• 1832
    8 aydır forvet almayı beceremeyen, üstelik aylardır "forvet arıyoruz, ince eleyip sık dokuyoruz, transferler hazır, galatasarayın bir kuruşunu heba etmeyiz" gibi söylemleri taraftara satarken, kasımpaşanın 6 aydır iyi performans göstermiş forvetine servet ödemesiyle transfer yaptığı için övülen yönetimdir. ne hikmetse bu diagne, aylardır uğraşılan(!) forvet arama sürecinde, transferin son üç gününde keşfedildi(!).
    burada tebrik edilecek yönetim varsa o da kasımpaşa yöneticileridir. bedavaya aldıkları oyuncuyu türkiye ligindeki 6 aylık performansıyla bize sağlam bir miktara satmayı başarmışlardır. üstelik benzer şeyi ikinci defa yapıyorlar. hatırlamayanlar için (bkz: eren derdiyok)
  • 1833
    mbaye diagneyi 6 aylık performansına göre aldığı için eleştirilen yönetim. diagne geçen sezon devre arası geldi. 17 maçta 12 gol 2 asisti var geçen sezonun ikinci yarısından.
    transferi benim de içime sinmedi ne yalan söyleyim.o paralara başka oyuncu bulunabilirdi. ya da mitroğlu varken başka şeyler yapılabilir miydi? ama yüksek ihtimalle ligimizde başarılı olacak ve para olarak geri dönüşü olacak.
    asıl konuya dönecek olursak yönetime sallarken en azından bir geçmişine bakmak lazım futbolcunun. ayrıca bi adamı almak için 6 ay yeterli süre. 2 3 yıl düzenli yüksek performans vermiş adamı koklatmazlar zaten.
  • 1834
    burada ve cesitli sosyal medya platformlarinda resmen komplo teorilerine kurban giden ve taraftarin bir özür borcu bulunan yönetimdir. arkadas bir sakin lutfen ya. sanirim taraftarimiz gomis gidişinden beri ciddi bir güven sorunu yaşıyor ve bu da anksiyete bozuklugu olarak yansiyor hakli olarak. ama bu kadar paranoyaklasmaya ve yipranip yipratmaya gerek yoktu bence. alinamasaydi da santrfor, terim bir şekilde bir şeyler yapardi diye düşünüyorum. neyse, onlar iletisim konusunda, bizler de sabir ve güven konusunda sinandik. sonu güzel bitti. sira sportif basarida.
    heyecanla bekliyoruz ve kendilerine tesekkur ediyoruz.
    not: serdar konusunda elestirecekseniz fatih terim'i de isin içine katmalisiniz.
  • 1836
    transferi son 2 güne bırakması başlı başına skandaldır. göztepe deplasmanında mucizevi bi şekilde kazanmamız ve puan farkının 9'a çıkmaması tamamen şansımıza oldu, kaçan penaltı, 2 direk vs. zaten yapmaları gereken bir işi son gün yaptılar diye bir de özür dileyecekmişiz ahahah şaka mı ? göztepe maçına forvetsiz çıkıp puan kaybetsek de dileyecek miydik özür acaba ? bu arada umarım alanya deplasmanına mitroglou yetişir de ikinci devrenin 3.maçına bari forvetle çıkarız. zira 34 maçlık ligin 19 haftasına forvetsiz çıktık zaten kendileri yüzünden.
  • 1838
    diagne'yi 10 milyon avroya alarak oldukça güzel bir iş yapan yönetim. yalnız kasımpaşa'nın bu fiyata diagne'yi bırakması imkansız gibi. açıkçası ben trezeguet'in de alınabileceğini düşünmeye başladım. eren+ahmet çalık ve 5-6 milyonluk bir bedelle olabilir gibi sanki. yoksa diagne'nin 12,8 milyon avro + 3 milyon avro bonuslardan buraya gelmesi çok zor. diğer bir ihtimal ffp nedeniyle muhasebe katakullileri yapılmış olmasıdır. eğer bunların hiçbiri değilse yönetim gerçekten sözünün eri çıkmış ve galatasaray'ın parasını çöpe atmama konusundaki hassasiyetini burada da devam ettirmiştir.
  • 1841
    marcao'yu, diagne'yi, mitroglou'yu ve muhtemel transfer olarak luyindama'yı getirmek sûretiyle galatasarayımıza ihânet etmişlerdir. hatta fırsatını bulsalardı trezeguet belâsını da başımıza musallat edip ihânetlerine bir ihânet daha ekleyeceklerdi. tüm bu sebeplerle derhâl istifâ etmelidirler! bu transfer hamlelerinin tümü, yukarıdan aldıkları emirler doğrultusunda başakşehir'i şampiyon yapmak üzere kurgulanmıştır! bunlar kulübümüzü batırma hamleleridir. dursun özbek yönetimi dahi bunlardan bin kere evlâdır!

    gerçi pardon mk ya... bu transferlerin hepsini; 1-hoca yaptı, 2-bu çöplük ağızlılar baskı kurmasaydı bunlar bu transferleri yapamazlardı.

    kimse kusura bakmasın, bazı iyi niyetli renktaşların söylediği gibi özür dileme ile falan geçiştirilecek laflar değildi şu transfer sürecinde* yönetime söylenenler. hem özür dileseler ne olacak; maicon'u sosyal medya üzerinden tâciz eden kitle de aşağı yukarı aynı insanlardan oluşmuyor mu zâten. bunlar ne yaptıklarını, ne söylediklerini biliyorlar mı ki ne için özür dilemeleri gerektiğini gerçekten idrak edip samimi olarak olarak özür dilesinler. hem neyin özrü ya! ''yukarıdan aldıkları emirle başakşehir'i şampiyon yapacaklar'' demek, ''bunlar o. çocuğu'' demekle eşdeğerken hangi özür affettirecek bunu? şu sözlükte -sözlüğe katılmamdan bu yana- en çok fatih terim eleştirisi yapan yazarlardan biri olabilirim; ama bir kez bile hocayla ilgili herhangi bir konuda şunun onda biri kadar bir imâda bulunmak zerrece geçmedi aklımdan, geçemez de zâten. bunlar ezik, bunlar galatasaray'ın ''günün sonunda hep kazanan takım olma'' vasfı üzerinden kendi ezikliklerini gizlemeye çalışan insanlar. bunlar için ya mutlak övme var, ya mutlak yerme. arasındaki hiçbir şeyi bilmiyor bunlar. bunlar için hayat yalnızca siyah ve beyazdan ibâret. üstelik bunlar yalnızca kendilerine siyah görünene değil, hayatın bir griler toplamı olduğunu anlatmaya çalışan insanlara da söven tipler; çünkü varsa yoksa onların beyazları câri bu hayatta.

    not 1: mâliyet üzerinden vurmak üzere diagne transferinin ayrıntıları için pusuya yatmış arkadaşlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum*.

    not 2: dönemin geneli ile ilgili ortada bir transfer başarısı varsa, bu başarı tek başına yönetimin değildir elbette. bunda hocanın da, teknik ekibin de, profesyonellerin de, hatta sıkça eleştirdiğim scout ekibinin de muazzam ölçüde payı vardır. ama, bu çemçük ağızlıların payı falan yoktur; hiç öyle kendilerini kuru fasülye gibi nimetten saymasınlar. oh be, rahatladım mk*.

    düzenleme: ''gerçi'' yazacakken ''gerçin'' yazmışım bir cümlede; onu düzeltmesem gece gözüme uyku girmezdi*.
  • 1845
    hatalarını eleştirdiğim, hata yaparlarsa da eleştirmeye devam edeceğim yönetim.

    bu şu demek değil ki kendilerine hakaret edelim, asalım, keselim. şahsen istifaya da davet edenler de azınlıktaydı. burada yönetimi körü körüne savunan ve/veya özür bekleyen yazar arkadaşların anlamadığı bir durum var ama. gerçek galatasaraylı hiç kimse yönetim a yerine b desin de eleştireyim diye beklemiyor burada. ne eleştirildi peki? aylardır bas bas transfer diye bağıran bir bölgeye senin dönem başlamadan aksiyon alman lazımdı. bu kadar geç kalınmamalıydı. kaldı ki bu dönemde sen kritik maçlara da çıktın. öyle ya da böyle kayıpsız geçildi. örneğin; 0-0 giden göztepe maçının 89. dakikasında sinan ın karşı karşıya kaçırdığını düşünsenize bi bakalım?

    galatasaray yönetimi şu an itibarıyla bu eksiği kapatmıştır, hem de gayet rüştünü ispatlamış isimlerle. maliyet konusuna girecek takatim de kalmadı. bu hareket geç de olsa takdir edilesidir. kendilerine buradan teşekkür ediyorum.

    özür mü? çocuklarını 2 gün aç bıraktığı için eleştirilen baba onların karınlarını doyurduğunda özrü ne kadar hakediyorsa, yönetim de o kadar hakediyordur.
  • 1846
    iftira atanların özür dilemesi gereken yönetim.

    taraftar transfer istediği için suçlu değildir. yönetimi eleştirdiği için de suçlu olmaz. bu yönetimi istifaya davet eden de boş işler peşindedir ama o da özür dilemek durumunda değildir zira saçma ve mantıksız da olsa bu sadece fikirdir.

    gelgelelim "başakşehir şampiyon olsun diye galatasaray'ı sattılar, bunlar hain." diyenler özür dilemelidir. çünkü bu alenen ahlaksızlıktır ve iftiradır. o yüzden kimse boş savunmaya geçmesin. özür dilemesi gerekenlerin kimler olduğu açık. kimse transfer istediği ve gecikince eleştirdiği için özür dilemeli denmiyor.
  • 1848
    çıkıp bilale anlatır gibi anlatsalar da üstün zekalı, transfer uzmanı bilmiş tayfaya yaranabileceklerini sanmıyorum.

    en büyük eleştiri vay transfer sezonu başlar başlamaz niye imza attırmadınız kaç aydır boş oturuyorsunuz şeklinde.

    açıklama basit. sattığı kadar almaya çalışan bir yönetim var. elbette kafada belirli isimler var ama daha elindeki para belli değilken gidip oyuncu ve kulübüyle anlaşamazsın. sonuçta oyuncu gitmek istemeyebilir, istediğin kadar para girişi yapacak satış yapamazsın vs. bu yönetimin en önem verdiği konu transferi ekside kapatmamak. bu sayede liselilerin eleştirilerini bertaraf edebiliyorlar. niyetleri bonservissiz veya az bir bonservisle alan'ı almaktı anladığım kadarıyla o nedenle ilk gelen parayı stopere harcadılar. fakat transfer özellikle menajerler yüzünden yatınca alternatiflere yöneldiler. iyi satışta yapınca elleri rahatladı ve transferleri bitirdiler. bu transferlerin son iki gün içinde iki tane yeni yetme twitterdan istifa dedi de korktular diye biranda ortaya çıktığına ancak çocuklar inanır. ben ortada belirli bir plan görüyorum. fakat a planı her zaman olmuyor bariyerler çıkabiliyor. o zaman b veya c planına gidilir ve gidildi de. hocayı mutlu edecek isimler getirildi bir şekilde. elde para olunca transferlerin eninde sonunda yapılabilidiğini gördük. olay parada bitiyor aslında.

    ikinci eleştiri neden son dakikada bu kadar para bayıldınız kasımpaşa'ya ucuz bir transfer yapsaydınız.

    şimdi kafana transfer terim'in olduğu yerde yapamazsın. devre arası alabileceklerin ve hocanın istediği futbolcu profili de belli. ozan'ı satarak bir memnuniyetsizlik de yaratmışsın. eldeki parayı harcamamak sana çok bir yarar da getirmiyor. ilerde satabileceğin oyuncular alman lazım. ideali bonservissiz ve ucuz oyuncu almak. alan o nedenle denendi ama olmadı. olmayabilir. sparta prag'la da yapılan görüşmeler sonuç vermedi. burada b veya c planı devreye girdi. ilerde satabileceğin hocanın istediği en uygun oyuncular alınmaya çalışıldı. bence yüksek maaş yerine bonservis vermek her zaman daha mantıklı. yani aslında iyi de oldu. galatasaray'ın çok fazla bir nakit akışı sorunu yok şu anda. transferde 5 milyon az harcamanın çok bir faydası yok şu durumda. zaten ilerde kullanamıyorsun kenara ayırdığın parayı. takımda herzaman satılabilir oyuncular bulundurmak zorundasın.

    diyeceksin ki gomis'e verseydin biraz daha ucuza olurdu. orada sadece sorun para değil anlatılanlara göre. zaten gomis'i yaşı nedeniyle bir şekilde elden çıkartmak zorundaydın. takımda da bir huzursuzluk durumu var. o zaman öyle uyun görülmüş ve yapılmış. aynı serdar aziz olayındaki gibi. ideali daha yüksek bir paraya yurt dışına satmaktı ama her zaman ideali olmuyor. bırakın da yönetimin ve hocanın o kadar karar verme yetkisi olsun. sonuçta başarısızlıkta hesap verecek olanlar da onlar. başarısızlık olmadan sırf kişisel garezlerle insanlara saldırmanın anlamı yok. hatalar elbette olur ama bir başarısızlık olup olmadığı sezon sonu belli olur.
  • 1849
    ben transfer adamı değilim. futbolcuya, teknik adama, yönetimlere fırsat verilmesini savunanlardanım. dursun özbek için bile "tanımıyoruz bi bakalım" diye yazmışım.

    transfer vs. güzel hoş ama kendilerinin sağlıklı bir analizini ancak sene sonunda yıllarını doldurduklarında ve hamlelerin toplam faydasını görüp yapabiliriz. şu aşamada üzerlerinde ki taraftar baskısı azaldı ama genel kurul baskısı aynen devam ediyor. taraftar olmanın güzel tarafı da bu sırtımızda yumurta kesesi yok en fazla kendimizi yiyoruz.

    umarım attıkları adımlardan pişman olmazlar ve başarılı olurlar.

    şimdi bir süre sahaya odaklanayım.
  • 1850
    geçtiğimiz 1 ay boyunca iyi niyetli ve kötü niyetli eleştiriler almış yönetim. iyi niyetle eleştirenleri tenzih ediyorum elbette hatasız değiller ve eleştirilecek noktaları vardır. ya da o kişi kendince doğru veya yanlış öyle değerlendirip eleştirmiş olabilir fakat bir kısım taraftar yönetimi kendine düşman belleyip yalan, iftira ve asılsız haberlerle günaşırı sözlüğü meşgul etmişler ve etmeye devam etmekteler. ben bunun iyi niyetli olduğuna asla inanmıyorum ve ben kendilerinin bu yönetim varken galatasaray'ın başarısını bile sahiplenip sevinemeyeceklerini düşünüyorum. dolayısıyla bu yönetimin süresi bitene kadar yazıp yazıp duracaklar. ve uzun bir süre son 2 günde transfer yapılmasına üzülecekler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın