıcı'yı çok beğeniyorum. okay yokuşlu bence harika bir futbolcu. genç bir kadromuz var milli maçları da sabırsızlıkla bekliyoruz. umarım iyi bir başlangıç yaparız.
kurumsallığın en önemli koşulu devamlılıktır. 3 senede bir yönetim değişiyor. büyük şirketleri düşünürsek böyle sürekli yönetim değişirse başarılı olamaz. ben bu yönetimden abdurrahim albayrak’ı ve başarılı işler yapmış doruk acar’ı yönetime aldım. kaan kançal’ı da istedik ama kendisi bir süre dinleneceğini söyledi. ben her 3 senede bir bütün hafızayı silip baştan başlamayı doğru bulmuyorum. kulüp yöneticiliği şirket yöneticiliğinden kat be kat zordur. bu yüzden tecrübesi olmayan kişilerin başarılı olacağını düşünmesi inandırıcı değil.
geçmiş dönemde cemal nalga olayı yaşandığında biz 3 yöneticimizi görevden almıştık. ama olay adnan polat’a doğru gitmeye başlayınca ben görevden ayrıldım. cemal nalga olayı yanlış ve talihsiz bir olaydı. tamamen menajerlerin ve antrenörlerin hatasıydı. benim bir suçum olmamasına rağmen tüm görevlerimden ayrıldım. sonra adnan polat beni çağırdı ve ‘kalıyorsun’ dedi ben de devam ettim. ben ibra edilmeyeceğini sanmıyorum. ama eğer ibra edilmezse ben de abdurrahim albayrak ve doruk acar’a derim ki ‘apoletiniz yok, resmi göreviniz yok, başkan danışmanı olarak çalışmaya devam ediyorsunuz.’ onlarla 3 sene bitene kadar çalışırım.
benim yöneticilik yaptığım dönemde en büyük kaynak sponsorluklardı. ama bu dönemde büyük sponsorluklar mümkün değil. ben galatasaray’ın dijital ekonomisini büyütmek istiyorum. yönetime doruk ve serkan arkadaşlarımızı aldık. doruk 2018’de sıfır olan dijital gelirleri 170 milyon tl’ye çıkardı. serkan daha önce 2 kez ‘startup’ kurup satmış, şu anda 22 ülkede etkinliği var. ben ise youtube’un en çok gelir getiren ilk beş içerik üreticisinden biriyim. ilk aşamada 450 milyon tl’ye çıkarabiliriz, daha agresif bir planla 1.2 milyar tl’yi bile yakalayabiliriz. en büyük ticari projem budur. kemerburgaz projesi bütün takımlara yetmeyecek gibi duruyor. oraya a takımı taşıyıp, büyükçekmece’ye de alt yapıyı taşımayı düşünüyoruz. florya’da emlak konut arazinin bir kısmına sahip bir kısmı da bize ait. bir de 19 dönümlük bir arazi var. oraya da içinde güzel bir spor tesisi olan bir gayrimenkul geliştirme projesi yapabilirsek çok ciddi bir rant elde edebiliriz. seyrantepe’ye bir spor salonu yapma mecburiyetimiz var. ama işletme giderleri çok yüksek olacağı için yaşayan bir proje yapmak gerekiyor. sportif faaliyetlerden başka organizasyonlar da olmalı. bir teknopark projesi gerçekleştirebiliriz. benim çok önemsediğim bir şey var; seçimleri internet üzerinden yapabilirsek katılım da yükselir, bu seneki gibi seçim ertelemelerinin önüne geçeriz. ben 3 yıl sonunda dijital seçimi sağlamak istiyorum.
albayrak bu kulübün futbol şubesi yönetmiş ve iyi işler yapmış ona başarısız demek yanlış olur. ayrıca galatasaray’a sevdalı başka bir insan görmedim. kendini bu işe en çok adamış kişi abdurrahim albayrak. camiada kimse teşekkür etmiyor ben bunu çok yadırgıyorum.
biz fatih terim ile çalışacağımız vaadiyle başkanlığa mı yürüyelim? galatasaray başkanının kim olduğunu, hangi hoca ile çalışacağı mı belirleyecek? ben bunu kabul edemem. fatih terim teknik direktör olduğu sürece bizim sözleşmeli bir çalışanıdır. ben başkan olacaksam beni değerlendirsinler. eğer bir hoca ile yönetime gelirseniz bilin ki o hocayı siz de bir daha yönetemezsiniz. o hoca sizi yönetir. bu fatih terim ile alakalı değil hangi hoca olursa olsun aynı şey geçerlidir. fatih hoca hem teknik direktör hem divan kurulu üyesi. eğer teknik direktör olursa divan kurulu şapkasını kenara bırakmalı, eğer divan kurulu yetkilerini kullanacaksa teknik direktörlük şapkasını çıkarmak zorunda. ikisi bir arada olmaz.
abdurrahim albayrak zaten hali hazırda yönetim görevine devam ediyor ve çalışmaları yapıyor. ben de onunla konuşarak planlama yapıyorum. ben galatasaray’ın sıkıntılarına doğru teşhis koymayı ve doğru teşhisi koyup yönetmeyi arzu ediyorum. o yüzden başkanlığa adayım.
yiğit şardan