"benim tarzım değildir soyunma odasına falan girmek. sporcu ve antrenörlerin hakim olduğu bir yer. kasımpaşa maçından sonra, beklemediğimiz bir netice akabinde o üzüntüyle birlikte en azından bu ailenin bir parçası, ferdi olarak üzüntülerimi oyuncularımla, antrenörümle paylaşmak istemiştim. hocanın bir ihtiyacı var mıydı, sanmıyorum. ama elbette hoca ve camia da çok üzüldü. üzüntüler paylaşılırsa azalır, sevinçler paylaşılırsa çoğalır. hepimiz aynı amaçta savaşıyoruz. aile içerisinde böyle şeyler, tartışmalar adrenalin ile gerçekleşebilir. üzüntülü bir durumdu. bunu da paylaşmak, demin de söylediğim gibi azaltıyor.
kaptanımıza, bundan sonraki günlerde atmosferin çok daha sıkıntılı olacağını anlattım. selçuk, benim en çok sevdiğim ve takıma uzun süreler hizmet eden bir oyuncumuz. onunla da şahsen paylaşmak istedim. önümüzde dört maçımız daha var. bu üzüntünün de mümkün olduğu kadar azalması için uğraştım. bir an evvel bu durumdan kurtulabilmek, refaha ulaşmak adına onlara bir çift sözüm vardı. o da sevindi, dediğim gibi burada her şeyi paylaşmak esas olan şey.
ceza konusu tam net değil aslında. galatasaray futbol takımı, profesyoneller ordusu tarafından yönetiliyor. bu profesyonellik içinde şartlar mevcut. spor kulübümüzde sporcularımız iş akitleri ile buraya bağlılar. sabit ücretleri, maç başıları, primleri, ödülleri mevcut. istenmeyen sonuçlarda, bunun negatif bir yaptırımının da gereği vardır. biz de, şu anda elimde getirdiğim evraklarda disiplin yönetmelikleri var. herkesin elinde de bunun bir kopyası var. bunlar şaşırtıcı değil. yaptırım konusuna da geçireceğiz. disiplin çerçevesinde kurumumuz bir karara vardıysa, başarı ölçüsünde ve hedeflerimiz doğrultusunda değerlendirerek işleme koyacağız. bu hedefe gitmek için önümüzdeki dört haftayı oynamamız gerekiyor. bütünüyle değerlendirilmesinde fayda görüyorum.
ceza faktörünü bence münferit değerlendirmemek gerekir. evet, istenilen galatasaray futbol takımı yoktu birkaç zamandır, doğrudur. benzer cezayı sene başında da gündemimize almıştık, fakat uygulamaya sokmadık. oyuncuların prim, ödül gibi durumlarda ödüllendirilebileceğini hissettiği gibi başarısızlıkta da bunu anlaması gerekir. paylaştığım durum bu, oyuncularımla hissetmeniz gerekiyor. dolayısıyla kaç para ceza verdin, sen kaç para ödeyeceksin, böyle üzülebilecek şeyleri abartmamak lazım.
yeni sezonda igor tudor ile devam, kesin. önümüzdeki sezon sonuçlar ne olursa olsun hocamız devam ediyor olacak.
sayın tudor göreve geldiği zaman oyuncularımız zaten kadrodaydı. hocadan sonra bir iki arkadaşımızı kadroya kattık. kendi beyanlarıdır, performansına dayanarak değerlendirebiliriz, ancak ben şu anda galatasaray'ın kadrosundaki oyuncuların yorum yapmaması gerekir diye düşünüyorum.
wesley sneijder, sezon sonunda gidiyormuş. böyle bir şey olur mu ya? şuna dikkat ediyorum ben, benzer şekilde galatasaray'dan başka herhangi bir takım için bir oyuncusuna böyle şeyler olmuyor. bir senelik kontratımız daha var oyuncumuzla. devam ederiz, etmeyiz, onun neticesi başka zaman yapılır. performansına ve isteğine de bağlı olarak en iyi kararı vermek istiyoruz. iyi oyuncular ile devam etmek istiyoruz. sneijder gayet iyi oynuyor, şöyle diyeyim, ülkedeki yorumlara göre futbolcuların performanslarında inişler-çıkışlar olabilir. herkes için de geçerli bu aslında. iki üç maça göre değerlendirmek, yargıda bulunmak olmaz. onun katkılarını yok saymak doğru olmaz. her futbolcu inişte de olsa çıkışta da olsa, galatasaray'da oynuyorsa iyi oyuncudur. onun becerilerini de kimse böyle küçümseyemez.
riekerink'in sene başında takımın başında olması kararı wesley sneijder ile değil, yönetim kurulu ile alınmıştır.
bruma'nın sözleşmesini uzatma dileğimiz var. florya'nın tapusunu istiyormuş, niye istesin ki?
şimdi eğer profesyonel futbol ciddi bir iş ise, bruma da florya'nın tapusunu istiyorsa ne yapacak ki? kontratını uzatmak için görüşüyoruz hem kendisi hem menajeri ile. uzun yıllar hizmet edecek kapasitede, yıldız adayı bir oyuncumuz. bir iki hususta anlaşamadık, onun için de görüşmelerimiz devam ediyor.
önümüzdeki sezona uygun daha çok koşan, mücadele eden bir takım düşünüyoruz, çalışmalar devam ediyor. transferler de bu çalışmalar dahilinde gerçekleşecektir muhakkak.
hocanın transfer listesi diye bir şey yok. elbette kafasında istediği oyuncular var. net ifade edeyim, hoca bize bir rapor veriyor. rapor içerisinde yazanlarda eksik, fazla, yetersiz gördüğü performansa sahip oyuncular var. ihtiyaç listesi de buna göre şekilleniyor. stoper, kanat, ne lazımsa hepsi tespit edildi. bu listeye bağlı olarak, scout ekibine deniyor ki, arkadaşlar bize şu mevkilere oyuncu lazım. sözleşmesi biten, takımdan ayrılacak oyuncular listeleniyor. hocaya iletiliyor. antrenörümüz de ekibi ve bizlerle bunu değerlendiriyor. hocamız ve ekimiz de gece saat 11'e dek bunlarla haşır neşir oluyorlar. ortaya da bir geniş liste geliyor. sonra bunu filtrelemeye gidiyoruz. nihai karar da scout ekibi, hoca ve benimle beraber sportif direktörümüz ile birlikte neticelendiriliyor, neticelendirilecektir de. hangisi üzerinde mutabık kalınırsa, o oyuncu için girişimde bulunuyor olacağız. kimse buzağı altında öküz aramasın. sistemimiz tam bu şekilde. 6-7 oyuncu, farklı mevkilerde izlediğimiz adaylar arasında.
sabri önemli bir oyuncu. çok da seviyorum, evladımız, burada yetişmiş, büyümüş, gelenden de gidenden de iyi oynamış. iyi de bir futbolcu.
eren ve podolski forvet hattımızda bulunuyor. şu anda cenk ergün yurt dışında bu mevkiye bir aday bakıyor. iyi de bir golcü bakıyoruz. eren önemli bir silahımız, beraber yarıştırabileceğimiz bir oyuncu üzerinde duruluyor.
burak ben dönüyorum dese, elbette gelsin der, kapıyı açık tutarım. bu sorular spekülatif duruyor biraz. (burak, galatasaray'a dönse ister misiniz sorusuna binaen)
podolski 2.6 milyon euro'ya gitti. daha fazlaya satılabilir miydi, orada da spekülasyonlar var. çin'den fiyat geldi, falan filan, hiçbir yerden gelmedi. vissel kobe'den gelen teklif, tek ciddi olanıydı. 7 milyon, 10 milyon, bunlar yok. bir tek gelen teklif, şu anda kabul edilen teklif. başka bir şey olmadı podolski adına.
maaşların büyük kısmı, geçmişten kalan maaşlar. benim yaptığım tespit, bireysel değil. genel anlamda bir bütçeden söz ediyoruz. bize uefa'nın yaptığı uyarı da bu anlamdaydı. 40 küsür futbolcu tutarsanız, istediğiniz kadar cüzi miktarda maaş verin, illa ki bir şişkinlik yaratıyor. bir kısıtlama ise uefa tarafından gündemde değil. şu anda durum bundan ibaret. daha önceden 2 sezonluk bir kısıtlamamız vardı, 65 milyon euro'luk sözümüzü bu sene itibari ile bitiriyoruz.
bu soruyu çok düşündünüz mü yani sormak için? (parayı nereden bulacaksınız başkanım sorusuna binaen) güzel bir soru tabi nereden bulacaksınız parayı. para ya bankada var, ya bir işlem sonucu gelir. galatasaray spor kulübü, bütünü itibari ile bir bütçesi zaten vardır. yılda 150 milyon euro bu bütçe. bankalara olan teminatlarımız, kefaletlerimiz sona erdiğinde, faiz borçları sona erdiğinde galatasaray'ın herhangi bir problemi kalmayacak. bizim yönetimimizin en büyük sorun çözümü de bunun üzerine.
haziran'da da en büyük müjdelerden biri geliyor. emlak konuttan gelecek riva-florya projesinin ihalesi çıkıyor. bu geliştirmelerden bir miktar aldık, banka borçlarının bazılarını kapattık. ikinci bir parti de hazirandan sonra geliyor olacak. bu anlamdaki eleştirileri dikkate almamak lazım. akabinde galatasaray'ın döner sermayesine girmeye başlayacak para ile galatasaray, kendi bütçesini kendisi idare edebilecek duruma zaten gelecektir.
transferi yapılacak oyuncular, galatasaray'ın şanına şöhretine yakışacak oyuncular olacak. daha önceki hataları tekrar yapmama gayreti içerisindeyiz. bu yıldız olur, olmaz. ondan bahsetmiyorum. beklentileri karşılayacak oyuncu tanımı daha doğru olacaktır. galatasaraylıların memnun olacağı isimler ile bir irtibat halinde olacağız, oluyoruz.
serdar aziz transferi hata değildir. kontrollerden geçtiğinde bir sakatlık sözkonusu değildir. bizde de, milli takımda da oynadı. osmanlıspor maçında kötü bir sakatlık yaşadı. onun için böyle bir düşüncem yok. cavanda'yı da riekerink ısrarı üzerine aldık. onu belçika'dan tanıyordu, bize faydalı olacağını söyledi. onun yorumu esastı. takıma bu mevkide destek istiyordu. ben cavanda transferinde hatalı olduğumuzu düşünüyorum. amacım bu manada evvelden yapılan yanlışları tekrara düşürmemek.
yaptığım bir işi hatalı görürsem, kulübe bunu yüklemem. başkan olmak istememdeki arzum, takıma, camiaya fayda getirmek.
kendimi başarılı buluyorum ifadesi benim için objektif olmaz. şunu diyeyim, 44 yıllık bir iş hayatım var. belli de bir çizgim var, maceracı da olmadık. belli bir başarı çizgisini yakaladığımızı düşünüyorum. bu birikimimi, çocuklarıma emanet etmek suretiyle, mesaimi galatasaray üzerine harcıyorum. elbette hatalarımız oldu. en çok da bu mali yapıyı düzeltmek için uğraşıyorum. bunu da icraatlerimizden anlayabilirsiniz. mecidiyeköy'deki otel projesi üzerine ciddi zaman harcıyoruz. orada bir sıkıntı yok bizim adımıza, ülke bazında sektörel bir problemden bahsedebiliriz. spor salonu için projelerimiz bitti, ruhsat aşamasındayız.
florya'nın taşınması için kemerburgaz projemiz var. çatının kapanması için gsgm ile bir intifa hakkı problemimiz vardı, çözmüş sayılırız neredeyse. bu işler, bir yönetim süresi içerisinde kolay olmayan işler. bunların altından da kalkacağız inşallah. sportif başarı öyle bir şey ki, bütün bu işler onun gölgesinde kalabiliyor.
başkanın ne yapması lazım? sesini çok çıkarmıyor diyorlar. başakşehir ile oynanan kupa maçından sonra ciddi bir tepki koyduk, federasyon 45 gün cezayı bastı. zehir zemberek şeyler söyledik, değişmedi bir şey.
futbol federasyonuna güveniyorum. bizim seçtiğimiz bir federasyona güvenmiyoruz demek ne kadar doğru olabilir ki?
mhk bizim çağrılarımıza kulak asmadı hiçbir zaman. fazla da yoruma açık değil zaten mhk konusu.
popülist değiliz. işimize bakıyoruz. tepki çekmemiz biraz da bundan. bizi desteklemeleri için bu tür gereksiz toplara hiç girmedik. ben 2800 oy ile seçildim. daha evvel duygun yarsuvat yönetiminde yöneticilik yaptım, 3 kupa kazandık. en kritik projeler yürütülüyor. şimdiye dek en büyük güvenoyu ile bana daha evvelki yönetimlere verilmeyen imtiyazlar verildi. hal böyleyken, camia sana tepkili denilince, bir algı hissediyorum. o yüzden bunları demokratik bir yapı içerisinde herkesin fikrini söyleyebileceğini düşünüyorum. benim hizmet etme isteğimden, galatasaray'a faydalı olma isteğimden kimse bunu mahrum tutamaz.
kardeşime gelince. mehmet özbek, yaklaşık 16 yıllık bir gs spor külübü üyesi. 1986'da futbolcu dursun özbek vardı. benim yeğenim, amcamın evladı. sahada öldü, burada florya'da. ailece galatasaraylıyız. mehmet özbek, başkan dahi olabilecek vasıfta birisi. yönetim kurulundaki diğer arkadaşlar gibi. kardeşim diyebileceğim diğer insanlar da var. hizmet etmesinin neresi tenkite değerdir, bilemiyorum. birinci günden bugüne dek, başkanın kardeşi, başkanın kardeşi. mehmet özbek'in sorumluluğu, sportif aş'de yönetim kurulu üyesi olması. futbolcu kimliği de yönetici kimliği de vardır. transferde yalnızca scout ekibinin tespit ettiği oyuncuların transferi konusunda yetkiliydi. orada da güvendiğim bir yöneticimiz. başka da dünya kadar faydası oldu mehmet özbek'in. bu kadar spekülasyon yapılması, kurtla kuzu hikayesine benzetiyorum. dün akşam görevini bırakmadı, sportif aş'de yönetim kurulu üyesidir. aynı zamanda benim ortağım, kardeşim olması yanı sıra. biraz da kendi bireysel işlerimize yardım olacak, futbolla ilgili faaliyetleri kısıtlandırıldı.
ben, burada takıma ve kulübe daha hakim olabilme adına ofisimi buraya taşıdım. daha profesyonelce bir faaliyet yürütebilme adına bu kararı aldık. profesyonel yöneticilerimiz, başta sportif direktör (burada başka bir şey de demiş olabilir, kaçırdım) cenk ergün de burada hep birlikte bir koordineli çalışma içerisindeyiz.
adam topu tutamıyor, yönetim istifa. gol kaçıyor yönetim istifa. o zaman futbolcu istifa desenize? buradaki futbolcuya dayalı düzen yanlış bir ifade. bir sistem var ve bu takımı bu sistem yönetiyor.
takımda samimi bir bağ, takımdaşlık duygusu var, ancak biraz eksik olduğunu itiraf etmem gerekiyor. idmanı izleseydiniz, sonraki periyotta benim de katıldığım barbekü partileri bunu perçinleyen şeylerdir.
maaşlar geriden geliyor, ama 4 ay gibi büyük bir fark yok. bu da yalnızca galatasaray'a has bir şey değil, hemen her takımda mevcuttur böyle şeyler. fifa kuralları gereğince ve sözleşmelerde yazan haklar süresinde 90 günlük bir esneklik payı var. bunu da aşmamaya çalışıyoruz.
(imza toplanması hakkında) gayet doğal. galatasaray demokratik bir yapı. hukuk kuralları ve teamüller içerisinde gayet doğal şeyler. dinamikleri içerisinde ve galatasaraylıların ilgili olmaları beni memnun ediyor. ancak ben zannetmiyorum 1600 kişi olabileceğini, fakat göreceğiz. adnan öztürk de her galatasaraylı gibi bu göreve talip olabilir, doğaldır. genel kuruldan sonra ibra edildik, 12 saat sürdü. orada her soruyu, her muallakta kalan konuyu cevaplayamadım, üzgünüm bunun için. keşke daha açık ve net bir açıklama şansı bulabilseydik. ancak herkes yıpranmış ve yorulmuştu. ben isterim ki birbirimizi ikna edelim, beraber galatasaray menfaati için tartışalım, birlikte hareket edelim. hep de bunu söylüyorum. ben herkesi davet ediyorum, gelin tartışalım birlikte doğruyu bulalım diye. ancak son tartışma için toplanan konsensus 16-17 kişilik bir ekipte kaldı. malesef havada kalıyor bu eleştiriler.
galatasaray başkanını eleştirin, yönetimi eleştirin, ama küfür ne demek? siz bana değil, aynı zamanda ali sami yen'in başkanlık koltuğuna küfür ediyorsunuz. bu yakışıyor mu?"
dursun aydın özbekben dayanamadım, lavaboya gidiyorum kusmaya :(