resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:74
Uyruk:Türkiye
  • 1276
    tecrübesini gösteren antrenör. yazın hamza bey yuvarlak açıklamalar yaparken, evlatlarını korurken biz an itibari ile denizli'den basın ile ilişkiler dersleri görüyoruz her seferinde. geldiğinden beri açıklamalarında hiçbir sorun görmedim.

    adam taraftarların görüşlerinin farkında, onları dikkate alıyor, sosyal medyayı önemsemiyorum demiyor mesela. taraftar ile doğru ilişkiyi kurduğu takdirde kendisinin gidecek daha çok yolu var. elindeki malzeme makarna yapmalık, pirzola çıkamaz bu kadrodan.

    kendisini destekliyorum, başarılar hocam.
  • 1277
    4 nokta transfer yapacağız falan demedi.

    http://www.dailymotion.com/video/x3ii9ri

    http://www.dailymotion.com/video/x3ii8xq

    (bkz: ne dediler/#1867534)

    yaz transfer döneminde bu amk sosyal medya hesapları yüzünden ne kadar gerildiğimizi çok çabuk unuttunuz. hala rt, fav veya daha kötüsü manipülasyon uğruna yazılan bu yazılara koşulsuz şartsız nasıl inanıyorsunuz hayret ediyorum.
  • 1279
    kendisinin yerine jose mourinho, pep guardiola falan da gelseydi bu kadroyla =hamza hamzaoğlu ilan edilecekti. takımın neresinden tutsanız bi tarafı elinizde kalıyor. birinin çıksın dediği kadro, başka biri tarafından maçı izlememe sebebi olan bir oyuncuyu barındırıyor.

    adam yüz kere çıktı kadrom yetersiz, takviye lazım, kaliteyi yükseltmemiz lazım dedi. kuruyan dalları budamamız gerekirse budayacağız dedi. vurulması gereken neşteri başarı önlemiş dedi. devre arasına kendisini atana kadar yetersizliği bariz bazı oyuncuları da oynatmak zorunda işte. şunu anlayıp iki dakika sabretmek ne kadar zor olabilir bir taraftar grubu için? he amk eminim her teknik adam şu kadroya sinan'ı koray'ı monte etmişti, çöpleri kesip atmıştı kesin. hayal dünyasından çıkın ve adamın bir ay sonra yapacaklarını bekleyin. sonra oturup değerlendiririz sağlıklı bir şekilde.
  • 1281
    kim demiş denizli nin eleştirilemeyeciğini. an itibariyle sert eleştirmemeli lazım bu konuda hak veriyorum. eldeki kadro bu tamam ama denizli de dün gelmedi ki takıma. neredeyse bi ay olmak üzere ama hamza hoca dan bi farkını göremedik pek daha. hocanın takım teknik taktik ğzerine etkisi sadece kadro farkıyla ortaya cıkmaz. aynı oyuncu grubundan farklı sonucları almasını bilmeli. hamza yı ne kadar eleştirsek de prandelli nin aynı kadrosunu farklı oynatmayı başarabildi geldiği ilk andan itibaren dahi. bu nedenle denizli nin farklı bişeyler koyması gerekiyor artık. chesjou yü orta sahaya koymak olmamalı tek farkı. bariz sklde belli ki eldeki orta sahalar ikili oynamaya müsait değil mesela. yasin de formsuzken kanatlardan birisini emre veya jose ile denemesini beklemem cok abes kaçmamalı. veya forvetlerimiz bu kadar formsuzken podolski yi bir maç dahi orada demememek. denesin olmazsa tamam deriz ama görmek isterdim simdiye kadar. chedjou yü denedi cok da olmadı o noktada yapacak bişeyi yok amenna. geldiğinden beri aynı taktik denedik ama bi işe yaradığını göremiyorum. hamza dan farkını ortaya koymalı artık. illa ki transferi bekleyeceksek sezon ortasında teknik adam değişikliği yapmasın takımlar o halde.
    bu bağlamda bana da kimse dnizi yi eleştiremezsiniz efendim savunmasına gelmesin. ortada bi enkaz var kabul ediyorum ama birşeyler beklemek de hakkımız artık
  • 1295
    bunla da olmayacak tespiti hayatımda gördüğüm en saçma tespittir. hayatınızda neye sabrettiniz? adama bir devre arası kamp ve neşter vurma şansı verin. birşeyler deniyor, yanılıyor değiştiriyor. bırakın da adam bildiği işi yapsın. şampiyonluğu falan bir boşverin de galatasaray'a feldkamp etkisi yapabilecek mi acaba diye bir sabretip bekleyelim olmaz mı? ne anlıyorsunuz şu futboldan inanılır gibi değil.
  • 1296
    sonunda kendisini beni galatasaraylı yapan ve 80'ler sonu 90'lar başını kah statta kah televizyonda maç kaçırmadan izlemiş 45 yaşındaki dayıcığıma sorabildim. dedim ki: "dayıcım nedir mustafa denizli'nin olayı?"

    kendisinin cevabını hiç yorum katmadan özetle aktarıyorum: "mustafa denizli futbolu ve futbolcuyu çok iyi bilir, yerli-yabancı ayrımı yapmaz, agresif hücum futbolu oynatır, ustaca oyuncu değişiklikleri ile maça müdahale eder, kendisine güvenim tam ve sabretmemiz şart."

    ben o yılları izlemedim ve bilmiyorum, dayıcığımın aktarımı kısaca bu şekilde. özellikle de "agresif hücum futbolu" ifadesi #1853003 şuradaki anekdot ile kesinlikle örtüşüyor. bu ara 3 oyuncu değişikliğini tamamlamaya bile yeltenmemesi kadro derinliğinden memnun olmadığının göstergesi diye düşünüyorum. genel olarak da "halden anlar" şeklinde bilindiği için futbolcuyla diyaloğunun yapıcı olduğu da rahatlıkla söylenebilir. yorumculuğunun son yıllarını hiç program kaçırmadan adeta ağzının içine bakarak izlemiş olan ben de futbolu aşırı iyi bildiğine kefilim. yerli-yabancı ayrımına, transfer tercihlerine, takımı fizik gücü olarak hazırlamasına ve sezon öncesi/arası kamplarına ilişkin bir şey söylemek zor, onun için gerçekten de beklememiz lazım...
  • 1297
    terim için fiorentina ne idiyse denizli için de (bkz: aachen) oydu. hiç gerek yoktu almanya'ya gitmesine. gittiğinde sigi held faciası yaşadık. döndüğünde 2 senede aynı başarıyı yakalayamadı ve gönderildi. sonrasında kalli ve hollman'la başlayan yükseliş saftig'le durakladı. souness pres yapan galatasaray'a kısa pası ve ayakta kalmayı (yere yatarak müdahele etmemeyi) öğretti. sonrası da terim dönemi malumunuz.

    lakin fener'e gidişi ve onlara oynattığı berbat futbol aklımda daha çok kaldı. spor adamlarının hangi tecrübede olursa olsun televizyondaki eleştirileri bana hep vasat gelmekte. denizli'den de saçma sapan sabri övügleri, burak güzellemeleri duydum duymadım değil. bekara hatun boşamak kolay. o yüzden saçmalamalarına değil de yaptıklarına bakarak değerlendirmek istiyorum.

    sabri'yi bitirdiğimizi farketti ve artık semih'i orada oynatmak pahasına oynatmıyor. semih'i sağ bek oynatarak bizim önümüze atıyor farkında değil henüz. çocuk bu kadar eleştirilirken koray'a şans tanıması elzem. semih'in özeline bakacak olursak kendisi öncelikle oynatılmayarak bitti. beyler bakın bir futbolcu maçlara çıkmazsa aynı performansı alamazsınız. antrenman maçın yerini tutmaz. bunda sanırım hepimiz hemfikiriz. geçen sene neredeyse hiç oynatılmadı. hakan ve chedjou oynatıldı. 1 gol yemeye korktuğumuz için hiçbir geleceği olmayan balta oynatıldı. sebebi de hamza'nın korkuları. hatta belki de telles'i kesemeyeceği için abilerden birini oynatma gereği. dengeleri severdi malum. semih'te hata yok mu? var. duyduğumuza göre çok ağırlık antrenmanı yapmış. çabukluğunu, güçlenebilmek uğruna kaybetmiş. balta da yanılmıyorsam aynı dertten muzdaripti. ondan almış olabilir bunu.

    önlibero mevkiinin hali içler acısı. oyunu çift yönlü oynayabilen ya da en azından pozisyonlarını alabilen tek adam selçuk. lakin o da bunca sene defansif işleri melo'ya bıraktığı için top kapma ve mücadele yönünden eski kuvvetinde değil. kadroda da bir tane defansif önlibero yok hamza ve dursun sağolsunlar. chedjou top kapabiliyor lakin oyun kurma yönünde ciddi eksiklikleri var. rakipler sino ve selçuk'a örnek alınca rodriguez ve bilal diye gözleri dolu dolu oluyor denizli'nin.

    işte melo bu kadar önemliydi. tek bir adamda chedjou selçuk ve rodriguez vardı.

    ilerideki 4'lüye gelecek olursak yerli sevici ulemalarımızın en çok çaktıkları adamlar bunlar. yeterince mücadele etmiyorlarmış. kardeş pardon ya bu adamların yerine mücadeleci olarak kimi oynatacaksın? sinan'la emre dışında elle tutulur alternatifin yok. ulemalarımızın ve ağababaları terim'in aklında hep basan ortasaha var. suat emre ergün ümit hakan aranıyor devamlı. halbuki hiç gerek yok. takımda çünkü hagi yok. melo selçuk tutulsaydı, kaliteli sağ sol bekler ve top kaybetmeyen bir ileri uçla bu işler yürüyebilirdi. ama tabi sen geride olcan sabri ile yola çıkarsan çatacağın adamlar bunlara yardıma gidemeyen yasin'le podolski olur. futbol zekası düşük, top kullanma ve saklama yetenekleri olmayan umut/burak yerine ortalama bir adamın olsa ileride eksik de kalmayacağız.

    denizli çok şanslı. şu anda üzerinde hiç baskı yok. taraftarın öfkesi futbolculara ve yönetime odaklanmış durumda. dursun paçayı kurtarmak için herşeyi yapmaya hazır. ne olur devre arasında saçma sapan turnuvalara katılarak oyuncuları sakatlamasın. oyunculara kondüsyon yüklemesi yaparsa denayer ve carole düzelirler, grosskreutz ikna edilip önlibero'ya katılırsa, bir forvet bir de sağ açık ya da önlibero transferiyle bu işller düzelebilir.

    lakin galatasaray'ın en büyük sorunu eksiklikler değil fazlalıklar. takım içinde kıdeme göre forma dağıtılmasını bekleyen bir çete var. bunların ağababası da belli. o ve burak yılmaz bu takımdan gönderilmeliler. kimse galatasaray'dan büyük değildir sözü birileri için söylenecekse bunlar için söylenmeli.

    allah kolaylık versin kendisine. benim galatasaraylı olduğum zamana denk gelir başarıları. zor dönemde geldi ama üzerinde baskı yok. değil neşter, testereyle palayla mızrakla girişsin, ne kadar menfaatçi galatasaray düşmanı varsa göndertsin.
  • 1298
    türkiye'de medyayı en iyi kullanan teknik direktör. adam iki hafta önce yaptığı ağaç benzetmeysiyle tüm algıyı buna kaydırdı. sorulan sorular ağaç dalları, budamak, sulamak gibi terimler içeriyor. lobisi terim kadar olmasa da bir hayli kuvvetli. başta yayıncı kuruluştakiler olmak üzere yorumcular vitor'a sallarken bir, şenol güneş'e sallarken iki düşünüyorlarsa denizli için derviş oluyorlar.

    ne şenol güneş gibi fazla naif, ne terim gibi gereksiz agresif. özellikle hamzaoğlu'ndan sonra insanı gerçekten rahatlatıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın