"ben doğal olmaktan, şeffaf olmaktan, gerekirse pot kırmaktan çekinmeyen bir insanım. en önemlisi art niyet taşımamak. ben sosyal bir camianın temsilcisiyim, ticari ve siyasi bir kuruluş değil. bir ortak paydayı paylaşan insanların bir araya getirdiği bir oluşum, bir nevi ruh, bir nevi tutku… insanların ruhunu temizleyen, müzik gibi rahatlama aracı. insanları üzen, rahatsız eden bir hale gelirse insanlar bunu sosyal camiadan giderek uzaklaşır. bizim amaç ve görevimiz bize teslim edilen ruhu insanların isteklerine uygun hale getirmek, paylaşmak ve artırmak. galatasaray öyle bir oluşum haline geldi ki lisemizin çatısı altındaki 7 arkadaşla kurulan spor kulübü 100 milyona ulaşan sempatizan ve 30 milyona yakın taraftara ulaştı. biz bunun bir parçası olmanın gururunu yaşıyoruz”
"öyle güzel kelimeler var ki türkçemizde 3-4 dili bir araya getiriyorum, kendimi bir dille zor ifade ediyorum. 'allah utandırmasın' büyük bir kelime. allah her birimizi utandırmasın ve pişman etmesin. kritik dönemlerden geçiyoruz ve bu kritik dönemleri biz aşacağımıza inanıyoruz. sorunları halının altına süpüre süpüre bir hale getiriyoruz. her gün bir kiloyu kaldırabilirsiniz. ama 365 gün bir kiloyu kaldırmazsanız tek seferde 365 kiloyu kaldırmanız mümkün değil. ertelenmiş sorunlar kümülatif halde bugünlere geldi. bundan korkmuyoruz. elimizi taşın altına koyduk. bir süre istiyoruz. kısa vadede nakit akışını sağlamak için çalışan, emekçi, sporcu kardeşlerimden maksimum bir ay, 10-15 gün süre içinde çözeceğimizden emin olabilirsiniz."
“sportif aş'de yönetim kurulunda bulunan üyelerden özellikle rica ediyorum. spk'nın dolaplı girdaplarına direnmeyelim. onlar galatasaraylı değerli üyeler. galatasaray’a hizmet etmiş üyeler. hepsini yeniden değerlendireceğiz. tamamının istifa etmesini rica ediyoruz. bugünden itibaren, yarından tezi yok istifa etmelerini istiyorum.”
“biz manevi bir topluluğuz. gösterilen sevgi benim üzerimdeki yükü artırıyor. çalışma ve sorumluluk duygumu bana gösterilen sevgi artırıyor. uçakta giderken bile zamanın boşa gittiğini hissettim. uçak pas geçtiğinde herkes endişe içindeyken bile bir ‘eyvah on dakikam daha geçti’ diye düşündüm. ‘bu adam çok çalıyor’ tarzı popülist yaklaşımda değilim. ilgi ve pozitif yaklaşım üzerimdeki sorumluluk duygusunu artırıyor.”
“mali tabloyu alamadım. ek 75 milyon tl finansman istenen dernek noktasındayız. sportif aş'nin kasım sonunda açıklaması gereken bilançosu açıklanmadı. onu da göremedik. neden ertelendi bilmiyorum. geçmiş yönetime asla bir taş atmam, dokundurmam da... biz bunu sayın başkana soracağız. devir-teslim töreninde üç aylık bilançoyu umarım görme şansımız olacak. sevgili dursun başkanımızın döneminde iki buçuk yılda 470 milyon tl’lik zarar var. bunun artışa geçmesi gerekiyor. 5 yıllık sürenin sonuna geldik. dursun başkanımızın da katkılarıyla bu işi çözümleyeceğimize inanıyoruz. bu desteği tüm yaşayan başkanlarımızdan gördük. hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. yaşayan başkanlardan, ikinci başkanlardan, divan başkanlarından ve yardımcılarından oluşan yüksek istişare konseyi kurmak istiyoruz. onların bilgilerinden faydalanmak istiyoruz. dursun başkana da borç durumu, ani yükselmeler var mı, onları soracağız. iki kardeş gibi çözümleyeceğiz”
“galatasaray'ın önünde tek bir hedef vardır. her durumda, her şartta şampiyonluk. 13 branşta 1450 sporcuyla türk sporuna hizmet ediyoruz. türkiye'nin en değerli markalarından biriyiz. özellikle futbolda şampiyonluk çok değerli. değerli rakiplerimiz var. kayseri de onlardan biriydi. türk sporunun gelişmesi için şampiyonluğa en az 10 takımın oynaması gerekir. bizim en büyük sermayemiz en büyük rakiplerimizdir. onların yüceldiği oranda yüceliriz. hareketli bir lig geçiyor. fatih hocamın da önderliğinde bunu gördüm. locada geride durdum. rakip seyirciye saygısızlık etmek istemem. ayağa kalkma nedenim kulübeye bakmaktı. kulübenin golden sonra birbirine sarılmasını gördüm. işte biz bu ruhu arıyoruz. fatih hocam benim yaşlarımda ama 20 yaşındaki delikanlı gibi. fatih hocam, hasan şaş, ümit her atılan golde sarmaş dolaş. işte özlediğimiz ruh buydu. ben ne takımın ne teknik direktörümün ne taraftarın ne de üyelerin önüne geçerim. basına da haber vermeden kayseri maçından önce florya'yı ziyarete gittim. hocamızla bir yemek yedim. tanışma fırsatı buldum. müthiş bir kolej havası var. onlara da galatasaray'ın mali sıkıntıları yansıyordu ama asla söz etmediler. onlardan bir şey istedim. 'evinde ağlayan 10 yaşındaki çocukların gözyaşlarını düşünün, kimsenin başını öne eğdirmeyin, kaybedebilirsiniz ama terinizin son damlasana kadar mücadele edin' dedim.
galatasaray taraftarı, ultraslan oluşumu beni destekler nitelikte mesajlar yazdı. samimi olarak söylüyorum. ileri gelenlerden ikisiyle ilk kez koridorda ve uçakta karşılaştım. iyi de oldu. pankartların içeri alınması konusunda kayseri emniyeti ricamızı kırmadı. bizim taraftarımız -2 derecede binlerce insan, bizi utandırmadı. onlara ayrıca teşekkür edip ultarslan'ın 17. kuruluş yıldönümünü, sevgili alpaslan'ı da anarak kutluyorum.
"gomis için kasığına para sıkıştı, sakatlandı' deniyor... espri yapıyorum tabi, öyle bir şey tabii ki yok! büyük takımlarda her mevkide birbirini aratmayacak kalitede 3 sporcunun olması lazım. bizde iki mevkide bu eksik. mevcut oyuncularımızı asla küçük görmüyoruz. fatih hocamızın ifadesini söylüyorum. 'onlar olmasa da biz bu çocuklarla aslan gibi devam ederiz' dedi. az günümüz var, saniyeler değerli… hocamızla birlikte en iyi çözümü üretmeye çalışacağız. gerekli kondisyon yüklemesi yapılamamış, bir şey demiyorum ama fatih hocam florya'ya geldi; bakırköy belediye başkanımızın da desteğiyle 12 kamyon, 4 traktör hafriyatı attırdı. hocamın nelerle uğraştığını görün, hocanın da nelerle uğraştığının bilinmesi açısından söylüyorum."
"bütün önceliğimiz ötelenmiş mali sorunları mümkün olduğunca çözümlemek. iki ayağımız bir pabuçta, bir haftada 45 kişilik kurulu ve 150’ye yakın imzayı toparlayıp verdik. mucizenin temellerinden biri de buydu belki… biz kötü şarabın iyisi gibi sergilendik. şimdi ise değerlendirmeye başladılar. 7-8 yıldır galatasaray'ı yakından izleyenler bizi zaten biliyordu. iç dinamiklere kendimizi tanıtamamıştık, şimdi onlar da bizi tanıyor. bir basket maçı izler gibi seçim maratonu yaşandı. belki de bir çığır açıldı. oradan aldığımız güç de çok büyük."
"ben devletten geldim. önce devlet ve millet, sonra biz kazanmalıyız. bize sağ olsun sayın cumhurbaşkanımız bir yol açtı. ona bu vesileyle teşekkür ediyorum. bu yolun 6 şerit olmasını istiyoruz.. yüzde 80 bizim, yüzde 20'si devletin. müteahhit yapsa, sadece vergi verecektik. galatasaray kazancın yüzde 20'sini devlete verecek. bunun yeniden gözden geçirilmesini daha da iyileştirilmesini istiyoruz. bunun mümkün olduğuna inanıyor ve biliyoruz. rakamlar 500 milyon total değerden 700 milyon dolar değerlere gelecek. zor şartlardan geçiyor ülke ama atlatacak. fıtratında bu güç var. inşallah bütün kulüpler en güzel hale gelir. riva ve florya'yı da en güzel hale devletimizle birlikte getiririz diye düşünüyorum"
"mazbata törenimize, bizi kırmadılar burak elmas ve abdürrahim albayrak da geldiler. onlara daha değerli, camianın kabul edeceği başka isimlerden katılacak. uzman bir sportif aş oluşturacağız. bir çığır açıp komiteler oluşturacağız. gerek mali, gerek hukuki gerek idari olarak hizmet edecek. dev bir potansiyel var. bizim amacımız lokomotife güç vermek ateşlemek ve ileriye doğru götürmek. galatasaray’ın o muhteşem dinamiğini harekete geçirmek.”
-
mustafa cengiz
