• 2052
    seçim kararı alması gerektiği konusunda entry'ler okuduğum başkan ve yönetim kurulu..

    bu entry'lerdeki argümanlarda haklılık payı var aslında, mahkeme kararını beklemeden genel kurul kararına göre hareket etmek her yönetime yakışır, doğrudur. ya da mevcut yönetim kurulunda kendisine verilen görevlere zaman ve enerji ayıramayan üyeler olabilir, yerlerine daha faydalı olacak üyelerin seçilmesi için de bir fırsattır, bu da doğru..

    ancak 2010'dan beri hiç bir başkan süresini tamamlayamadı, hep erken seçim..

    seçim kararı başta sponsorlar olmak üzere oyuncular, kredi kuruluşları, tedarikçiler gibi diğer paydaşları evet belki felç etmiyor ama kendi açılarından haklı olarak işleri daha ağırdan almalarına neden oluyor.. seçim kararı bile değil, seçimin özellikle mustafa cengiz tarafından telaffuz edilmesi bile bunu tetikler, dolayısıyla 2019 yazının planlandığı gibi gitmemesi dışında pek bir işe yaramaz..

    evet tahminen 2.500 veya üstünde oy alır gerçekten de ama muhtemelen zor ve yıpratıcı bir seçim sürecine gerek yok, çünkü yeni bir seçim olursa işler baya çirkinleşecek.. ve sonuç hiç de bugünden belli değildir, seçimi kaybetme ihtimali hiç yok değildir, 2000'de uefa kupası'nı alan faruk süren'i gönderdi bu camia, unutmayalım..

    2019 yaz hazırlıklarının düzgün gitmesi 2019-2010 stsl sezonu'nda gelmesi için yeterli zemin bulunan 23. şampiyonluğu zora sokabilir..

    umarım seçime gidilmez..
  • 2053
    seçimle falan uğraşmayıp işlerine bakmaları lazım. işler kızışacaksa kızışsın. taraftar eskisi gibi değil. fatih terim ile birlikte kenetlenirlerse bir avuç liseli kuyruklarını kıstırıp köşelerine çekilirler. 2 yıl sonraki seçimlere 4 şampiyoluk ile girerlerse karşılarına çıkacak rakipleri ortaya çıktıklarına pişman eder bu taraftar.

    hele transfer engellemesi gibi olaylara maruz kalırlarsa geri adım atmamalılar. taraftarı arkalarına alıp düzeni değiştirmek için çalışmalılar.
  • 2054
    kesinlikle seçime gitmemesi gereken yönetimdir. adnan polat'ın aldığı emsal karar ortada dururken liseciler işi oldu-bittiye getirip hukuku bypass etmeye çalışıyorlar. bunu da hukukun üstünlüğünden dem vurarak yapmaları ayrı bir rezalet.

    ekleme:

    futboldaki başarılarla gelirleri artırdığı ve zararı kara çevirdiği için birilerinin canını sıkıyor bu yönetim. şimdi de çıkmış diyorlar ki "ama florya sayesinde bu gelirler". ne sayesinde olacaktı? sen hangi ülkede yaşıyorsun güzel kardeşim? senin yayıncı kuruluşun zarar ettiğini ifade ederek kulüplerden indirim bekliyor. bu yönetim geldiği gün euro kuru 4,66'ydı. şimdi ise 6,55. sen ne anlatıyorsun yahu? insanları salak zannetmeyin.
  • 2058
    zaman zaman hatalar yapsa da başarılı giden yönetim.
    mustafa cengiz'in kendi pr'ını yaptığını nerede görmüşler merak ediyorum. benim gördüğüm en mütevazı başkandır.
    kötü niyetli kendi çıkarlarını düşünen bir yönetime sahip olmadığımız konusunda içim çok rahat. çok büyük beceriksizlikler yaparak hocayı istifa noktasına getirmelerini de görmezden gelemeyiz fakat fatih hoca kötü niyet görse zaten verdiği sözü falan düşünmeden, bunlar benim başımı yiyecek diye ya istifa eder, ya da çıkar konuşurdu. neticede geçen gün verdiği röportajda "başkan elinden geleni yapıyor, daha ne yapsın?" gibi bir şey söyleyen de fatih terim. bunu nereye koyacağız? yok hocaya yalan söylemişler yok hocayı kandırmışlar, geçiniz efendim.

    tabi bu yönetim o kadar yalancı ki bilanço makyajlamayı da çok iyi biliyorlar. zavallı dursun özbek o kadar dürüst iyi bir insandı ki bilanço makyajlamayı da bilmezdi. hatta önceki yönetimlerinde aklına hiç gelmemiş bilanço makyajlayarak kâr göstermek bir bu yönetimin aklına gelmiş. bizde yemişiz yahu. hatta uefa'yı da kandırmış mustafa cengiz yönetimi ceza almamamızı sağlamışlar. dursun özbek'te garibim o kadar bileklik satmasına rağmen kandıramamış uefa'yı yedirmiş cezayı. belki 2017-2018 sezonunda devam etse dürüstlüğünden yine kandıramayacak yine ceza yiyecektik.
  • 2059
    300 kişiyle darbe yapmaya çalışıp, sonra seçime niye gitmiyor diyenlere dert olmuş yönetimdir. neymiş bu durumu önceden sezmeli ve ona göre önlemini alması gerekiyormuş. önlem olarak ne yapması gerekiyordu peki. mesela tek vasfı liseden mezun olmak olan, boş beleş tiplere kulüpte bol sıfırlı maaşlar mı vermeliydi? ya da mezardan izin alıp gelen kurul üyelerine bedava yemekler mi yedirmeliydi? bu önlemleri alsa seçimmiş, takımmış kimsenin umrunda olmazdı.
    yönetim hiç seçimle uğraşmayıp, hakkını mahkemede savunup işine bakması gerek. önümüzde transfer var, uefa nın ffp kılıcı hala tepemizde sallanıyor, yayın gelirlerinin azalma riski var. bir sürü dert varken kibri kendilerinde büyük liseci zihniyetle zaman kaybetmemeli.
  • 2062
    isterse 300 milyon kar yapsin, önümüzdeki sene sampiyonlar ligini kazansin. liseciler tarafindan al asagi edilecektir. galatasarayin yapisi böyle ve hic bir zaman degismeyecek. lisecilerin isteklerini yerine getirmedigi sürece devam etmesi imkansiz. ha o istekleri yerine getirirse bu baslik olmaz. cünkü biz baska basliklarda 5 sene sabir, bu sene avrupaya gidememekte sorun degil, ... gibi seyleri tartisiriz.
  • 2066
    kendilerine yapılan çok ayıp. burası kesin. dursun özbek yönetimini ibra edip, bu yönetimi ibra etmemek inanılacak bir durum değil, burası da son derece açık. zaten hepimiz az çok tanıyoruz bizim genel kurulu maalesef. yalnız çok üzülerek gördüğüm bir kaç şeyi de eklemek zorunda hissediyorum bir galatasaraylı olarak. umarım ciddiye alanlar, benim gibi düşünenler vardır.

    1. seçim istenmesi ve yönetimin beğenilmemesi son derece normal. çünkü eksileri artılarından çok daha fazla. bu elbette göreceli bir kavram; ancak yönetimi beğenmeyenlere öyle çocukça argümanlar ile saldırılıyor ki inanılmaz. (bakın genel kurulu destekleyenlere falan demiyorum, ben de desteklemiyorum, samimi şekilde yönetimi beğenmeyenlere yapılan linçten bahsediyorum.)

    2. mustafa cengiz'i beğenmemek dursun özbek'i beğenmek demek değildir. "bu yönetim gitse, kim gelecek abi? o yüzden gitmesin" mantıklı bir argüman değildir.

    kulübün en iyi şekilde yönetilmesini beklemek, bizim en doğal hakkımız. benim bir tane bile tanıdığım gs üyesi yok, kimse de babamın oğlu değil. en baştan beri yönetimi çok destekledim ama istikrarlı şekilde azaldı benim desteğim.

    3. bir kulübün finansal geleceği sadece şampiyonlar ligine bağlı ise, iyi yönetilmiyor demektir. kar ediyorlar abi diyenler üzgünüm ki bunu anlamıyorlar. yeni bir sponsorluk var mı? yok. teknokent? yok. basketbol salonu? yok. büyük basketbol sponsorluğu sözleri? ortada yok. gssstore düzgün yönetiliyor mu? hayır. "başarıya odaklı" gelirler dışında yaratılabilmiş doğru düzgün bir gelir var mı? yok.

    yani en yakın rakiplerimizden birisi bjk. onlardan ders alalım; çünkü şu an taraftarımızın finansal durumumuz ile ilgili yaşadığı hezeyanın, onların iki sene boyunca yaşadıklarından farkı yok. iki sezon boyunca şampiyonlar liginde bizden kat kat daha fazla gelir elde ettiler ve hemen her finansal raporlama döneminde de kar açıkladılar. o dönemde bjk taraftarı kar ettiği için kendini zengin, takımın finansal durumunu da süper sanıp neler söylüyordu hatırlayalım:

    "başkanım bize rivayı al"
    "talisca'nın bonservisi 20m euro muymuş? alırız abi ne var?"

    aldılar. ama ne aldılar, gördük. şampiyonlar ligine gidemedikleri ilk sezon takım çöktü. küçülmek zorunda kaldılar. önümüzdeki sezon bu daha da artacak, daha da küçüleceklerini açıkladılar.

    bizim taraftar da öyle şeyler diyor ki akıl almaz. yok efendim parayı görenler hemen üşüşmüş, operasyon yapıyorlarmış. hangi parayı?* yani her sezon şl bileti alamayacağımızı anlamak zor değil. daha önce de oldu, yine olabilir. ligimizde şampiyon olabilecek başka takımlar da var. umarım kötü geçirdiğimiz sezon sonrasında siz de finansal durumu görünce "paralar nerede fikret başkan" cümlesinin bir benzerini kurmak zorunda kalmazsınız.

    4. transferler konusunda bizim yönetimimizin başarılı olduğunu düşünmek için futbolu bilmiyor olmak lazım. yazın yaşanan transfer fiyaskosunu, hocanın istediği oyuncuların alınmamasını geçtim, takımın ligin ilk devresini forvetsiz oynamasını da unutalım mı? devre arasında çok iyi iki stoper aldık ve iyi bir transfer operasyonu oldu. düşük maaşlı ama katkı verebilecek stoperler aldık, helal olsun. umarım yazın da böyle devam eder. biz de alkışlarız.

    ama peki devre arasında hocanın listesinden bir tane bile forvet alabildik mi? yoksa son anda yav biz kimseyi alamadık para elimizde kalmasın diye mecburen diagne'ye 10m euro mu gömdük?

    bunun dışında oyuncu satma konusunda da rezalet pazarlık yapıyor bence yönetim. sürekli min bedele satıyoruz. atıyorum birisi 10m teklif ediyorsa, 12 istemezsin güzel kardeşim ya. 20 istersin. bir an önce satalım çünkü "sattığın kadar al" var diyerek de bu kadar amatörce hareket edilmez.

    5. medya önünde sürekli pot kırılmasını da eklemek lazım. koskoca camiamızın içerisinde basının önüne çıkan adamın albayrak olması da inanılmaz. kendisini severim ama bu kadar duygularıyla konuşan ve ağzından bir şey kaçırmaya meyilli bir adama emanet edilmez bu işler. zaten elli kere neredeyse altından kalkamayacağı şeyler çıktı ağzından. sürekli biz şöyle iyi yönetimiz, şunları yaptık falan demelerini de sevmiyorum.

    velhasıl, benim için başarısız bir yönetim. ben de seçime gidip en azından güven oyu tazelemelerini beklerdim. fatih terim'in başarılarının arkasına sığınıp yapılan yönetim eğreti duruyor. galatasaray genel kurulunun dalaverelerini de yıllardır görüyorum. yine saçma sapan birisi gelirse ne olacak diye ben de düşünüyorum. bu da beni geriyor. ama sırf genel kurulu sevmiyorum diye de işini iyi yapamayan bir yönetimin önüne kendimi atacak kadar da aklı evvel değilim.

    saygılar.
  • 2069
    avrupa'da kazancı (cebine girecek para) max 300.000 € olabilecek topçuya * 2.500.000 € ödeyen yönetim.

    ekleme: babel 33 yaşında.

    edit: avrupa'da neredeyse bütün ülkelerde %50 vergi uygulaması var. babel gibi bir topçu, bu yaşında, yeni bir sözleşme yapacakken kimseden 600.000 €'nun üzerinde maaş (cebine kalacak olan da 300.000 ediyor bu durumda) alamazdı. yazılanı anlamadan aklınızca aforizma kasıyorsunuz.
  • 2073
    babel'i ederine almış yönetimdir. bir miktar fazla olabilir fakat beşiktaş'ta ve premier ligde tekrardan kendisini kanıtlayıp hollanda milli takımının ilk 11'ine kadar yükselerek ikinci baharını yaşayan bir futbolcu için yıllık 3.2 milyon uçuk bir rakam değildir. olur da aynı babel'i seneye 5 milyona arabistan'a satarlarsa bu kez de efsane yönetim diye hashtag'ler açarsınız. eleştiriyi de övmeyi de ayarlı yapalım lütfen.

    bedavaya gitse sevineceğimiz cavanda'yı 2.4 milyona satmış yönetimdir aynı zamanda. transfer işi her zaman %100 doğru olmaz, ama 2 sezondur iyi gidiyorlar, artıları eksilerinden fazla.
App Store'dan indirin Google Play'den alın